![]() |
#1 |
![]() Ardan Zentürk
![]() CHP'nin ekseni kaydı! Enteresan bir lider karakteri ile karşı karşıyayız... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Avrupa Birliği ile ilgili açıklamaları, Türkiye’nin değil ama, ana muhalefet partisinin ciddi bir “eksen kayması” ile karşı karşıya olduğunu işaret etti... Bakıyoruz, Türkiye’nin Avrupa Birliği tam üyelik sürecindeki çalışmalar, arada yavaşlasa bile, devam ediyor... Ankara’dan yapılan açıklamalarda ise Türkiye’nin AB ile uyumlu demokratik devlet nizamına sahip olması açısından çok ciddi bir mücadelenin verildiğini vurgulanıyor. Oysa, senaryo ne kadar kolaydı: Amerikan ve Avrupa basınının belli köşelerine yerleştirilmiş “sözde” kalemler yazıvermişti: Türkiye İsrail ile boğuşuyor, o halde ekseni kaydı, işbaşındaki İslamcılar, bu ülkeyi, İran’la Suriye’nin yanında maceraya sürüklüyorlar... Dünyadaki gelişmeleri “google”layarak izlemeye çalışan amatör siyaset meraklısı birinin orta halli zekâsından çıkabilecek bu “yüksek”(!) yoruma -nedense- Türkiye’den balıklama atlayan pek çok yazar-çizer tayfası çıktı ama, Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları bir başka... CHP lideri, Avrupa Birliği üyesi bir Türkiye’ye inanmıyor!.. Avrupa Birliği tam üyelik sürecindeki Türkiye’nin gerçekleştirmeye çalıştığı demokratik reformları önemsemiyor!.. “Avrupalı Türkiye”nin Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülke için ortaya koyduğu “muasır medeniyet” hedefinin en önemli süreci olduğunu görmezden geliyor!.. Bir garip açıklama Öncelikle, hurriyet.com.tr Ankara Temsilcisi meslektaşımız Zeynep Gürcanlı’ya teşekkür borçluyuz. 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı kutlamaları nedeniyle bulunduğu KKTC’de Kılıçdaroğlu ile oturmuş, tatlı bir sohbet koyultmuş. Kılıçdaroğlu o sohbet sırasında aynen şöyle demiş: Kıbrıs çözülmezse, Avrupa Birliği Türkiye’yi almayacak diyorlar. AB, Türkiye’yi zaten almayacak. O zaman müzakerelerde bu ısrar niye? Avrupa’ya iyi görüneceğiz diye sürekli müzakere sürecinde ısrar etmenin anlamı yok. Ben olsam Maraş’ı da açarım.” Vay canına... Zeynep Gürcanlı, deneyimli bir gazeteci... Açıklamanın muhtemel sonuçlarının tabii ki farkında... CHP liderine, sohbet ortamında söylenen bu sözleri yazıp yazamayacağını sormuş “yazabilirsiniz” yanıtını almış... İyi ki de öyle olmuş; biz de muhtemel iktidarı halinde Türkiye’yi “Batı dünyasının içinden çekip çıkaracak” bir lider portresi ile tanışmış olduk... Avrupa şokta!.. Dünya medyasına hakim “Yahudi lobisi”nin propaganda kampanyası ile “İslamcı” olarak tanımlamaya çalıştıkları işbaşındaki hükümette Avrupa rotasından dönüş yok. Kendine hem “Atatürkçü” hem de “sosyal demokrat” diyen partinin lideri ise başka sulara yelken açmış bile... Gürcanlı, haberinin takipçisi. Avrupalı büyükelçilere sormuş. Yanıtlar manidar: Biz Kılıçdaroğlu ile 24 Haziran’da buluştuğumuzda böyle söylememiş, AB sürecine bağlı olduklarını hatta bu süreci CHP’nin başlattığını söylemişti... Şaşkınız...” Neye şaşırıyorlar?.. Merak ettim, minik bir araştırma yaptım... Şu sözler de Kılıçdaroğlu’na ait: “Nedir AB? Biz muhtaç değiliz AB’ye. İçi çürüyen bir Avrupa’nın bekleme odasında yıllarca unutulmak ağırımıza gidiyor. Almazlarsa biz yolumuza bakarız. AB’ye muhtaç değiliz. Güçlü olan biziz...” Bu lafları ettiğinde henüz lider değil... 25 Mart 2010 günü CHP Grup Başkanvekili şapkasıyla katıldığı Sakarya Üniversitesi’ndeki bir toplantıda kürsüden söyledikleri sözler bunlar... Bu açıdan baktığınızda, KKTC’de gazeteci Gürcanlı’ya söyledikleri “normal” düşüncelerini gösteriyor, 24 Haziran’da Avrupalı büyükelçilere “numara yapmış.” Baasçılık kötü gelenektir “Sosyal demokrat” kimlik taşıdığını savunan bir partinin 12 Eylül askerî darbesinin izlerini silmeyi amaçlayan bir anayasa referandumunda “hayır” kampında yer almasını kolay anlamamızı sağlayan beyin kimyası bu. Avrupa’yı sevmiyor. Onun devlet sistemimize kazandırabileceği “demokratik kimliğe” uzak duruyor. Hatta, “demokratikleşme”nin Türkiye’nin “bütünlüğüne kast edebilecek” bir kavram olduğu düşüncesi içinde. Bu tür bir eksen kaymasının sonu, eğer CHP’nin siyasal kimliği göz önünde bulundurursanız doğrudan Baasçı bir yapılanmadır. Milliyetçiliği militarizmle birleştiren, araya siviller için oynama alanları bırakan garip bir kokteyl. Bakın ben bu işten ciddi endişe ederim... Star 26.07.2010
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|