AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) kuruluş yıldönümünü genel merkezde verdiği bir resepsiyonla kutladı. Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan partisinin temel ilkeleri olan demokrasi ve şeffaflık mesajları verdi. Türkiye'yi 7 yıldır yöneten partinin hikâyesi 2001 yılına uzanıyor.

Toplumun farklı düşünen kesimlerine de ulaşılması gerektiğine inanan ve önceliği demokrasi ile ekonomik iyileşme olarak belirleyen 'gençler kuşağı' Fazilet Partisi'nde dönüşüm için genel başkanlığa talip oldu. Ancak bu gerçekleşmedi. Fazilet Partisi'nin kapatılması yenilikçiler olarak tanınan bu ekip için önemli bir açılım imkanı doğurdu. Milli Görüş geleneğinin yeni partisi Saadet'e gitmeyen 44 milletvekili ve diğer partilerden gelen 11 vekil eski İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafında kenetlendi. Erdoğan'ın Siirt'te okuduğu bir şiir yüzünden hapse mahkum olmuş ancak cezaevinden demokrasi kahramanı olarak siyasete dönmüştü. Yeni isimlerle günler süren toplantılardan sonra 14 Ağustos 2001'de AK Parti'nin kuruluşu ilan edildi.

Siyaset dünyasının şans tanımadığı yeni ekip halkın desteğini almakta gecikmedi. Sosyal patlamanın eşiğine gelen Türkiye, ilk seçimde yeni partiyi omuzladı. AK Parti, girdiği ilk seçimde iktidarla tanıştı. Seçim sonucunda koalisyon hükümetini oluşturan DSP, ANAP ve MHP barajın altında kaldı. Siyasette yeni bir dönem açıldı. Genel Başkan Erdoğan, aldığı hapis cezası nedeniyle milletvekili olamazken başbakan olarak siyasetin deneyimli ismi Abdullah Gül'de karar kılındı. Erdoğan ise mesaisini tamamen Avrupa Birliği sürecini canlandırmaya ayırdı. CHP lideri Deniz Baykal, sürpriz bir adım atarak Erdoğan'a vekilliğin yolunu açtı. Yapılan Anayasa değişikliği engelleri ortadan kaldırdı. AK Parti hükümeti bu dönemde ilk diplomasi imtihanını da verdi. Tarihe '1 Mart tezkeresi' olarak geçen ABD'nin Irak savaşı için askerini Türkiye'den geçirme talebi reddedildi. Herkes 'ABD Türkiye'yi sildi' derken aksi oldu. Çıkan sonuç Türkiye'nin bölgesinde itibarını artırdı. Bu gelişme Erdoğan ve ekibinin moralini yükseltirken gerektiğinde risk alma konusunda güç verdi. Bu gelişmeden 9 gün sonra, Erdoğan Siirt'te yenilenen seçimlerde vekil seçildi. Gül istifasını verirken Erdoğan'ın başbakanlığında 59. hükümet hayata geçti. Hükümet ekonomiyi düzeltmeyi ve AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamayı kendine hedef olarak koydu. Meclis geceli gündüzlü çalışarak önemli reformlara imza attı. DGM'ler kaldırılırken MGK sivilleştirildi. Türkiye konuşulması bile imkansız görülen değişimleri yaşadı. Demokratikleşme hamlelerine, rayına oturan ekonomi destek verdi.

17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleşen Danıştay saldırısı ise sadece AK Parti döneminin değil Türk siyasi tarihinin de en önemli kırılma noktalarından birini oluşturdu. Saldırıda Danıştay 2. Daire Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin ölmüş, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve CHP lideri Deniz Baykal, sıcağı sıcağına hükümeti adres göstermişti. Özbilgin'in cenazesi AK Parti karşıtı gösteriye dönüşürken dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek cami avlusundan kaçarak uzaklaşmak zorunda kalmıştı. Hükümet oluşturulan psikolojik ortamı ve kurulan tuzakları yıkmayı bildi.

22 Temmuz seçimlerine cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşanan 367 krizi ve 27 Nisan askerî bildirisi gölgesinde gidildi. Demokrasi vadeden AK Parti seçimden rekor oy alarak yine zaferle çıktı. Hükümet bu kez 'sivil anayasaya' kilitlendi. Taslaklar Meclis'e sunulacakken MHP'nin başörtülü üniversite öğrencileriyle ilgili hamlesi geldi. AK Parti ve MHP anlaşarak 411 oyla Anayasa'da değişiklik yaptı. Bu değişiklik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın AK Parti'ye kapatma davası açmasına fırsat teşkil etti. Yüksek Mahkeme, 6'ya karşı 5 oyla kapatma talebini reddetti. AK Parti bu önemli virajı da kazasız atlatmayı bildi. 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde de sandıktan birinci parti olarak çıkan AK Parti ilk defa oy kaybı yaşadı. 62 ilde birinci parti olan partinin lideri Erdoğan yine de "Gereken mesajı aldık." deme ihtiyacı hissetti.



--------------------------------------------------------------------------------

AB ile müzakereler

AK Parti'ye nasip oldu

Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde müzakerelere başlanması kararı zor bir süreç sonunda alınabildi. Türk heyetini "Brüksel'i terk etme" restine getiren görüşmelerin sonunda, 3 Ekim 2005'te tam üyelik müzakerelerine başlama tarihi alındı. Dış politikada, 'komşularla sıfır gerilim' politikası uygulandı. Sonuçta 49 yıl sonra Yunanistan Başbakanı, 32 yıl sonra Rusya Devlet Başkanı Türkiye'ye ilk adımını attı. Suriye ile kriz bitti. Kıbrıs'ta da benzer adımlar atıldı. AK Parti hükümeti muhalefeti karşısına alma pahasına KKTC'de 'kazan kazan' politikası uyguladı. Zamanın BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın planı referanduma sunulmuş; Ankara'nın bastırmasıyla Türk tarafı plana 'evet' demişti. Rum Kesimi'nde 'hayır' oyu çıkınca asıl uzlaşmaz tarafın Güney Kıbrıs Rum Kesimi olduğu ortaya çıktı.

Gece yarısı bildirisine karşı çıkarak Gül'ü Köşk'e taşıdı

Türkiye, birinci AK Parti döneminin sonuna doğru yeni bir karar arefesindeydi. Sezer'in boşaltacağı Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kimin oturacağı uzun süre tartışıldı. Herkes 'Erdoğan bu fırsatı kaçırmaz' derken o, Abdullah Gül'ü tercih etti. Ancak bu karar Ankara'da depreme neden oldu. TSK, geceyarısı '27 Nisan bildirisi' olarak hafızalara kazınan bir duyuruyla, Gül'e karşı olduğunu ortaya koydu. Hükümet yeni bir demokrasi sınavıyla karşı karşıya kaldı. Ancak geri adım atılmadı. Bildiriye ertesi gün Cemil Çiçek'in sözcülüğünde sert bir cevap verildi. Siyasete müdahale, bildiriyle kalmamış Cumhuriyet mitingleri de başlamıştı. Meclis'teki oylama da tarihe geçti. 367 şartı bu süreçte icat edildi. Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi Meclis'teki oylamaya katılmayınca Gül yeterli oyu aldığı halde cumhurbaşkanı olamadı. CHP, oylamayı Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Mahkeme de 367 şartına göre karar verince ülke, 22 Temmuz 2007 seçimlerine 'milli irade' tartışmasıyla sürüklendi. AK Parti seçimde oyunu yüzde 47'ye taşırken, Abdullah Gül, cumhurbaşkanı seçildi.

Türkiye Ergenekon gerçeğiyle yüzleşti

Danıştay saldırısı, 367 tartışması, 27 Nisan bildirisi ve Cumhuriyet mitingleriyle siyasete müdahale girişimleri yaşanırken bu süreçlerin perde arkası Ergenekon iddianameleriyle aydınlandı. Türkiye, yıllardır demokrasiye tuzaklar kuran derin yapılanmanın adını bu süreçte öğrendi. 2003-2004 yıllarına ait darbe planları deşifre edildi. Peşpeşe yapılan operasyonlarla emekli ve muvazzaf askerler, emniyet görevlileri, akademisyenler, siyasetçiler, gazeteciler ve işadamları tutuklandı. 3 ayrı iddianame hazırlandı. 'Asrın davasında' 4. iddianame de hazırlanma aşamasına geldi.

Enflasyon tek haneye indi, paradan altı sıfır gitti

Koalisyon döneminde ekonomide dengeler bozulmuş, enflasyon zirveye tırmanırken Türk lirası değerini yitirmişti. Bu şartlarda iktidara gelen AK Parti önceliği ekonomik iyileşmeye verdi. Acil Eylem Planı'nda neler yapılacağı somut olarak ortaya kondu. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu(TMSF) üzerinden batık banka borçları tahsil edildi. Hamleler sonuç verdi, yüzde 30'lardan alınan enflasyon tek haneli rakamlara indi. İhracatta 150 milyar dolara ulaşıldı. Sağlık alanında önemli reformlara imza atıldı. Hazine kasasını doldururken, altı sıfır atılarak paranın itibarı kurtarıldı. Ancak geçen süreçte cari açığa çözüm bulunamadı.

















ZAMAN

[palipleten]

12 yılı ve sonrasını da bulur inş

[RDönmezs]

rahat 10 yılları daha var.

[fatmaS]

İnşallah, 77.yılıda gelir