AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dış Gündem Dış Gündem ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-28-2010, 00:08   #1
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart ABD'nin Hizbullah Üzerindeki “Yumuşak Savaşı”
İsrail’in 2006’da Lübnan’a düzenlediği saldırının 4. yılının dolmasına az bir zaman kala hâlâ bu savaşın ardındaki gerçekler, Hizbullah’ın aydınlık yüzünü karalama çalışmaları ve etkileri Filistin ve Arap-İslam dünyasında yankı bulmasın diye düşmana karşı kazandığı parlak zaferleri kuşatma çalışmaları ortaya çıkmaya devam ediyor.

Belki de ABD yönetimini savaş esnasında ve sonrasında iç mekanizmaları kanalıyla vahşi siyasi ve basın savaşına girmeye sevk eden budur. Amerika, direnişi Arap ve İslam âleminin zihninde olduğundan farklı göstermeye çalıştı. Bu tabi ki hiç utanmadan ve korkmadan düşmanın yerine savaşa girmektir.

Üstelik ABD yönetimi gece gündüz İsrail’in güvenliğinin kendi güvenliği olduğunu açıkça söylemektedir. İsrail’in Lübnan’a düzenlediği askeri saldırının, ABD’nin medyayı yönetecek kara odaların oluşturulması ve ücretli kalemlerin kullanılması için yüzlerce milyon dolar harcayarak, savaş esnasında yüzlerce akıllı bombayla destek vermesiyle tamamlanmasında bir beis yoktur. Bu basın kampanyasının amacı Hizbullah’ın imajını karalamak, ona karşı kışkırtmak ve asıl düşmanla meşgul olmasını engellemek için iç cephede parçalanmalar ihdas etmektir.

Yumuşak Güç, Sert Güç

Geçen 4 seneyi takip eden kişi, şüphesiz basın alanında harcanan çabanın, siyasi ve medyatik kampanyaların ve Hizbullah’a karşı Arap ve yerel basın organlarının, araştırma merkezleri, cemiyetler, gazeteler ve internet sitelerinin seferber edildiği propagandaların hacmine dikkat etmelidir. Bütün bunlar, Beyrut Amerikan Konsolosluğundaki uzman Amerikalılardan oluşturulmuş, sistematik yönetim kanalıyla tek amacı Hizbullah’a zarar vermek olan Amerikan melodisini çalan bir orkestrayı andırıyor. Bu kişiler Hizbullah gerçeği hakkında garip ve yanlış senaryolar üretmek için çalışıyorlar sonra da bunu yaymaya yelteniyorlardı. Bütün bunlar Yeni Ortadoğu projeleri ve planlarının düşürülmesinden sonra intikam almak için girilen savaş bağlamında yürütülüyordu. Bu durum onları, Amerika’nın “akılları ve gönülleri kazanma” çalışması olarak adlandırılan yolla bölgede Amerikan idaresinin amaçlarını gerçekleştirmek için “yumuşak güce” sığınarak doğrudan saldırı kanalıyla başarısız olan “sert gücü” tamamlamaya sevk etti.

Amerikan idaresi “yumuşak savaşı” askeri ya da “sert gücü” tamamlayıcı unsur olarak kullandı. Amerika bunu, 11 Eylül olaylarından sonra istediği her şeyi, nefret ettirme yerine kendine çekme yoluyla elde edebileceği temelinde, terörizmle mücadele stratejisiyle birleştirdi. Amerikan idaresi bu yumuşak gücü uygulamak ve dış siyasi hedefleriyle uzun vadeli planlarını gerçekleştirmek için bölge halklarını etkileyecek bir cephe olarak kullanılan daha kurnaz ve akıllı özel kurumlar kurdu. Bu kurumlar arasında Amerikan Kalkınma Ajansı ve 11 Eylül olaylarından sonra oluşturulan ve ofisinin Amerikan Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu işleri dairesinin kalbinde çalıştığı Ortadoğu Ortaklık Girişimi yer almaktadır. Bunu bölgede iki bölgesel büro temsil etmektedir: Bunlardan biri Ebu Dabi’de, diğeri ise Tunus’tadır. Bush ve onun halefi Obama idaresinin ekonomik ve siyasi reformlarının, Ortadoğu’nun geleceğinin şekillenmesinde etkisi olacaktır köklü kanaatinden hareketle, Ortadoğu Ortaklık Girişimi devletlere değil resmi olmayan örgütlere yardım sunarak faaliyet göstermektedir.

Amerika’nın Lübnan’daki Hedefleri

Afganistan, Irak ve Filistin’de kullanılan yumuşak savaşın bölümleri Lübnan’da birden fazla Amerikalı yetkilinin ağzından ortaya çıkmaya başladı. Amerikan Kongresinde (8 Haziran 2010 tarihinde) ABD’nin 2006’dan bugüne kadar birçok hedefi gerçekleştirmek için 500 milyon doların üzerinde harcamada bulunduğunu açıklayan Amerika’nın eski Lübnan Büyükelçisi Jeffrey Feltman bunların sonuncusu değildir. ABD’nin hedefleri şunlardır:

1-“Radikalliğe” alternatif bulmak

2-Hizbullah’ın Lübnan halkının gözündeki olumlu imajını sınırlamak

3-Haklarına daha fazla saygı duyulması kanalıyla insanları etki altına almak

4-Fırsatlara erişim sansını çoğaltmak

5-Hizbullah’ın boşluğu doldurması ya da gelişip güçlenmesine olanak sağlayacak şartları hazırlamamak.

Tabi ki ABD idaresinin Lübnan için yığdıkları bu fonlarla sınırlı değildi. Onun sunduğu yardımların toplamı Feltman’ın iddiasına göre bir milyar doların üzerindedir. Ve Amerika bahsettiğimiz hedefleri gerçekleştirmek için her biri tek bir haneye yani Lübnan’dan başlayarak İsrail’in güvenliğini koruma hanesine dökülen birden fazla hat üzerinde çalışmıştır. Hizbullah’ın imajını karalamak için harcanan bu kadar büyük miktardaki fonlara ek olarak Amerikan idaresi, İsrail’in güvenliği için tehlike oluşturmayacak bazı silahlar ve hafif cephane yardımında bulunma ya da eğitim programları kanalıyla Lübnan ordusunun ve subaylarının inancını değiştirme çerçevesinde güvenlik güçlerine yardım başlığı altında 600 milyar dolar tahsis etti. Tabi ki bu meblağın içinde, Feltman’ın Lübnan İç Güvenlik Kuvvetleri Şefi Eşref Rifi’yle imzaladığı ve iptal edilmesi tartışmalarına neden olan güvenlik anlaşmasıyla, iç güvenlik güçlerine hibe başlığı altında sunulan 50 milyon dolar da yer almaktadır.

Feltman’ın Fonlarından Yararlanan Makamlar
Bunlar, Feltman’ın dolarlarının harcandığı 5 kapıdır. Ama sorulacak soru bunları kimin aldığı, nerde ve nasıl harcadığıdır?

Feltman’ın açıklamadığı şeyi isminin açıklanmasını istemeyen ve salı günü eş-Şarkul Evsat gazetesine konuşan başka bir Amerikalı yetkili açıkladı. Yetkili, Feltman’ın sözlerini doğruladı ve ABD yönetiminin 2005 yılından bu yana Lübnan hükümetine bir milyar dolar yardımda bulunduğunu itiraf etti. Ama yetkili sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bu yardımı Lübnan’daki diğer oyuncuların aksine şeffaf ve tam olarak hesaplanmış bir şekilde kamu ile basına sunduk.”Amerikalı yetkiliye göre yardım kamuya ve basına şeffaf bir şekilde sunuldu. Bu fonların kırıntısının, yerel idareler olması itibarıyla bazı belediyelerdeki projelerin finansmanı için sunulması anlaşılır olsa bile basın organlarına neden ve niçin yardım edildiği anlaşılamamaktadır. Bazı basın kuruluşlarının bir müddettir yaşadığı mali krizin Amerikan yardım fonlarının akmaya başlamasıyla bir ilişkisi var mıdır?

Suriye “el-Vatan” Gazetesi Salı günü bu konuda bilgi sahibi bir kişiden; gruplar, partiler, bireyler, araştırma merkezleri, yazılı ve elektronik basın yayın organları, endüstriyel ve tarım kooperatifi yapısındaki derneklerden oluşan bir listenin Amerika’dan maddi destek aldığını aktardı. Ve gazete bu listenin “yardım” gibi kapalı bir başlık altında bu grup ve makamların ayartılmasıyla Hizbullah’ın imajını lekelemeyi ve onu kendi çevresinde zayıf düşürmeyi amaçlayan belirli bir Amerikan gündemini uyguladığını ifade etti.

Ulusal Medya Konseyi Üyesi

Bu verileri doğrulayan Ulusal Medya Konseyi üyesi Galip Kandil, Amerika’nın Bush döneminde bir plan yaptığına ve bu planın Barack Obama döneminde de devam ettiğine işaret etti. Bu plan, Lübnan’daki iç çatışmaları tahrik etmek ve direniş güçlerine özellikle de hedef tahtasının merkezinde yer alan Hizbullah’a karşı kışkırtmak için devasa bütçelerin seferber edilmesidir.

Kandil, Feltman’ın değindiği 500 milyon doların Hizbullah’ın imajının karalanması için kullanılan meblağın bir parçası olduğuna dikkat çekti. Ebu Dabi’de bir iletişim bürosu kuruldu ve bu büro 2006’dan beri Beyrut’ta faaliyet gösteriyor. Bu büro bazı televizyon istasyonları üzerinde yayın alanı satın aldı. Bunlara ek olarak, Amerikan heyetleri sürekli olarak Beyrut’u ziyaret ediyor, bir seçenek olarak direnişe karşı yoğunlaşan Amerikan hedeflerinin uygulanması için kullanma amacıyla basın yayın organlarına destek teklifinde bulunuyor ve iç parçalanmanın oluşması ile mezhebi çete dilinin yaygınlaşması üzerine çalışıyor.

Kandil, Amerikan konsolosluğu bünyesinde hareket eden kara bir oda olduğunu ve konsolosluğun Lübnan, Arap ve Körfez basınıyla ilişki ağı olduğunu ortaya çıkardı. Bu ağ Amerika’nın yönettiği ve bölgeyi hedef alan kolonyal basın müdahale sistemini oluşturuyor.

Kandil, Obama’nın Bush’un bu alandaki direktifleriyle çalışmaya devam ettiğine ve bu iş için tahsis edilmiş fonları harcamaya çalıştığına dikkat çekti. Kandil, Obama’nın bölgedeki Amerikan Merkezi Kuvvetler Komutanı David Petraeus’a, Pentagon’a bağlı düzenli kuvvetleri, sabote operasyonları –bu operasyonların Amerikan Kongresinin gözetiminin dışında kalmaması için- ve akademisyenler, yazarlar ile basın mensuplarını finanse etmeyle görevlendirme emrini verdiğinde bunun da ötesine gittiğini sözlerine ekledi.

Refik Nasrullah
Öte yandan Lübnan Uluslar arası İletişim Merkezi Başkanı Refik Nasrullah, Feltman’ın fonlarını alan makamların çok çeşitli olduğuna ve bunun Lübnan’daki direnişin imajını karalama ve şuan ki duruma muhalif yeni bir durum yaratma projesinin mızrak ucu olduğuna dikkat çekti.

Nasrullah, bu fonların bir kısmının televizyon istasyonlarına bir kısmının sahipleri kanalıyla doğrudan gazetelere diğer bir kısmının da köşe yazarları ve farklı sitelerdeki basın mensuplarından oluşan gruplara gittiğini ifade etti. Bu kişiler Amerikan projesinin paralı askerleri gibi çalıştılar. Bunlar arasında Arap gazetelerinin muhabirleri, bazı medya dernekleri, iletişim ve istatistik şirketleri ile direnişin aydınlık imajını sadece Lübnan’ın değil Arapların hafızasından silmeyi hedefleyen kampanyalar oluşturmak için hareket eden gruplar yer almaktadır.

Nasrullah Amerikan Kalkınma Ajansı ve Ortadoğu Ortaklık Girişimi’nin, Amerikalının sayesinde çalıştığı bir vitrinden başka bir şey olmadığını söyledi ve işin aslının bu fonların belirli kişilere harcandığına işaret ettiğini vurguladı. Kandil, Amerikan konsolosluğu ve basın sitelerinde uzmanların olduğuna ve doğrudan bu basın mensuplarıyla ilişkiye geçtiklerine dikkat çekti.

Nasrullah, terimleri, başlıkları, konuları ve manşetleri ABD konsolosluğundaki kara odanın dağıttığını açıkladı ve belirli bir süre zarfında bir terim yaygınlaştığında herkesin dilinde bunun dolaştığını, Lübnan ve Arap gazetelerinde bunun hakkında yazılar yazıldığını vurguladı. Bazı basın yayın organlarıyla mensuplarının ve özellikle de 2006 savaşından önce ve savaş esnasında direnişin imajını karalama ve fitne çıkarma, şiilerle Sünniler arasında parçalanmaya sebep olmada çirkin bir rol oynayanların, ücretlerini doğrudan Amerikalılardan aldıklarını ifade etti.

isra haber

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi