01-19-2012, 04:31 | #1 |
'Kürt Hizbullahı'nın Endişe Yaratan Yükselişi' ABD Analiz !
HSH- ABD ordusu tarafından hedef ülkelerin politikalarına yön vermek amacıyla kurulduğu tahmin edilen SETimes sitesi, geçtiğimiz Aralık ayında yayınladığı bir analizinde, "Kürt Hizbullahı" olarak isimlendirdiği Hizbullah Cemaatinin yükselişinin engellenemediğinden yakındı.
Hürseda Haber Merkezi - SETimes analizinde görüşlerine yer verdiği isimler bir hayli dikkat çekici. Konuyu kendi alanlarında uzman olan yerli ve yabancı şahsiyetlerle derinlemesine ele alan SETimes Türkiye muhabiri Alakbar Raufoğlu, Türkiye'deki medyanın aksine Diyarbakır'da yüzbinlerin katılımıyla gerçekleşen "Tesettüre Özgürlük" mitingini ve Hizbullah'ın bu ve benzeri mitinglerdeki rölünü, ABD'de 1984'de kurulan Jamestown isimli vakıfta uzman olarak çalışan ve aynı zamanda Hollanda'dan Kürtçe ve İngilizce yayın yapan Rudaw Gazetesi'nde yazarlık yapan Hollandalı yazar Wladimir van Wilgenburg, İstanbul’da yaşayan İngiliz analist Gareth Jenkins, güvenlik analisti Nihat Ali Özcan, Polis Akademisi öğretim üyesi Doç. Dr. Süleyman Özeren, AK Parti Diyarbakır eski milletvekili Abdurrahman Kurt ve TBMM Milli Güvenlik ve İçişleri Komisyonu üyesi Mustafa Akış'a sormuş. İşte SETimes'in uykusunu kaçırdığı izlenimi edinilen 'Hizbullah' analizinin tamamı... Kürt Hizbullahı’nın endişe yaratan yükselişi Son yıllarda toplumsal ve siyasi çalışmalara hız veren Kürt Hizbullahı, kanlı geçmişi nedeniyle endişe yaratırken, kimi uzmanlar ve siyasetçiler, örgüte verilen desteğin boyutunu sorguluyor. Kürt Hizbullahı’na yakınlığı ile bilinen Mustazaf-Der’in geçtiğimiz ay Diyarbakır’da düzenlediği mitingde, binlerce kişilik kalabalığa seslenen Göktaş, okullardaki başörtüsü yasağını eleştirdi. Göktaş, konuşmasında şöyle dedi: “Okul ya da başka bahanelerle çocuklarını böyle bir yola [başörtüsü takmamaya] yönlendiren, İslami ahlak ve terbiye ile yetiştirmeyen anne ve babalar çocuklarına en büyük düşmanlığı yapıyorlar.” Ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu’da üslenen Kürt Hizbullahı, Lübnan’daki Şii Hizbullah hareketinden tamamen bağımsız, Sünni bir örgüt. Son yıllarda düzenlediği İslam temalı mitingler ile öne çıkan örgüt, STK’lar, yardım dernekleri, kitabevleri ve medya aracılığıyla tabanını genişletmeye çalışıyor. Kürt Hizbullahı’nın çalışmalarına yeniden hız vermesi akıllara şu soruyu getiriyor: Acaba bir zamanların eli kanlı örgütü, siyasi bir açılım yaparak, Kürt nüfusun ağırlıkta olduğu bölgelerde, hem AKP’ye hem de laik bir duruşa sahip PKK ve BDP’ye rakip mi olmayı planlıyor? İstanbul’da yaşayan İngiliz analist Gareth Jenkins’e göre, Türkiye’nin batısı, Hizbullah’ın güneydoğuda ne kadar güçlendiğinden bihaber durumda: “Kürt Hizbullahı’nın düzenlediği mitinglere yüz binlerce kişi katılıyor, fakat ana akım Türk medyasında bu konuda neredeyse tek kelime haber görmüyoruz.” 1980’lerde Kürt asıllı Türk vatandaşı Hüseyin Velioğlu tarafından kurulan örgütün, devlet-PKK çatışmasının en yoğun olduğu 90’lı yıllarda işlenen yüzlerce faili meçhul cinayetin sorumlusu olduğuna inanılıyor. Güvenlik güçleri, o yıllarda Kürt Hizbullahı’nın, Marksist görüşlü PKK ile olan ideolojik çatışması kapsamında gerçekleştirdiği faaliyetlere göz yumuyordu. Velioğlu, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanmasından kısa bir süre sonra, Ocak 2000’de İstanbul, Beykoz’da bir villaya yapılan polis baskınında öldürüldü. Operasyon kapsamında Hizbullah’a ait arşiv kayıtları ve çok sayıda silah ele geçiren emniyet güçleri, edindikleri bilgiler doğrultusunda yaklaşık 4 bin örgüt mensubunu gözaltına aldı. “Bu operasyon ve gözaltılar neticesinde Hizbullah ağır bir darbe aldı. Faaliyetlerini sürdüremez hale gelen örgüt, şiddet eylemlerine son vererek, yeniden yapılanmaya odaklandı,” diyor Jenkins. Bu yılın başında, Hizbullah militanı oldukları şüphesiyle tutuklu yargılanan 18 sanık tahliye edildi. Hükümetin, güneydoğudaki birçok seçim bölgesinde BDP liderliğindeki milliyetçi Kürt hareketi karşısında yenilgi aldığı bir dönemde, söz konusu tahliye kararının zamanlaması kimileri tarafından manidar bulundu. “Halkın geneli, işkence ve suikastlerle dolu kanlı geçmişi nedeniyle Hizbullah’tan korkuyor,” diyen güvenlik analisti Nihat Ali Özcan, “örgütün, El Kaide, Lübnan Hizbullahı ve Hamas ile bazı ortak yönleri olduğunu” da ekliyor. Velioğlu’nun 80’li yıllardaki üç aşamalı planı, sırasıyla propaganda, taban yaratma süreci ve cihattan oluşuyordu. Örgüt, Velioğlu’nun ölümünün ardından, cihat hedefini fiilen askıya alarak, ikinci aşamaya, yani toplumsal tabanı güçlendirme sürecine döndü. Gareth Jenkins, bugünkü durumu şöyle özetliyor: “Hizbullah, bugün Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere, ülke geneline yayılmış geniş bir ağa sahip. Emrinde dergileri, gazetesi ve radyo kanalı var. Kimi mahalleleri hakimiyet altına almış; hatta mahalleliler arasındaki anlaşmazlıklarda karar mercii rolü bile üstleniyor.” Örgütün şu andaki liderinin İsa Altsoy olduğuna inanılıyor, ancak Altsoy’un yeri bilinmiyor. Jamestown Vakfı’nda görevli Kürt meseleleri uzmanı ve Rudaw sitesi yazarı Wladimir van Wilgenburg’a göre, Suriyeli Müslüman Kardeşler ve İran Devrimi’ni örnek alan Kürt Hizbullahı, laik sistemi yıkıp, şeriata dayalı bir sistem kurmak istiyor. “Örgüt, Şii İran’la da iyi ilişkiler içinde. Hatta ağırlıklı olarak Şiiler tarafından kutsal kabul edilen Muharrem ayına özel bir etkinlik bile düzenlediler.” Van Wilgenburg, devletin, 90’lı yıllarda PKK’ya karşı verdiği “kirli savaş” kapsamında, PKK’yı Hizbullah’a kırdırmak istediğini, Hizbullah’ın ise devletten aldığı bu destekle kuvvetlendiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Fakat bu balayı dönemi, Abdullah Öcalan’ın yakalanması ve PKK’nın geçici olarak bir gerileme sürecine girmesi ile sona erdi.” Van Wilgenburg’a göre şimdilerde Hizbullah’ın göndemini, siyasi parti kurarak güneydoğuda BDP ve AKP ile rekabet içine girip girmeme sorusu meşgul ediyor. Kürt Hizbullahı, öne çıkan dini ve milliyetçi nitelikleri sebebiyle Gülen hareketi açısından da bir tehdit oluşturuyor; zira Gülen cemaati de gerek Güneydoğu Anadolu’da, gerekse büyük şehirlerdeki Kürt mahallelerinde etkinliğini artırma peşinde. Bu bağlamda, Hizbullah ile -- AKP tarafından desteklenen ve kendisi de AKP’yi destekleyen -- Gülen cemaati arasında, dindar Kürtler üzerinden yeni fay hatları oluşuyor. Nihat Ali Özcan, polisin kimi zaman Hizbullah mensuplarını gözaltına alarak, Gülen cemaatinin yayılmasının önünü açtığını düşünüyor. PKK ve BDP, Gülen cemaatinin simgelerine önce şiddet, sonra da söylemleri aracılığıyla saldırırken, Hizbullah daha ziyade “uykudaki bir hücre” gibi sessizliğini koruyor, diyen Özcan, örgütün öncelikli hedefinin PKK’yı tasfiye etmek olduğunu ve bu hedefe ulaştıktan sonra Gülen cemaatine de saldırabileceğini belirtiyor. Polis Akademisi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Süleyman Özeren, mitinglerde dini meseleleri öne çıkaran Hizbullah’ın, bu sayede güneydoğudaki en güçlü örgütlerden biri olmayı hedeflediğini düşünüyor. “Radikal İslama dayalı düşüncelerini yaymaya çalışıyorlar, ama siyasetin merkezinden, yani Ankara’dan hâlâ çok uzak bir söylem içindeler,” şeklinde konuşan Özeren, sözlerine şöyle devam ediyor: “Siyasi parti kurma noktasına gidemiyorlar, çünkü oy potansiyeli konusunda şüpheleri var. Şu anda BDP alternatifsiz durumda.” BDP milletvekili İbrahim Binici de, Hizbullah’ın Kürt halkının desteğini alabilmesi için, öncelikle yasal sınırlar içinde hareket etme becerisine sahip olduğunu kanıtlaması gerek, diyenlerden. SES Türkiye’ye konuşan Binici, “BDP olarak bizim elleri kana bulanmış böyleleri ile ilişkimiz olamaz,” diyor. Hizbullah’ın giderek artan gücüyle ilgili endişeleri reddeden, AKP Diyarbakır eski milletvekili Abdurrahman Kurt ise, “Hizbullah’ın organize bir grup olarak nitelendirilmesini yanlış” buluyor. “Bölgede herhangi bir Hizbullah yapılanması söz konusu değil. Diyarbakırlı Kürtler’den böyle bir oluşuma oy çıkmaz. Sözünü ettiğimiz insanlar sadece toplanma özgürlüklerini kullanıp, miting düzenliyor, hepsi bu. Herkesin böyle bir hakkı var,” diyen Kurt, şöyle bir iddiada bulunuyor: “Eminim o insanları oraya [başörtüsü mitingine] örgüt toplamadı. Peygambere olan saygılarından dolayı geldiler.” Ancak Ankara’daki bazı yetkililer, bu konuya aynı soğukkanlılıkla yaklaşmıyor ve Hizbullah’ın amacının, “dış güçlerin talimatıyla” ülkede huzursuzluk yaratmak olduğunu düşünüyor. SES Türkiye’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan TBMM Milli Güvenlik ve İçişleri Komisyonu üyesi Mustafa Akış, “zaman zaman dışarıdan desteklenen böyle kurumlar çıktığını; hükümetin ise başörtüsü meselesini yasal yollardan çözmeyi amaçladığını,” belirtiyor. “İslam dininin emri olan bir konuyu, İslam dininin yasakladığı bir yolla, yani terör veya zorla çözmek mümkün değil.” Öte yandan dün yayınladığı manifestoyla tarihi bir adım atan Hizbullah Cemaati'nin manifestoda yer verdiği bilgilerle, Amerikan Avrupa Kuvvetler Komutanlığı tarafından desteklenen SETimes sitesinin analizinde yer verdiği kimi bilgilerin taban tabana zıt olması dikkatlerden kaçmadı.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-19-2012, 05:21 | #2 |
Ben o kalabalıkda Türk bayrağı göremedim ayrıca bu tarz örgütlenmelerin demokratik bir ülkede yeri yok . Burası İran değil Türkiye ..
|
|
01-19-2012, 14:03 | #3 | |
Alıntı:
ayrıca tevhit bayrağı neyimize yetmiyor. bizde başka mitinglerde tevhit bayağı hiç görmüyoruz. ayrıca bu tarz dediğin bunu yapan kurumlarda kuruluşlarda yasal... ve yasal izinle yapılıyor. eee tabi türk bayrağı olmayınca haliyle yeri olumuyor . PKK'da bayrağımız yok diye yeri yok diyor ama mümin takmaz böyle şeyleri. herkes işine bakıyor. |
||
01-19-2012, 15:16 | #4 |
Hizbullah - Mustasaf-der, Güneydoğu'da PKK'ya karşı da mücade ederken ''Mustazafder'in düzenlediği mitingde neden Türk bayrağı yok?'' demek iyi bir soru mu ? Hem orada yaşayan vatandaşların ekseriyeti Kürt. Ve siz o insanlara milliyetçi , ırkçı düşünceleri pompalarsanız onların PKK'ya yakınlaşmasına sebep olabilirsiniz. Ama İslam ise ,ırkçılığın aksine, oradaki müslüman Kürtlerin , müslüman Türklerle kaynaşmasını sağlar. Ayrıca bu Hizbullah, Lübnan'daki şii ''Hizbullah'' hareketinden de farklı bir örgüttür. Konu werret tarafından (01-19-2012 Saat 15:21 ) değiştirilmiştir.. |
|
01-19-2012, 15:45 | #5 |
hangi bakimdan farkli ?
maddi olarak belki ya dusunsel olarak ? |
|
01-19-2012, 15:48 | #6 | |
Alıntı:
|
||
01-19-2012, 15:52 | #7 |
|
|
01-19-2012, 17:27 | #8 | |||||
Alıntı:
Türkiye'deki Hizbullah , Mustazaf-der yapılanmaları ise öyle değildir... ''Hizbullah ise İslam'la savaştığını açıkla ilan eden Esed rejimine verdiği destek ile Müslümanlar nezdinde kazandığı itibarını büyük ölçüde kaybetmiştir. Kaldı ki Hizbullah İran'ın emrindedir, İran ne derse ona uymaya mecburdur.'' Resul Tosun http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=29631&y=ResulTosun Alıntı:
Başka mitinglerde de açılıyor.... Geçenlerde Gaziantep'te yapılan, Gaziantep'deki ''el-Kaide'' operasyonlarını protesto gösterisinde de açılmış mesela...
|
||||||
01-19-2012, 17:43 | #9 | |
Alıntı:
he he... hamasa sor bide hizbullahı... kuklaymış o yüzden liderleri mossad suikastlerinden kurtulamıyor... hasan nasrallah israille savaşta oğlunu feda etti şehit düştü oğlu siz ne feda ettiniz... mezhepçi yorumlara itibar etmiyoruz etmeyeceğiz... biz yanlışı söyleriz her yanlışı mezhepçilik fitnesi için fırsat bilenlerden değiliz... git sor bakalım güneydoğu hizbullahına,mustazaf dere ne söyleyecekler size hizbullahla ilgili... |
||
01-19-2012, 17:44 | #10 |
hee...
şu önüne geleni tekfir eden ebu hanzalamı ne onu gözaltına aldıkları operasyon değil mi bu ? |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|