AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-31-2010, 09:34   #1
Kullanıcı Adı
rizzelli
Standart BDP, Kürt çocukları için ne yapar?-AHMET TAŞGETIREN
BDP, Kürt çocukları için ne yapar?

Ekranlara yansıyan görüntülere bakıyorum…

Taş atan çocuklara…

Artık taş atmaktan öte işler yapan çocuklara… Molotof kokteyli atıp belediye otobüsü, işyeri, polis aracı yakanlara…

Yüzlerindeki maske ile her gün daha vahşi görüntü kazanmaya özenen çocuklara…

Onları çocuk görmeyi tercih ediyoruz toplum olarak. Çocuk masumiyeti içinde kalmalarını tercih ediyoruz. Bu görüntülerin onları çoktan çocukluktan çıkardığını biliyor olmamıza rağmen, “Aman büyümesinler de terörist olarak damgalanmaya başlamasınlar” istiyoruz. Ateşin içine daha çok düşmelerini istemiyoruz onların. Onları onlara rağmen masumiyet noktasında tutmak istiyoruz.

Onun için “terörist gibi” cezalandırılmalarını istemiyoruz, onun için, bir ara alan oluşturup onların yüreğini “terör çetesi”nin elinden kurtarmaya çalışıyoruz.

O noktada ne kadar tutabiliyoruz, ya da tutabileceğiz, bilmiyorum.

Onlar o noktada ne kadar kalabilecekler, bilmiyorum.

Onları ateşin içine sürükleyenler, onların çocukluklarına ne kadar saygı gösteriyorlar, bilmiyorum.

Onlar, oradan, dağdaki ateşin içine ne zaman sürüklenecekler, bilmiyorum.

Bakıyorum, şu ana kadar, Kürt siyasetçilerden bir tanesi, onları taş atmayı terk etmeye çağırmadı.

Bir tek kişi, “Eğitiminize özen gösterin, kendinizi yetiştirin, kaliteli insan olun, yarınların size ihtiyacı var” diye seslenmedi.

“Türkiye’nin size ihtiyacı var” sözü belki anlamını yitirdi o çocuklar için. “Kendiniz için bir rüyanız olsun” diye seslenmedi kimse… Varsa bir “Kürt rüyası”, onun için ‘kendinizi yetiştirin’, diye bile seslenmedi kimse.

Bakıyorum, sanki çocukların sokakta, bu taş ve molotof hengamesi içinde Türkiye’nin görüntüsünü ateşle buluşturmalarından vahşi bir zevk alan odaklar var.

Bir tek BDP milletvekilinin, bir çocuğun elinden tutup “Gel yavrum, senin işin sokakta ömür tüketmek değil, kendini yetiştirip bu topraklara hizmet etmek” dediğini görsem, orada bir insanlık damarının harekete geçtiğini düşünüp, “Bravo” diyeceğim.

Yok böyle birisi…

Çocuklar nesil nesil sokakta ateşin içinde büyüsün, terörün baronları da, dağda – ovada caka satsınlar…

Herkes annelere çağrıda bulunuyor, “Aman çocuklarınızı ateşin içinden çekin” diye sesleniyor.

Ama anneler çocuklara hâkim değil.

Çocuklar deli fişek gibi terör baronlarının çağrısıyla savruluyor.

Türkiye’nin 60’lardan bu yana yaşadığı gençlik sancılarını izleyerek geliyorum. Gücüm yetse, çocukların yüreğine ulaşıp, “Seyredin şu manzarayı” derim onlara… Seyredin ve geleceğinizi mahvetmeyin.

Bu memlekette herkes şu soruya kafa yormalı:

-Geçen 40-50 yıl içinde kaç genç dava uğruna kara toprağa düştü, kimler davanın üzerinden zengin oldu?

Bu, “Kürtlük davası”nda da çok farklı değil.

Sormak isterim:

-Siz, şu taş atan çocukların içinden bir tekinin bile, yarın Meclis’e girebileceğini düşünüyor musunuz?

-Siz, dağda gerillalık yaptığını iddia edenlerden kaç tanesinin, BDP’den milletvekili adayı olabileceğini var sayıyorsunuz?

Yarın “okumuş çocuklar” başa geçerler, sokak çocukları ise hep sokakta, dağ çocukları ayazda kalırlar.

Bu işin kuralı böyledir.

Hatta öyle zaman olur ki, gayri nizami savaşçı, düzenin normalleşmesi sürecinde yük haline gelir. Nasıl tasfiye edilecekleri konuşulmaya başlanır.

Türkiye, gençlerin idealizminin, en kötü biçimde sömürüldüğü ülkelerden birisidir. Sağ, sol, Türk, Kürt (hatta İslamcı) fark etmiyor…

Sonra bir gün geliyor “İdealizm bitti arkadaşlar, siz hâlâ eski yerlerde misiniz?” diye nanik yapıyorlar.

Sokakta, her molotof kokteyli attığında çıkan alevlerden vahşi bir zevk alan çocuğun elinden tutup sormak isterim:

-Yavrum yarının ne olacak?

-Yavrum kaç yılını kaybettin eğitimden kopuk?

Babaya-anneye sormak isterim:

-Çocuğunuzun geleceği ne olacak?

İmralı’ya, Kandil’e, BDP’nin bıçkın yöneticilerine sormak isterim:

-Bu çocuklar yarın ne olacak? Hep böyle sokakta molotof kokteyli mi atacaklar? Siz bir düzen kuracaksanız, sizin düzeninizde ne olacak bu çocuklar? Sizler milletvekilisiniz, belediye başkanısınız, paşalar gibi yaşıyorsunuz, ne olacak bu çocuklar? Sizin gibi yaşamaları için ne vaat ediyorsunuz bu çocuklara?

Hep çocuk kalmayacak onlar. Hayatın gerçeği yarın en katı şekliyle önlerine çıkacak.

Nasıl baş edecekler o gerçeklerle, şu an sokakta aldıkları molotof kokteyli kültürüyle mi? Yazık oluyor çocuklara…

Onun için, bu çocukları terör baronlarının ipoteğinden kurtarmak gerekiyor. Bu çocukları terör baronlarının insafına terk etmemek gerekiyor.

Ben, asıl şefkat harekâtının bu çocukların kurtarılması için gerekli olduğunu düşünüyorum.

Hükümet ve devletin tüm birimleri, belki sembolik anlamda Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın da katılımıyla, gerekirse kapı kapı dolaşarak, çocukları terör ipoteğinden kurtarmak için çırpınmalı diyorum. Annelerle, babalarla sokaklarda dolaşmalı, çocukları toplayıp okullara taşımalı, diyorum. Çocukların yüreklerini kurtarmalı, diyorum. Bilmem anlatabiliyor muyum?



Üniversite sınav sonuçları açıklandı ve Bitlis, Türkçe-Sosyal alanında Türkiye’nin en başarılı ili oldu.

Şimdi Bitlis’ten onlarca çocuk üniversiteye gidecek.

Vali Mustafa Yılmaz geçen yıl demiş ki:

“440 puan alan her çocuğumuza bir laptop verilecek.”

Çocuklar haber yollamış Vali’ye:

-Ya hepimiz 440’ın üzerinde puan alırsak ne yapacaksınız?

-Hepinize laptop, söz.

440, 440, 440… Böyle onlarca çocuk laptop sahibi olmuş.

Bir vali, bir ışık yakmış, tüm Bitlis gençleri, o ışığa tutunup yükseklere tırmanmaya başlamışlar…

Diyor ki Vali:

-Kimsenin dağı mağı düşündüğü yok. Hayata tırmanıyorlar.

Siz, bir BDP milletvekilinin, Kürt çocuklarına, “Göreyim sizi, her şeye rağmen tırmanın bilim yamaçlarını” diye seslendiğini gördünüz mü?

Görmediniz.

Soralım kendi kendimize:

Yarın Doğu ve Güneydoğu’ya bir hizmet sunulacaksa, taş atan çocuklar mı yakacak o meş’aleyi, yoksa kendi kalbini ve dimağını besleyen Bitlis’in çocukları mı?

Bitlis’te daha bir buçuk yıl önce göreve başlayan bir vali, onun aşkına heyecanına ortaklık eden kaymakamlar, eğitimciler, anne babalar, bambaşka bir koza örüyorlar.

Keşke Kürtler için siyaset yaptığını iddia edenler, bu memleketin Kürtünü Türkünü ayırt etmeden hizmet kuşağını kuşananları anlayabilseler.

 

rizzelli isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-31-2010, 15:33   #2
Kullanıcı Adı
unnamed
Standart
kıas yolu..
ellerine taş verip...
polislere attırırlar...
nasıl olsa hükümetimiz yeni düzenleme yaptı o çocuklar için...
PİŞMan olmadık derler....
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi