AK Gençliğin Buluşma Noktası
Araştırmalar Araştırılmış yada araştırılmasını istediğiniz konular buraya.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-05-2010, 15:58   #11
Kullanıcı Adı
romakudüs
Standart KAHVENİN KISA TARİHİ
Kahve, insanlık tarihinde milattan sonra 1000 yılından beri bilinmektedir. Kökleri tarih öncesi Afrikasına kadar dayanan kahve ağacı, çalı boyundaki yeşil ağaççıklar halinde Etiyopya ve Kenya'da yetişmekteydi.

O yılların Habeşistan'ında kahve, çalı boyunda ve her mevsim yeşil kalabilen ağaçların meyvesi olarak tarihi kayıtlara geçmiştir. Yine o yörelerde dolaşmış gezginlerin kayıtlarından edinilen bilgilere göre, bu meyvelr olgunlaşmadan toplanıp kavrulduktan sonra öğütülür, daha sonra buna tuz ve yağ ilave edilerek bulamaç haline getirilip, uzun yolculuklarda yenmek üzere bir çeşit ekmek yapılırdı. Kısacası kırk yıl hatır süresi biçilen bu içeceğin ilk kullanılan hali ekmekti.

Arabistan'ın Yemen bölgesinden ülkemize ve bizden de tüm dünyaya yayılan kahveye Araplar, kuvvet anlamına gelen "kaveh" dediler. Kahve bize de "Kaveh...Kave...Kahve...Kaave... " şeklinde dönüşerek gelip, tiryakilikle tüketilen bir içecek olarak tam 500 yıldır hüpletilmektedir.

Kahve üretimi on sekizinci yüzyılın ilk yarılarında Arabistan'da başladı. Oradan iklimi sıcak olan, Etiyopya, Sudan ve Afrika'nın ekvator bölgelerinde yetiştirildi. Bugün ise en büyük kahve üreticisi olan ülkeler,Güney ve Orta Amerika , Afrika ve asyadır. Üretimdeki en büyük pay ise Brezilyanındır.

Seyyah ve tüccarlar sayesinde Avrupa'ya yayılan kahve, asıl ürününü 1683'te Osmanlıların Viyana kuşatmasından sonra elde etti ve ardından kahvehane kültürü gelişti. İstanbul'da da ilk kahvehane 1554 yılında açıldı.
romakudüs isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-05-2010, 15:59   #12
Kullanıcı Adı
romakudüs
Standart
Alıntı:
neşe Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
bu faydalı paylaşımlarınızdan dolayı teşekkür ederim...
Sağolun
romakudüs isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-05-2010, 16:23   #13
Kullanıcı Adı
romakudüs
Standart KRAVATIN KISA TARİHİ
Kravatın ilk kez kullanıldığı tarih milattan önce üçüncü yüzyıldır.

O devirde yaşamış meşhur Çin İmparatoru Shi Huangdi'nin 1974 yılında açılmış mezarında, boyunlarında bağların olduğu, gerçek insan boyutlarında 7500 asker heykeli bulundu.

O vakitler erkeklerin boğazındaki ademcik kemiği bedenin en önemli merkezlerinden biri olarak kabul edilir ve yaşam enerjisinin çıkış noktası olarak görülürdü. Ve bu ilk kullanılan boyun bağlarının vücudun bu kısmını muhafaza etmek maksadıyla kullanıldığı düşünülmektedir.

Tabi ozamanlar boyuna bağlanan bu bağın adı kravat değildi. Değilse neydi, o kadarınıda bilemiyoruz.

Yine o tarihte devreye Romalılar girdi ve soğuk mevsimlerde boyunlarını soğuktan koruyacak, bademciklerin pörtlemesine engel olacak boyun bağı kullandılar.

Gele gele tarih 1635 yılına geldiğinde otuz yıl savaşları bütün hızıyla devam ediyordu. Fransız kralı on üçüncü Louis için savaşan 160 bin şövalye ve lejyoner arasında bir grup hırvat askerini diğerlerinden ayıran önemli bir fark vardı. Hepsini boynuna bir bağ bağlanmıştı.

Bu askerler savaşa giderlerken kiminin annesi, kiminin eşi, kiminin ise sevgilisi başlarından çıkardıkları eşarpları moralleri sağlam olsun diye uğurladıkları askerlerin boyunlarına bağlamışlardı. Ayrıca bağlarken attıkları düğümlerin bu askerleri koruyacaklarına inanıyorlardı. Hırvat askerler savaş boyunca bu boyun bağlarını hiç çıkarmadılar. Kadınlardan askerlere yadigar kalmış bu boyun bağları, Fransız modacıların elinde bir takım değişikliklere uğrayarak erkek giyiminde çok önemli bir aksesuar haline geldi. Kravat ismide bu hırvat askerlerden gelmektedir.

Antik çağlardan altıncı yüzyılın ikinci yarısına kadar boynu ve bağrı açıkta bırakan gömlekeler giyen erkek milleti, Rönesans'la birlikte yakayı keşfetti. İşte iki yakayı bir araya getirecek şık aksesuarda kravattı.

Hırvatistanda keşfedilen kravat Fransa'da gelişti, İngilizler tarafından dünyaya tanıtıldı ve yayıldı.

Kravat, sanayi devrimiyle birlikte modern erkek giyiminin en önemli aksesuarı haline geldi. Zaman içinde yerleşerek çoğu kimse tarafından kullanıldı ve çeşitli renkleriyle, belli görüşlerin sembolu haline geldi. Beyaz kravatı muhafazakarlar, kırmızı kravatı demirciler, siyah kravatı ise liberaller taktı. Patlıcan moru üzerine sarı benekli kravatı kimler taktı, onu bilmiyoruz.

On dokuzuncu yüzyıla gelindiğinde feministler arasında moda olan kravat, kadınların iki yakasını pek bir araya getiremedi ve kısa bir moda hevesinden sonra aldı başını yine erkeklerin boynuna gitti.
romakudüs isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-05-2010, 16:40   #14
Kullanıcı Adı
romakudüs
Standart PROPAGANDANIN KISA TARİHİ
Latince de " yayılacak şey" anlamına gelen propaganda , özellikle günümüzde kullanımı hızla artan bir ifade şeklidir. Bir fikri anlatabilmek için çok eski tarihlerden beri kullanılan propaganda , ilk çıktığı andan itibaren çok ses getiren bir yöntem olmuştur.

Roma İmparatorluğunda "livy" adı verilen yazılar, Roma yandaşı propagandanın baş eseri olarak kabul edilir.

Propagandanın teriminin kökeni, Katolik inancının yayılması ve Katolik olmayan ülkelerde kiliseye ait işlerin düzenlenmesiyle görevli papalık makamı olan, Roma katolik Kutsal meclisinden, yani yabancıcası " propaganda file" den gelmektedir.

İlk defa yirminci yüzyılın başında tanımlanan ve bilimsel bir şekilde uygulanan propaganda teknikleri, birinci dünya savaşı sırasında çok işe yaramıştır. ABD Başkanı Woodrod Wilson tarafından tutulan Lippman ve Bernays, kamuoyunun fikrini etkileyip İngiltere yanında savaşa girmek için propaganda kampanyası başlatmışlardır. Bu kampanya halkı altı ay içinde Almanya aleyhine yönlendirilmiştir." Grup zihni" ve " niyetin tasarlanması" gibi pratik propaganda çalışmalarında kullanılan tanımları da ortaya atan Bernays, bu tanımları gerçekleşmesinde büyük başarılar elde etmiştir.

Soğuk savaş sırasında propagandayı yoğun olarak kullanan ABD ve Sovyetler Birliği , film, televizyon ve radyo programlarıyla kendi halklarını, karşı tarafı ve üçüncü dünya ülkelerini etkilemeğe çalışmışlar ve de milleti oldukça gaza getirip ayağa kaldırmışlardır.
romakudüs isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-15-2010, 21:25   #15
Kullanıcı Adı
AK RİZELİ
Arrow teşekkürler
Kardeşim sizleri kutluyorum hükümetimize ve Partimize olan katkılarınızdan dolayı. http://www.turkdunyasi.biz/ linkinizde partiye verdiği açık destek bizleri duygulandırıyor.çalışmalarınızda başarılar allaha emanet olun.
AK RİZELİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi