06-23-2010, 09:58 | #1 |
Neler oluyor?... Eser KARAKAŞ-STAR
Neler oluyor?
Salı sabahı Türkiye yeni bir acıya uyandı. Pazartesi gecesi Mehtap televizyonda yaptığımız Akıl Defteri programını kapatırken temennim önümüzdeki haftaya kadar yeni bir şehit haberi duymamaktı. Temenim çok kısa ömürlü oldu. Yaşanan bu yeni süreci iyi analiz etmek gerekiyor. Terörün bu ani ve şiddetli artışının altında ne yatıyor? Ergenekon tahliyelerinin hızlanması ile terör, saldırı olayları arasında bir bağ var mı? Hangi dinamikler ön plana çıkıyor? İç dinamikler mi? Dış dinamikler mi? Sondan başlayalım. Dış dinamikler Gazze meselesi üzerinden İsrail mi? İran meselesi üzerinden ABD mi? Türkiye’nin Ortadoğu iddiası üzerinden tahmin edecemeyeceğimiz başka Avrupa devletleri mi? Brezilya’nın Tahran sürecinden çekilmesi nasıl bir işaret? Birileri çok çetrefil nedenlerden TSK’yı Kuzey Irak’a kalıcı olarak çekmek mi istiyor? Uluslararası doğrudan yatırımların dünyada işlerin nispeten daha iyi gittiği 2010 senesinin ilk dört ayında işlerin dibe vurduğu 2009’a oranla dahi yüzde 30 azalması da bir sinyal mi? Türkiye’nin bölgesel güç olma iddiası dialektik tepkiler mi üretiyor? Bu sorulara net cevap vermek kolay değil. İç dinamikler neler olabilir? AK Parti ve Sayın Başbakan Anayasa Mahkemesi anayasa değişikliklerine ilişkin kararını açıklayıncaya kadar TBMM’yi açık tutmaya karar verdiler. Bu karar Anayasa Mahkemesi paketin tümünü ya da öne çıkan iki maddesini iptal ederse bir erken seçime gidileceği işareti mi? Aniden artan ölümler, terör olayları (askeri servise bombalı saldırı), saldırılar (Gediktepe) bu erken ve baskın seçim ihtimalini olanaksızlaştırmak için mi? Ya da aynı olaylar Anayasa Mahkemesi’ne ve başka yerlere “Türkiye bu yaz referandum tartışmalarını kaldıramaz, kaldırmasın” işaretleri mi? Bu yeni hareketlenme sadece İmralı’nın doğrudan muatab alınma isteğinin bir ürünü mü? Yoksa PKK diye bildiğimiz örgüt aslında çok parçalı, çok başlı bir örgüt mü? Yoksa birden çok sayıda PKK mı var? PKK’nın bir neden değil, bir sonuç olduğu aşikar; PKK’yı yaratan ortam artık insanları daha da mı çok ümitsizliğe yani teröre çekiyor? Bu iç ve dış dinamiklerin hangileri daha ön plana çıkıyor? Bu sorulara çok net cevap üretebilecek birileri var mı? Ülkemizde devletten, askerden bağımsız, iç ve dış dinamikleri ön yargısız analiz edebilecek düşünce kuruluşlarının yokluğu bugün her zamandan daha mı çok hissediliyor? Yukarıdaki sorulara bendeniz çok net cevaplar verebilmekten acizim. Tek söyleyebileceğim, olan bitenlerden bağımsız bir biçimde, AB müzakerelerine, daha etkin bir demokrasi ve hukuk devleti olma süreçlerine daha da güçlü destek vermenin kaçınılmazlığı. Orta ve uzun vadede YEGANE çözüm bu; çok kısa vade ise daha karışık. Yakının daha zor, uzağın nispeten daha iyi seçilebildiği bir süreçten geçiyoruz.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-23-2010, 11:44 | #2 |
Bu kirli oyunlar defalarca oynandı aktörler az çok belli zaman ilede müdahaleside olacaktır. Demokratik hukuk devleti olmaktan taviz vermek yok.
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|