![]() |
#1 |
![]() ![]() • İlke olarak diğer insanları seven ve onlara saygı gösteren hakiki bir insan, kendi vicdanına göre davranır ve başkalarının övgü ve yergilerine pek az önem verir. • Hayatın varolma tarzının mücadele olduğu görünüyor. Mücadeleden âzâde bir hayat tahayyül edilemez. Her şeye kâdir olan Allah'a andolsun ki köle olmayacağız. * Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, aklımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız? * Muhammed a.s. güzeldi fakat manken değildi. İyi idi fakat enayi değildi. Cesurdu fakat acımasız değildi. Akıllı idi fakat filozof değildi. Basiretli, fakat hayalperest değildi. Israrcı idi fakat inatçı değildi. Bilge fakat ukala değildi. Bütün bunlar onun şahsına hakikî ölçüde bulundurularak ve bu üstün insanlıkta Muhammed’in çevreyi fetheden gücünün sırrı bulunmaktaydı. Bir batılı yazar, Muhammed a.s. aleyhinde iftiralarda bulunan kitaplarla polemiğe girerek şöyle yazmaktadır: “Bu insanda hakikî kahramanların bir şeyi vardı, yoksa 23 sene boyunca sıkışık bir vaziyette yanında koşuşan ve her zaman çok yakınında bulunarak mücadele eden (savaşan) o vahşi Araplar o ölçüde saygı duymazlardı… 23 sene içinde gelip geçen acımasız ve gerçek sınavlar esnasında örtüsünün söküğünü kendisinin diktiği o insana duyulan saygı gibisi hiçbir taç sahibi Kral’a duyulmuş değildir.”
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|