![]() |
#1 |
![]() M.Necati Özfatura
![]() Halkla Bütünleşme İnşallah 12 Eylül 2010’da yapılacak referandumda Anayasa değişiklik paketi “evet” ile kabul edilir. Böylelikle halk ile devlet arasında bütünleşmenin ilk adımı atılmış olur. Ve aralanan bu kapı ile yeni adımlar atılır. Tanzimattan bu yana gerek Osmanlı gerekse Türkiye Cumhuriyeti döneminde ülke vesayet rejiminden bir türlü kurtulamadı... Başbakanımız referandumla ilgili olarak “Halkımız en güzel kararı 30 yıl sonra verecektir... Karar da söz de milletindir” demiştir. Türkiye’de 3.2 milyon işçi ve 1.1 milyon memur olmak üzere 4.3 milyon işçi ve memur var. Bu, aileleriyle birlikte 10 milyonluk bir oy potansiyeli demektir. Değişiklik paketinde memur ve işçilerin lehinde haklar vardır. Bu insanların kendi menfaatlerini çiğneyerek “ret cephesinde” olmaları zaten beklenemez. HAK-İŞ, Memur-Sen referandumda “evet” vereceğini açıkladı. Türk-İş ve KESK tabanını serbest bıraktı. DİSK’in kafası karışık. 10 milyonluk işçi ve memurun durumu ise ret cephesindeki siyasilerin uykularını kaçırıyor. Medya da “retçi” “evetçi” olarak bölünmüştür. “Evetçiler” millet-devlet kaynaşması olmazsa olmaz görüşündedirler. “Retçiler” halktan kopuktur, dahası vesayet rejimi taraftarları ile menfaat bağları vardır. Evetçilerin ortak özelliği milletimizin birliği ve devletin bütünlüğünden yanadırlar. Retçilerin ortak özelliği ise millî ve manevî değerlere, maziye soğuk oluşlarıdır. Toktamış Ateş, Bugün gazetesinde evet oyu vereceğini şu şekilde izah etmiştir: “Ancak 1982 anayasası gibi çağ dışı bir anayasada yapılabilecek her türlü değişimi desteklemek niyetinde olduğum için referandumda evet oyu kullanacağım...” Anayasa değişikliği paketini Anayasa Mahkemesi'ne götüren 111 imzanın hiç mi suçu yoktur? Ülkücüler Devlet Bahçeli’yi “İlkesizlikle” suçladılar. Ve referandumda “evet” oyu vereceklerini söylediler. MHP tabanı yönetime tepkilidir. Ahmet Davutoğlu “Evet oyu nihai otoritenin TBMM olduğunu tescilidir” demiştir. Atatürkçü Düşünce Derneği, Altı Nokta Körler Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği hayır vereceklerini açıkladılar. Muhalefetin işi oldukça zordur. Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa değişiklik paketini ret edeceğini zannederek gafil davrandılar. CHP bugüne kadar işlerini anayasal kuruluşlara devretme alışkanlığında idi. Anayasal kuruluşlar “Ben bu oyunda yokum” dedi. Çok manidar ama 27 Mayıs 1960’tan 28 Şubat 1997’ye kadar gerek askerî darbelere gerekse post modern darbelere CHP asla karşı çıkmadı... Türkiye 20.07.2010
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|