03-10-2012, 00:30 | #1 |
Kızıl Pençe örgütü var mıydı?
Kızıl Pençe örgütü var mıydı? Yazar Mustafa Armağan, Kızıl Pençe kitabında, Kazım Karabekir'in üç farklı hatıratındaki izleri sürerek Kızıl Pençe adlı bir örgütün varlığına ve faaliyetlerine dair bilgiler aktarıyor. İBRAHİM ALTAY inceledi Kazım Karabekir, Cumhuriyet'in kuruluş sürecinin önemli karakterlerinden biriydi. Bu önemi sadece milli mücadele yıllarında Mustafa Kemal Paşa'ya verdiği desteğe ve ordunun silahlanmasına sağladığı önemli katkıya borçlu değildir. Onun en az bunlar kadar önemli bir özelliği, kalem erbabı olmasıdır. O dönemde olayların bu kadar içerisinde olup da hatıratını bu kadar açık sözlülükle yazan pek olmamıştır. Mustafa Armağan da günümüzün önemli tarih araştırmacılarından biridir. Özellikle Kazım Karabekir'ın külliyatına dair araştırmaları dikkate değerdir. Armağan'ın bu minvaldeki son çalışması Kızıl Pençe. Kitabında Armağan, Karabekir'in üç farklı hatıratındaki izleri sürerek Kızıl Pençe adlı bir örgütün varlığına ve faaliyetlerine dair bilgiler aktarıyor. ÖRGÜT PROTOTİPİ Kızıl Pençe adı verilen örgüt, içerisinde bulunduğumuz günlerde varlığı ve niteliği tartışılagelen derin yapılanmaların bir prototipini sunuyor. Örgüt kendisine muhalif olanları sindirmek ve susturmak için cinayet dahil her türlü planı uygulamaya koyuyor. Bu planları uygularken kamu otoritesinden gayri meşru şekilde yararlanıyor. Karabekir, Cumhuriyet'in kuruluşuna giden süreçte Mustafa Kemal'le birlikte hareket etti ama kurulan bu yeni devlete nasıl bir biçim verileceği konusundaki görüşleri birbirinin tıpkısı değildi. Kurulacak siyasi, idari ve ekonomik rejim konusunda fikir ayrılığına düştüler. Bu süreç Karabekir'in kendi köşesine çekilmesiyle son buldu. Ta ki 1927'de, Milliyet'te yayımlanan bir yazı dizisine kadar. Bu yazı dizisinde Karabekir'den 'hafif' işlerle uğraşmak yerine anılarını yazması isteniyordu. Karabekir bu öneriyi ciddiye aldı ve anılarını dizi mektuplar halinde gazeteye gönderdi. Bu mektuplarda Atatürk'ün tarih yazımına temel oluştursun diye okuduğu Nutuk'la çelişen, oradaki tezleri çürüten pek çok iddia vardı. Söz gelimi Karabekir, Anadolu'da düşman işgaline karşı hareket başlatma fikrinin Mustafa Kemal'e ait olmadığını iddia ediyordu. Buna benzer daha birçok iddiayı barındıran yazılar 'yukarıdan gelen kesin bir emir'le yasaklandı. Karabekir yılmadı. Anılarını kitaplaştırmak üzere çalışmaya başladı, ilk kitabını kendi imkanlarıyla bastırdı. Kitap baskıdan çıkar topluca alındı ve yakıldı. Karabekir'in evi basıldı, çuvallar dolusu evrakına el kondu. Takibat aralıksız sürdü ama bu kaçma-kovalamaca, Paşa'nın hatıratını yazıp gelecek kuşaklara bir bölümüyle de olsa aktarmasını engellemedi. Kitapta gündeme getirilen iddiaların önemlilerinden biri de Karabekir'e düzenlenmesi planlanan suikast. Kızıl Pençe örgütünü gözle görülür hale getiren, üyelerinin kimlikleri hakkında bilgiler veren olayların düğümü burada çözülüyor. Kısaca söylemek gerekirse, dönemin başbakanı İsmet Paşa'nın bile etki altına alamadığı, adını bugün bile hatırladığımız pek çok önemli ismi bünyesinde barındıran bir örgüt bu... (Yankılar - Sabah Gazetesi)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-10-2012, 00:31 | #2 |
Arka Kapak Kâzım Karabekir'in yazdıkları, resmi tarihin şekerlemelerine fazla alıştırılan okuru şoke ederken, aynı zamanda Ulrich Beck'in "düşmansız demokrasi" dediği bir akımın tarihimizdeki öncülüğünü yapıyor. Eser boyunca İstiklal Savaşı yıllarındaki Mustafa Kemal Paşa'ya duyduğu saygıyı sık sık vurgulayan Karabekir Paşa, onun 'asalaklar' dediği türedi bir grup tarafından kuşatıldığını ve en büyük hatasının bu gruba dayanarak iktidar sürme karşılığında milletten ve özgürlük mücadelesinden kopmak olduğunu cesaretle ileri sürüyor. Hem de bu cesareti bugün değil, Tek Parti yönetiminin doruk noktası sayılan 1933 yılındaki çıkışıyla göstermiş olan Karabekir Paşa, alttan alta Mustafa Kemal Paşa'nın çevresini saran ve ülkede terör estiren gizli bir örgütün deşifresini de yapıyor. KIZIL PENÇE adını verdiği bu gizli ve eli silahlı örgütün 1 numarası kimdi? Kimleri kullanırdı? Asker içinde uzantıları var mıydı? Adam vurmaktan kitap yakmaya, insanları ve ailelerini takip ve taciz etmeye kadar çeşitli kademelerde gerçekleşen ve resmi devletin yanı başına konumlanan bu paralel gizli devletin ipuçlarını Kâzım Karabekir'in emsalsiz analizlerinden öğreneceksiniz. Mustafa Armağan KIZIL PENÇE'de Kâzım Karabekir Paşa'nın yazmış olduğu 3 bağımsız metinden yeni bir metin kuruyor. Paşa'nın söylediklerini netleştiriyor, mesajını anlaşılır kılıyor. Böylece Karabekir'in, çeşitli kitaplarına dağılmış bulunan keskin eleştirel bakışını, tek bir kitabın çatısı altında olanca yoğunluğu ve çıplaklığıyla okurun önüne sunuyor. KIZIL PENÇE yakın tarihimizin kırılma dönemi olan 1922-1933 yıllarında yaşananları 'Kral Çıplak' sözüyle anlatılabilecek bir yalınlıkta ortaya koymayı başarıyor. Rahat üslubu ama sarsıcı tezleriyle KIZIL PENÇE'nin, yalan sisinin dağılmakta olduğu günümüzde tarihin normalleşmesi yolunda önemli bir adım olacağına inanıyoruz. Yazar:Mustafa Armağan |
|
03-10-2012, 14:07 | #3 |
O iyi bişeye benziyor..
Tarafsız bir gözle okunması gereken bir kitap.. |
|
03-10-2012, 14:45 | #4 |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|