AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-25-2010, 12:43   #1
Kullanıcı Adı
mücahid55
Standart "Birleştirici Kalkan" Sistemi(!)
Akif Emre - Yeni Şafak
[email protected]

"Birleştirici kalkan" sistemi(!)


Son dönemde Türk medyası hiçbir konuda bu kadar ortak çizgiye gelmemişti... Referandumla beraber Türkiye'de kamuoyunun derin bir çatlakla ikiye bölündüğünü ve bu çatlağın gittikçe derinleşmekte olduğunu varsayanlara inat ortak bir ses verdi. Hem de dış politikada eksen kayması yaşandığını savunan batıdan yana ölümüne taraf olanlardan Ortadoğu'da Osmanlı ruhunu dirilttiği için dünyaya posta koymaya hazırlanan muhafazakarlara değin geniş bir kesimi birleştirdi füzeler. Hatta Amerika'nın İran'ı vuracağından endişe eden, Irak işgaline ortak olmamak için tezkereye karşı meydanlara dökülen kitlelerden bile ses çıkmadı... Felaket tellallarının seslendirdiği, derin çatlağın memleketi kaosa götüreceği kehanetine karşı kalkan oldu füze kalkanı sistemi.

Doğrusu hükümet de iyi bir kriz yönetimi sergileyerek medyayı yönlendirmeyi başardı. (Eski) merkez (yeni bir kısım) medya dahil açıkça karşısına aldığı kesim bile Türkiye'nin zaferinden bahsediyordu.

Milli meseleler dahil hemen hiçbir konuda ortak hareket edemeyen bu bölünmüş/lük/ler cephesini bir araya getiren 'sihirli formül' üzerinde de pek durulmadı. Zaten 'sihirli formül'ün varlığı fark edilmiş olsa büyü bozulacaktı belki de.

Aslında bu sihirli formülün birleştirici gücüne güvenen (hatta kimileri için inanan kelimesi bile kullanılabilir) bazı kesimler tüm ayrışma noktalarını, çıkar çatışmalarını bir kenara bırakıp füze konusunda elde edilen sonuç karşısında derin nefes aldıkları söylenebilir.

Füze kalkanı sisteminin Türkiye'ye yerleştirilmesiyle biten bir NATO zirvesinde hangi gerekçelerle zafer kazanmış olabilirdik?


Dahası bunca farklı siyasi bağlantıları olan, farklı sermaye ilişkileri olan medya grupların füzelerin memleketimize yerleştirilmiş olmasında nasıl fayda görüyor hatta çıkarları olabilirdi?


Her ne kadar NATO adına görünse de sonuçta bu füzelerin Amerikan kontrolünde,
yani yabancı bir askeri gücün son sözü söyleyeceği bir silah sistemi olduğu açıkken. Yabancı askeri gücün kendi ülkesinde şu veya bu şekilde konuşlanmasının anlamı ne olabilirdi? Üstelik, hükümetin ince ince işleyerek yeniden dostluk kurduğu komşularımıza karşı bizi taraf olmaya zorlayacak bir güç temerküzü söz konusu.

Füze sisteminin Amerika açısından önemi bir tarafa Türkiye açısından anlamı çok açık. Bunca farklı çıkar ilişkilerine sahip medya gruplarını birleştiren sihirli denklem, Türkiye'nin muhtemel eksen kayması dedikleri kendi hinterlandına dönmesi, bu alanı öncelemesi, burada inisiyatif sahibi olması ihtimalini berhava etmesidir. Füze sistemi, Türkiye'yi soğuk savaş dönemindekine benzer biçimde Batı'nın, NATO'nun yani Amerika'nın ileri karakolu durumuna sokmaktadır. Fiilen bu füze sisteminin kullanılıp kullanılmamasından çok varlığı itibariyle sembolik ve de psikolojik etkisi diplomatik ilişkilere de bir şekilde yansıyacaktır.

Asıl, Türkiye'nin kendi eksenini yeniden sağlam biçimde tahkim etmesini hedefleyenlerle geleceklerini adeta iman etmişcesine Amerikan eksenine bağlı görenlerin nasıl olup da benzer zafer duygunsu paylaşıyor olmaları sorgulanmalıdır. Türkiye'nin bu sistemin yerleştirilmesine karşı çıkma gücünün olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu. Ancak, bu sonucun bir zafer olarak takdim edilmesi, hele hele NATO ile suç ortaklığı anlamına gelecek anlamda "asli parçası olmak"la övünülmesi muhafazakar kitlelerin de bu sihirli formülde birleştirmeye yetti.

Oysa sadece muhafazakar kitleleri değil kendini bu topraklara ait hisseden herkesin geleceğini ipotek altına alacak bir stratejik konseptin parçası olarak yerleşiyor füze kalkanı.




Irak işgal güçlerinin Türkiye üzerinden geçmesinin en büyük tehlikelerinden biri bu idi. Hem Irak'ın işgaline ortak olmamak hem de onbinlerce yabancı gücün (müttefik bile olsa) kendi topraklarında konuşlanması her ülke için tehdittir. Kendi toprakları üstünde 70 bin yabancı askerin bulunduğu her ülke yarı işgal altında demektir. Füze kalkanı sistemi kapasite olarak bundan daha büyük bir gücü temsil ediyor. 90 kadar nükleer bombanın hesabı görülmeden yeni füze sistemlerinin yerleştirilmesinin ne türden bir tehdit olduğunu belirtmeye gerek yok.

Üstelik açık biçimde yeni NATO stratejinsin bir parçası olarak.


Gerçekler ancak bu kadar ters yüz edilebilirdi. Ne de olsa medya eski zaman büyücülerin işlevini gören çağdaş göz boyacılardır.

 

mücahid55 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi