AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dış Gündem Dış Gündem ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-24-2010, 22:13   #31
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Pakistan: Ateşle suyun savaşı


Bir afet karşısında halkına sığınma alanlarını çok gören kalkınma anlayışı dileriz sorgulamaya açılır Pakistan'da...

Yanan ruhumdan ateş çıkardım
Doğu’nun sinesine bir yürek koydum
Toprağı alev yeri oldu nağmemden
Yıldırım gibi bağrına düştüm…
İkbal, Lale-i Tur’dan. (Bakış Yayınları; çeviren: Murat Sürmen.)

Varlığını savunma konusunda güçlü olmaya bağlayan bir ülke Pakistan; pek çok ulus devlet gibi. 1947’de Hindistan’dan bölünen ülke daha sonra bedeninden bir parçanın koparılmasına engel olamadığı için de bütünlüğünü koruma endişesiyle geliştirdi yapısını. Muhammed İkbal’in hayal ettiği memleket, Türkiye’ye sadece “dış tehdit” söylemlerinin siyasal ve sosyal yapıyı belirlemesi açısından değil, askeri darbelerin bir kurtuluş olarak sunulmasıyla da benziyor.

Hindistan nükleer silaha sahipse, Pakistan da buna mecbur muydu? Bu soruya İkbal’in vereceği cevap üzerine düşünüyorum. Pakistan bir ulus devlet olarak doğdu ve bir ulus devleti taleplerine göre biçimlendi, kuruluşunda etkili olan kaygılar ne olursa olsun.

Ben İkbal’i sadece anlamı okudukça derinleşen, ayrıca ağdalı olmaktan uzak mısralarıyla değil, ete kemiğe bürünen Pakistan sevgisi yüzünden de önemserim; bir tutkuya sahip olup da hamasetten uzak bir dille onu mısralara dökmek her şairin harcı olmasa gerek. Bir zamanlar küçük bir kitapla bağımsızlık mücadelesini irdelediğim İkbal’in hayal ülkesi, şimdi bir tabii afet karşısında ayakta kalmaya çalışıyor. İnsan tekinin hiçe sayıldığı iklimlerde isimsiz kalabalıkları önüne katıp sürükleyen tabii afetler gibi terör olayları ve askeri darbeler de eksik olmuyor.

Pakistan aşkla doğmuş bir ülke; gelgelelim aşk yerini kolaylıkla modern devlete özgü beka çabasının piyasa işi alışverişlerine terk edebilmiş. İkbal sömürgeci ideolojinin halkına modernleşme adına dayattığı kalkınma parametrelerini küçümserdi. Batı’nın maddi medeniyeti, Hindistanlı Müslümanın sahip olduğu duygusal kaynaklardan beslenmeyi öğrenmediği takdirde çöküşe geçecekti; buna inanırdı. Kendini her açıdan geliştirmek ise ancak “aşk” yoluyla mümkündü. Dostoyevski’nin “kardeşlik yeteneği” olarak tanımladığı ve Batı’da bulunmadığını öne sürdüğü duygusal kaynağı hatırlatıyor, İkbal’in Doğu’ya özgü olarak gösterdiği aşk yeteneği.

İnsan İkbal’in mısralarında tutuşan ülkünün teslim olduğu çıkmaza bakarken, hüzünlenmeden edemiyor. Ana kıta ile süregiden silahlanma yarışı Pakistan’ı nükleer silaha sahip ve fakat halkının iradesi değersizleşen bir ülkeye çeviriyor. Amaçlı, hissiyat sahibi ülke, binlerce can verirken kendisini doğuran sebepleri hatırlamaya devam edecek; 1947’deki kuruluşun büyük umutları öylesine bitimsiz bir kaynak sanki! Arada ise politikacılar ona sonsuz ve sınırsız savunma ihtiyacının gerekleri olan düşmanlarını hatırlatmaya devam ediyorlar. Düşman elbet hiç eksik değil, silah tüccarlarının gölgesinin de yeryüzünde dolaşan düşük gerilimli savaşlardan eksilmiyor oluşu gibi.

Ebul Kelam Azad bir İngiliz projesi saydığı, Müslümanları böleceğine de inandığı için Pakistan’ın kuruluşuna karşı çıkmıştı. İkbal ise Pakistan’ın modern ulus devletlerin dışında bir model sunabileceğine inanıyordu. İkbal’in hissiyatı şöyle de açıklanabilir: Her şey o kadar kötüye gidiyor ve çöküş halinde ki, ulus devlet yoluyla bir kurtuluşun önü açılabilir! Başka türlü bir güçle var olmak; İkbal’in özlediği buydu. Sanki kopulan ülkeyi, asla tamamlanmayan bir yapılanma modeli olarak yanında taşıdı Pakistan’ın güç arayışı içindeki liderleri. Yeşil kuşağa dolanmak ise silahlanma yarışında makul bir noktaya çekilmeyi değil, tehditleri çoğaltan bir coğrafyanın onayı anlamına gelirdi.
Her hangi bir ülke için mevcut bulunanın dışında, bambaşka bir güçle donanmış olarak bilinen global yapıların dışına çıkmak o kadar mı imkânsız… Müslümanların savunma talebi, bir çarkın dişlilerine kapılıp gitmeyi kaçınılmaz mı kılıyor…

İkbal başka türlü bir direnişin mümkün olduğunu savunurdu. İnsan kendi yüreğindeki korun kıymetini bilse, tüzel kişilik olarak devlet sınırlarını ve asli görevlerini fark etmeye zorlanmaz mı…

Bir afet karşısında halkına sığınma alanlarını çok gören kalkınma anlayışı dileriz kendini sorgulamaya açılır Pakistan’da, bundan böyle. Hiç olmazsa alt yapı daha güçlü, yardımı yayan tesisler ve araçlar da daha yaygın olabilirdi, diye düşünüyorum sel felaketi üzerine haberleri okurken, izlemeye çalışırken. Başka türlü kurgulanan güç (ve zafer ideali), afetin çığırından çıkmasına engel olurdu. İkbal’in ruhundan kopan ateşin korları dahi, sel dalgalarına direnerek ulaşırdı ihtiyaç duyulan ocağa.



















Cihan Aktaş/ Dünya Bülteni
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-25-2010, 10:31   #32
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart

Sel, Pakistan'ı 50 yıl geriye götürdü
Kızılay Afet Yönetim Danışmanı Hakkı Ersoy, "Sel felaketi Pakistan'ı 50 yıl geriye götürdü" dedi.

Türk Kızılay'ı Afet Yönetim Danışmanı Hakkı Ersoy, Sel ve muson yağmurlarının Pakistan'daki hayatı felç ettiğini belirterek, "sel felaketi; Pakistan'ı sosyal, ekonomik ve psikolOjik olarak derinden etkiyerek 50 yıl geriye götürmüştür" dedi.

Pakistan'da 2005 yılında meydana gelen deprem sırasında bölgede görev yapan Afet Yönetim Danışmanı Ersoy, soruları cevapladı.

2005 yılındaki depremin merkezini Pakistan'ın Muzafferebad Bölgesi'nde etkili olduğunu ifade ederek, 33.5 milyon insanın evsiz, 75 binden fazla insanında hayatını kaybettiğini anımsattı.

Deprem sonrası bölgeye gelen Türk Kızılayı'nın depremzedelere 4 yıl boyunca barınma, sağlık, eğitim, psikososyal ve rehabilitasyon konusunda yardımda bulunduklarına işaret eden Ersoy, toplumda afet bilinci oluşturulması ve toplumun afetlerlerle başa çıkabilmesi konusunda eğitim faaliyetlerinde bulunduklarını söyledi.

Ersoy, 2005 yılındaki deprem sırasında alt yapısını kaybeden Pakistan Kızılayı'na Türk Kızılayı'nın birçok alanda destek verdiğini anımsatarak, Pakistan Kızılayı'na modern ekipman ve araçlarla donatılan Afet Yönetim merkezi inşa ettiklerini söyledi.

Türk Kızılayı'nın 2005'ten bu yana bölgede faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade eden Ersoy, sel felaketi sonrasında bölgeye ilk gelen yardım kuruluşunun Türk Kızılay'ı olduğunu kaydetti. Pakistan'da her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında muson yağmurlarının etkili olduğunu ifade eden Ersoy, Küresel iklim değişikliği etkisi nedeniyle Muson yağmurlarının nitelik değiştirdiğini ve yağmurların afete dönüştüğünü söyledi.

Pakistan'daki selin afete dönüşerek yaşamı sekteye uğrattığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

"Sel felaketi; Pakistan'ı sosyal, ekonomik ve psikolojik olarak derinden etkiyerek 50 yıl geriye götürmüştür. 2005 yılındaki depremde elde edilen dersler ışığında gerek hükümet gerekse Pakistan Kızılay'ı nezrinde sel felaketine müdahale faaliyetleri yakından takip edilmiştir. Selin meydana geldiği 21 Temmuz'dan itibaren Türk Kızılayı'nın Pakistan Kızılayı'na kazandırdığı Afet Yö netim ve Lojistik Merkezi'nde Kriz masası oluşturarak çalışmalarına başlamıştır. Bütün gelişmeleri bu merkezde takip eden Türk Kızılay'ı Muson yağmurlarının meydana getireceği kayıpları öngörerek 2005 yılında olduğu gibi felakete ilk müdahalede bulunan en son alandan ayrılan kurum olmuştur. Pakistan'a en çok ihtiyaç duyulan gıda, sağlık malzemesi, temiz su, barınma ve barınma malzemelerini 7 uçakla bölgeye gönderildi."

Ersoy kuzeyden güneye ülkeyi etkisine alan yüzde 70'ini sular altında bırakan sele müdahale kapsamında bütün uluslararası yardım kuruluşlarının dikkatini Pakistan'a çekmeye çalıştıklarını ifade ederek, "Türk Kızılay'ı tarihindeki en büyük insanı yardım operasyonlarından birini daha gerçekleştiriyor." dedi.

Bu arada, bölgeye gelen Türk Kızılay'ı delegasyon Başkanı Mustafa Yılmaz başkanlığındaki ekibe önümüzdeki günlerde katılımların olacağı belirtildi.



Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-25-2010, 11:26   #33
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Pakistan’da ikinci sel korkusu


4 bin 935 okul geçici kamp olarak kullanılıyor. Sel bölgesinde 960 bin hamile ve emzikli bayan bulunuyor.

Son yüzyılın en büyük felaketinin yaşandığı Pakistan’da sel suları çekilmeden, geniş bir bölgeyi etkileyecek ikinci bir selin gelmesi bekleniyor. Selin ikinci defa gelmesi beklenen bölgelerde insanlar evlerinden uzaklaştırılıyor. Shahdadkot, Jamshoro, Matiari, Thatta ve Haydarabad şehirleri ve etrafındaki köyler yeni bir sel riski ile karşı karşıya kalmış durumdalar. Önümüzdeki hafta boyunca Pakistan’ın bazı bölgelerinde Muson yağmurlarının yeniden etkili olması bekleniyor.

Uluslararası yardımın yetersiz kaldığı Pakistan’da yaşanan sel felaketinin boyutları her geçen gün artıyor. Pakistan’da çoğu çocuk 56 kişi salgın hastalıklardan dolayı hayatını kaybetti.

Sel felaketinin yaşandığı ilk günden itibaren kardeş Pakistan halkına yardım ulaştıran İHH İnsani Yardım Vakfı çalışmalarını arttırarak devam ediyor. Sel bölgelerinde yoğun çalışmalar yapan İHH ekipleri, Kyher Pakhtunkhwa ve Pencap eyaletlerinde 5 bin kişiye sıcak yemek dağıtımına devam ediyor. Ayrıca Haripur eyaletinde bulunan dikiş atölyesinde günlük 200 kişi için giysi dikiliyor ve dağıtımı yapılıyor. Bölgede gıda, battaniye ve ayakkabı dağıtımları da devam ediyor.

Sel bölgelerine helikopterle ulaşılacak

Selden etkilenen bazı bölgelere sel suları çekilmediği için hala ulaşılamıyor. İHH ekipleri ulaşılamayan bölgelere helikopter ile giderek gıda dağıtımı yapacak. Kargo uçağının hazırlıkları ise bütün hızı ile devam ediyor.

Bölgedeki İHH görevlisi Nalan Dal, sel sularının ülkenin kuzey bölgelerine yönelmesi sonucunda Pencap bölgesinde ikinci bir ofis açtıklarını belirtti. Pakistan’da hayatın gittikçe zorlaştığını ifade eden Dal, yeni sel korkusu ile insanların evlerini terk etmeye devam ettiğini söyledi. Dal, sadece Shahdadkot bölgesinden 100 bin kişinin evlerini terk ettiğini belirtti.

600 bin ton tohumluk buğday sel suları altında kaldı

Selin geçtiği bölgelerde sadece evlerin hasar görmediğini dile getiren Nalan Dal şunları söyledi: “Sel sularının geçtiği yerlerde sadece evler etkilenmiyor, tarım arazileri sular altında kalırken, hayvanlar da telef oluyor. 3,5 milyon hektarlık tarım alanının zarar gördüğü tahmin ediliyor. Bu doğal olarak Pakistan’ın bütün tarım sürecini etkilemiş oldu. Önümüzdeki ürün mevsimlerinde de bu arazilerden faydalanılamayacak. Depolarda bulunan yaklaşık 600 bin ton tohumluk buğday sel ile yok oldu.

Okullar kamp olarak kullanılıyor

Pencap, Sind, Balochistan, Khyber Pakhtunkhwa, Gilgit-Baltistan ve Azad Keşmir’e yaklaşık 7 bin 820 okul kısmen veya tamamen zarar gördü. Bunun yanı sıra 4 bin 935 okul geçici kamp olarak kullanılıyor.

20 milyon insan salgın hastalıkla karşı karşıya

Bölgede sağlık çalışmaları da sıkıntılı bir şekilde devam ediliyor. Ulaşılamayan bölgelerden sağlık sorunlarından dolayı ölüm haberleri geliyor. 20 milyon insan salgın hastalıklarıyla karşı karşıya. Şu ana kadar yalnızca 1.5 milyon kişi sağlık taramasından geçirildi.

960 bin hamiye ve emzikli bayan bulunuyor

Sel bölgelerinde etkilenen toplam 960 bin hamile ve emzikli bayan bulunuyor. Ve doğması beklenen çocukların yarısı hayati tehlike altında.













Dünya Bülteni / Haber Merkezi




Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2010, 10:46   #34
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart 800 bin kişiye sadece havadan ulaşılıyor


Sel felaketi nedeniyle mahsur kalan 800 bin kişiye sadece havadan ulaşılabiliyor.

Pakistan'daki sellerde 800 bin kişinin sel suları yüzünden mahsur kaldığı ve bu kişilere sadece havadan ulaşılabildiği bildirildi.

Birleşmiş Milletler, bu afetzedelere hayati yardımların ulaştırı labilmesi için en az 40 helikoptere daha ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un insani işlerden sorumlu yardımcısı John Holmes, "daha önce eşi benzeri görülmemiş böylesine bir selin, emsali olmayan lojistik sorunlar yarattığını" belirterek, bu sebeple uluslararası camianın olağanüstü çaba göstermesi gerektiğini söyledi.

Mahsur kalanların çoğunun yolları ve köprüleri selin alıp götürdüğü dağlık kuzeybatıda olduğu belirtiliyor.

World Vision adlı yardım örgütü, bazı felaketzedelerin evlerine dönebilmelerinin 3 ay alabileceğini bildirdi.

Bu arada hükümetin sellerden etkilenen her aileye 20 bin rupi (345 lira) yardım yapacağı açıklandı.




Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-27-2010, 10:56   #35
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Pakistan'da 400 bin kişiye tahliye çağrısı


Günlerdir felaketle boğuşan Pakistan'da Indus nehrinin taşması riski nedeniyle 400 bin kişinin tahliye edilmesi istendi.
Pakistan'ın güneyinde, Indus nehrinin taşması riskiyle karşı karşıya bulunan üç kentteki 400 bin kişiye tahliye çağrısı yapıldı.

Thatta bölgesinden bir idari yetkili, Sujawal, Mirpur Bathoro ve Daro kentlerinde oturanlara daha güvenli yerlere gitmeleri için çağrıda bulunduklarını belirtti.

Şiddetli Muson yağmurlarının Indus nehri ağız kısmı civarında suların kritik seviyeye ulaşmasına neden olduğu kaydedildi.

BM verilerine göre, Pakistan'daki sel felaketinden 17 milyonu aşkın kişi etkilendi ve yaklaşık 1,2 milyon ev yıkıldı. Halen 5 milyon dolayında Pakistanlının barınacak yeri bulunmuyor.











Dünya Bülteni / Haber Merkezi


Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-27-2010, 11:01   #36
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart İhsanoğlu, Pakistan'a gidiyor


İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu giderek daha büyük bir afet bölgesi haline dönüşen Pakistan'a gidiyor.

İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu giderek daha büyük bir afet bölgesi haline dönüşen Pakistan'ı ziyaret edecek.

Genel Sekreter İhsanoğlu, Pakistan Başbakanı Rıza Gilani ile İKT üyesi ülkelerin insani yardım kuruluşlarından afet bölgelerine gönderilen yardımların koordinasyonunu sağlamak için düzenlenen geniş katılımlı toplantının açılışını yapacak.

İslamabad'da Serena otelde Pazar günü düzenlenecek olan toplantının ana gündemi doğru yardımın, zamanında ve doğru bölgelere nasıl ulaştırılacağı olacak. Pakistan'da yaşanan afetin ardından lojistik ve koordinasyon sıkıntısı yaşandığı daha önce Cidde'de İKT genel merkezinde yapılan acil toplantıda dile getirilmişti. Genel Sekreterlik İKT üyesi ülkelerin hükümetleri, yardım kuruluşları ve yardımseverler arasında koordinasyonu sağlamak için özel bir mekanizma önerecek.

Toplantıya Pakistan Afet Yönetimi ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın yanı sıra yaklaşık 30 İKT üyesi ülkenin insani yardım kuruluşu da katılacak.

Genel Sekreter Ekmeleddin İhsanoğlu toplantının ardından selden etkilenen bölgelere giderek devam eden yardım faaliyetlerini yerinde inceleyecek.

İhsanoğlu, Pakistan Devlet Başkanı Atıf Ali Zerdari başta olmak üzere üst düzeyli yetkililerle de ikili görüşmelerde bulunacak.













Dünya Bülteni / Haber Merkezi

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi