AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-24-2011, 14:40   #1
Kullanıcı Adı
rengâhenk
Standart Günümüzde şans kelemisi çok kullanılıyor. Şans diye bişey var mıdır?
“Halk arasında “Şansım yâver gitti”, “Şans bana güldü”, “Şansım yardım etti”, “Şanslı olarak dünyaya gelmişim” gibi tâbirler müsbet mânâda, işi yolunda olan, aksiliklerle karşılaşmayan kimseler tarafından; “Bizde şans mı var”, “Şanssızın biriyim”, “Şansım olsaydı bu hale düşmezdim” gibi sözler de menfi mânâda sık sık tersliklerle karşılaşan, hayatını tesadüflere bağlayan kimselerce kullanılır. Toplum içinde de “şans” kelimesi daha çok kumar, piyango, toto gibi çevre ve kuruluşlarca tekrar edilir. “Şansınızı deneyin”, “iyi şanslar” bunun için tekrarlanır.

“Şans” müsbete kullanıldığı halde, daha çok “menfî” için kullanılır. “Şans”a güvenen, ümit bağlayan kişinin nasıl bir düşünce ve psikoloji içinde bulunduğu şans mefhumunun mahiyetini anlatmaya kâfidir. “Şans”la iş görmeye başlayan insan kendisini boşlukta hisseder, tesadüflere inanır, sabah-akşam kalbini, ruhunu, hattâ hayatını bir stres, bir heyecan, bir telâş içinde bırakır. İstediği olmaz, arzu ettiği netice çıkmazsa huzursuz olur,sıkıntıya kapılır, morali bozulur, günlerce o hâlin ezikliğinden kendisini kurtaramaz.
Bu durumdaki bir insan kendisini neden bu derece “şans”a kaptırmıştır? Sebebi gayet açıktır. Anne sütünden mahrum olan çocuk nasıl yalancı naylon memeye sarılırsa; bu kişi de “kader, tevekkül, kısmete rıza” gibi gerçek dayanak noktalarını bilemediği, göremediği için “şans” gibi mevhum, belirsiz, boş bir yere dayanmıştır.

Halbuki İslâmiyet insanları hiç boşlukta bırakmamıştır. Onların boş şeylere, mahiyeti meçhul dşüncelere kapılmasına müsaade etmemiş, meydan vermemiştir. İslâmda “şans, talih” gibi sözlerin yeri yoktur. Dinimizde “kader vardır, tevekkül vardır, Allah’ın gelene rıza vardır.” Bunun da kaynağı îmandır. Mü’min, Allah’a îman eder, kadere boyun eğer, hâdiseler karşısında bocalamaktan kurtulur, ne ile karşılaşırsa karşılaşsın îmanın kuvveti ve nuru ile onları aşar. “^İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder” sözünden de anlaşılacağı gibi îman eden insan tek güç ve kudret sahibi olarak allah’ı “bir” bilir. Ona teslim olur. Ona tevekkül eder, sırtını o kudrete dayar; neticede de iki dünya mutluluğuna kavuşur.

İmanlı insan güçlüdür, “kâinata meydan okuyabilecek” bir cesârete sahiptir. Kendisini yoktan var eden, dünya gibi yaşayacağı bir âlem hazırlayanp hayat, sıhhat, huzur gibi madde ile ölçülemeyecek nimetler ihsan eden, sâdece dünyayı değil, güneşi, milyarlarca yıldızı, kâinatı elinde tutan bir Rabbinin olduğuna inanır. Yaratıcısının kendisini boş yere yaratmadığını bildiği gibi, boşlukta bırakıp bir “tesadüf” oyuncağı halinde bırakmadığını da bilir. Dünyaya ilk göz açtığından, hayata gözlerini kapayıncaya kadar geçen ömür, dakika ve saniyelerinin Allah tarafından bilindiği, programlandığı ve tespit edildiği inancını taşır. Bununiçin tesadüfe inanmaz, bel bağlamaz, ona dünyasında yer vermez.

Başına iyi de gelse, kötü de gelse Allah’ın bilgisi altında olduğunu idrak eder. Hep gayreteni harcar, bütün vesile ve sebeplere başvurur; sonunda kendisini, kendisinden daha iyi bilen ve düşünün Yaratıcısına tevekkül eder, neticeyi ondan bekler. İlâhî programda (kaderde) ne varsa onun tecellisine razı olur.

Fakat, tevekkül etmeyip, “tesâdüf” ve “şans” içinde çırpınan insan öyle mi? O, ya elinden geleni yapmaz, hiçbir güç sarfetmez veya bunları yapsa bile bir Kudrete dayanmaz; neticede ne olur? “Kâinatın dilenciliğinden”, yâni herşeye, her gördüğüne el, avuç açmaktan, güç farz ettii şeyler karşısında acze düşmekten, “hâhideseler karşısında titremekten”, “hodfuruşluktan”, yani kendisinde birşeyler tevehhüm etmekten, “maskaralıktan”, “şekavet-i ebediyeden”, yani ebedî hayatı kaybetmekten “tazyikat-ı dünyeviyye hapsinden” kurtulamaz.1

İşte tevekkül, Allah’a güvenme ve ondan gelene rıza gösterme gibi duyguları zayıf olan kimseler şansa, yıldızlara, burçlara, talih gibi lüzumsuz, mânâsız ve boş şeylere bel bağlar, “yıldızı düşükmüş”, “yıldızı yüksekmiş” gibi bâtıl inançlara saplanır.

1. Sözler, s. 292-2.

Mehmed Paksu Helal – Haram


Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

 

rengâhenk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-24-2011, 15:06   #2
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
kader şans ve tesadüf...
Nedense günümüz insanından en çok duyduğumuz kelimeler...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-24-2011, 15:13   #3
Kullanıcı Adı
rengâhenk
Standart
ve de ne yazikki bilincsizce kullandigimiz kelimeler.
rengâhenk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-24-2011, 16:12   #4
Kullanıcı Adı
Tarantula_
Standart
Allah demekten utanıp 40 yılda 1 marjinallik göstergesi olarak " aman tanrım" diyen bir nesil tabi ki şans ve tesadüf kelimeleri kullanacak. Allah ıslah etsin...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-24-2011, 16:42   #5
Kullanıcı Adı
VaV
Standart
“Şans”la iş görmeye başlayan insan kendisini boşlukta hisseder, tesadüflere inanır, sabah-akşam kalbini, ruhunu, hattâ hayatını bir stres, bir heyecan, bir telâş içinde bırakır. İstediği olmaz, arzu ettiği netice çıkmazsa huzursuz olur,sıkıntıya kapılır, morali bozulur, günlerce o hâlin ezikliğinden kendisini kurtaramaz.


İmanlı insan güçlüdür, “kâinata meydan okuyabilecek” bir cesârete sahiptir. Kendisini yoktan var eden, dünya gibi yaşayacağı bir âlem hazırlayanp hayat, sıhhat, huzur gibi madde ile ölçülemeyecek nimetler ihsan eden, sâdece dünyayı değil, güneşi, milyarlarca yıldızı, kâinatı elinde tutan bir Rabbinin olduğuna inanır. Yaratıcısının kendisini boş yere yaratmadığını bildiği gibi, boşlukta bırakıp bir “tesadüf” oyuncağı halinde bırakmadığını da bilir. Dünyaya ilk göz açtığından, hayata gözlerini kapayıncaya kadar geçen ömür, dakika ve saniyelerinin Allah tarafından bilindiği, programlandığı ve tespit edildiği inancını taşır. Bununiçin tesadüfe inanmaz, bel bağlamaz, ona dünyasında yer vermez.


iNSANLAR NEDENSE BOŞLUKTADIRLAR....
VaV isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-24-2011, 17:06   #6
Kullanıcı Adı
serdary
Standart
Muhafazakar kesim de bu kelimeleri çok kullanıyor ne yazık ki Hepsi bilinçsizlik...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2011, 01:31   #7
Kullanıcı Adı
rengâhenk
Standart
Alıntı:
serdary Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Muhafazakar kesim de bu kelimeleri çok kullanıyor ne yazık ki Hepsi bilinçsizlik...
Ya da sekulerlesme ile modernlesmenin getirdigi bir aliskanlik
rengâhenk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2011, 01:35   #8
Kullanıcı Adı
Sevban
Standart
Ya nasip...!

Muhafazakar kesimin muhafaza edecek birşeyi kaldımı ki...
Sevban isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi