01-20-2012, 07:52 | #1 |
Kötü proje / Ahmet KEKEÇ
Ben Onur Öymen’in yalancısıyım... Dersim açıklamasından sabık, değerli eski diplomat ve siyasetçi Onur Öymen, Beyaz TV’den Sevilay Yükselir’e yaptığı açıklamada, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir “Amerikan projesi” olduğunu iddia etmiş.
İddiasına kanıt olarak da, iki adet rapordan söz etmiş. Biri (herhalde) Amerikan çıkışlı bir rapor, diğeri de İsveç çıkışlı bir rapor. Kendisinden dinleyelim: “Bu raporlardan bir tanesi İsveç’te bir enstitüde yayınlanan bir rapordur. Bu raporu hazırlayanlardan bir tanesi beni ziyaret etti ve bu raporu bana bırakıp gitti. Raporda çeşitli senaryolar vardı. Bu senaryoda Baykal istifaya zorlanır, onun yerine Kılıçdaroğlu genel başkan olur. Partinin politikaları değiştirilir. Ben bu raporu Baykal’a ve Kılıçdaroğlu’na da götürdüm...” Buraya kadar tamam diyelim... Diyelim ki, Kılıçdaroğlu bir Amerikan projesi olarak doğdu, serpildi ve partinin başına oturtuldu. Bu iddiayı geçerli sayarsak, Kılıçdaroğlu üzerinden yaptığımız tartışmaların hem mahiyeti, hem mihveri değişecek. Hem de, “kaset” olayını sil baştan ele alma mecburiyeti doğacak. Biliyorsunuz, Baykal’ı koltuğundan eden kaset, Baykal taraftarlarınca, polise ve gizli servis birimlerine fatura edildi. Buradan hükümetin kazançlı çıkacağı ileri sürüldü. Herhalde hükümet, “gümbür gümbür iktidara yürüyen” Baykal’ı alçak bir kaset tertibiyle alaşağı edecek, daha az karizmatik olan Kılıçdaroğlu’na yol açarak bir sonraki seçimi garanti altına alacaktı. Gülmeyin... Bu yorumu yapan ahmakların sayısı hiç de az değil... Hatta, işi “okyanus ötesine” fatura edenler bile çıktı. Gerçi Öymen de okyanus ötesini işaret ediyor ama onun aklı Langley taraflarında... (Amerikan gizli servisini kastediyor.) Benim görüşüm şu: Kaset olayının aydınlatılması, Baykal’a bağlı... Baykal, birtakım ilişkiler çerçevesinde kendisine yakınlaşanların ismini ve mekân olarak seçilen evin adresini bildirirse, kaset tertipçilerinin izi bulunabilir... Yani, isterse faillere ulaşabilir. Bugüne kadar “istediği” yönünde bir irade göstermedi, “mağdur psikolojisini” oynamayı tercih etti. Kendisi bilir... Bunun bir “dış tertip” olup olmadığı bilgisine de, ancak Baykal’ın yardımıyla ulaşılabilir. Kılıçdaroğlu’nun bir proje olduğu iddiasına gelince... Bunu Onur Öymen kanıtlayacak. Hatta, kendisine ulaştırılan İsveç çıkışlı raporu kamuoyuyla paylaşacak. Ki, kendisine inanabilelim. Zira raporda yazılanlar Öymen’i yalanlıyor. Rapora göre, proje sahipleri, Kılıçdaroğlu’ndan “partiyi değiştirmesini” istiyor ya da Kılıçdaroğlu’nda böyle bir misyon vehmediyor. Demek ki, Amerikalılar da sonunda “Bu iş Baykal’la olmuyor” düşüncesine ulaştılar ve partiyi değiştirecek (daha demokratik hale getirecek) Kılıçdaroğlu’nu buldular. Öymen’in iddia ettiği gibi, ortada bir proje varsa, Kılıçdaroğlu yanlış bir seçim bence. Hatta, yapılabilecek en kötü seçim... Proje sahipleri Kılıçdaroğlu’ndan partiyi değiştirmesini isteselerdi, ortaya eskisinden de başarısız, eskisinden de “statükocu”, eskisinden de “anti demokratik” bir yapı çıkmazdı. Ne yapar yapar, onu değiştirirlerdi. Bugün karşımızda Ergenekon’u savunan, Silivri önüne çadır kuran, darbelerle mücadeleyi derin bir kaygıyla izleyen mutsuz bir CHP var. Herhalde Amerika’nın istediği bu değildir... Ahmet KEKEÇ - Star
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|