AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[HaArP]

Batman'da düzenlenen referandumu boykot mitinginde BDP'li vekil Kışanak'ın hedefinde Erdoğan vardı.. BDP eşbaşkanı Gület Kışanak özerklik projesini de gündeme getirdi.

Yılmaz Ekinci'nin haberi

Barış ve Demokrasi Partisi tarafından Batman’da düzenlenen referandumu Boykot mitinginde konuşan Eş başkan Gülten Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı yalan konuşmakla suçladı. Kışanak “Demokratik Özerklik projesi sonrası Demokratik Kürdistan projesine” başlanacağını söyledi.
Batman’da iftar sonrası saat 20:00 da sanat sokağında BDP 12 Eylül de yapılacak referandumu boykot mitingi düzenledi. Düzenlenen mitinge BDP eş Başkanı Gülten Kışanak, Batman Milletvekilleri Bengi Yıldız, Ayla Akat Ata ve parti yöneticileri katıldı. Batman Milletvekillerinin yaptıkları kısa konuşmaların ardından söz alan Eş başkan Gülten Kışanak zehir zemberek açıklamalarda bulundu.

TEK TARAFLI ATEŞKES ÇÖZÜM GETİRMEZ

Eş başkan Gülten Kışanak barışa ses verilsin diye çağrıda bulunuyoruz Sivil toplum Örgütlerinin ve barışseverlerin isteği üzerine PKK ateşkes bir haftadan beri ateşkes ilan etti. Ateş kes tek taraflı olmaz diyen Kışanak askerinde elini tetikten çekmesi lazım. Sadece silahı güvenliğini korumakla yanında taşıyan PKK gerillalarını korumakta bundan böyle bizim görevimidir.

BAŞBAKAN HER GÜN MEYDANLARDA YALAN KONUŞUYOR

Kışanak toplanan kalabalık kitleye seslenerek “ siyasi partiler halkımızın iradesini karşı bir savaş başlatmışlar. Ellerindeki malzeme de yalan. Yalana sığınarak üç beş tane daha fazla oy almak için her gün meydanlarda yalan söylüyorlar. Tayyip Erdoğan bir başbakan sıfatıyla utanmadan her gün meydanlarda ve televizyonlarda yalan söylüyor. Diyor ki BDP ve MHP aynılar. Bunlar hayır cephesindeler. Bu apaçık bir yalan. Doğrudan bir yalan. Bir başbakan üç beş tane fazla oy alabilmek için birkaç kişini kafasını karıştıra bilmek için böylesine bir yalman hazırlıyor. Biz başından beri söylüyoruz. Hayırcılar statükocuların yanındadır, hayırcılar Kenan evrenin yanındadır, hayırcılar faşist anayasanın yanındadır, hayırcılar bizi inkar eden anayasayı korumakla görevlidir, biz onlara karşıda mücadele ediyoruz. Biz asla ve asla hayırcıların yanında değiliz. Ama hayırcıların yanında olmamak tayip Erdoğan7ın yanında olmanı anlamına gelmiyor. Biz onlara karşı verdiğimiz mücadele aynısında AK partisine karşı vereceğiz. Çünkü AKP ‘de bizi yok sayıyor. AK partide bizim irademizi kırmak istiyor. AK Parti Örgütlü gücümüzü dağıtmak istiyor. Bir tavsiye politikasının miradır AKP. Biz ona karşıda sonun kadar mücadele edeceğiz. Onun için o sandıklara bir tane “Evet” oyu da Bir tane “Hayır” oyu da girmeyecek. Halkımız o sandığa gitmeyecek. oyunu kullanmayacak demokratik iradesini açığa çıkartacak diyen Kışanak konuşmasına söyle devam etti.

HALKIMIZ YENİ BİR ANAYASA HAZIRLAYACAK

Eş başkan Kışanak “ halkımız yeni bir anayasa hazırlayacak. Biz yeni anayasayı halkımızla birilikte meydanlarda hazırlıyoruz. Başta kürt halkı olmak üzere, bütün kimliklere eşit mesafede yaklaşan, eşitlikçi bir anayasa istiyor musunuz?, kimliğinizin kabil edilmesin istiyor musunuz?, Anadilde eğitim istiyor musunuz?, düşünce özgürlüğünü istiyormususunuz?,Bütün inançları özgürce kendisini ifade etmesin istiyor musunuz şeklinde seslenen kışanak bunların hiç biri Tayıp’in yama anayasasında yok. Biz bunları yeni anayasa ya yazacağız. İnanıyorum ki 12 Eylül günü sandıklardan boykot tavrı evet ‘ten de hayırdan fazla çıkacak. Ya 13 Eylül günü tüm demokrasi güçleriyle birlikte yeni anayasa yı yazmaya başlayacağız. Yeni anayasa şimdiden hayırlı uğurlu olsun” dedi.

DEMOKRATİK ÖZERK KÜRDİSTAN GELECEK

Eş başkan kışanak, “ Başbakan Taraf olmayan bertaraf olur. Tarafınızı seçin ya benden yana yada MHP, CHP’den yana diyor. Biz ona diyoruz ki biz tarafımızı seçmişiz. Biz halkın tarafıyız, Biz özgürlük tarafıyız, biz barışın , kardeşliğin tarafıyız. Erdoğan renginizi belli edin diyor. Rengimiz bellidir. Bizim rengimiz Yeşil Sarı kırmızı “Kesk, Sor, Zer” dır. Türkiye ye demokrasi gelecek Kürt halkına özgürlük gelecek Demokratik özerk Kürdistan gelecek. Bunların anayasasında hiçbir rengin yeri yok. Ama bizim anayasamızı bizim rengimizi taşıyacak. Tüm kimliklerin kültürlerin rengini taşıyacak, özgürlükçü eşitlikçi bir anayasa olacak. Bizim referandum sürecindeki mücadelemiz, aynı zamanda demokratik özerklik projesin halkımıza anlatmak halkımızla paylaşmak tüm Türkiye’ye anlatma sürecidir. Biz
Biz sizlerle birilkte meydanlarda sokaklarda adım adım demokratik özerkliği inşa ediyoruz. Biz demokratik özerkliği sadece devletten beklemiyoruz. Biz halkımızı tüm toplumsal kesimleriyle tüm farklılıklarıyla özgütlü bir güce dönüştürüp demokratik özerkliği inşa sürecini en güçlü şekilde yönetmek zorundayız. Gençlerimiz geleceğimizdir. Bizim geleceğimzed demokratik özgür kürdistan projesindedir. Hepinizi bu mücadeleye en güçlü şekilde katılmaya , emek vermeye hizmet vermeye davet ediyoruz.
HABER 7


http://www.haber7.com/haber/20100821...-istiyoruz.php

[EZEL]

Kaşın Kaşın yakındır seninde işinin görülmesi ..

[HaArP]

Anlaşılan Bu ''Özerklik Fitnesi'' geleceğin Bölünen Ülkesi'nin başlangıç ayağı ! Allah sabır versin Milletimize...

Lanet kadın...

Bunlar kafayı yemiş olamlı ben kürt yönetimi altına giremem. İkinci bir isyanıda benim gibi düşünenler mi başlatsın. Diyarbakırdan çeksinler o pis ellerini yönetimmiş. Ne kadar çok koltuk sevdaları var.

[El Emin]

Geçen hak hak diye bağıranlar haklı idi evet kazanıyorlar haklarını..
Hak naraları oldu özerklik naraları...
Özerklik gelince ver elini bağımsızlık...

İki milletli bir devlet olsa yine özerklikten bahsedilebilir ama bu gün Diyarbakır'da %30 Vardır hadi onlarda özerklik istesin.Abaza çerkez laz arap boşnak hepsi istesin özerklik ortada devlet diye bir şey kalmaz.

BUNLARIN SESİ FAZLA ÇIKIYOR!HEMDE ÇOK FAZLA!

[Asi_isyankar]

Türkiye bölünüyor.
Hem de olması gerektiği gibi ve çok sağlıklı bir “mitoz” bölünme yaşıyor.
Bu “mitoz bölünme” lafını okuldan hatırlıyordum, internete girip baktım doğru mu hatırlıyorum diye, doğru hatırlıyormuşum.
“Yaşlanan” hücreler “mitoz” bölünmeyle ikiye ayrılarak yenileniyorlar.
Bence bizim yaşadığımız tam da bu.
Birbirine benzemeyen, birbirinin zıddı “iki ayrı şey” haline gelmiyoruz.
Kürtler Türkler, Aleviler Sünniler, solcular sağcılar olarak bölünmüyoruz.
Bugün bizim toplumun içinde varolan bütün “organizmalar”, bütün dinler, ırklar, mezhepler, varlıklarını ve birlikteliklerini aynen sürdürerek bölünüyor.
Oluşan bu iki yeni hücreden birinin içinde Türkler, Kürtler, Sünniler, Aleviler, solcular, sağcılar var.
Oluşan ikinci hücrenin içinde de Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler, sağcılar, solcular var.
Bu iki hücrenin “yapıları” aynı.
Ama “fikirleri” farklı.
Bölünmeyi bu kadar sağlıklı yapan da bu zaten.
Irka, dine, mezhebe değil fikre dayanan bir bölünme bu.
Bu cumhuriyetin kurduğu devlet ve toplum yaşlandı.
Sadece ordusu, yargısı, siyaseti, zenginiyle “iktidarı” yaşlanmadı, Kürdü, Sünnisi, Alevisi, solcusu ve sağcısıyla “muhalefeti” de yaşlandı.
İktidarda ve muhalefette aynı yaşlanma ve eskime ortaya çıktı, ikisi de “eski” alışkanlıklarının içinde kurumaya başladılar.
Bu anayasa referandumu “mitoz bölünmeyi” tetikledi.
Referandumdan dolayı bölünmüyoruz, “referandum” bu bölünmenin “gözle görülür” hale gelmesini sağlıyor sadece.
Kürtler kendi içinde bölünüyor, Sünniler kendi içinde bölünüyor, Aleviler kendi içinde bölünüyor, solcular, sağcılar kendi içinde bölünüyor.
Bu “yeni” bölünme bizim “eskiyen” dilimizi de zorluyor.
Biz, Türkler ve Kürtler “ayrımına” alışmışız mesela.
Bugün bu referandumda “Kürtler” dediğimizde hangi Kürtlerden bahsediyoruz?
Karşımızda tek bir blok halinde Kürtler yok.
BDP gibi, PKK gibi bu referandumu “boykot” etmeyi öneren Kürtler var.
Çok sayıda “sivil toplum kuruluşları”, politikacıları, aydınlarıyla anayasa değişimine “evet” diyen Kürtler var.
Hepsi Kürt ama bir “mitoz” bölünmeyle iki ayrı hücrenin içinde birbirlerinden ayrılıyorlar.
Aynı durum Sünni dindarlar için de geçerli.
AKP gibi, Numan Kurtuluş’un Saadet Partisi gibi değişime “evet” diyen Sünni dindarlar var.
Erbakan ve ekibi gibi değişime “hayır” diyen Sünni dindarlar var.
İkisi de Sünni ve dindar ama iki ayrı hücrenin içindeler şimdi.
MHP gibi “hayır” diyen “milliyetçiler ve BBP gibi “evet” diyen “milliyetçiler” var.
Ali Balkız gibi “hayır” diyen Aleviler, Salman Kaya gibi “evet” diyen Aleviler var.
İki “ayrı” hücrenin içindeki “organizmalar” aynı ama fikirleri tamamen farklı.
Bu farklılık sadece bu “referandumla” sınırlı kalmayacak.
Bundan sonraki birçok tartışmada biz bu “mitoz” bölünmeyi hep göreceğiz.
Sorunları “alıştıkları” şekilde çözmeye çalışan iktidar ve muhalefet bir yanda kümelenecek, sorunlara yeni çözümler arayan iktidar ve muhalefet diğer yanda.
Bu, “iktidar ve muhalefet” arasındaki anlaşmazlıklar ve çatışmalar bitecek anlamına gelmiyor.
Çatışma sürecek ama bir “hücrede” bu çatışma yepyeni bir dil ve yepyeni bir boyut kazanacak, öbürünün içinde eski dil ve eski anlayış görülecek.
“Çatışma ve mücadele” biçimi değişiyor.
Şiddetin, öfkenin, intikamın, meydan okumanın, ezmenin, “ben sana gösteririm” babalanmalarının yerini, “eşitliği ve özgürlüğü” isteyen, çözümü akılla arayan bir anlayış gelecek.
Silahın yerine aklı koyan bu yeni “oluşum” bir başka bölünmeye de gebe olabilir, Kürtler ve Türkler olarak da bölünebilir bu yeni hücre ama böyle bir bölünme olsa bile bu, ölümü değil huzuru ve mutluluğu arayan bir bölünme olur.
Bu toplum yaşlanmış, eskimiş ve yok olmanın kıyısına gelmişti, kuruyup ölebilirdi ama büyük bir “hayatiyet” göstererek yepyeni bir bölünmeyle canlanıyor şimdi.
Irka, dine, mezhebe değil fikre ve yönteme dayalı bu bölünme beni çok umutlandırıyor.
Yenileniyor ve tazeleniyoruz.

[email protected]



KUM SAATİ 21.08.2010
Ahmet Altan
Bölünmek

Yok birader bunlar azıtmış bunların her birine deniz baykal gibi kişiler lazım anca o zaman alevleri söner.Ya bu şekilde, yada ağzına jop yiyerek veya tazikli suyla kaselerini kırarak.

Artık bunlara önlem alınsın,bu tür açıklama yapmak düşünce özgürlüğü değil,ağızdan s..maktır.Vekillikleri düşürülmeli.

Ağzındaki baklayı çıkarmaya başladı köpekler..

[Kadızâde Rûmi]

Referandum süreci yaklaştıkça milletin asabını bozmak, referandumu sabote etmek için bu çıkışları yapıyorlar. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Şayet bu ülkenin başına 2001'deki gibi iş yapamaz bir hükümet gelse, ülke krize girse, emin olun terör de azalır.

Fakat ülkemizin de artık radikal kararlar alması lazım. Açık açık bölücülük yapan bu kişilere fırsat verilmemesi gerekiyor. Eğer bu ülkenin bölünmesi için çalışanlar varsa, demokratik özerklik isteyenler varsa, demokratik bir şekilde ülke vatandaşlığından derhal çıkartılmalı ve sınırdışı edilmelidir.

Şayet biz bugün bu insanları vatandaşlıktan çıkartmazsak veya bunları vatana ihanetten yargılayıp hak ettikleri cezayı vermezsek, yarın ermeni tehcir kanunun bir benzerini ayrılıkçı Kürtler için çıkartmak zorunda kalırız.