AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-16-2011, 00:47   #1
Kullanıcı Adı
onurcan
Standart Haberal, bir solcu doktoru öldürdü mü?


Ergenekon Terör Örgütü sanığı ve CHP’nin Zonguldak milletvekili adayı Mehmet Haberal ile ilgili şok bir iddia ortaya çıktı: “1970’lerde ünlü bir solcu doktoru öldürdü!”
CHP’de Süleyman Demirel tarafından gösterilen onlarca milletvekili adaylarından biri olan Ergenekon Terör Örgütü sanığı Mehmet Haberal ile ilgili araştırmalar derinleşince insanı şok edecek iddialar ortaya çıkıyor. Bunlardan biri de 1970’li yıllarda Karadeniz bölgesinde çok ünlü bir sol görüşlü doktor olan Necdet Bulut’un ölümü olayı…
Dr. Necdet Bulut ile ilgili olarak Mehmet Haberal, “Katil” olarak suçlanıyor.
Necdet Bulut’un eşinin anlattıklarıysa son derece çarpıcı.
Eşi Neşe Erdilek Bulut, yakınlarını siyasi suikastlarda yitirmiş ailelerin kurduğu Toplumsal Bellek Platformu'nun bir üyesi. Ve eşinin katillerinin bulunması için yıllardır çalmadığı kapı bırakmamış. Ancak AK Parti’li milletvekillerinden olumlu cevap almış. Şimdi seçim sonrasında TBMM’de kurulacak komisyonun eşinin katillerinin bulmasını umut ediyor. Ancak Bulut’un Mehmet Haberal ile ilgili şok eden bir iddiası var. Ona göre eşini öldüren CHP’nin milletvekili adayı Mehmet Haberal.
HABERAL’IN KARANLIK DOSYALARI!
Peki, Mehmet Haberal’ın adının karıştığı olay neydi? Toplumsalhafiza.com olarak tarihin tozlu sayfaları arasında dolaştığımızda pis ve kirli kokularla karşılaştık.

Olay şöyle gelişiyor:
“Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektronik Hesap Bilimleri Enstitüsü Başkanı Dr. Necdet Bulut'un aracı, Trabzon'daki lojmanının girişinde, 26 Kasım 1978 gecesi, ülkücü tetikçilerce çapraz ateşe alındı. Sonradan arabada 27 kurşun deliği belirlendi. Dr. Necdet Bulut ağır yaralanırken, oğlu ve eşi hafif yaralandı. Ağır yaralı olan Bulut, Genelkurmay Başkanlığı'nın gönderdiği özel uçakla Ankara'ya götürüldü. Hacettepe Hastanesi'ndeki doktoru Mehmet Haberaldı. Dr. Necdet Bulut, 8 Aralık'ta öldü.

EŞİNDEN ŞOK EDİCİ İDDİA
Neşe Erdilek Bulut, Ergenekoncu Haberal'ın eşine yanlış tedavi uygulayarak ölümüne neden olduğu kuşkusunu güçlü dayanaklarla anlatıyor.
Dr. Necdet Bulut'un eşi olayı şöyle anlatıyor:
“(...)
Eşim Necdet Bulut ağır, ben ve oğlumuz daha hafif yaralar aldık. Derhal hastaneye kaldırılan ve müdahale edilen Bulut'un kurşun ile parçalanan sol böbreği alındı. Ertesi gün oldukça iyi geçiren Necdet'in 28 Kasım sabahı ateşinin yükseldiği gözlendi. Ben, Ankara ile yaptığım görüşmelerde bu ateş yükselmesinden ve karın bölgesinde peritonit (karın, bağırsak yaralanmalarında görülebilen ve ölümcül sonuçları olan karın zarı iltihabı ) başladığından şüphelendiğimi anlatınca hemen daha kapsamlı bir müdahale yapılması için ilişkilere geçildi.
Trabzon'daki hastane koşullarında müdahale yapılıp yapılamayacağı ve daha uzman doktorların müdahale etmesinde yarar olacağı düşünülerek, Ankara'da çeşitli çevrelerin çabaları ile hızla Hacettepe Üniversitesinde böbrek nakli ameliyatları ile ünlü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın müdahale etmesi için ilişkiler kuruldu.
28 Kasım 1978 günü saat 12.00 civarında THY uçağı ile Prof. Dr. Mehmet Haberal, genel cerrah Prof. Dr. Nevzat Bilgin ve adını hatırlayamadığım bir anestezi uzmanı profesör geldiler. Aynı sırada Genelkurmay Başkanlığı ile kurulan ilişki sonucunda Ankara'ya nakil için bir askeri Herkül nakliye uçağı da Trabzon'a geldi. Trabzon'da yapılan konsültasyon sonucunda hekimler tarafından, ilk müdahale ameliyatının başarılı olduğu, ancak ameliyat sırasında henüz delinmemiş ama zedelendiği için daha sonra delinebilecek bağırsaklardan birinin delinmiş olabileceği ve peritonit'e yol açabileceği söylendi. Daha gelişkin hastane koşullarında müdahale ve bakımın yarar sağlayacağı söylenerek Ankara Hacettepe Hastane'sine nakledilmesine karar verdiler. Bu amaç ile gelen üç hekim, eşim Necdet Bulut, oğlum ve ben Askeri uçak ile Ankara'ya doğru yola çıktık.
Yolda pilotlar hekimlere sütlü kahve ikram ettiler. Bana da ikram ettiklerinde eşimin yanında idim ve iki gündür yaralanma nedeni ile hiç sıvı almayan eşimin yanında kahve içmek istemedim. Doktorlar, 'bir mahsuru yok, eşiniz de içebilir' dediler. Bir genel cerrah kızı olarak karın ameliyatlarında hele de bağırsak delinmesi şüphesi olan bir durumda, ağızdan likit verilmeyeceğini bildiğimden, bu tavırdan şüphe ettim. Bana ısrarla bir şey olmayacağını söylediklerinde ise 'nasıl olsa hemen hastanede müdahale edecekler, herhalde moral için içmesinde bir sakınca görmüyorlar' diye düşündüm ve eşim büyük bir keyifle sütlü kahveyi içti.
Esenboğa Askeri Havaalanı'na indiğimizde bizi bekleyen ambulans ile doğruca Hacettepe Hastanesi'ne gittik. Saat 18.00 civarında ulaştığımız halde eşim ameliyata ertesi gün (29 Kasım 1978) saat 18.00 den sonra alındı. Ne zaman alınacak diye tüm sorularımız ve müdahalelerimiz 'tansiyonu düzensiz, tahliller yapılıyor bitince hemen alacağız, v.b.' gibi gerekçelerle geçiştirildi. Ameliyathaneye giren ameliyathane başhemşiresi arkadaşımız, karın açıldığında ortalığı kesif bir kokunun sardığını ve karında iltahabın tamamen yayıldığını görmüş, çıktığında ağlayarak arkadaşlarımıza 'Necdet'i kayıp ettik' demiş. 8 Aralık 1978 tarihinde vefatına kadar eşim, bilinci yerinde olarak ancak gün gün midesi, ciğerleri, böbrekleri iflas ederek, makinelere bağlı acı çekerek tükendi.
HABERAL'IN SEKRETERİ AĞCA'NIN KIZ KARDEŞİ!
Tüm tıp insanları, tıp öğrencileri de dahil en çok mikrop üreten gıdalardan birinin süt olduğunu, karındaki operasyonlarda bırakın sütü hiç bir şekilde sıvı verilemeyeceğini, peritonit şüphesi olduğunda müdahale için dakikaların bile değerli olduğunu ve kaybedilemeyeceğini bilirler. İki cerrah profesörün bunu bilmemeleri söz konusu olamayacağına göre, hastaya süt içirerek müdahaleyi 32 saat geciktirmelerinde kasıt olduğu inancım giderek güçlendi. Hele o sırada Mehmet Haberal'ın Hacettepe Hastahanesi’ndeki sekreterinin Mehmet Ali Ağca'nın kız kardeşi olduğunu yıllar sonra öğrenince.
Mehmet Haberal'ın verdiği zarar bununla da kalmadı, Necdet Bulut'un öldürülmesi ile ilgili yakalanan sanıklar adam öldürmekten değil yaralamaya sebebiyet vermekten ceza aldılar, idamdan kurtuldular. Mahkeme, Necdet Bulut'un doktor hatası sonucunda öldüğünü belirtti. Ancak hangi doktorun hata yaptığını belirtmedi. Trabzon'da Necdet'in hayatını kurtaran doktor mu Hacettepe'dekiler mi hatalıydı? Bunu ispat etmenin pek mümkün olmadığı bana söylendi ve elim kolum bağlı kaldım.
(…)
ÜLKÜCÜLERİN YARALADIKLARI HABERAL’DA ÖLÜYOR
Haberal'in doktorluğunun neye hizmet ettiğini anlatan örnek tek değil. Bir örnek de şu: 1975 yılında ülkücülerin ODTÜ otobüslerine yaptıkları saldırılarda iki solcu öğrenci ağır yaralanıyor. Ağır yaralı öğrencilerden biri olan Semih Erbek'in doktoru Mehmet Haberal. Boynundan yaralanan Erbek'e ilk müdahale Hacettepe Acil Servis'te yapılıyor ve orada bulunan doktorlar tarafından hayata döndürülüyor.
Daha sonraki günlerde Semih Erbek'in midesinde kanama başlıyor. Yükselen ateşin etkisi ile şeftali yemek istiyor. Yanında yatan arkadaşının ve genç doktorların tüm itirazlarına karşı doktoru Mehmet Haberal'in talimatı ile Ocak ayında konserve şeftali yediriliyor.
Mide kanaması geçiren, ameliyata alınan bir gence su bile verilmezken, Semih'e şeftali yediriliyor. Daha sonra üst üste geçirdiği ameliyatlara rağmen Semih Erbek 11 Şubat 1976 günü yaşamını yitiriyor.
TÜRKİYE HABERAL’I İYİ TANIMALI
Ve bu günlerde sol platformlar, 1970’li yıllarda yaralanan solcuların Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın ameliyat masasında ölen solcuların isimlerini tek tek açıklamaya başladılar. Haberal’ın nasıl bir doktor olduğu,“derin güçlerin” hizmetinde olup olmadığı, insan sağlığıyla bile oynayacak noktaya nasıl savrulduğunu sorguluyorlar. Ve şunu söylüyorlar:
“Bugün Ergenekon davasının sanık olması kadar önemli.
Haberal kimdir?
Neden CHP listesine girmiştir?
Haberal dosyası yeniden açılmalı, Türkiye Haberal’ı iyi tanımalı!
En önemlisi de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aslında neye hizmet ettiği deşifre olmalı.”
ECEVİT OLAYI NASIL OLMŞUTU?
Eski Başbakan Bülent Ecevit’in suikaste uğradığı, kasıtlı olarak iyileştirilmeyip çalışamaz raporuyla Başbakanlık'tan uzaklaştırılmaya çalışıldığı iddiaları üzerine Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ecevit’in tedavisiyle ilgili Ergenekon davası sanığı Haberal’ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi’nin raporlarını Adli Tıp’a yollayarak, tedavinin gerektiği gibi yapılıp yapılmadığını sormuştu.
İnceleme sonrasında Adli Tıp raporunda, Ecevit’e yeterli sağlık hizmeti verilmediğine karar verilmişti.
Toplumsalhafıza.com/ÖZEL


 

onurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi