![]() |
#1 |
![]() Tatışılan anayasa taslağı hükümetin düşürülmesini zorlaştırıyor. Anayasa taslağı Süleyman Demirel'in 28 Şubat sürecindeki o ünlü uygulamasına da set çekiyor.
Anayasaya 28 Şubat düzenlemesi AKP'nin önerisiyle akademisyenlerin hazırladığı anayasa taslağının gensoruyla hükümetin düşürülebilmesini Meclis içinden yeni bir başbakan seçilmesi koşuluna bağlaması 28 Şubat benzeri dönemlerin yaşanmasına karşı önlem alındığı izlenemini uyandırdı. Başbakanın istifası durumunda 45 gün içinde yeni hükümetin kurulamamasını da erken seçim gerekçesi yapan hükümler bu yorumları güçlendirdi. 28 Şubat sürecinde, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan asker-sivil iki koldan istifaya zorlanmış ve 'Havada ikmal yapacağız' diyerek, başbakanlığa DYP lideri Tansu Çiller'in getirileceği beklentisiyle istifasını dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunmuştu. Ancak Demirel, Çiller'i destekleyen 282 milletvekilinin varlığını bilmesine karşın ANAP lideri Mesut Yılmaz'ı hükümeti kurmakla görevlendirmişti. Bu durum 'havada ikmal'i gerçekleştiremeyen Erbakan tarafından 'Çankaya darbesi' diye adlandırıldı. Anayasa taslağına böyle bir gelişmeye önlem olarak da "Meclis'in seçeceği başbakanları cumhurbaşkanı atar" şeklinde bir düzenleme konuldu. 'Yapıcı güvensizlik oyu' Anayasa taslağında yer alan gensoruya ilişkin düzenleme cumhurbaşkanının Meclis dışı bir iradeyle başbakanı belirlemesinin önünü kesiyor. 'Yapıcı güvensizlik oyu' kavramını anayasa metnine taşıyan taslağa göre, eskiden olduğu gibi 276 güvensizlik oyu bulunarak bakanları gensoruyla düşürmek mümkün olabilecek. Ancak başbakanı ya da Bakanlar Kurulu'nu topluca hedef alıp 276 oyla düşürebilmek o kadar kolay olmayacak. Yeni başbakan bulamamış muhalefet hükümeti düşüremeyecek. Bunun için önce Meclis içinden 276 oyla bir başbakan seçmek gerekecek. Başbakan istifa ettiğinde de 45 gün içinde güvenoyu almış bir hükümet kurulamazsa, cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek. 1995 seçimleriyle oluşan parlamentoda Mesut Yılmaz'ın başbakanlığında 'dönüşümlü başbakanlık' modeline dayalı Anayol hükümeti kurulmuştu. Bu hükümet üç ay gibi kısa bir sürede yıkılınca, bu kez RP lideri Erbakan başbakanlığında yine 'dönüşümlü başbakanlık' modeliyle 'Refahyol Koalisyonu' oluşturulmuştu. Erbakan ile dönemin DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in imzaladığı protokole göre Haziran 1998'de Başbakanlık Çiller'e geçecekti. Ancak 28 Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararlar nedeniyle '28 Şubat' olarak anılan dönemde, Erbakan baskılara direnememiş ve 18 Haziran 1997'de, 'Havada ikmal yapacağız' diyerek başbakanlığı Çiller'e bırakmaya razı olmuştu. Erbakan, yeni hükümeti kurma görevinin Çiller'e verilmesi ve koalisyonun sürmesi koşulu ve beklentisiyle istifasını 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e vermişti. BBP de destek verdi Erbakan ile Çiller, hükümete dışarıdan destek veren BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun da katılımıyla yaptıkları ortak toplantıda hükümetin Çiller başbakanlığında devam etmesinde anlaştıklarını duyurmuştu. Demirel, liderlerle görüşerek yeni hükümetin nasıl kurulacağına ilişkin nabız yoklarken, Çiller, RP, DYP ve BBP'li 282 milletvekilinin imzasını almış ve hükümeti kurma görevini istemişti. Çiller, bu imzaları Demirel'e de iletmişti. Ancak Demirel, görevi 20 Haziran'da ANAP lideri Yılmaz'a vermişti. Yılmaz başkanlığında CHP'nin dışarıdan desteği ANAP, DSP ve DYP'den ayrılanların Hüsamettin Cindoruk'un liderliğinde kurduğu Demokrat Türkiye Partisi'nin (DTP) katılımıyla azınlık koalisyonu kurulmuştu. Erbakan'ın buna tepkisi ise 'Çankaya darbesiyle karşılaştık' olmuştu. Özbudun ile arkadaşlarının hazırladığı taslak, bir yandan hükümetin düşürülmesini zornlaştırırken bir yandan da bu deneyimin ışığında, Meclis'in seçeceği başbakanın, cumhurbaşkanınca atanması kuralını getiriyor. Böylece cumhurbaşkanının, TBMM içinden bir milletvekiline hükümeti kurma görevini verme yetkisini ve takdirini elinden alıyor. 'Yıkan seçeneği de gösterir' 'Yapıcı güvensizlik oyu' kavramını anayasa metnine taşıyan önerinin gerekçesinde, 'Yıkan seçeneğini de gösterir' anlayışının kabul edildiği belirtilerek şöyle deniliyor: "Yapıcı güvensizlik oyunun asıl amacı, hükümet istikrarını korumaktır. Böylece, yıkmakta birleşen parlamento çoğunluğunun yeni bir Bakanlar Kurulu oluşturmak konusunda da birleşmesi hedeflenmektedir. Koalisyon hükümetlerinin karşı karşıya kaldığı en önemli güçlük, hükümetin istikrarıdır. Türkiye gibi uzlaşma geleneğinin yeterince mevcut olmadığı bir ortamda koalisyon hükümetlerinin kırılganlığı da güçlü ihtimaldir. Özellikle 1970'lerin ikinci yarısına hâkim olan tecrübeler bunu kanıtlamaktadır. Bu yüzden, koalisyon hükümetlerinin kırılganlığını bertaraf etmek, bakımından yapıcı güvensizlik oyunun kabulü büyük önem taşımaktadır." Yeni başbakan seçilerek hükümetin düşürülmesi kuralını getiren madde yeni kabinenin güvenoyu alamaması olasılığına karşı erken seçim yolunu son seçenek olarak koyuyor. Cumhurbaşkanına tek başına Meclis'i feshetme ya da erken seçim kararı alma hakkı vermeyen taslakta, başbakanın istifası da 45 gün içinde yeni hükümet kurulamazsa seçime gidilmesi koşullarının arasına alınıyor. Taslağın seçimlerin cumhurbaşkanınca yenilenmesini düzenleyen 54. maddesine göre, 1982 Anayasası'nda olduğu gibi seçimden sonra 45 gün içinde yeni hükümetin kurulamaması durumunda seçimlerin yenileneceği kuralı kalıyor. Hükümetin gensoru ile düşürülmesi ya da başbakanın istifası hallerinde de 45 gün içinde yeni hükümet kurulamazsa cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek. Hükümete Meclis'i toplama yetkisi 59. AKP hükümeti döneminde yasaların hızla çıkarılabilmesi için TBMM İçtüzüğü'ne konulan 'temel yasa' uygulaması taslakla metne taşınarak anayasal güvenceye kavuşturuluyor. Bu sayede Meclis kapsamlı düzenlemeleri bölümler halinde kısa sürede yasaya dönüştürebilecek. Taslağın getirdiği bir yenilik de ara verme ya da tatil döneminde TBMM'yi doğrudan olağanüstü toplantıya çağırabilecek kişi ve organlara Bakanlar Kurulu'nu da dahil etmesi. Daha önce bu yetkiyi sadece cumhurbaşanı ve TBMM başkanı kullanabiliyordu. Türkiye milletvekilliği Anayasa taslağının getirdiği yeniliklerden biri de 'Türkiye milletvekilliği.' 1987 yılından bu yana tartışılan ve 1995'te milletvekili seçimi yasasına konulan, ancak Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Türkiye milletvekilliği 'ülke seçim çevresi' ile yeni anayasaya giriyor. Taslağa göre TBMM yine 550 milletvekilinden oluşacak. 450 vekil parti listelerinden seçim çevrelerine göre seçilecek. 100 milletvekili ise 'ülke seçim çevresi'nden 'nispi temsil' esasına göre seçilecek. 100 milletvekili partiler arasında aldıkları oy oranına göre paylaştırılacak. Yüzde 1 oy alan partiler de Meclis'te temsil edilecek. 22 Temmuz'da bu sistem uygulansa AKP 47, CHP 21, MHP de 14 Türkiye milletvekili çıkaracaktı. Baraja takılan Demokrat Parti beş, Genç Parti üç ve Saadet Partisi de iki üyeyle Meclis'e girecekti. DTP ise parti olarak seçime girse beş-altı vekille yetinmek zorunda kalacaktı. Referandum için TBMM'ye yetki Anayasa değişiklik taslağında daha önce cumhurbaşkanında olan TBMM'den geçen Anayasa değişiklikliklerini halkoyuna sunma yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanına veriliyor. Yeni düzenlemeye göre cumhurbaşkanı 367 oyla kabul edilen Anayasa değişikliklerini onaylamak zorunda olacak. Meclis isterse bunu da halkoyuna götürebilecek. TBMM başkanı 330 ile 366 arasında oy alan Anayasa değişikliklerini doğrudan halkoyuna sunabilecek. Böylece cumhurbaşkanına ait olan referanduma götürme yetkisi Meclis'e geçecek. Seçim bakanları tarihe karışıyor Taslağın getirdiği bir yenilik de 'bağımsız seçim bakanları'na ilişkin düzenleme. Taslakla seçim bakanı uygulaması tarihe karışıyor: Yeni düzenlemeye göre seçim dönemlerinde Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlarının istifa etmesi ve yerlerine 'tarafsız' kişilerin atanması uygulaması son bulacak. Bunun gerekçesi ise taslakta "Böyle bir tedbirin iletişim ve güvenlik teknolojisinin geliştiği günümüzde anlamını yitirmiş olmasıdır" biçiminde yer aldı. Radikal .. haber7.com
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() cok yerinde olur..o zaman demirlerin yaptigi teammüllere kesinlikle aykiriydi..
bence bu tür bosluklara neden olabilecek maddelerin düzeltilmesi cok hayirli olacak... ;) |
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() nihayet sonunda bu millete yakışır bir anayasa hazırlanıyor. bundan çok menmunum. diğer taraftan ise şu 15 yıldır başımızda cellat gibi duran ve her kafasını kaldıranın kellesini uçuran gargamellerden ve onların diktalarından kurtuluyoruz allah bu millete zeval vermasin inşaallah...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() zekice.
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|