AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-08-2010, 18:47   #1
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart Ordunun ilk tasfiye emri Menderes'ten
Türkiye'de gündem bir haftadır YAŞ'ta yaşanan atama sancısına kilitlenmiş durumda. Oysa yaşananlar bugüne özel bir durum değil. Terfi sıkıntısı Osmanlı'nın son günlerinden bu güne kadar gelen bir süreç.


Avni ÖZGÜREL'in derlemesi
TSK'da tayin ve terfiler her dönemde sıkıntılı konu oldu. Atatürk'ün Enver Paşa'ya kırgınlığının bir sebebi, İstanbul'dan uzaklaştırılmak için ataşe olarak Sofya'ya tayini, sonrasında generalliğe terfisinin savsaklanmasıydı. İnönü'nün Çakmak'ı emekli etmesiyle başlayan süreçte komutan atamalarında siyasetin tavrı hep tartışıldı...

Sürprizler Atatürk döneminde yıllarca ordunun başında bulunan Mareşal Fevzi Çakmak İsmet İnönü’nün Milli Şef’lik yıllarında radikal bir kararla emekli edildi. Süleyman Demirel ile Cumhurbaşkanı Korutürk arasındaki sürtüşme iki generalin emekliye edilmesiyle giderilince, Ege Ordu’da emekliliğini bekleyen Kenan Evren Kara Kuvvetleri Komutanı oldu ve Genelkurmay Başkanlığı yolu açıldı.

Yine bir Yüksek Askeri Şûra, yine gerilim... Hafta boyunca bu konuyu tartıştık. Aslında hükümet katının eğilimi Genelkurmay karargâhınca da biliniyor, bazı komutanların tayin ve terfilerine karşı tutum takınılacağı, bazıları konusunda ısrarcı olunmayacağı biliniyordu. Ancak Genelkurmay kimi olaylar yaşanmamış, devam eden soruşturma ve yargılama süreci gündemde değilmişcesine tayin ve terfi listesi hazırlayıp gönderince sıkıntı doğdu.

Ancak ilk kez yaşanan bir hadise değil bu. İmparatorluğun son yüzyılında, özellikle İttihat Terakki cuntasının iktidarı önce kontrol ettiği, sonra yönettiği yıllarda terfi ve tayinler sıkıntılı tablolar doğmasına sebep oldu. İdarenin tavrının ne denli rahatsız edici olduğunun somut örneği Atatürk. İttihat Terakki iktidarı onun ve Fethi Okyar’ın İstanbul’da bulunmasını sakıncalı görünce ikisini de yurt dışı görevle gönderdi. Okyar elçi, Mustafa Kemal askeri ateşe olarak Sofya’ya gittiler.

1. dünya savaşı başladığında Çanakkale’de görev aldığında Mustafa Kemal başvuruları uzunca bir süre görmezden gelindikten sonra adeta kerhen general yapıldı.

Cumhuriyet yıllarında ise bu konuda en radikal karar İsmet İnönü’nün Milli Şef’lik yıllarında alındı. Atatürk’lü yıllar boyunca ordunun başında bulunan Mareşal Fevzi Çakmak emekli edildi. Çakmak 1938 senesi Kasım ayında Atatürk’ün ölümünden sonra İnönü’yü Çankaya’ya taşıyan kararın oluşmasını temin eden kişi olarak öylesine öfkelendi ki bu karara siyaset sahnesine çıktı, İnönü’ye muhalefetin odağında yer aldı.

İlk tasfiye 1950’de

Silahlı Kuvvetler bünyesinde ‘tasfiye’ olarak nitelenebilecek ilk siyasi karar Demokrat Parti’nin 1950’de seçimleri kazanıp iktidarı devralmasından hemen sonra alındı. Genelkurmay Başkanı Org. Nafiz Gürman başta olmak üzere, aralarında genelkurmay 2. Başkanı İzzet Aksalur, Hakkı Akoğuz, Salih Omurtak ve Kazım Orbay gibi orgenerallerinde olduğu komuta kademesi emekli edildi.

15 general ve 150 albaya ‘birkaç ay içinde emekli edilmek üzere’ görevden el çektirildi. Gerekçe Demokrat Parti’nin seçimleri kazandığının belli olmasından sonra ordunun ihtilal kararı alması ancak İsmet İnönü’nün bu hareketi engellediğinin öğrenilmesiydi.

İnönü’nün ‘hayır’ cevabıyla darbenin akim kalması üzerine Org. Nafiz Gürman’ın Demokrat Parti Genel Merkezi’ne gidip Celal Bayar’a ‘Ordunun seçim sonuçlarına saygılı’ olduğunu söylemesi komuta katını emeklilikten kurtaramamıştı.

Esas darbe 27 Mayıs
27 Mayıs 1960 darbesinin hedefi Demokrat Parti’ydi kuşkusuz. Ancak askeri cunta darbeyi sadece siyasete değil TSK’ya da vurdu. Cunta ABD- NATO kararına uyarak 235’i general olmak üzere sayısı konusunda hala kesin bilgi bulunmamakla birlikte 5 bin ila 7 bin subayı emekli etti.

Emekliliklerden sonra TSK’da sadece 15 general bırakan kararın akçalı yanının ABD tarafından hibe olarak karşılandığı biliniyor. Emekli Sandığı’nın toplu halde emekli edilen subaylara yapması gereken ödemeler tek bir kaynaktan karşılandı: ABD’nin Ankara’ya gönderdiği yardım.

Eminsu tasfiyesi kararının alındığından ihtilalin lideri Org. Cemal Gürsel’in haberinin olmadığı, NATO irtibatını sağlayan cunta mensuplarından durumu öğrenene kadar Gürsel’in söylentileri yalanladığı, cuntanın Genelkurmay Başkanlığı’na getirdiği Org. Ragıp Gümüşpala’nın tayininden iki ay sonra emekli edilmesinin herkesi şaşkınlığa sevkettiği vs. de biliniyor.

Ancak Eminsu tasfiyesi orduda kamplaşmalara ve cuntalaşmaya neden oldu. Önce kendisine Milli Birlik Komitesi adını veren cunta bölündü, komitenin 14 üyesi tutuklanıp sürgün edildi. İkinci hamle 1961 Anayasası kabul edilip seçimler yapıldıktan sonra ihtilalin İstanbul valiliğine getirdiği Tüm. Gen. Refik Tulga’dan geldi. Tulga CHP’nin rakipsiz girdiği seçimden galip olarak çıkacağını ummuş, bu hayal gerçekleşmeyince TBMM’yi dağıtıp ‘Okuma yazması olmayanlara oy kullanma yasağı’ getiren bir düzenleme yapıldıktan sonra gidilecek bir seçimle CHP’nin iktidara gelmesinin önünü açmak istemişti.

İsmet İnönü ve Cemal Gürsel onun harekete geçmesini güçlükle engellediler. Gürsel Tulga’ya TBMM’de çoğunluk sağlayamamış olsa da hükümeti kurma görevini CHP liderine vereceği konusunda söz vermek durumunda kaldı. Aynı süreçte Silahlı Kuvvetler Birliği adı altında Albay Talat Aydemir liderliğindeki örgütlenme gelişti. Ve bu kadro ardı ardına iki kez ihtilal yapmak için girişimde bulundu.

Siyaset ilk kez 1966’da ‘tayin ve terfiler’ konusunda ağırlık koydu. Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel Refik Tulga’nın terfiini imzalamadı.

Devrik Demirel’in imzasıyla

12 Mart 1971 Muhtırası sonrasında tayin ve terfiler zaman zaman gerek ordu katları arasında gerekse orduyla siyaset arasında bilek güreşi halinde geçti. 12 Mart muhtırasını veren komutanlar darbe yapmaya hazırlanan cuntacı subayları emekli etmek istediklerinde bu kişilerin ismini listeleyip kararnameyi haklarında emeklilik işlemini yapılmasına izin isteğiyle başbakanlığa gönderdiler.

Başbakan Süleyman Demirel muhtıra sonrası görevinden istifa etmiş ancak yerine bir hükümet kurulmamıştı, dolayısıyla başbakanlık sıfatı Demirel’in üzerindeydi. Prosedürü hukuki bakımdan eksik bırakmak istemeyen komutanlar kararnameyi Süleyman Demirel’in evine göndererek imzalamasını istediler. Kendisini başbakanlıktan düşürmek için darbe planlayan subayların emekliye sevkedilmesi kararını imzalamak Demirel’e düştü.

Sonraki yıllarda özellikle 1976’dan sonra kritik bütün tayin ve terfiler siyasetle ordu arasında çekişmeyle gerçekleşti. Org. İrfan Özaydınlı Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na atanması beklenen iki havacı orgeneralden biriyken Süleyman Demirel engeline takıldı.. Özaydınlı’nın atama kararını imzalamayan Demirel’in direnmesi neticesi bu göreve ilk kez bir korgeneral getirildi.

12 Eylül öncesi darbe girişimi
1977 senesinde ise 1 Haziran’da hükümet ani bir kararla dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı N. Kemal Ersun’u emekliye ayırdı. Ersun’un ihtilal hazırlığı içinde olduğu bilgisi üzerine harekete geçmişti Demirel. Ersun hakkında ne soruşturma açıldı ne dava. Ama emekli edilmesinin arkasında yatan nedenler iç ve dış basında uzun uzadıya yer aldı.

12 Haziran 1977 tarihli Hürriyet’in The Christian Science Monitor gazetesine dayanarak verdiği haberde yer aldı. Buna göre Org. Ersun bir darbe teşebbüsünün başındaydı. Teşebbüsü Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve Genelkurmay Başkanı Semih Sancar güçlükle önlemişti. İddialara göre sivillerin de işbirliği ile olaylar ve çatışmalar çıkartılacak, resmi binalar işgal edilecek, seçim toplantıları engellenecek, çıkan çatışmalar sonucunda darbeciler idareye el koyacaktı. Ersun’a destek veren Musa Öğün’ün kontrgerillayla ilişkisi olduğu aralarında bazı generallerin de bulunduğu bir grup subayın gözaltına alındığı iddia ediliyordu.

Komuta kademesinin tayin ve terfilerinin görüşüleceği YAŞ toplantısına bir ay kala gerçekleşen bu olay Türkiye’nin 5 Haziran günü yapılacak seçimlere hazırlandığı ortamda, siyasal şiddetin tırmandığı, 1 Mayıs 1977’de Taksim’deki kutlamalarda onlarca kişinin hayatını kaybettiği, İzmir’de CHP Lideri Bülent Ecevit’e yönelik bir suikast girişiminin ortaya çıkarıldığı ve en önemlisi Başbakan Demirel’in Ecevit’e gizli bir mektup göndererek 2 Haziran günü Taksim’de yapacağı mitingte bir suikaste uğrayabileceği istihbaratının alındığı uyarısında bulunduğu tabloda yaşanmıştı.

Ersun’un emekli edilmesi doğal olarak ağustos Askeri Şûrası’nda yapılacak üst komuta tayinlerini etkiledi. Orgenerallik sıraları gelen Korg. Musa Öğün ve Korg. Recai Engin’in emekli edilmeleri gündeme geldi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na kimin atanacağı Başbakan Süleyman Demirel’le Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk arasında sürtüşme konusu oldu.

Demirel, Genelkurmay Başkanı Semih Sancar’ın bu görev için önerdiği Org. Adnan Ersöz’e sıcak bakmıyor, görevin 3. Ordu Komutanı Ali Fethi Esener tarafından üstlenilmesini istiyordu. Cumhurbaşkanı Korutürk, Hükümet kararnamesini imzalamadı. Neticede Çankaya ve hükümet arasındaki sürtüşme Ersöz ve Esener’in emekli edilmesiyle giderildi. Ve İzmir’de emekliliği bekleyen Ege Ordu Komutanı Org. Kenan Evren KKK’na getirildi. Evren’e Genelkurmay Başkanlığı yolu açılmıştı.

Radikal

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım