10-30-2010, 03:01 | #1 |
Akıllara Ziyan Bir Hesaplama Ve Bir Güzellik
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi ...onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır.
Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir. Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır! Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır. Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir. Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a. Cami küçücüktür. Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse yüz 61 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır. İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana. İşte, aşka adanmış iki eser. Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin. Ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür. Göreceğiniz manzaraysa şudur mirim: Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır ....
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-30-2010, 06:20 | #2 |
|
|
10-30-2010, 06:21 | #3 |
Konu EZEL tarafından (10-30-2010 Saat 06:24 ) değiştirilmiştir.. |
|
10-31-2010, 02:49 | #4 |
Mihrimah Sultan Külliyesi, 1540-1548, Üsküdar/İstanbul Mihrimah Sultan Külliyesi, 1562-1565, Edirnekapı/İstanbul Osmanlı’nın büyük cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın ve büyük aşk’ı Hürrem Sultan’ın bir kız çocuğu gelir Dünya’ ya . Efsane bir ask’ın meyvesidir bu çocuk ve bu yüzden belki efsane aşkların en temeline , en masalsı olanına ithafen ismi Mihrimah konulur Mihr-ü Mah Farsça da Güneş ve Ay demektir. Zaman hızla geçmiş Mihrimah Sultan büyümüş 17 yaşına gelmiştir ki o zamanlar için evlendirilmesi uygun olan bir yaştadır. İki talibi olur ,biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa dır,diğeri ise saray’ın baş mimarı Mimar Sinan… . Padişah biricik kızını Rüstem paşa ile evlendirir , Sinan evlidir ve 50 yaşındadır ama bilinen odur ki Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır..... Mimar Sinan o derece derin bir tutku ile aşık olduğu Mihrimah Sultan’a kavuşamamıştır fakat o’na olan aşkını olanca güzelliğiyle ,sanatına yansıtmıştır. İstanbul’un en güzel yerlerinden birine ,Üsküdar’a Mihrimah Sultan adına bir cami yapması istenir kendisinden.1540 yılında inşa etmeye başladığı cami’yi 1548 yılında tamamlar.Cami inşa edilirken bir yandan kendi aşkını anlatır hiç şüphesiz ve eserine sanki “eteklerini giymiş bir kadın” siluetini verir, ayrıca cami için mimari olarak esinlendiği ,örnek aldığı yer ise bir başka aşka ,kutsal bir aşka adanmış bir şaheserdir ; Ayasofya……….. Bahsi geçen bu cami 2 Minareli olup ,padişah fermanı ile yaptırılan bir eserdir, ama Sinan’ın söyleyecekleri bununla bitmemiş olacak ki bu eserden 14 yıl sonra o güne kadar ilk defa ,padişah fermanı olmaksızın , Edirnekapı da surların yakınına pek kimsenin ilgilenmediği ,ıssız ,yalnız ama İstanbul’ un en yüksek tepesi olan bir yere ,sanki aşkının gizli,ıssız ve yalnızlığını ama bir o kadar büyüklüğünü haykırmak istermişcesine ikinci bir eser yapmaya koyulur.... Mihrimah Sultan’a ithafen....... Derler ki; cami Mihrimah sultanın o duru, gösterişsiz ve bir o kadar asil güzelliğine istinaden küçücüktür ve sadece 38 mt bir minareye sahiptir. Bir adet incecik kubbesinin üzerindeki 161 pencere ise iç güzelliğinin ne kadar aydınlık ve berrak olduğunu temsil eder, bu sayede gün ışığının her köşede adeta dans ettiği kadınsı edalı. ( o tarihte bu açıklıktaki ve bu kalınlıktaki bir kubbeye o kadar pencere, dünya üzerinde sadece Mimar Sinan tarafından yapılabilirdi) cami içindeki pandatiflerde ve minare kenarlarındaki upuzun işlemelerde de Mihrimah Sultan'ın o çok güzel ayak topuklarını döven ,upuzun saçları tasvir edilmiştir., Ve yine denir ki Mihrimah Sultan’ın statüsü iki minareli cami yaptırmaya yetmesine rağmen, yalnızlığını simgelemesi anlamında tek minareli yapılmıştır bu cami. Ama Sinan aşk‘ını öyle sihirli bir tılsımla mühürlemiştir ki ,bu sırra şaşırmamak ,o sevdaların naifliğine imrenmemek elde değil. Sinan Usta'nın aşk'ının vesikasıdır sanki, iki caminin de yeri özenle seçilmiştir. Güneşin doğum ve batım yerleri tespit edilerek yapılmış camilerdir. Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin. Günbatımında (elbette, yılın sadece bir gününde ki o gün 21 Mart gece ile günün birbirinre eşit olarak kavuştuğu gün’dür daha enteresanı, o gün Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür) göreceğiniz muhteşem manzara şudur: Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken, Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! “Bu nasıl bir hesaplama, bu nasıl bir estetik anlayışıdır!” alıntı Konu EZEL tarafından (10-31-2010 Saat 02:51 ) değiştirilmiştir.. |
|
10-31-2010, 03:03 | #5 |
açıkçası pek inandırıcı gelmedi...
|
|
10-31-2010, 03:42 | #6 |
|
|
10-31-2010, 04:10 | #7 |
buda güzel bir cevap tebrik ederim aga(:
|
|
10-31-2010, 06:08 | #8 |
Bunu bir araştrmacı geçen tv de dile getirdi,doğruymuş.
|
|
09-17-2011, 14:24 | #9 |
şuan kaynağı hatırlıyamıyorum fakat bu eser doğru olabilir ama mimam sinan mihrimah sultana aşık değilmiş
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|