01-07-2012, 17:29 | #1 |
Nuh GÖNÜLTAŞ "Kapını kilitli tut, hırsızı günaha sokma!"
Olup bitenlere bakınca ister istemez emekli Askeri Hakim Ümit Kardaş'ın sözlerini hatırlıyorum: "Üç beş generali içeri tıkmakla askeri vesayet bitmez." Doğru... Generallerin, hatta Genelkurmay Başkanlığı yapmış birisinin tutuklanabiliyor olması askeri vesayete karşı mesafe alındığını gösterir. Ama asla askeri vesayetin bitirildiği anlamına gelmez. Askeri vesayeti temellendiren yasal ve anayasal metinler değiştirilmedikçe askeri vesayetin yeniden hortlama ihtimali her zaman vardır ve Türkiye'de bu ihtimal her zaman 50'nin üzerindedir. Yaşananları sadece konjonktürel olarak görmekte fayda var. Yarın konjonktür değiştiğinde filmi geriye sarmak pekâlâ mümkün. Askeri literatürde "Durumdan vazife çıkarmak" sözü tam da bu anlama geliyor: Konjonktüre göre davranmak! Hiç öyle abartmayalım. Askeri vesayet falan bitmiyor. Sadece sineklere aerosol sıkılıyor. Bataklık kurutulmuyor. Darbe karşıtlığı ile suçlanan Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun'dan darbecilikten ve silahlı terör örgütünden tutuklanan İlker Başbuğ'a kadar yaşanan bu iki zıt olay bile durumun ne kadar konjonktürel olduğunu göstermeye yeter. Dün darbeciler tutuklama yapıyordu, bugün darbe karşıtları tutuklama yapıyor. Ama darbeciliğe yataklık eden yasalara dokunulmuyor! Rahmetli Turgut Özal ekonomide yapabildiği liberalizasyonu siyasette de gerçekleştiremediği için Türkiye 28 Şubat'ı gördü. Şimdi şu soruyu sormak hakkımız: Rahatlıkla ve gönül huzuru içinde Tayyip Erdoğan'dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyebilir miyiz? Bu millet Tayyip Erdoğan'a verdiği yüzde 50 desteği, sonrasında gelecek her başbakana vermez ki? Güçlü başbakanlar belki zamanla askeri dizginleyebilme yeteneğinde olabilirler ama ya zayıf başbakanlar askeri nasıl dizginleyecek? Darbeci geleneğe sahip bir ordunun mevcut yasalarla her durumda sivil otoritenin emrinde olmaması ve ona başkaldırması için zayıf bir başbakan ya da zayıf siyaset yeter de artar bile. Bu da Türkiye'de her zaman olabilen bir şey. Türkiye ne başbakanlar ne cumhurbaşkanları gördü! Herkes Tayyip Erdoğan olamaz ki! Herkes aynı cesareti gösteremez ki! Askeri vesayetçilerin elinde silah var. Karanlık işlere bulaşmaları, ülke siyasetini ve halkın eğilimlerini değiştirmek konusunda uzmanlaşmış olmaları, üstüne üstlük bir de yasal zeminin onlardan yana olması... Kan dökmek, milleti birbirine düşürerek askeri darbeye zemin hazırlamak, sivil otoriteyi kendileri karşısında sadece bir iaşe memuru haline dönüştürmek konusunda tecrübeli olmaları... Tayyip Erdoğan'ın olmadığı yerde bu ülkenin başına ne badireler açmaz ki! Atalarımız demiş ki: "Dağa dayanma yıkılır, insana dayanma ölür." Köylüler derki: "Eşeğini sağlam kazığa bağla, kurt kaparsa kapsın." Hırsız derki: "Kapını kilitli tut hırsızı günaha sokma..." Nuh Gönültaş da diyor ki: "İş bittikten sonra kapı kilitlenmez."
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|