![]() |
#1 |
![]() ![]() Genelkurmay Başkanına “zayıflar, acizler ve analar” gibi ağlamak ve duygusal şiirler yazmak, mesajlar yayınlamak değil tektip elbiseleri giyip teröristin inine girmek yaraşırdı. GENELKURMAY BAŞKANI ANALAR GİBİ AĞLAMAZ TEKTİP ELBİSEYİ GİYER VE... “Türkiye’nin vicdanı konuşuyor” diyeceğimiz olaylar yaşanıyor. Kendini “Omnipotent” yani yeryüzü tanrısı zanneden hesap vermeyen, kendine tapan, Anadolu tabiri ile şeytanın atına binmiş resmi bürokrasi mütekebbirlerinin ezberleri bozuluyor. Ya değişecekler ya da narsisistik yaralanma ile bunalıma girecekler. Son 10 yıldır herkesin sustuğu dönemlerde ASDER Derneği, Taraf ve Vakit gazeteleri başta pek çok yayın organı doğruları yüksek sesle söyleme yiğitliğini göstermişlerdi. Son bir yıl içinde Demokrat Yargı Derneği cesaretin ötesinde “Mucitlik” derecesinde tespitlerde bulundu. Yargı filozofu diyebileceğimiz Doç. Osman Can “Meclis hukuku Anayasa Mahkemesine karşı korumak zorunda” ve “TBMM onaylamazsa darbe geçersiz sayılır” gibi görüşlerle zihinsel şartlanmaları alt üst etti. Türk toplumunun demokrasi işleyişinde, artık ergenlik dönemini geçtiğine dair kanaati güçlendirdi. Bu arada şeytanın avukatları fikire fikirle karşılık veremedikleri için her zamanki hile, fitne, yalan dolan, entrika yollarının planını yapıyorlar. Ordumuz büyük mü, şişman mı? Birinci plan terör olaylarını artırarak siyasi iktidari güçsüz ve yetersiz göstermek. PKK’nın ilgili kolu çalışmaya başladı bile. Genelkurmay Başkanının ve her ordusunu sevenin içini yakan teğmen eşi Pınar’ın şehadeti bunun bir örneği. Genelkurmay Başkanına “zayıflar, acizler ve analar” gibi ağlamak ve duygusal şiirler yazmak, mesajlar yayınlamak değil tektip elbiseleri giyip teröristin inine girmek yaraşırdı. Ancak o irade yok, askerimizin üzerine ölü toprağı örtülmüş gibi. Terörü 25 yıldır önleyemeyen ordu değişime direniyor özeleştiri yapamıyor. Büyük, şişman birliklere değil, küçük ama çevik birliklere ihtiyacımız vardır. Her halükarda Ordumuzun vicdanının da kıpırdadığını görüyoruz. Bazı şeyler değişecek. Komutanlarımız karıştırdıkları dost-düşman algılarını değiştirecekler inşaallah diyelim. Yargı hangi vicdana hitap etmeli? İkinci plan AYM Başkanı Haşim Kılıç’a hata yaptırmak hesabı çok dikkat çekiyor. Mesleki egoyu ön plana çıkarttırarak son sözü biz söyleriz motivasyonuna getirilmek herzaman için mümkündür. AYM Başkanını Sayın Haşim Kılıç’ın Osman Can gibi yorum yapabilmesi 50 yıllık kabusu bitirebilir. Yargıda çürümüşlük, sahte bağımsızlık yani güç odaklarına bağlılık, kamuoyunca artık çok açık bilgidir. Fotokopi ile dava birileştirme, 367, 411 vakaları tazeliğini koruyor. AYM hata yaparsa veya TBMM’ye ters düşerse aklın yolu asli unsur halka gitmektir. Çünkü son karar verici halktır. Türkiye’yi referanduma alıştırmaktan başka yol yoktur. Sayın Kılıç tarihi bir noktada duruyor. İyi niyetinden şüphemiz yok. Ancak şeytanın avukatı kötücül güçlere güzel zanda bulunulamaz kötü zanla onlardan korunulur. Topluma direnen tepeden bakan darbecilere TSK bile mesafe koymaya başladı. Yargı da tavır koymak zorundadır. Sayın Haşim Kılıç’ın basiretine Türkiye’nin çok ihtiyacı vardır. Sadece bugüne göre ve güç odaklarının vicdanına göre karar verecek AYM yi değil tarih mahkemesini ve toplum vicdanını düşünen Anayasa Mahkemesini arzuluyoruz. Nevzat Tarhan - Haber 7 [email protected]
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|