![]() |
#1 |
![]() Hiç Lafı Evirip Çevirmeye Gerek Yok!
Katil rejim, katil kimliğiyle “bir marka” olmuşsa, şimdiye kadar ümmet genelinde hak ettiği muameleyi görmemiş olmasındandır. Sadece şiddet ve terör bandında seyretmiş bir haydut yuvalanması olan bu korsan rejimin anlayacağı tek bir dil vardır. O da anlayacağı dilden karşılık bulmasıdır. siyonizmin mayasında şiddet ve terör kültürü varsa, ne gösterilerin ne de protestoların terör rejimi için ifade edebileceği hiçbir anlam kalmamaktadır. Somali’de maddi kaygılar güdülerek bir avuç korsan için uluslar arası boyutta bir konsensüs oluşturulabiliyorsa… Devlet eliyle tüm dünyanın gözü önünde korsanlığın en bariz örneğini sergileyen terör rejimi karşısında alınacak tavır bellidir. Eğer korsanlığın en bariz nüvelerini sergilediği halde koruyucu devletler sadece zoraki üzüntü beyanında bulunmakla yetiniyorlarsa, terör yuvasına karşı takınılması gereken tavır daha da bellidir. Ancak, ümmete musallat edilmiş bedbahtlar, atanmışları oynadıkları sürece… Kanlı kuşatmaların tamamlayıcıları, belki de kiralık gardiyanları rollerini icra ettikleri sürece… En alçakça saldırılar karşısında birbirini izleyen Siyonist küstahlıklar, kralcıklar açısından “Himmet!” muamelesi gördükçe… siyonist, niye korsanlığından, haydutluğundan, yayılmacı, katliamcı politikasından vazgeçsin ki..! Aynı siyonist değil miydi, daha bir buçuk sene önce Gazze’de 1500 insanı fosfor bombalarıyla katleden? Sivil tepkiler değil miydi, o dönemde tarihi zirve yapan? Ama ne oldu? Siyonist terörde bir irade zafiyeti bile görülmedi. Hadi diyelim ki Gazze saldırısı öncesi fırlatılan roketler birkaç yerleşimci teröristin bahçesine tarlasına düştü, savaş sebebi sayıldı. Yardım gemilerine düzenlenen korsan baskınında sıralanan gerekçeler nereye oturtulacak? Bakmayın öyle siyonizmin rahminde döllenen bir avuç soysuzun çimentoya saplanan gerekçelerine. En kapsamlı katliamlar bile müeyyideye dönüşecek tepkilerden yoksun kalması, korsan devleti cesaretlendiren en büyük pervasızlık olmuştur. Teröristlik, hasta ruh halinin ifadesidir. Dolayısıyla atış menzilinde bulundukları için Filistinli kanı üzerinden erkeklik taslayan korsan rejim, yardım filosuna karşı düzenlediği saldırıyla aslında terör yönteminin soluk borusu kadar gerekli olduğunu ortaya koymuştur. Giriştiği katliamın eleştirisinin önemli bir ayağı, ‘uluslar arası sular’ üzerine oturtuluyor. Bundan hareketle uluslar arası hukuk, evrensel kriterler vurgusu yapılıyor. Kabul edilebilir savaş hukukunda sivillerin konumu hatırlatılıyor. siyonist katiller hangi kritere, hangi evrensel hukuk kuralına, daha da önemlisi asgari ölçülerde de olsa insanlığa mal olmuş hangi değere itibar ettiler ki bu hatırlatmalar anlam bulabilsin. Dünya başkentlerinde düzenlediği suikastlerin kaçı hukukiydi. Arap başkentlerinde, otel odalarında, hatta hastanelerde düzenlenen suikastler hangi kurala göre yapıldı. Mossad’ın kirli eylemlerine sahne olan ülkeler, güvenlik kameralarının görüntülerini tekrar tekrar izlemek dışında hangi tepkiyi gösterebildi? Katil rejimin her kanlı saldırısına katillerden önce “meşruiyet” kılıfını yetiştirenler… Dün Gazze’de işlenen katliamları Huneyn tepelerinde bağdaş kurarak izlerken… Yanan bedenlerden yükselen çığlıkları “Sihir bozuldu!” edasıyla karşılayanlar… Krallar, veliahdlar… Abdullahlar, Hüsnüler, Abbaslar… Kuşatmaya, ambargoya Ebu Cehil kadar tutku salanlar… Hainler, düşmanlar..! Ya da; Katil sürüsüne tepki koyarken buna “Stratejik Derinlik” kazandırmayanlar..! İşte bu tavırlardır ki katilleri, korsanları kudurtan..! Bu tavırlardır, Akdeniz’i yeniden Malta korsanlarına yuva yapan! Cuma, 04 Haziran 2010 14:11 - Said Çınar http://www.dogruhabergazetesi.net/in...lar/7634-.html
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|