10-11-2011, 18:32 | #1 |
Kılıçdaroğlu gitti sıra Bahçeli'de
Abdülkadir Selvi 10 Ekim 2011 Pazartesi Başbakan Erdoğan'ın annesinin vefatı bir anda siyasi iklimi değiştirdi. Türkiye, vefat hadisesinden bu yana farklı bir iklimi yaşamaya başladı. En azından siyasette insani duyguların da olduğunu gördük. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'ı evinden ziyaret ederek, taziye dileklerini iletmesi bu açıdan çok önemli. Fatih Camii'ndeki cenaze namazından ayrılırken Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal'la birlikte, "Keşke Kemal Bey'le Devlet Bahçeli de burada olsalardı" demiştik. Mustafa Ünal, "Kemal Bey, Abant'daki toplantıyı yarıda kesip buraya gelseydi, tabutun bir ucundan Kemal Bey, diğer ucundan Devlet Bey tutsaydı ne iyi olurdu" diye hayıflanıyordu. Çünkü o avluda Mehmet Ağar vardı ve her bahsi açıldığında, "Tayyip Bey, benim kızımın cenazesini omuzlamıştı, nasıl unuturum" diyordu. Zor günlerin dostluğu unutulmaz. Hele bu anne acısı, evlat acısı olursa... Cenazeden ayrılıp, yazılarımızı yetiştirmek üzere gazeteye giderken, Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Erdoğan'a Kısıklı'daki evinde taziye ziyaretinde bulunacağı haberi geldi. Biraz da o telaşla MHP'den bir taziye girişimi var mı diye araştırdım. Yazılı bir açıklama yapmışlar. Devlet Bey, Türk ve İslam töresini hepimizden iyi bilir. Cenazeye gidemediyse, Kılıçdaroğlu gibi evinde ziyaret ederek Başbakan'a başsağlığı dileyebilir. Buna ihtiyacımız var. Merhum Menderes, Londra'da uçak kazası geçirdiğinde kendisini Ankara Garı'nda karşılayanlar arasında İnönü'de vardı. Trenden indiği anda partililerin bir sel gibi alıp götürmesine rağmen Menderes, kalabalıkların arasında İnönü'yü fark edince o tarafa dönmüş ve "Lütfettiniz, çok teşekkür ederim Paşam" demişti. İnönü'nün jesti, Menderes'in karşılığı siyasette bir bahar havasının esmesine neden olmuştu. Keşke Celal Bayar, İnönü'ye iade-i ziyarette bulunmak isteyen Menderes'i engellemesiydi. Hiç başka bir şey yapmalarına gerek yoktu. Menderes'in, İnönü'yü ziyaret etmesi dahi başlı başına bir hadise olurdu. İktidarı ile muhalefetinin diyalog halinde olduğu, Menderes gibi bir halk kahramanı ile İnönü gibi bir tarihi şahsiyetin birbirini ziyaret ettiği bir dönemde darbe yapacaklar olanlar birkaç kez düşünmek zorunda kalırdı. Bugün benzer şartlar yok. Ama günümüzün gerekleri farklı. Yeni Anayasa yapılacak. PKK terörünü önlemek ve Kürt sorunun çözümü gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Devletlerin tarihlerinde bazen bu tür dönemler olur. Tarihi dönemeç noktalarında rolünü oynayanları ise millet unutmaz. Bu sürecin başlama anını taziye ziyaretleri oluşturabilir. Bu çok insani bir duygu. Siyaset insani duygulardan uzak değil ki. Zaten insani dokunuşları unutulan siyaset gerilim üretmekten başka ne işe yarıyor ki? Başbakan'a taziye ziyaretinden sonra CHP'lilerle konuştuk. İnsani bir vazifeyi yapmanın huzuru içindelerdi. Gitmeseler bu kadar rahat olamazlardı. Başbakan Erdoğan çok büyük yakınlık göstermiş. Kim göstermez. Annenizi kaybetmişsiniz, en büyük siyasi rakibiniz size taziye ziyaretine gelmiş. Birçok ziyaretin bir anlamı olacak ama inanıyorum ki Kılıçdaroğlu'nun ziyaretinin yeri farklı olacak. Zaten CHP heyeti, Kısıklı'daki villaya girince, Başbakan o sırada bahçedeki taziye çadırındakilerle ilgileniyormuş. Kemal Bey'i görünce çadırdan çıkmış, karşılamak için kapıya doğru yönelmiş. Misafirlerini içeriye bizzat kendisi almış. _ Soluna Kılıçdaroğlu'nu, sağına Erdoğan Toprak'ı oturtmuş. CHP'liler, "Her iki lider de candandı" diye anlatıyorlar. İçerideki havayı, "Cenazenin hüznüne rağmen, sıcak bir ortam vardı" diye yansıtıyorlar. Kısık sesle konuşmuşlar. Öyle ki Erdoğan Toprak ile Akif Hamzaçebi duymakta zorlanmışlar. Başbakan annesinin son günlerini ve hastane safahatını anlatmış. "Siyaset üstü bir sohbetti" diyorlar. Öyle olması gerekiyor. CHP heyeti Başbakan'a taziye dileklerini iletiyor, acısını paylaşıyor. Başbakan, "Çok sağ olun" diye ayağa kalkıyor ve bu kez misafirlerini araçlarının kapısına kadar uğurluyor. Devlet Bey de gitse farklı bir şeyle karşılaşmaz. Çünkü Başbakan Anadolu insanı. Milyonların önünde gözyaşı dökecek kadar da büyük bir acı yaşıyor. Taziye ziyareti için çağrı yapılmaz. Ama Türk töresi, İslam terbiyesi bunu gerektirir. Hadi Devlet Bey, sıra sizde...
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|