![]() |
#1 |
![]() Bir yanımız hep hüzün!
Bir yanımızda hep sevda! Bir yanımız hep umut! Bir yanımızda hep dua.... Bir tutam hüzünle başlar aslında her şey ve bir tutam dua ile devam eder durduraksız.. ve hüzünlü dualarla çıkılır yola.. .... Anlamasak da hüzünlü dualardır bizi biz yapan...Sevdalardır vuslatı hatırlatan ..ki Aşk-ı İlahi'ye kavuşmadır dua. Bir güle dokunmaktır usulca.Ya da umuda yolculuk etmek, kalbine doldurduğun bir avuç sızıyla beraber... Gökkuşağındaki renklere tutunup elini uzatmak bulutlara doğru ve kaybolmak bulutların arasında... sonsuza kadar kalakalmak öylece... Belki de bir kuşun kanadına yaslanmak ve gökyüzünün maviliğine koşmak, ardına bile bakmadan..kadife ıslıklı bir selam uzatmak, okyanusun maviliklerinde, korkuya yatmış düşlere.. Dipsiz kuyulardan taaa güneşin ışığına halat bağlamak gecenin bir yarısında....seslenmek bir uçurumun kenarından avazın çıktığı kadar dağlardan kopup gelen çığlara aldırmadan... Gökyüzünde rüzgarla yarış yapan kuşları anlamak ve özlemek yağmuru...ve yağmur sonrası kaybolmak toprağın o dayanılmaz kokusunda..yarışmak uçurtmalarla kendinden emin. Ben de varım diye ! Ya da bir su damlasının akması gibidir dua, tenhalarda kalmış solmuş, kurumuş bir güle can verir gibi.. yürek yangınlarına sürülmüş bir merhem misali gibidir yada dua.. Uzanan bir el gibi, çok uzaklardan..anne şefkati kadar sıcak, duygulu..masum.. belki de bir aşkdır dua..karşılıksız seveni bilmek ve kalbini koymak ortaya....ve acıların aslında hiç de acı vermediğini,anlatmak yüreğine ya da.. Ya da bir kaçıştır dua.. uzaklaşmak yalancı sevdalardan ölesiye... Bir vasıta belki de sonsuzluğa uzanan ve kapıları aralayan... Ya da susalım artık...susmaktır belki de dua. anlatmaya ne hacet...sustum..! Ve kapadım gözlerimi artık, alışılmış yalnızlıklara ve alışılmış sevdalara.. Sonrası mı?.. sonrası bir rüya alemi .. bir avuç hüzme.. ve bir kelebek hafifliği... ya da bir parça fasl-ı kelam .. geceler..gündüzler..umutlar ..sevdalar..aşklar..mevsimler.. yıllar..aylar..hüzünler..pişmanlıklar ve yalnızlıklar... Hep bize dair, bizle yaşayan ve bizle son bulan... Bir hiç gibi yaşamak ve bir hiç olduğunu anlayabilmektir dua... Dedim ya; Bir yanımız hep hüzne bakarken buğulu gözlerle.. Bir yanımız hep ağlaşadurur umutlarla ,vuslat ! vuslat ! diye, zira ne kalır ki bizden geriye.. Bir küçük yalnızlıktan, kalbe dokunan bir tutam hüzünden.. ve yaslı dualarımızdan başka.... Hüzünlü dualarda, içinizdeki o saklı duran umudu yakalayabilmeniz dileği, ve en önemlisi duasıyla.... Alıntı
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Duâ ile acziyet iliskisini en güzel asagidaki alinti kisimda anlamistim. Izninizle paylasayim
![]() Küçük çocukların çok sevdiğim bir halleri vardır. Kendilerinde olmayan, ama çok istedikleri bir şeyi anlatmak için, o minicik ellerini birleştirir, omuzlarını büzer ve boş avuç içlerini uzatıp göstererek “yok” derler. Onların tertemiz dünyalarında, “yok”u anlatmanın en sade, en etkili ve en samimi şekli, boş avuç içlerini kaldırıp göstermektir. “Bak ellerim bomboş. Bak ellerimde hiçbir şey yok” demektir bu. Hem kendi oğlumda, hem de başkaca çocuklarda şahit olduğum bu davranış, benim hep dikkatimi çekmiştir. Ne vakit, dua etmek için Rabbime ellerimi kaldırsam ve isteklerimi dile getirmeye başlasam, aklıma çocuklar gelir. Boş avuç içlerini göstere göstere “yok” diyen çocuklar… “Allah’ım” derim. “Rabbim! Bak ellerim bomboş. Ellerimde hiçbir şey yok. Ellerimde bir tek “yok” var. Ve ben, yoktan var ettiğin bu ellerle, Senin sonsuz keremine el açmaktayım. Çünkü ben de var yok; Sende yok yok.” İşte bu hissiyatla, Üstad Bediüzzaman’ın “İnsan şu kâinat içinde nazik ve nazenin bir çocuğa benzer” ifadelerini hatırlarım. Elimde tek var olan “yok” ile, sonsuz kerem sahibi bir Rabbin dergahında dua ederken ve arzularımı O’na arz ederken, elimdeki “yok,” sahip olduğum en büyük hazine olur, anlarım. Zaafımdan büyük bir kuvvet, aczimden, büyük bir kudret, fakirliğimden zenginlik çıkar, görürüm. Ve ellerimdeki yegane var olan “yok” ile geldiğim Rabbimin huzurunda, O’nun sonsuz hazinelerinden dilerken, Descartes’in o meşhur sözünden çok daha esaslı bir hakikatı, bütün kâinata duyurmak isterim: “Dua ediyorum, öyleyse varım!” Özkan Öze |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|