AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-25-2011, 19:42   #1
Kullanıcı Adı
Ebuzer
Standart "Türkiye Tekrar Osmanlı Olmak İstiyor"
İspanya Eski Dışişleri Bakanı Jesep Pique Türkiye ile ilgili çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı...



Türkiye Geleceğini Artık Avrupa'da Görmüyor

Coğrafya değişmez, hep vardır. Şu iki görüşe bakılmaksızın milletlerin dış politikalarını yorumlamak imkansızdır: Coğrafya, komşuluğu ve stratejik çıkarları tayin ederken tarih ise müttefikleri, hasımları ve ihtirasları işaret eder.

Örnekler çoktur. Rusya, her zaman, Baltık kıyılarını genişletmek ve aynı zamanda Karadeniz'i kontrol etmek, Kafkasya'yı ve Hazar'ı yönetimi altında bulundurmak, Orta Asya'yı denetimi altına alarak sonrasında Sibirya'yı Japon Denizi'ne kadar topraklarına dahil etmek ve her zaman Orta ve Doğu Avrupa'yı hegemonyasında tutmak arzusunda oldu.

Çar Büyük Petro ve Çariçe Katerina, bu imparatorluk hayalinin açık bir şekilde temsilcileri oldular. Fakat bu paradoksal hırs, Bolşevik devriminden sonra Sovyetler Birliği'nin (yirmi sene önce on beş ülkeye ayrıldı) kurulması ve uydu ülkeler diye adlandırılan devletlerin politik bağlılığı ile -Brejnev'in ünlü deyişiyle “sınırlı egemenlik”- Varşova Paktı adı altında son buldu.

Belirgin örneklerle devam edecek olursak “izole ada” Japonya, komşuları olan Rusya ve Kore'ye karşı yaşam alanı aradı. Sonrasında Pasifik'e doğru açıldı ve sonrasında da geçen yüzyılın ortalarında Birleşik Devletler ile çarpıştı ve bu her ikisine de çok pahalıya mal oldu. Özellikle Japonlar, Hiroşima ve Nagazaki trajedileri ile bunu çok pahalıya ödediler. Birleşme sonrasında hepimizin bildiği korkunç sonuçlarıyla "yaşam alanı (lebenstraum)" arayan Almanya gibi.

Diğer bir örnek de Büyük Britanya için bir tehdit olabilecek (İspanya, Fransa veya Almanya gibi) ve deniz üstünlüğü ile deniz yollarının kontrolünü problem haline getirebilecek bir Avrupa devletinin güçlenmesi ihtimalini zayıflatma amaçlı İngiliz siyasetidir. Sömürge siyasetine bakarsak önemli olanın, Cebelitarık'tan Mayorka'ya, Malta'ya veya Kıbrıs'a kadar olan bu kontrolü garanti altına almak olduğunu görürüz. Tarihte birçok örnek var. Güneydoğu Asya'daki Endonezya'dan, Güney Amerika'daki Brezilya'dan veya Afrika'daki Güney Afrika Devleti'nden bahsedebiliriz.

Ancak bugün sizlere tarihin tekerrür ettiği başka bir olaydan bahsetmek isterim. Türkiye'yi kastediyorum. Neredeyse yüz yıldır çöküşte olan ama bugün gelişen bir ülke. Avrupa, onu küçümseyerek ve düşüncesiz bir şekilde, bazıları doğru bazıları yanlış bin bir bahane ile ona kapılarını kapattı. Buna hemen geri döneceğim. Fakat şimdi tarihi hatırlatmakta fayda var. Çünkü tarihî olarak Müslüman dünyasının birleştirici bir unsuru olan Osmanlı İmparatorluğu, hiç şüphesiz yüzyıllar boyunca Anadolu'dan çıkan mükemmel bir siyasi varlık oldu: Babıali'den yönetilen imparatorluk.

Muhtemelen de biz Avrupalılar, 1453'te Bizans'ın çökmesinden 18. yüzyıla kadar Osmanlıların, Küçük Asya'ya, Kuzey Afrika'ya, Orta Doğu'dan Cezayir, Mezopotamya, Kızıl Deniz, Arap Yarımadası (Mekke dahil), Karadeniz ve Avrupa'nın büyük bir bölümüne (Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Ermenistan ve Macaristan ile elbette ki Balkanlar) kadar hakim olduklarını unuttuk. Osmanlı yayılması, 16. yüzyılda Muhteşem Süleyman döneminde, Viyana ve Venedik kapılarına kadar vardı. O zamana kadar durdurulamayan Türk yayılmacılığının önünü kesmekten başka bir sonuç getirmese de İspanya, Papalık ve Venedik ittifakından oluşan filo, 1571'de, Korinthos Körfezi'ndeki Lepanto'da Türkleri yendi.

Yayılmacılık, sadece askerî açıdan değil hiç şüphesiz dinî açıdan da oldu. Aynı zamanda ekonomik, siyasi, ideolojik ve kültüreldi. Bir hegemonya iradesinin açık tezahürü. Ek bir bulgu daha: Boyunduruğu altındaki Arap dünyasıyla birlikte Şiilik karşısında Sünniliği savunarak Pers (bugünkü İran) tehdidine karşı koymak…

Habsburgların Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na, Çarlık Rusya'sına, Perslere (İran) ve net olarak da Katolik Avrupa'ya karşı koyarak... Arapların bakış açısıyla, Osmanlılara karşı verilen savaştan başka bir şey olmayan Haçlılara karşı durarak.

Tarih tekerrür ediyor. Çünkü bugün Türkiye, zamanında Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünün ve Birinci Dünya Savaşı'nın kaybeden güçleriyle ittifakının ardından Mustafa Kemal'in belirlediği çizgide, yıllardır Avrupalı olmak için yalvardıktan sonra, tekrar “Osmanlı” olmak istiyor. Avrupalı olmak istiyorlardı ve biz onlara izin vermedik. Sivil otoritenin askerî otorite üzerindeki üstünlüğü veya devletin dinî karakteri gibi bizim için çok belirgin konuları halletmeleri gerektiği doğrudur. Bu istekleri konusunda asla bize açık şeyler söylemediler.

Ancak biz, önlerine Avrupa olarak özellikle de -Fransa ve Almanya- mümkün olan bütün engelleri koyduk. Sonuç aşikardır: Türkiye, geleceğini artık Avrupa'da görmüyor. Bunu, tarihteki yerini yeniden elde etmekte görüyor. Hegemonyasını Arap ve Müslüman dünyasına yayarak ve diğer ülkeler için “ayna” olarak... İnşallah Tunus veya Mısır için öyle olur. Ancak önemli olan Türkiye'nin yüzde 9 büyümesi ve yeniden büyük bir güç olacağıdır.

Avrupalı olmasını istemediğimiz için -ki büyük hata- onu, Batı'nın yanına çekelim. Umarım henüz vaktimiz vardır.

AKTİFHABER

 

Ebuzer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-25-2011, 21:16   #2
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Osmanlı olamaz ama belki Osmanlı ruhuna Müslümanlara dönerse İzzet ve Şeref kazanabilir...!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2011, 00:39   #3
Kullanıcı Adı
Muhteşem
Standart
Elbette yazıda Türkiye'nin yıkılıp Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulacağı gibi bir şey kastedilmiyor. Türkiye'nin tıpkı Osmanlı'nın stratejisi ve anlayışıyla tekrar büyük bir dünya gücü olacağı vurgulanıyor. Batı'nın Türkiye'yi bir Avrupa devleti olarak görmemesi üzerine Türklerin yayılmacılık siyasetine döneceğini öngörüyor.

Evet, Türkiye çok önemli bedeller ödedi, çok büyük acılar çekti. Viyana kapılarına kadar dayanan bir imparatorluğu büyük hatalarla kaybetti ve Batı'ya dönük, özenme çabası içerisinde, fakir bir cumhuriyet kurdu.

Fakat cumhuriyetle birlikte ülkede bir demokrasi kültürü oluşturmayı başardı ve tam bir modern çağ ülkesi olmaya başladı. Bugün bütün Müslüman dünyasına örnek bir devlet yapılanması içerisine büründü. Ülkemizin sorunları gideriliyor ve giderilmeye çalışılıyor. Birçok başarılara imza atıyoruz. Umarım artık önümüzdeki büyük sorunları atlatarak ülkemizi daha ileriye hızlı bir şekilde taşıyabiliriz.

Selçuklu'nun, Osmanlı'nın torunlarına yakışan şeyde bu.

Konu Muhteşem tarafından (07-26-2011 Saat 00:41 ) değiştirilmiştir..
Muhteşem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2011, 00:59   #4
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Türkiye ,
Cenabi Allah'in izniyle,
tarihte oldugu gibi,
istikbaldede hak ettigi yerini alacaktir...
Buna cani gönülden inaniyorum.
Osmanli olmayacak ama ruhunu yakalayacak...
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2011, 15:17   #5
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Önce bir fethedilsin sonra detaylı açıklama lazım gelir...!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2011, 15:50   #6
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Avrupa'ya ve Hıristiyanlara çoğu zaman hasetle baktım. Sevmesek de adamlar sürekli birlik içindeler. Her ne kadar kendi içlerinde cihan harpleri yaşasa da, bir şekilde birlikteliklerini koruyorlar. Tarihte karşılaştığımız Haçlı Seferlerinden tutun da; günümüzdeki Avrupa Birliği'ne kadar pek çok konuda birlikte hareket ettiler / ediyorlar.

Peki Müslümanlar'ın tarihinde kaç tane Hilâl Seferi var? Ya da gerçek mânâda neden bir İslam Birliği kurulamıyor? Ümmetçilik ruhu, neden bütün İslam aleminin kalplerini fethetmiyor?

Bugün Yunan batıyor. Adamlar Yunan'ı kurtarmak için arı gibi çalışıyor. Öyle ki bütün Avrupa ekonomisinin sarsılması pahasına. Ya biz ne yapıyoruz? Bırakın ekonomik yönü, insani yönümüz bile bitmiş. Filistin'de onca katliam yaşandı da bazı sözde Müslüman ülkeler İsrail'e gizli gizli destek oldu. Bunlar gerçekten Müslüman Dünyası mı? Münafık dünyası mı?

Bizim derdimiz dünyaya hakim olmak değil. Zamanında Osmanlı Cihan Hakimiyeti anlayışıyla hareket etti zaten. Kitabımızda sadece Müslüman - Gayrimüslim ayrımı varken, bizim derdimiz Müslüman dünyasının birlik içinde, doğru yolda hareket etmesidir. Ondan ötesine ihtiyacımız yok. Zaten Avrupa'nın korkusu da ne Osmanlı'dır ne de Türkiye'nin güçlenmesi. Onların tek derdi, tek korkusu elimizdeki Kur'an'dır.

Allah bizi gayrimüslimlere ve münafıklara muhtaç etmesin.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2011, 16:00   #7
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
Peki Müslümanlar'ın tarihinde kaç tane Hilâl Seferi var? Ya da gerçek mânâda neden bir İslam Birliği kurulamıyor? Ümmetçilik ruhu, neden bütün İslam aleminin kalplerini fethetmiyor?
Eşref kardeşim öncelikle seni gördüğüme çok sevindim... İntizarınızı makul ölçülerde yorumlamak isterim...

Öncelikle Birliktelik çıkar birlikteliğidir... Ab birleşimi bildiğin üzere Devletler gözünden okunduğunda Birlik sanılır... Tarihtede kahramanlıklarla ölçülür...! Gerçi hakikat çıkar dengesidir... Romanya ve Arnavutluğun Abd'ye biatını müteakip Rus silahlarından vazgeçip açıkçası Komunizmi silip Emperyalistliğe adım atmasına binaen Deccal'in hazinesi açılır !!!

Yunanistanda öyledir... Stratejik olarak Haçlı seferleriyle ve Türkiye ile komşu ve yakın bir insani ilişkiye sahip olmasına rağmen !!! Türkiyeyi büyümemesi için denge unsuru stratejik olarak Düşman ilan ettirenler Yunanistan'ı koruma derdindeler ! Şimdiki dert daha da vahimdir ! Doğrudan İsrail el atmıştır !!! Siyonist Felsefe yani !

Yoksa Yunanları çok sevdiklerinden değil Fransa ve Almanya Halkına eğer medyaya düşüyorsa bir bakın ! Birde Devlet adamlarının söylediklerine bakın...!

Velhasıl Birlik çıkar birlikteliğidir...!

İslam Dünyasına gelince ikiye ayırmak lazım gelir ! Halklar ve Yöneticiler ! Yöneticiler Abd İmparatorluğu ve geçmişte İngiliz İmparatorluğu tarafından Osmanlıyı yıkmalarına binaen dizayn edilmiş hali ile devam eder ! Halklara gelince şu anı baz alırsak ! Devletlerin işi zor !!! Fazla kalmadı diyebiliriz!!!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2011, 16:07   #8
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Bu arada alıntıladığım yerin tek bir cevabı var ! Amerika ! Eli kendi konseptine uygun İslam Dünyasında bunuda maalesef Suud, Pakistan, Ürdün, Mısır ve Türkiye gibi ülkelere yaptırıyor olmasıdır... ! Hakikat budur ! Bu değişmedikçe Halkların birleşimi bir şey ifade etmez... Siyasi kodları çözmek yoruyor... Artık Dünyada konuşulan dil siyasi dil değil İnsan dili olması gerekir...! Halklara söylenen zırvaları bırakıp hakikatleri konuşmadıkça Dünyada Devlet var demek yalan söylemek olur...!

İslam Birliği diye bir birlik yoktur ! Olmayacaktır...! Samimi Müslümanlar ve Liderleri olacaktır... Onlar Devlet olmayacaktır...! Dünya Stratejisinde Şeytaniler Tek Dünya Devletini başaramayacağını anlayınca U.N gibi Amerika kıtasını bir yerde toplayalım ! Afrikayı bir yerde toplayalım ! Türkiye ile Ortadoğuyu bir yerde toplayalım ! Sonra birleştiririz stratejisinin üzerindeyiz !!!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2011, 20:38   #9
Kullanıcı Adı
Muhteşem
Standart
Hristiyan dünyası veya diğer adıyla Avrupa, her zaman birlik içerisinde duramaz ve durmamıştırda. Hatta Osmanlı'nın Kanuni dönemindeki gücünün doruklara çıkmasının nedenlerinden biride Avrupa'nın oldukça karışmış olması ve Kanuni'nin bu karışıklıkları Osmanlı lehine iyi bir şekilde kullanmasındandır.

Yunanistan'ın bugünkü durumu vahimdir ve Avrupa Birliği'nin yaptığı ve yapacağı yardımda oldukça sınırlıdır. Yunanistan ancak kendi kendini kurtarabilirki şimdilik zor görünüyor.

İslam dünyası karmaşa içerisinde ve bölünmüş durumda. En son İslam dünyasını Osmanlı içerisinde birlik olarak görebildik fakat bugün daha yeni yeni demokrasi savaşı veren, bölünmüş ve doğru düzgün bir birlik sağlayamamış olarak karşımıza çıkıyor. Zaten Yeni Osmanlıcılık anlayışıda özellikle Doğu dünyasında Türkiye'nin daha katılımcı bir rol üstlenerek burada kendi önderliğinde bir birlik oluşturmasıdır. Kısacası Arap ve İslam dünyasına Türkiye'nin yön vermesi gerektiği düşünülmektedir. Bugün bu çabalara yeni yeni başladık fakat önümüzde çok yolumuz var. Önce çözülecek bir yığın kendi sorunumuz var fakat benim eski Osmanlı topraklarında egemen bir ülke olacağımız konusunda inancım sonsuz.

Avrupa Birliği konusuna gelirsek, bu birliğin bir medeniyetler birliği değil Hristiyan birliği olduğu çok açık. Ve ben artık AB'nin ömrünün çok fazla olacağını zannetmiyorum. Bu birliğin bozulacağı yönünde görüşlerim var, fakat bunun için uzun bir süreç olduğu kanaatindeyim.

Konu Muhteşem tarafından (07-26-2011 Saat 20:41 ) değiştirilmiştir..
Muhteşem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım