![]() |
#1 |
![]() Gökçen Dersim Harekatında Gökçen Eskişehir de Tayyare alayın da staj görürken,bölüğü ile beraber Dersim harekatına katıldı. Bu hususta Atatürkten izin alışının hikayesini,hatıratın ilk sahifesin de tekrar gözden geçirir veya hafızanıza müracaat ederseniz genç kızın yola Atan'ın tabancası ile çıktığını hatırlarsınız. Bu tabanca Sabiha Gökçen'in şu anda da titizlikte muhafaza ettiği kıymetli hediyelerin,unutulmaz hatıraların başın da geliyor. Zira Ata genç kızın esas tabancasının ağır olduğunu bildiğinden ona daha hafif olan kendi Smith-Wessonu'nu vermeyi doğru bulmuştu. Fakat bu tabancayı verişinin aynı zaman da "Sana güveniyorum" "İcap ederse işte seni koruyacak silah" demek isteyişi gibi mütena bir manası da vardı. Atatürkün tabancaları çoktu ve zaman zaman bunları arkadaşlarına,yakınlarına hediye ederdi fakat kendisinin uzun müddet kullandığı esas tabanca bu Gökçene Dersime giderken verdiği idi. Hayat hikayesi "Dersim" faslına gelince Türk kadınlığının bu müstesna simasına; "Dersim harekatın da hiç tehlike atlattınız mı" diye soracak oldum Gülerek cevap verdi; "Kahramanlık için söylemiyorum ama aslına bakarsanız o zamanın Tayyareleri ile muharebe uçuşuna çıkmak,bizatihi tehlike idi.Tayyarelerin çoğunluğun da pusula yoktu. Yalnız filo kumandanlarının tayyarelerin de pusula vardı,diğerlerin de hiç bir yardımcı alet bulunmuyordu. Sonra bu birege tipi tayyareler havada uzun müddet kalamazdı. Çift depolu olanları en fazla dört saat uçabiliyordu,tek depolu olanlar ise ancak iki saat. Bunlara birde Dersim arazisinin hususiyetini ilave ederseniz.Arzi dağlık olduğu için çabuk bulutlanıveriyordu. Güneşte uçarken bir bakıyordunuz ki sema bulutlarla kaplanmış. Halbuki pusula olmadan,yardımcı alet bulunmadan bulutların içinde uçmak imkansızdı. İşte bir gün hem keşif hemde bombardıman için uçmuştum.Esasen bir aya süren harekat için de ne görev verdilerse seve,seve yaptım.Madem ki bana bu harekata katılma şerefini bağışlamışlardı o halde buna layık olamalı,çalışmalıydım. O zaman Diyarbakır hava alay kumandanı olan Fevzi Uçaner bizi toplayıp vazife vermiş ve "Tabancalarınızı unutmayın" demişti. Bende Atan'ın verdiği tabancayı elimle şöyle bir yokladım. Hiç lüzum olmaycak hissi vardı içimde. Kumandan bu arazide her zaman için "mecburi iniş" tehlikesi olduğunu sözlerine ilave ediyordu ayrıca "CANLI NE GÖRÜRSENİZ ATEŞ EDİN!" emrini almıştık. Asilerin gıdası olan keçileri bile ateşe tutuyorduk. Gökçen bir an güldü; "Gariptir dedi tavuk kesilirken bakamam. Fakat tayyareye binince,hele böyle askeri bir vazife alınca bu histen sıyrılıyordum.Gene de öyledir tavuk kesilmesini seyre bile tahammül edemem.. Kaynak: Röportaj,Halit Kıvanç 1956 Milliyet Gazetesi,gazetearşivi. milliyet.com.tr
![]() Konu depare tarafından (09-30-2010 Saat 18:19 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Gündem buysa konuyu hortlatmak gerekir
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Süpersiniz..
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|