07-27-2010, 15:57 | #1 |
Yavuz Bahadıroğlu "İstiklâl Savaşı’nda hangi ülkeler bize yardım etti?"
Deniz Tuna; Kurtuluş Savaşı sırasında ve cumhuriyetin kurulduğu dönemde herhangi yabancı bir ülkeden yardım gördük mü? Eğer gördüysek bunlar hangi ülkelerdir?” • Evet bazı Müslüman ülkelerden, Müslüman olmayan ülkelerde yaşayan Müslüman halktan yardım gördük… Bunlar arasında Rus Müslümanlarını, Azerbaycan’ı, Hint Müslümanlarını, Kıbrıs Müslümanlarını, hatta Fransızları saymak mümkündür… Sivas Kongresi'nden sonraki günlerde Mustafa Kemal Paşa tarafından görevlendirilen Halil Paşa, Moskova'da Rus yetkilileriyle yaptığı görüşmeler sonucunda 100 bin altın lira yardım sağladı. Bu para Sovyetler Birliği içinde yaşayan Müslüman halktan toplanmıştı. Ardından Hariciye Vekili Bekir Sami Bey başkanlığında bir heyet, iyi niyet ve dostluk ilişkilerini arttırmak üzere Moskova'ya gitti. Türkiye’yi Batı’ya kaptırmak istemeyen komünist yöneticiler, bir miktar silah, cephane ve mühimmat yardımında bulundular. Hind Müslümanlarının lideri Mevlana Muhammed Ali Han, Milli Mücadele'ye katkıda bulunmak için, Hint Hilafet Komisyonu'nu kurup bizim için silah, para, mühimmat, ilaç, yiyecek ve giyecek yardımı topladı. Hint Müslümanlarından gelen paranın bir kısmı Osmanlı Bankası'nda muhafaza edildi. Çok garip, ama zaferden sonra bu parayla Türkiye İş Bankası kuruldu. Yani CHP’nin üzerinde oturduğu İş Bankası hisselerinde Hint Müslümanlarının hakkı vardır. Azerbaycan Hükümeti 1920 sonlarında 500 Osmanlı altını, Kıbrıs Türkleri ise aynı yıl 320 Sterlin para gönderdiler. Bu konuda asıl merak edilmesi gereken konu bence şudur: Başkent dâhil olmak üzere, Türkiye’nin pek çok bölgesini işgal eden İngilizlerle Fransızlar neden hiçbir cephede bizimle savaşmadı? Yunanistan’ı hem İzmir’i işgale çağırıp (İngilizler önerdi) hem de neden yalnız bıraktılar? Üstelik Fransa, 20 Ekim 1920’de yapılan Ankara Antlaşması ile Anadolu'dan çekilirken, neden çok sayıda savaş araç-gerecini Yunanistan’la savaşan Türkiye’ye terk etti. Kâzım Paşa’nın (Özalp) verdiği rapora göre, Fransızlar, Türk topraklarından çekilirken, çeşitli cins ve kalibrede 10 bin 89 tüfek, 1.505 sandık mermi ve 10 adet uçak bırakmışlardır. Bunun sebebi nedir? Bilen biliyor, ama konuşabilmek ne mümkün! • “Gençliğin Atatürk’e hitabesi”ni kim yazdı? Gökhan Baskın “İnternette ‘Gençliğin Atatürk’e Hitabesi’ başlıklı bir mektup dolaşıyor. Acaba bunu kim yazdı?” • “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi”ni İsmet Paşa’nın kaleme aldığı iddia ediliyor, ama bahsettiğiniz “Gençliğin Atatürk’e Hitabesi”ni kimin yazdığını bilmiyorum. İnternet ortamına fazla güvenmeyin. Bir sürü yalan-yanlış bilgi var. • Yavuz Selim babasını öldürttü mü? Batuhan Kava/ Kütahya; “Yavuz Sultan Selim tahta geçtikten sonra babası II. Bayezid'i öldürttü mü?” • Öldürtmedi. Sultan II. Bayezid, tahtı oğluna terk ettikten sonra, 11 gün daha İstanbul’da kaldı. Nihayet Dimetoka’ya gitmek istedi. Yola çıktığında çok hasta ve bitkindi. Bu yüzden ata binemedi ve ancak tahtırevan ile seyahate devam edebildi. Yola çıkışından 32 gün sonra iyice ağırlaştı ve 26 Mayıs 1512'de Edirne'nin güneydoğusundaki Havsa İlçesinin Abalar Köyünde vefat etti. Öldürtseydi, 11 gün daha kaldığı İstanbul’da öldürtür, yola çıkmasına izin vermezdi. Sultan II. Bayezid’in, oğlu Yavuz Sultan Selim’e vasiyeti bugünkü yöneticilere bile ışık tutacak bir ibret dersidir: “Adaletten ayrılma, acizlere ve biçarelere karşı merhametli ol. Kimsesizlere şefkat göster, herkesin sana râm olmasını istiyorsan, ulemaya karşı saygılı ol, zaruret olmadıkça kimseye sert davranma.” • Menderes’in mezarında başkası mı yatıyor? Ali Sırım; “11 Nisan 1990 tarihinde merhum cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın öncülüğü ve gayretleri ile itibarları iade edilen şehitlerimizin (Menderes, Zorlu ve Polatkan) naaşların İmralı'dan İstanbul/ Topkapı'daki Anıt Mezar'a nakli sırasında karıştığı ve farklı kabirlerde farklı şahısların bulunduğu yönünde haberler çıktı. Bu hususta malumat lütfederseniz müteşekkir olacağım.” • Her işe biraz esrar katmaya bayılıyoruz. Ortada onlarca tabut olsaydı karışma ihtimali dikkate alınabilirdi. Fakat sadece üç tabut vardı. Üzerlerinde isimleri yazılı üç tabut… Bunları karıştırmak için dikkatsizlik yetmez, mutlaka ard niyet lâzım. O kalabalıkta ve gözler önünde ard niyetle bile bunu yapmak imkânsız gibi… Bir zamanlar Fatih Sultan Mehmed’in mezarında da başkasının yattığı yolunda iddialar ortaya atılmıştı. Zaten kabirler semboliktir. Önemli olan hafızada ve yüreklerde oluşan anılardır.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|