06-10-2010, 20:06 | #1 |
‘Bu dünya bir sultana çok, iki padişaha az’
‘Bu dünya bir sultana çok, iki padişaha az’ (Yavuz Sultan Selim) *** Mısır seferine gidilirken ordunun korkunç Sina Çölü’nden geçmesi gerekiyordu. Kum fırtınalarının etrafı kasıp kavurduğu, gündüzleri dayanılmaz sıcaklara sahne olurken geceleri dondurucu soğukları davet eden bu çölü dünya- da hiç bir ordu geçememişti. Yavuz Sultan Selim ordusuna moral verici sözler söyledikten sonra atını çöle sürdü. Herkes yanındaki suyu idareli kullanıyor, namazlar teyemmüm yapılarak kılınıyordu. Yolculuk böyle sürüp giderken Yavuz Sultan Selim’in bir ara atından indiği ve saygılı bir halde yaya olarak yürüdüğü görüldü. Herkes şaşırmıştı ama, kimse sebebini soramıyordu. Padişahın hiç yanından ayırmadığı Hasan Can durumu öğrenmekte gecikmedi. Padişah ona şunları söylemişti: “İki cihan sultanı Peygamber Efendimiz önümüzde yaya olarak yürürlerken biz nasıl at üstünde olabiliriz Hasan Can?” *** Bir defa da sen, hocanın önünde yürüyordun. Itırla yıkanmış cübbene, onun atının ayağından bir damla çamur sıçramıştı. Sen o gün bir hükümdardın. Dünyayı iki hükümdara az gören bir hükümdar.. İranlı kapıkulun, Memlukler kölelerindi. “Şiirler pençe-i kahrinden olurken lerzân”, sen tutdun, o çamurlu cübbenin tabutuna sarılmasını tavsiye ettin. Sen nesin! Sofi misin? Derviş misin? Yoksa yer de gezen bir melek misin? Ve ey Şirpençe! Nerdesin?. (Son paragraf: M. F.Gülen, Nerdesin)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-10-2010, 21:57 | #2 |
İki cihan sultanı Peygamber Efendimiz önümüzde yaya olarak yürürlerken biz nasıl at üstünde olabiliriz Hasan Can?”
bu tarihi hikayeyi her zaman aynı heyecan ile okurum ne mutlu bize böyle ecdada sahibiz |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|