AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Necip Fazıl]

Türkiye Gazetesi'ne özel röportaj veren Avrupa Müslümanları Birliği Başkanı Alman Abu Bekr Rieger, "Avrupa kökenli ve Avrupalı müslümanlar olarak İslâm'ı daha fazla insanlara anlatmak, paylaşmak, müjdelemek istiyoruz. Kur'an insanları nasıl çekiyor, hayret içinde bırakıyor. Bunu insanlarla paylaşmak görevimiz" dedi.

Avrupa Müslümanları Birliği Başkanı Alman Abu Bekr Rieger, Türkiye Gazetesi Dış Haberler Müdürü Hayrettin Turan'a Avrupa'da yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Bir Avrupalı olarak hukuk öğrencisiyken Müslüman olan ve Avrupa Müslümanlar Birliği vakfını kurarak, İslâmiyet'i anlatan ve çeşitli platformlarda savunan Abu Bekr Rieger, Almanya'da Thilo Sarrazin'in sözleriyle başlayan tartışmaya bir Alman olarak yorum yaptı.
Almanya Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Thilo Sarrazin, aynı zamanda ülkedeki Türklerin ağırlıklı olarak taraftarı olduğu Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesi de olmasına rağmen, göçmenlerin Almanya'ya zarar verdiğini iddia etmiş ve hakarete varan kışkırtıcı ifadeler kullanmıştı. Kur'an-ı Kerîm'in nazil oluşunun 1400. yılı dolayısıyla İstanbul'da İRCİCA tarafından düzenlenen toplantıda kendisiyle görüştüğümüz EMU Başkanı Abu Bekr, siyasi çevreler ve başta başbakan olmak üzere bu kışkırtıcı ifadelere çok sert tepki gösterildiğini hatırlattı.

MEDYA BÜYÜTÜYOR
Dünyanın dört bir yanından onlarca ülkeden Müslüman temsilciyi buluşturan ve Başbakan Recep Tayyif Erdoğan'ın da katıldığı toplantıda sorularımızı cevaplayan Alman asıllı Bekr, Thilo Sarrazin bağlamında Müslümanlara yönelik bakış açısı hakkında şunları söyledi, "Aslında bu konularda Almanya'da olsun, Türkiye'de olsun muhafazakar partilerin görüşlerinin birbirine yakın olması gerekir. Bu Merkez Bankası Yönetim Kurulu'nda olan beyefendi, medya tarafından manşetlere çıkarıldı. Almanya'nın başta gelen iki büyük medya devi bu işi iki hafta boyunca o kadar çok ön plana çıkardılar ki çatışma kaçınılmaz oldu. Önceki hafta büyük gösterişle kitabını tanıttı. Göçmen nüfusu eleştiren 'Almanya Kendini Yok Ediyor' adlı kitabı aslında kimi kitapçıların raflarında kaybolup tozlanacak bir kitap. Medyanın bu tavrı, kitabı en çok satılanlar arasına soktu. Kitap incelendiği zaman hiçbir tutarlı tarafı yok. Çünkü kitapta istisnai olaylar, aşırı tavırların sanki normalmiş, genelmiş gibi sunulması var. Gerçekten de kitap, İslâm ve müslümanlar hakkında bilgisizliğin bir göstergesi.

ANLATMAK ZORUNDAYIZ
Bu adam ne demek istedi, bana karşı hangi mesajı verdi? Şimdi İslâm dünyası ve müslümanlar olarak zor zamanlar yaşadığımız bir süreç. Fakat şunu da görüyoruz, Avrupa'nın tek düşündüğü şey İslâm. Bundan başka konu yok. İslâmı sevenler ne kadar olursa, İslâmı sevmeyenler de elbet olacaktır. Avrupa kökenli ve Avrupalı müslümanlar olarak İslâm'ı daha fazla insanlara anlatmak, paylaşmak, müjdelemek istiyoruz. Kur'an insanları nasıl çekiyor, hayret içinde bırakıyor. Bunu insanlarla paylaşmak görevimiz.
EMU Başkanı, Thilo Sarrazin'in Müslümanlıkla ilgili açıklamalarını, "Bu türden genellemelerin yapıldığı talihsiz açıklamalar, Almanya'daki Müslümanların hukuk devletine olan güvenini güçlendirmiyor, aksine zayıflatıyor" şeklinde değerlendirdi. Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Thilo Sarrazin'in, Müslüman göçmenler konusunda ırkçılığa varan açıklamalarını eleştiren Ebu Bekr Rieger "Sarrazin provokasyonu seviyor. Almanya'da uyum konusundaki siyasi tartışmanın, Sarrazin tarafından belirlenmesine izin verilmemeli.

BİRLİĞİN AMAÇLARI
Amaçlarının, Müslüman toplumla Avrupalı yerli halkının hoşgörü ortamında buluşmasını sağlamak olduğunu belirten Abu Bekr, Müslümanlar ile Müslüman olmayan halklar arasında anlayış ve diyaloğun geliştirilmesine Avrupa Müslüman Birliği'nin önemli katkısının olduğunu vurguladı. "Müslüman toplum Avrupa'nın bir parçasıdır. Horlamak ve dışlamak büyük bir hata ve haksızlıktır. Bu yanlış ve haksızlıklar yanlış anlaşılma ve bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Biz dışlayıcı ve ayırımcılığa karşı uzlaşıcı ve karşılıklı hoşgörü ortamının oluşmasına katkı sağlamak amacıyla çalışmalar yapıyoruz" diyen EMU Başkanı Bekr, "Bizim burada bir ilkemiz bir tutumumuz var. O da terörden, terörizmden uzak durmak. Hem dini açıdan hem de ilmi açıdan. Alimler tarafından da taklit edilen şeylerle ondan kendimizi uzak tutmalıyız. Tabi aynı zamanda tam tersine gidip İslâm'dan uzaklaşacak ya da taviz verecek halimiz yok. Birçok ülkeyi ziyaret ettik. İnsanlara oradaki anlayışı aktarabilelim. Bir de şöyle söyleyebiliriz: İslamofobi denilen şey kendi başına büyük bir problem. Onların kullandıkları metodlarla biz cevabımızı vermiyoruz. Başka yollardan cevabımızı veriyoruz. Biz tutum olarak olumlu olmak, pozitif bir şekilde daved edici olmak durumundayız. Müslümanlar kendi içine, kendi kabuğuna çekilmemeliler. Fakat Alman toplumuna açılmaları, onlarla beraber bu krizi aşmayı denemeleri lazım. Almanların meşhur sözleri var: Sevginin yolu müjdeden geçer derler. Bunun için insanları ziyafetlere davet etmemiz lazım" şeklinde konuştu.

BİRLİĞİN DURUMU
EMU Vakfı Başkanı Abu Bekr Rieger, "Avrupa'da gittikçe gelişen ve yakın zamanda iki katına çıkması beklenen 21 milyon Müslüman nüfus mevcut. İslam Avrupa'ya yabancı değil. Müslümanların yüzyıllardan beri Avrupa'da var" diyerek şunları söyledi: "Bu durum göz önünde bulundurularak Müslümanların gelecekteki rolleri, olumlu ve destekleyici şekilde EMU nun bu süreci her sahada ve özellikle sosyal, kültürel ve ekonomik projelerle aktif bir şekilde destekleyeceğini dile getiren Ebu Bekr, "Birlik Avrupa'da Müslümanların muhtelif hukuki ve sosyal durumlarını inceleyecektir, Müslüman topluluklar arasında kapsamlı ve karşılıklı bir program sayesinde Avrupa'da İslami hayat anlayışının zenginleştirilmesini hedeflemektedir" diye konuştu.
İslam dininin Avrupa'nın ayrılmaz bir parçası olduğunu da ifade eden Ebu Bekr, İslam dininin Avrupa'da yayılma hızı, Avrupalı politikacıları, dini liderleri, araştırmacıları ve basını şaşırtıyor. Bunun başlıca sebebinin Batı toplumundaki dini ve kültürel değerlerin erozyona uğraması sonucu, İslam'ın daha kapsamlı ve doyurucu olması; sağlam sosyal ve aile yapısını sunması..
Birliğin yönetim kurulunun manevi merkez olarak İstanbul'u seçtiğini, böylece de İstanbul'un batı ve doğu arasında köprü ve bir Avrupa metropolü olduğunu vurguladığını söyledi. EMU'nun idari merkezi için Almanya'nın Bonn kentinde, ayrıca Avrupalı Müslümanların sosyal ve kültürel altyapılarını desteklemek için de Fransa'nın Strasburg kentinde büro açtıklarını, İspanya, Balkanlar gibi vakıflar kurulduğunu belirtti.
ETKİLİ PLATFORM ŞART
Avrupa'da Müslümanların seslerini duyurabilecekleri bir çok platformlara ihtiyaç duyduklarını yaptığımız görüşmeler ve toplantılar sonunda tesbit ediyoruz. Bizim görevimiz İslam'ın medya tarafından töhmet altında bırakılmasını önlemektir. Müslümanların her yönden toplumda aktif rol alarak Avrupa`nın bir parçası olduğunu göstermesi gerekmektedir"
Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Müslümanlara hukuki, kültürel ve sosyal alanlarda yardımcı olmak amacıyla Avrupa Müslümanları Birliği "European Muslim Union" (EMU)'yu kurduk. Avrupa ülkelerinin birçoğunda toplantılar düzenliyoruz. Amaç ise Avrupalı Müslümanların günümüz Avrupa'sına yapacakları olumlu katkıları, Müslümanların durumlarına ve problemlerine ele alarak , mevcut problemlere çözüm için ortak çalışmalar yapmak. Aynı zamanda değişik Avrupalı Müslüman Toplulukların birbirleriyle tanışıp fikir alışverişinde bulunmaları için de toplantılarımız çok önem kazanıyor.

NASIL MÜSLÜMAN OLDU
20 sene önce müslüman oldum. O zaman hukuk öğrencisiydim. İslamiyetle önceden hiçbir ilgim yoktu. Müslüman olma ihtimali birden karşıma sürpriz olarak çıkıverdi. Benim orada yaşadığım muhit Karaorman bölgesiydi. Muhafazakar ufak bir yerde yaşardım. Benim orada Müslüman olmam çok büyük yankı yaptı, Şaşırtıcı tepkiler duyuldu. İşte bunlardan anladım ki, benim kendimi anlatmak için biraz daha çalışmam lazım. Daha bilinçli davranmam lazım. İlk başta annem ve babamdan başlayarak İslâmın ne olduğunu derinden açıklama ihtiyacı hissettim. Benim onlarla çok konuşmam gerekti. Ama onları sonuçta ikna eden şey, benim çocuklarım ve onların terbiyesi oldu. Çocuklar çocuk olmalarına rağmen en azından daha terbiyeli hareket ediyorlar. Neden, çünkü onlar kendilerini Allah'a yöneltmişler ve kendi hareketlerine dikkat ediyorlar.
Bir gazete yayınlamaya başladım. Hem mesleğim olan avukatlığı, hem de İslamı anlatma merakımı birleştirmek istedim ve bu gazeteyi yaptım (İslamich Zeitung). Ayda bir kere yayınlanıyor. Son 10 sene içinde Almanya'daki bütün Müslümanlar için platform, bir ses bölümü oldu. İslam hakkında bilgi almak, öğrenmek isteyenler bizim web sitemize girerek, inceliyorlar. Benim Müslüman olmaya karar vermemde olağanüstü bir olay olmadı. Yavaş yavaş tüm sorularıma cevap bularak, bütün duygularımla Müslüman oldum. İlk olarak kalbim Müslüman olmuştu. Sosyal, kültürel ve öteki sahalarda da bu sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmeliyiz. İslam, bizim bugünümüzü ve geleceğimizi aydınlatan, onu yönlendiren değerler bütünüdür. Bunu anlatmak istiyorum."

Türkiye

[El Emin]

Hizmet ve aksiyon dolu, bendelerini ve ruhlarını islam yoluna vermiş İslam erlerinin çabaları ve topluma saçtıkları nur ışıkları elbetteki tepkisiz kalmayacaktı.Mevla halis niyet ve çalışmaları zayi etmeyecektir.Bu Sedaların yükselmesi kaçınılmaz olacaktır.En gür seda islamın olacaktır.ALLAH'ın inayet ve keremiyle...