AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-16-2011, 04:47   #1
Kullanıcı Adı
Yıldırım
Standart Başbakan Erdoğan: Milletin kiracı değil, ev sahibi olduğu bir anayasa yapılmalı
Erdoğan: Milletin kiracı değil, ev sahibi olduğu bir anayasa yapılmalı


erdal şen, ankara - &nbsp6.10.2011


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Kızılcahamam kampında iç ve dış siyasî gelişmelere ilişkin önemli mesajlar verdi, sivil anayasanın çerçevesini çizdi.
Millet eliyle yapılacak yeni anayasanın bütün vatandaşlara kendi ülkelerinde 'ev sahibi' olduklarını hissettiren bir metin olacağını söyledi. "Bu anayasa, kiracı ile ev sahibi arasında bir mukavele değil, her vatandaşımızın hukukunu güvenceye alan bir toplumsal mutabakat metni olmalıdır." diyen Başbakan, muhalefete de şu çağrıyı yaptı: "Gelin bu üzümü yiyelim, bağcıyla uğraşmayalım."
Erdoğan, konuşmasında lüks tüketim ürünlerine ilişkin ÖTV'deki artışa yönelik eleştirilere de cevap verdi. "Açık konuşayım. Öyle kelimeleri sağa sola kaydırmayı sevmem." diyen Erdoğan, ardından, "Kardeşim sigarayı içmezsin olur biter. Alkolü biraz daha az tüketirsin olur biter. Ne olacak? Kalkıp da Porsche kullanacağına, lüks 2000 CC silindirin üzerinde kullanacağına Fiat kullan, Volkswagen kullan, düşür harcamayı." tavsiyesinde bulundu. Cari açığın fazlalığına dikkat çekerek, "İşi sıkı tutmayıp biz de Yunanistan'ın durumuna mı düşelim? Eşeği sağlam kazığa bağlayacağız." diye konuştu. Başbakan'ın diğer mesajları özetle şöyle:
Yeni anayasa bürokratik ideolojilerin değil, milletin eseri olacak: Sözleşme, toplumsal mukavele gibi kavramların hepsinin sınırlayıcı olduğunu düşünüyoruz. Bütün vatandaşlara kendi ülkelerinde ev sahibi olduklarını hissettiren, bu anayasa kiracı ile ev sahibi arasında bir mukavele değil, istisnasız her vatandaşımızın hukukunu güvence altına alan toplumsal bir mutabakat metni olmalıdır. Başta Cumhuriyet'imizin bekası olmak üzere, bütün kazanımlarımızın güvencesi de demokrasidir, millet iradesidir. Devletimizin hukuk zeminini sağlam kılmaktır, gerisi teferruattır, detaydır, usule ilişkindir. Herkese çağrımız şudur. En az Türkiye büyüklüğünde düşünün. Zira Türkiye yeni dünyanın kutup yıldızı olmak için sabırsızlanıyor. Eski yanlışların yerine doğruları koymak mecburiyetinde.
Geçmişin muhasebesini yapmazsak bu karanlık film başa sarabilir: Yolsuzluk, yoksulluk, başını almış gidiyordu. Kökü asırlar öncesine uzanan bu millet, bu kahırlı manzaraları, kendine de ülkesine de yakıştıramıyordu. Geçmişi kolayca unutup, millet olarak bize çok ağır bedeller ödetmiş o karanlık yılların muhasebesini yapamazsak bu karanlık film yeniden başa sarabilir. Ben üniversite yıllarımı, ortaokul yıllarımı unutamam. Tarih tekerrür etmez. Ama ibret almazsak yeniden tekerrür edebilir.
Demokrasiyi ona buna peşkeş çekenlerin aramızda yeri yok: Kartvizitinde siyasetçi yazdığı halde, her sıkıntıya girdiğinde kapı kapı dolaşıp kurtarıcı arayanların, demokrasiyi ona buna peşkeş çekme arayışı içinde olanların bizim aramızda yeri yoktur, olmayacaktır. Milletin hissini, zikriyatını, duruşunu beğenmeyenlerin, bizi milletten ayrı düşürecek şeylerin bizim kitabımızda yeri yoktur, olmayacaktır. Biz olduğumuz gibi görüneceğiz, göründüğümüz gibi olacağız.
Ocaklar söndüren caniler, sonunda kaybedecekler: Gözünü kırpmadan masum insanların canına kastedenler meşru bir davanın savunucusu olduklarına hiç kimseyi inandıramazlar. Türkiye'nin ayağına zincir olmak isteyen, genç, kadın, çocuk, hamile, işçi, köylü demeden ocaklar söndüren caniler, sonunda mutlaka ama mutlaka kaybedecekler. Terör en çok da aklıselimin kaybolmasını istiyor. Bu millet bu büyük tuzağa evelAllah düşmeyecek.
Milletvekillerimin çoğu kirada oturuyor: Bazı ürünlere zam yaptık. Alkol, tütün, lüks araçlar vesaire. Tabii hemen başladılar. Milletvekilleri kendi maaşlarına baksın. Eline diline dursun ya. Şu bizim 9 yılık süreçte biz milletvekillerine zam yapmadık. Sadece en düşük memur ne alıyorsa milletvekili onu aldı. Her milletvekilinin altında bir araba diyor. Bir televizyon kanalında izledim. Benzinlerini, uçak paralarını veriyor vesaire falan. Yahu bu, terbiyesizliktir. Biz iktidara geldik milletvekillerinin bütün lojmanlarını sattık yahu. Bu milletvekilleri lojmanlar satıldığı zaman kalkıp da en ufak bir ses çıkarmadılar. Şu anda benim milletvekillerimin çoğu kirada oturuyor. Ayıptır yahu.
Piyasaları etkilemek haddinize değil, gereğini yaparız: Krizin Türkiye ekonomisine kalıcı ve olumsuz bir etkisi olmayacaktır. Ama piyasaları provoke etmek isteyenler olursa onlar da bilsinler ki karşılarında biz olacağız. Ne gerekiyorsa onu yapacağız. Şu anda inşaat sektöründe buna benzer şeyler var. Özellikle demirde bu yapılıyor. Bakanıma bunu söyledim. Eğer bu böyle devam ederse karşınızda beni bulacaksınız. İnşaat sektörü önemlidir, kalkıp da piyasaları böyle etkileme yoluna gitmek haddinize değildir. Gereğini yaparız.

BDP'ye 'başörtüsü' önergesi eleştirisi


Bakıyorsunuz bir grup çıkıyor, hemen pat bir tane önerge sunuyor. Başörtülü kardeşlerimi niye istismar ediyorsun? Senin böyle bir derdin yok ki. Dini Zerdüştlük olan bir anlayışın böyle bir derdi olabilir mi? Dert istismar. Acaba AK Parti'yi köşeye nasıl sıkıştırırız? Geç o işi geç. Siz bizi köşeye sıkıştıramazsınız. Bu millet kimin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Bu iş konuşulmaz. Bu iş yaşanır, yapılır. Ama bu ülkeyi lüzumsuz olarak germeye de kimsenin hakkı yok.

İlerleme raporu AB'nin akıl tutulmasının göstergesi

İlerleme raporu bazı alanlarda AB'nin ciddi bir akıl tutulması içinde olduğunu gösterdi. Müzakere sürecini tıkayan sorun alanlarında hâlâ AB tarafından statükocu bir anlayışın benimsendiğini bir kez daha gördük. 'Ne yapayım da Türkiye'ye çamur sıçratayım' anlayışı. İçeride ve dışarıda hiçbir şahsî ve sorumsuz davranışın Türkiye'nin reform çalışmasına gölge düşürmesine müsaade etmeyeceğiz. Vize meselesinin de Türkiye'ye bir lütuf olmadığını hatırlatmak istiyorum.
Güney Kıbrıs'ın dönem başkanlığı yok hükmünde

Güney Kıbrıs'ın barış görüşmelerini sabote eden sorumsuz hareketlerini herkes ibretle izliyor. Kıbrıs bizim milli davamız. Bu sorun artık AB için bir namus meselesidir. AB, 2004 yılında yaptığı tarihi hatadan geri dönerek, KKTC ile ticareti başlatacak ya da Rum kesimine tanıdığı imtiyazla bu kara lekeyle yaşamak zorunda kalacaktır. 2012 Temmuz'unda dönem başkanlığında Türkiye olmayacak. Bizim için yok hükmünde olan bir sözde ülkeyle aynı masaya oturmayız, oturmayacağız. Muhatabımız olmayan bir Güney Kıbrıs vardır.
zaman




 


Konu Yıldırım tarafından (10-16-2011 Saat 04:52 ) değiştirilmiştir..
Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 10-16-2011, 04:49   #2
Kullanıcı Adı
Yıldırım
Standart
Başbakanın bu söylemleri karşısında kendisini sosyal demokrat diye tanımlayan hiç bir kimsenin şansı olamaz...
Ben başbakanımıza güveniyorum.
Yolun açık olsun sayın başbakanım...
Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım