07-02-2010, 10:47 | #1 |
İsrail’le temas, CHP ve türban...TAHA AKYOL...MİLLİYET
İsrail’le temas, CHP ve türban
BAŞTAN söyleyeyim, iki olayı da olumlu adımlar olarak görüyorum. Biri Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Brüksel’de İsrail Ticaret Bakanı Ben-Eliezer’le yaptığı “gizli” görüşme... Öbürü, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Radikal‘e yaptığı ‘kızlar üniversiteye türbanla girecek’ açıklaması... Yine baştan söyleyeyim, her iki olay da ilk adımdır, yürünecek yol uzundur. İsrail’le ilk adım Gizli görüşme isteği Netanyahu hükümetinden geldi. Görüşme için görevlendirilen isim, son derece uygun; Türkiye ile ilişkilere her zaman önem veren ve Ankara’da iyi bir imaja sahip olan İşçi Partili Ticaret Bakanı Benjamin Ben-Eliezer. İsrail niye buna ihtiyaç duydu? İsrail, uluslararası politikada yalnızlaşmakta olduğunu görüyor. Türkiye ile yaşanan gerilimin İsrail’e daha çok zarar verdiğini de fark ediyor. Bugüne kadar Netanyahu ile görüşmeyi reddeden Obama’nın, İsrail hükümeti üzerindeki baskılarının arttığı ve bunda Türkiye’nin önemli etkisinin olduğu da açıktır. 7 Temmuz’da Obama ile görüşecek olan Netanyahu, herhalde sadece “Gazze’deki ambargoyu birazcık gevşettim” diyerek Obama’nın karşısına çıkamazdı. Netanyahu’nun çantasında başka birtakım ‘olumlu’ unsurlar daha olmalıydı; bunlardan biri Ben-Eliezer’in Davutoğlu ile görüşmesidir... Madem İsrail’in ihtiyacı vardı, peki Türkiye niye görüşmeyi kabul etti? Davutoğlu, Ben-Eliezer’le görüşerek çok doğru bir iş yaptı. Türkiye’nin fanatik değil, görüşmeler yoluyla çözüm üretmeye açık bir ülke olduğunu gösterdi; görüşmede Türkiye’nin taleplerini doğrudan muhatabına anlattı. Bu ilk adım, Türkiye’ye karşı tavır alan lobilerin eylemlerini beklemeye almalarını da sağlayacaktır. Nasıl görüştüler? Gizli görüşme talebi Atlantiğin öbür yakasını dolaşarak bizzat Ben-Eliezer’den geldi; Netanyahu’nun bilgisi dahilinde... İki Amerikalı diplomat da görüşmede bulundu. Görüşmede Ben-Eliezer soruyor: - İlişkilerimizi nasıl düzeltebiliriz? Davutoğlu cevap veriyor: - Özel bir talebimiz yok; uluslararası hukukun gereğini istiyoruz, yani özür dilenmesi ve tazminat ödenmesi... Ben-Eliezer, bunları kendi hükümetiyle görüşecek. İlginç olan “gizli” görüşmenin İsrail basınına sızdırılmasıdır. Bunu yapan koalisyonun ortağı Evimiz İsrail adlı partinin lideri ve Dışişleri Bakanı faşist Lieberman! Netanyahu’yu sağcı kamuoyunda zor duruma düşürmek için! Bu ilk adımın arkası gelirse, ki gelmeli, İsrail’in iç politikasında Lieberman’ın dışlanması gibi hayırlı bir sonuç bile doğabilir. ‘Kılıçdaroğlu’na bravo’ Böyle yazacaktım ama akşama doğru 17.15’te yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu “Kızlar türbanla üniversiteye gidecek demedim” diyordu! Niye Radikal’in manşetini görünce bu açıklamayı yapmamış da akşama kadar beklenmişti? Partide kazan kaynamış, akşama doğru bu açıklamayı yapmak zorunda mı kalmıştı acaba? Türban yasağı sorulunca “herkes okuyacak, bu sorunu çözeceğiz” demenin manası açık değil mi? Akşama doğru yapılan açıklamada “mahkeme kararları herkesi bağlar” deniliyor; öyle ama yasağa taraftar olmak başka, kaldırılmasını istemek başka... Kılıçdaroğlu’na sorulan da “yasağa karşı mısınız?” sorusudur? Anayasa Mahkemesi’nin koyduğu başka bazı yasakları Ecevit’in 2001 anayasa değişiklikleriyle kaldırdığını CHP’liler nasıl bilmez?! Kılıçdaroğlu, samimi kanaati bu yasağı kaldırmak olduğu halde, “politbüro”nun baskısıyla ne yasakçı, ne özgürlükçü, iki arada bir derede durumuna düşüyor maalesef! Sayın Kılıçdaroğlu’nun “yeni sol” diye konuşması konusunda da “bravo” diye yazacaktım. Literatürde bunun tanımı ‘özgürlükçü sol’dur ve bu terimi merhum İsmail Cem kullandığı zaman da bravo demiştim... 1990’larda Tony Blair’e atıf yaparak Deniz Baykal bu terimi kullandığında da bravo demiştim. Kılıçdaroğlu için de bravo diye yazmaya başlamıştım, akşam değiştirdim yazımı.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|