AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

İstismarın bu kadarına pes doğrusu..
Hani milletin gözünün içine bakarak yalan söyleyenler vardır ama, bu kadarı da pek görülmemiştir.
Söylenilenleri birlikte okuyalım; yalanı/istismarı birlikte görelim..
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, KCK davası görülüyor.
Duruşma sonrası BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş şöyle diyor: “Bu dava, Kürtçe anadilin yargılandığı bir davadır. İçeride yargılanan arkadaşlar suçlu oldukları için, kanuna karşı bir fiil işledikleri için içeride bulunmuyorlar, sadece anadillerinde konuşmak istedikleri için 2,5 yıldır yargılanamıyorlar.”
Laf salatasına bakın..
İstismara bakın..
Çarpıtmaya bakın..
Sanıklardan istenilen ne?
“Anadili Kürtçe olan ve Türkçe bilmeyenler, buyursun anadillerinde savunmalarını yapsınlar. Onlar Kürtçe konuşsunlar, tercüman vasıtası ile bunu Türkçeye çevirelim. Ama sanıkların içinde Türkçe bilenler varsa, mahkemeye zorluk çıkartmasınlar. Oyalama yapmasınlar. Davayı uzatmaya çalışıp, mahkemeyi de şov alanına dönüştürmesinler.. Kürtçe savunma yapıp, tercüman vasıtası ile bunun Türkçeye çevrilmesini istemesinler. Yani kulağımızı tersten tutmaya gerek yok. Türkçe bilenler, Türkçe savunmayı yapsınlar ki, tercümana da gerek kalmasın, tercüme sırasında yanlışlık ihtimaline de fırsat verilmesin..”
İstenilen bu..
Yoksa, şu veya bu sebeple, okul yüzü görmemiş, anadili olarak bildiği Kürtçeden başka dil bilmeyen benim Kürt vatandaşımın, Kürtçe olarak savunma yapmasına kimsenin bir itirazı yok ki!
Kürtçeden başka dil bilmeyen vatandaşımıza kimse hor bakmayacak. “Sen Kürtçe biliyorsun. Türkçe öğrenmemişsin. Dolayısı ile mahkemede savunma yapma hakkın da yok” demeyecek.
Kürt vatandaşımız, Kürtçe savunmasını yapacak. Devlet de kendi kasasından verdiği para ile tercüman tutacak, Kürt vatandaşımızın sözlerini, mahkeme heyetinin anladığı dile çevirecek..
Burda kimsenin bir tartışması da yok..
Ya nerede var?
Beyefendi Kürtçe biliyor. Ama Türkçe de biliyor.
Hatta biraz araştırsanız, özel hayatında Kürtçeden çok, Türkçe konuşuyor..
Ama mahkeme karşısında şov yapacaklar ya.. Kürtçülük istismarı yapacaklar ya..
Kürtçeyi adeta tabu gibi dayatacaklar ya..
“Ben Türkçe biliyorum ama.. Mahkemede Kürtçe konuşmak istiyorum” diyorlar..
Be insafsız, be vicdansız..
Sen anadilin gibi bildiğin Türkçede savunma yapmayacaksın.. Sırf kıllık olsun diye, “Ben Kürtçe konuşacağım” diyeceksin. Mahkeme yargılamayı başlatacak. Her konuşmayı tercüman vasıtası ile Kürtçeye çevirecek. Sen Kürtçe konuşacaksın. Tercüman onu Türkçeye çevirecek.. Bu arada belki de yarım yamalak çeviriler olduğunda, farkına varanlar, “Ben öyle demek istemedim” diye tekar sözleri düzeltecek.. Mahkeme heyeti sürekli tereddütte kalıp, “Acaba tercümanın yanlış çevirdiği bir yer olabilir mi? Acaba sanık farklı bir şey söylemiş olabilir mi?” ikilemi yaşayacak..
Ve yargılama böyle diken üstünde yürüyecek..
Bunu mu istiyorsunuz, BDP’nin aklı evvel yöneticileri?..
Ve buna mı siz diyorsunuz, “Bu dava, Kürtçe anadilin yargılandığı bir davadır” diye..
Biraz vicdan. Biraz insaf..
Anadili Kürtçeden başka dil bilmeyen analarımızın, gece yarısı ekip arabası ile alınıp götürülen çocuklarını aramak için gittiği karakolda, Kürtçe konuşarak çocuğunu sorduğu için, “Ne diyon lan sen, Türkçe konuş...“ diye başlanıp, küfürler eşliğinde pataklanarak dışarı atıldığı günlerden, bugünlere geldik..
Şimdi o hukuksuzlukların yaşanmadığı, o insafsız uygulamalara teşebbüs edenlerin en ağır cezalara muhatap edildiği bir ülkede, ortamı kızıştırmak için böyle suni gündemler oluşturmak isteyenlerle karşı karşıyayız..
“Ben Türkçe biliyorum ama, sırf mahkemeye zorluk olsun diye.. Gereksiz masraf çıksın diye.. Tercümanlar para kazansın diye.. Zaman israfı olsun diye.. Yargılama sırasında hakim sanığı tam olarak anlamakta zorluk çeksin diye.. Keyif benim değil mi canım, ben Kürtçe konuşmak istiyorum” diyen, Kürt ırkçıları ile karşı karşıyayız..
Umarım Kürt vatandaşlarımız, oynanan bu kirli oyunu, Ergenekon’un ekmeğine yağ süren bu derin tezgahı en kısa zamanda bozacaklardır..
Kürtçe de kutsal değildir. Türkçe de..
Ama ikisini birden bilenin, birisinde dayatması, ırkçılık değil de nedir?