02-25-2012, 21:01 | #1 |
"Cemaat" yalanı ve hükümete asıl "darbe
Uzun süredir herkesin cevabını aradığı bazı sorular üzerinde düşünüyorum.
Atanmış bir savcının, atanmış bazı bürokratlar ve MİT mensuplarına terör örgütüyle ilgili soruşturma açması neden "sivil darbe" olsun? MİT yöneticilerinin KCK terör örgütü ile ilgili tasarruflarıyla ilgili istifhamlar oluştuysa, bunun soruşturulması neden "Başbakanı hedef almak" olsun? İçişleri Bakanı'na "marangoz hatası" diyebilecek kadar taraf bazı isimler, "Hükümet ile cemaat arasında ittifak bitti" diyecek kadar işi artık ileri götürüyorlar. Birileri de fırsattan istifade "250 ve 251'inci madde de değişmeli" diyerek krizden yeni krizler üretmeye çalışıyorlar. Böylece bütün kamu personeline dokunulmazlık zırhı kazandırmak isteyenler de, Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarını baltalayarak tutuklu isimlerin serbest kalması için çabalayanlar da var. Kanaatimce işin kırılma noktası "MİT yöneticilerinin KCK terör örgütüne ilişkin ifadeye çağrılmaları, Başbakan'ı hedefler" deyip, bu konuda siyasileri inandıranlardır. Bu manipülasyonu kimlerin yaptığı ortaya çıkarılırsa, "sivil darbe yapılıyor" saptırmasını da kimlerin piyasaya sürdüğünü anlamak mümkün olur. Yargı önünde iddiaları çürüterek hükümeti rahatlatmak yerine, "sivil darbe" var deyip "koruma yasası" çıkarttıranlar aslında hükümete gerçek "darbe"yi vuranlardır. Beş maddede güven erozyonu Yakın vadede etkileri daha da artarak hissedilecek bu yanlış yönlendirmenin, hükümete yönelik nasıl bir güven erozyonuna neden olduğunu beş madde altında şöyle sıralayabiliriz. Birincisi, AK Parti'nin demokratikleşme ve arınma süreçleri sayesinde kamuoyunda kazandığı güven ve itibara darbe vurdular. İkincisi, yargı reformuna imza atan ve hukukun üstünlüğüne önem veren AK Parti'yi, yargı mensuplarıyla karşı karşıya getirdiler. Hükümeti devirme çalışması yapanları tek tek deşifre eden özel yetkili savcıları, "Hükümete sivil darbe" yapmakla suçladılar. Bu alanda da ciddi bir güven erozyonuna neden oldular. Üçüncüsü, terör örgütüne karşı başarılı operasyonlar yürüten hükümeti, sanki perde gerisinde terör örgütü ile gizli müzakereler yapıp sözler veren, hatta KCK yapılanmasını bizzat organize eden ve bunun da ortaya çıkmaması için koruma yasasının arkasına sığınan bir duruma soktular. Halkın güvenini kırdılar. Kafalara sorular attılar. Dördüncüsü, hükümetin 9 yıllık iktidarında derin yapıları deşifre eden emniyet güvenlik birimlerine, "Bir öneminiz yok, istediğimiz zaman süreriz..." mesajı verip gönül kırdılar. Aynı şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne de "MİT'i korur, ancak sizi korumayız" demiş oldular. Böylece yüz binlerin görev yaptığı güvenlik birimleriyle hükümet arasına "fitne" soktular. Fitneyi sokanlar ortaya çıkarılmalı Beşincisi, AK Parti'yi kendi tabanı ile karşı karşıya getirdiler. Cemaati "sivil darbe"nin taraftarı gibi gösterip, hükümetin yetkilerini "paralel devlet" ile paylaşmayacağı iftirasını ortaya attılar. İstihbaratın manipülasyon marifetlerini sonuna kadar kullanıp, Başsavcı Yardımcısı Fikret Seçen'in ifadesiyle "KCK terör örgütüne yönelik yapılan soruşturma sırasında bazı devlet görevlilerinin kendilerine yürütme organı tarafından verilen görevin dışına çıkarak hareket ettikleri, bu suretle örgütün eylemlerini gerçekleştirmesine yardım ettikleri şüphesi doğuracak deliller elde edilmesi nedeniyle başlatılmış olup, sadece bu görevlilerinin eylemlerine yönelik" bir soruşturmayı, "haberci" elemanlarını da devreye sokarak saptırdılar. Hükümeti, cemaatleri sandıktan sandığa hatırlayan, sonra da onların elemanlarını tasfiye eden, hatta varlıklarından rahatsız olan bir konuma düşürdüler. Koskoca bir "camiaya" paçavra muamelesi yaptılar. "Muhafazakâr demokrat" AK Parti ile kitleler arasına "fitne" soktular. Etkileri zaman içerisinde daha fazla hissedilecek bu "fitne"nin siyasi faturasını en aza indirmek ve bir kez daha aynı hataya düşmemek için, hükümetin yargı süreciyle ilgili kendisine operasyon yapanları ve manipülasyonuygulayanları bir an önce ortaya çıkarması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, hükümete bu "sivil darbe"yi kimler yaptı? AK Parti'ye güven erozyonuna neden olacak ve tabanıyla çatıştıracak bu "fitne"yi kimler başarıyla soktu? Bizden söylemesi, MİT yöneticilerinin ifade daveti, hükümete oynanan bu oyunun yanında solda sıfır kalır. Erhan Başyurt-Bugün
Konu Terennüm tarafından (02-25-2012 Saat 21:08 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
02-25-2012, 21:15 | #2 | |||
aklımdaki birsürü soru cevaplandı bu yazıyla ...
Allah razı olsun... Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
||||
02-25-2012, 21:27 | #3 | |
hükümet bu mesajı aslında zekeriya öz'ü kızağa çektiğindede vermişti...
hassasiyetlerinizi görevlerinize karıştırmayın demişti o zamanda... bi ara ergenekon tutuklamaları had safhaya ulaşmıştı zira sulanıyordu süreç... uzun süredir emniyetle ilgili aynı sorun göze çarpıyordu... emniyette ''radikal'' olarak adlandırılan kesimlere karşı bir tahammüslüzlük vardı... Alıntı:
bizzat başbakanın emirlerini yerine getiren hakan fidanı bu emirler yüzünden tasfiye etmeye çalışmak ne mesajıydı peki ? |
||
02-25-2012, 21:42 | #4 | ||
Alıntı:
Alıntı:
|
|||
02-25-2012, 21:51 | #5 |
Not: Bugün gazetesi Zaman Gazetesi'nden sonra, Gülen Cemaati'nin ikinci gazetesidir.
Geçenlerde yaşanan Yargı (ve Emniyet) - Hükümet (ve Mit) çekişmesinde Yeni Şafak , Star , Sabah ve Yeni Akit gibi gazeteler Hükümet ve Mit tarafını tutarlarken, Zaman Gazetesi ile Bugün Gazetesi bu çekişmede aleni olarak Yargı ve Emniyet tarafını tuttu. Hatta Zaman Gazetesi'nde yazılmaya cesaret edilemeyen bazı şeyler Bugün Gazetesi'nde yazıldı!.. Tabi sonra Gülen Cemaati'nin önde gelen bazı isimleri en azından görünüşte geri adım atmak ve tansiyonu düşürmek zorunda kaldı.. Zaman ve Bugün gazeteleri yaşanan o olayda aleni olarak hükümete karşı tavır aldığı halde, Gülen Cemaati'nden bazı kişilerin çıkıp da ''bizim, hükümetle hiç bir sorunumuz yok , aramızı dışarıdan bazı kişiler bozmaya çalışıyor'' demeleri çok inandırıcı olmuyor!.. Dışarılardan bazı kişilerin Gülen Cemaati ile AK Parti'nin aralarının bozulmasını istediği bir gerçektir (mesela Sözcü gazetesi bu çekişmede hükümete karşı Gülen Cemaati'ni aleni olarak destekledi) ama geçen de yaşadığımız MİT olayında da Gülen Cemaati'nin hükümete karşı açıkça tavır aldığı , bir güç gösterisi yapmaya çalıştığı da başka bir gerçektir!.. Konu werret tarafından (02-25-2012 Saat 22:05 ) değiştirilmiştir.. |
|
02-25-2012, 21:57 | #6 |
Başbakanın önüne bir cemaat dosyası konulduğu söyleniyor.bu ne kadar doğrudur bilemiyorum ama bunu yazan İbrahim kirastir. Başbakanını danışmanı yalcinakdogan kimseyle sorunumuz yoktur diye açıklama yapıyor..fakat emniyette ve Yargı'da bir surek avı olduğu aşıkar..
|
|
02-25-2012, 21:59 | #7 | ||
Alıntı:
cemaatin desteklediği bir gazetedir sadece... Alıntı:
|
|||
02-26-2012, 02:35 | #8 | |
Alıntı:
Gülen Cemaati'ne yakınlığıyla bilinen aktifhaber.com'dan alıntı yapayım buraya... YALÇIN AKDOĞAN PERDELEME Mİ YAPTI? Dün Yeni Şafak'ın manşetten verdiği Yalçın Akdoğan'ın MİT-Yargı-Hükümet-Cemaat" analizinde hangi mesajlar verildi? Analiz - 17 Şubat 2012 12:13 Bir Yalçın Akdoğan Okuması... Başbakan Erdoğan’ın danışmanı AK Parti Milletvekili Yalçın Akdoğan, Yenişafak’ta “Yasin Doğan” takma adıyla son günlerin ana gündemi “MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması ve hükümet-cemaat ayrımıyla” ilgili dikkat çekici bir yazı kaleme aldı. Yazıya hükümet ayrı bir önem veriyor olmalı ki, “Her türlü oyunun farkındayız” başlıklı yazıyı Yenişafak “Bu oyun bozulur” başlığıyla manşetine çekti. Yazının dili de konunun manşete çekilmesi de konuşulup, kararlaştırılıp, planlandığını gösteriyor. Yazının başlığa çekilen ve Yasin Doğan’ın da, “Sonda söyleyeceğimi başta söylüyorum” diyerek başa çektiği kısmında, “Cemaatle aramızda bir kavga yok, zaten olamaz da” deniyor. Ancak bu “barış” mesajı veren girişten sonra yazının madde madde sıralanan argümanlar kısmında farklı mesajlar veriliyor. Hatta cemaate yönelik örtülü bir “savaş” mesajı veriliyor. Günlerdir Sabah, Star, Takvim, Yenişafak, Akit gibi gazetelerden açıkça cemaate ilan edilen savaşın, her türlü ağır suçlamalarını içeren tezlerini tek tek sıralıyor Yasin Doğan. Ardından da, bir üst perdeden kendi tezini ortaya koyuyor. “Savcı ve polisin arasına Ergenekon’un sızdığını” ileri sürüyor. Aslında bunu, “MİT'in hesap vermesini engellemek ve koruma yasası çıkarmak Ergenekon'a yarar” tezine cevap olarak sunuyor. Ve Ergenekon'un işin başında rol oynadığını, yargıya ve emniyete sızıp bu işi yaptırdığını, krizin çıkmasını sağladığını ifade ediyor. Günlerdir “Savcıya bu işi İsrail yaptırdı” diye yazan Sabah, Star, Takvim, Yenişafak gibi gazetelerinin tezlerinin yere basmadığını düşünüp, yeni bir açılım getiriyor. Yalçın Akdoğan’ın yaptığı hamle daha “akıl” eseri… Sabah ve Star’ın başını çektiği cemaate açıktan saldırı dalgasının AK Parti'ye zarar verdiğini fark etmiş görünüyor. Ancak Akdoğan, “AK Parti ile Cemaat arasında bir çatışma yaşanmamıştır, bundan sonra da yaşanmayacaktır” derken gerçeği mi söylüyor? YALÇIN AKDOĞAN PERDELEME Mİ YAPIYOR? Bilal Çetin, Ali Bayramoğlu ve Şükrü Küçükşahin gibi “kulağı delik” gazeteci yazarların, MİT krizi sürecinde yazdıklarına bakılırsa, Akdoğan “perdeleme” yapıyor. Bilal Çetin 14 Şubat tarihli yazısında şu çarpıcı satırlara yer veriyor: ''Sorgulama krizinin öncesinde Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunulan kritik bir dosyadan söz ediliyor. Rivayet o ki bu dosya, bazı kritik birimlerdeki 'cemaat örgütlenmesi'yle ilgiliymiş... Önümüzdeki günlerde büyük atama dalgası olacak. Hakimler ve Savcılar Kararnamesinin dışında İçişleri’nde de büyük atama ve görevden almalar olacak...” Ali Bayramoğlu da Cemaate yönelik “atama ve görevden alma” planlarını doğrular nitelikte şu satırları kaleme aldı: ''Bu duruma hükümetin açığa almalar, görev değiştirmeler, yasa değişikleri gibi keskin tedbirlerle tepki vermesi kaçınılmaz ve doğaldır... Bu tedbirlerin niteliği, yerindeliği, hukukiliğine ilişkin tartışmalar, şu aşamada, fazla anlam taşımıyor, zira iktidar kavgası keskin... '' Ali Bayramoğlu 'yandaş' bir kalem olarak 'yandaş' bir gazetede, 28 Şubat sürecinde olduğu gibi yasaların ve kanunların hiçe sayılmasını öneriyor. Ergenekoncuların, darbeci askerlerin yapamadığını, AK Parti iktidarının yapabileceğini iddia ediyor. Bilal Çetin'in “MİT Cemaat aleyhine dosya hazırladı” iddiasını destekleyen bir başka yazıyı da Hürriyet yazarı Şükrü Küçükşahin açıktan kaleme aldı. Bir bakıma MİT'teki Cemaat aleyhine çalışmanın felsefesini ifşa etti. Küçükşahin'e göre, Hakan Fidan göreve başladığında kendisini ziyaret eden bir isimle ilginç bir diyalog yaşıyor. Önemli isim diyor ki; 'Gülen cemaati devlette örgütleniyor' Hakan Fidan’ın cevabı açık ve net oluyor: 'Paralel bir örgütlenmeye devlet içinde izin vermemek ana görevimiz'... Küçükşahin'in yazdığı Hakan Fidan’ın bu “ana görev” için aylardır kurum kurum ayrı ayrı listeler oluşturduğu kaydediliyor. Bilal Çetin'e göre de artık Başbakan'a sunulacak bir dosya haline geldi.... Ali Bayramoğlu da “atama ve görevden almalar” için kanunların gözardı edileceğini kaydediyor. Peki yazdıklarıyla gerçekler ters düştüğüne göre, Başbakan'ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın yazısını nasıl okumak lazım? Anlaşılan o ki, bu listelerin gereği yapılırken, yani MİT'in hazırladığı listelerdeki insanlar sürülürken, Hükümet oy kaybetmemek için cemaatin yüzüne gülecek… Cemaat ile ilgili olduğu düşünülen kadrolar tasfiye edilirken, Cemaate sıcak mesajlar verilecek ve yandaş medyada cemaate çakmanın dozu düşürülerek kamuoyu nezdinde bu işten en az zararla çıkılmaya çalışılacak. Planlama, Yalçın Akdoğan tarafından üretilen söylem, Yenişafak üzerinden yapılan yayım böyle… Uygulama aşaması nasıl olacak göreceğiz… Ama siz siz olun hiçbir şeyi yazıldığı gibi okumakla kalmayın! ''Yargı ve emniyet içine Ergenekoncuların sızdığını'' söyleyen Yalçın Akdoğan 'ın bu iddiasından hareketle yakında birileri de, ''Bazı Ergenekoncular hükümet çevrelerine mi sızdı'' iddiasını gündeme getirebilir. Bütün bunları zaman gösterecek. Yetkin Yıldız/Aktifhaber İLGİLİ HABER: YALÇIN AKDOĞAN'IN ANALİZİ İÇİN TIKLAYIN http://www.aktifhaber.com/yalcin-akd...ti-560627h.htm ''YALÇIN AKDOĞAN'A CEVAP-1'' http://www.aktifhaber.com/yalcin-akd...-1-561980h.htm ''YALÇIN AKDOĞAN'A CEVAP-2'' http://www.aktifhaber.com/yalcin-akd...-2-562604h.htm Konu werret tarafından (02-26-2012 Saat 02:43 ) değiştirilmiştir.. |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|