AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

İlgileri, görünüşleri, hayat tarzları hatta somut “kurban” olayındaki sözleri ile birbirlerinin zıddıymış gibi duran Hülya Avşar ile Cübbeli Ahmet Hoca aslında kurban ile ilgili olarak aynı görüşü paylaşıyorlar. Kurbanı sadece “bir hayvan kesmek olarak” anlayan Hülya Avşar, belki de İlahi olarak üzerine doğduğumuz İslam fıtratının yol göstermesi ile haklı olarak “Hayvan keserek kutlanan bir bayrama aklım ermiyor” derken ona “yediği etler babasının tarlasında mı yetişiyor” diyerek karşı çıkan Cüppeli Ahmet Hoca da kurbanı sadece bir hayvan kesme olarak gördüğünü göstermiş oluyor.

Kur’an’da kurban ile ilgili olarak aslında kesilecek hayvana hiç vurgu yapılmazken, yani kendisi için en sevgili olanı Allah’a takdim etmesi istenen Hz. İbrahim ve kendi hayatı sözkonusu olduğu halde Allah’ın bu emrini yerine getirme hususunda büyük bir teslimiyet gösteren Hz. İsmail’in duruşları bize örnek olarak gösterilirken, kurban basit bir hayvan kesme ritüeli olarak algılanamaz. Pek çok konuda put kırıcı merhum Ali Şeriati’ye kulak vererek, kurban için belki de en doğru olan “İbrahim gibi kendi İsmailini” kurban olarak sunmak gereğidir. Haydi, Ali Şeriati’nin çağrısına uyarak İbrahim’in İsmaili sevdiği İsmaillerimizin neler ve kimler olduğunu düşünelim: İşimiz, eşimiz, yeteneğimiz, gücümüz, cinsiyetimiz, statumuz, iktidarımız mı? Yine Ali Şeriati’nin ifadelerini biraz değiştirerek özgürlüğümüzü çalan, görevlerimizi yerine getirmemizi engeleyen, “hakikati duymak ve bilmekten alıkoyan, sorumluluk kabul etmektense meşrulaştırıcı sebep ürettiren” ne varsa işte bunları İsmailin işaretleri olarak dikkate alarak İsmailimizin ne olduğuna karar vermeli ve onun karşılığı olarak koç kesmeliyiz. Ama koç kurban ederek sorumluluktan kurtulamalıyız, bütün bu en sevdiğimiz işleri Allah’ın emri uyarınca her an bırakabilecek bir ruh halini bize ilham etmelidir kurban. Çünkü esas mesaj budur: en sevdiğinden Allah’ın emri uyarınca vaz geçebilecek bir ruh hali içinde bulunmak gereği. İşte kurban bayramları, hayatımızdaki her şeye ve özellikle en değer verdiklerimize böyle bir teslimiyet içinde yaklaşma gereğini ilham etmeli bize, en değer verdiğimiz şeyleri ve onların için neler yaptıklarımızı, onların uğruna Allah’ın emirlerini çiğneyip çiğnemediğimizi yeniden yeniden muhasebe ettiğimiz, bize bu muhasebe gereğini hatırlatan “zikr”ler olmalı. Bu anlamda bugün yapmamız gereken, kurban bayramlarında kurban kesme ritüelini bırakmak değil, aşmaktır. Mü’min’in miracı olan namazı sadece beden hareketlerine indirgeyen ve hemen namazı bitirip mesela “işkencesi”ne dönen birilerine namazı bırakmayı tavsiye etmeyeceğimiz gibi kurban bayramında da kurbanlık hayvan kesmeyi bırakmayı değil kurbanın asli mesajını düşünmek tavsiye edilmelidir. Kurban kesmenin mesajı da kelime-i tevhid ile aslında Allah’ı herşeyden üstün tuttuğumuz iddiamızı hayatta belki en vazgeçilemeyen şeylere meydan okuyan bir ruh ile tahkim etmemiz gerektiğidir.

Bu itibarla son zamanlarda önce şiddete uğrayan sonra da bu şiddetten kurtulmak için “boşanma” hatasını işleyen kadınlarımızın canice katledilmelerinde somutlaşan toplumsal krizde ve yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz siyasi krizde yaklaşan kurban bayramının, %99’u Müslüman olan bu topluma vereceği bir mesaj vardır. Şah İsmail’de gördüğümüz gibi insanın uğruna kendisini en çok seven varlığı, annesini öldürebileceği bir iktidar hırsının hem aile hem de tüm toplum hayatını ifsad edebileceğinin farkında olarak bu iktidarı kurban edebileceğimiz bir ruh halini bize ilham etmelidir kurban bayramı. Hayatın rutin akışına müdahale etmeyen bir iman ve ibadet anlayışı dini hayattan çıkarmak anlamına gelir ve dinin özüne de karşıdır. İbadetlerimizin hayatımıza müdahele edeceği beklentisi ve duası ile kurban bayramının bireysel ve siyasi iktidarlara kurban mesajını yeniden düşünmeye vesile olacağı temennisi ile kurban bayramınızı tebrik ederim.