AK Gençliğin Buluşma Noktası
Genel Tarih Devlet tarihleri ve kültürleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-13-2007, 15:07   #1
Kullanıcı Adı
yolcu44
Standart Onlar UNUTULMAMALI.
KİM Mİ ONLAR??
Onlar Ali,Veli,Ahmet,Hüseyin


Onlar Mehmet,Mehmetçik..


Daha Bıyıkları Terlemeden


Daha Gün Yüzü Görmeden


"VatanElden Gidiyor" Dendiginde Hic Bişey Sormadan


Allaha Kosar Gibi Savasa Kosan


Süngüyle,Kazmayla,Kürekle,Elle,Tırnakla


Ve En Önemlisi İMANLA


Gerektiğinde Eriyle Kumandanıyla


Gerektiğinde Kadınıyla Çocuğuyla Savaşan


Akın Akın Gidip Belkide Hiç Biri Geri Dönemeyen


Anadan Yardan Serden Geçip


Vatan İçin Canı Pahasına Savaşan


KAHRAMAN TÜRK ASKERLER
İ

EY CANAKKALEDE,TRABLUSGARPTA,BALKANLARDA SAVASAN YUREGI İMANLA DOLU INSANLAR, BAYRAGA RENGINI VEREN ASIL KANIN SAHIPLERI; AZIZ RUHUNUZ ŞAD OLSUN...

Onlar Sizin İçin Gittiler... ONLAR UNUTULMAMALI...

 

yolcu44 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 09-13-2007, 15:21   #2
Kullanıcı Adı
yolcu44
Standart Onlar UNUTULMAMALI.
.... Ey Şehit! Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"gömelim gel seni tarihe" desem, sğmazsın...



yolcu44 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-13-2007, 15:37   #3
Kullanıcı Adı
tua68
Standart Onlar UNUTULMAMALI.
Alalh onlardan razı olsun ve Allah rahmet eylesin....
tua68 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-13-2007, 16:03   #4
Kullanıcı Adı
AkSa- 34
Standart Onlar UNUTULMAMALI.
TEKRAR TEKRAR RUHLARI ŞAD OLSUN.
AkSa- 34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-13-2007, 16:09   #5
Kullanıcı Adı
Evrem
Standart Onlar UNUTULMAMALI.
amin
Evrem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-26-2007, 13:24   #6
Kullanıcı Adı
cakir89
Standart Onlar UNUTULMAMALI.
Alıntı:
..DolunAy_Kadim.. Nickli Üyeden Alıntı
.... Ey Şehit! Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"gömelim gel seni tarihe" desem, sğmazsın...






Onlar için ölü demeyiniz, bilakis diridirler...

Ruhları Şâd Olsun...

Ama geçen gün haberlerdede çıktı bu iki askerin değil havalanında çalışan iki işçinin fotosu olduğu söylendi.Ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır ama habere konu olan şahsın verdiği bilgilere gösterdiği resimler kanıtlar nitelikteydi sadece paylaşmak istedim ...
cakir89 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-23-2008, 18:36   #7
Kullanıcı Adı
yasinarslanpay
Standart Onlar UNUTULMAMALI.

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
.



Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer

Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,

Osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.

Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...

Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,

Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,

Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...

Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,

Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer

O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,

Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,

Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?

Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;

Bir göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi;

“O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.

Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i...

Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?

“Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...

Seni ancak ebediyetler eder istiab.

“Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına;

Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;

Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;

Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;

Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...

Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,

Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

MEHMET AKİF ERSOY

  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-23-2008, 23:39   #8
Kullanıcı Adı
yasinarslanpay
Standart Onlar UNUTULMAMALI.
Çanakkale Savaşının İbretlik hikayeleri....

1. KINALI HASAN :

Yüzbaşi Sirri Bey, ikindi vakti yeni gelen erati teftiş ederken, içlerinde bir tanesinin saçinin bir tarafi kinalanmiş oldugunu görür ve takilir: “Hiç erkek kinalanir mi? Mehmetçik: Buraya gelmeden evvel, anam kinalamişti komutanim” der ve sebebini bilmedigini ilave eder.Komutanin istegi üzerine anasina haber salar, “Niye benim saçimi kinaladin?” Gelen cevabi mektupta şunlar yazar:

“Ey gözümün nuru Hasan’ım,

Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor.Sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın... Ben, senin anan isem.Beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü.Allah, bu vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor...

Sen bu ailenin seçilmiş kurbanisin...

Hasan’ım, söyle zabit efendiye... Bizim köyde kurbanlık ayrılan koyunlar kınalanır... Ben de seni evlatlarımın arasından vatana kurban adadım.Onun için saçını kınalamıştım...

El-hükmü billah. Allah, seni İsmail Peygamber’in yolundan ayırmasın.

Seni melekler şimdiden rahmetle anacaktir. Gözlerinden öperim...

Anan - Hatice”


2. GAZİ MEHMET AŞKIN’IN ANLATTIKLARI:

“İngiliz donanması Saroz’dan top atışları ile bize son derece ağır kayıplar verdiriyordu.Böyle bir atıştan sonra, aynı, birlikte silah arkadaşım Recep Eniştemin iki ayağı kopmuş çalıların üzerinde gördüm, henüz sağ idi.Yanına kadar gidebildim.Onu o vaziyette görünce ağlamaya başladım. Henüz ruhunu teslim etmeyen Recep Eniştem:

“Kardeşim niçin böyle ah edip aglarsin, benim cigerimi daglarsin! Allah’ in verdigine merhaba! Takbir- i Rabbani böyle imiş! Onun kazasi geri çevrilmez ve hükmüne mani yoktur. Elimizden ne gelir.Arzuladigim savaş yolunda oldu.O saadet bana yeter! Sen sag kalirsan, anamin elini benim içinde öp! Emzirdigi sütleri helal etsin!” dedikten sonra:

“Başimi kibleye dogru çevir!” diye bildi... Ruhu çoktan uçmuştu...

“Halil, bölükte süngü hücumuna kalkmıştı, ağır bir yara alarak yanıma yıkıldı.Bir mütted sessiz kaldı ve sonra: “Ahiretlik ölümüm yaklaştı, öldükten sonra cesedimi geriye götürtme, buraya ellerinle göm! Üzerimde harbediniz! Ta ki Gazilerin ayak seslerini Allah! Allah! Nidalarını rahatlıkla duyayım!” dedi ve gülerek ruhunu teslim etmişti

“Karayürek deresi’ne doğru iniyorduk: Bir akşam beni keşif kolu çıkardılar bu derenin yatağında geziniyordum.Çok susamış idim. Dere şırıldıyordu, mataramı doldurdum. Birkaç yudum içtiğimde, içtiğim suyun tadı çok başka idi avucuma mataradan su aldığımda, matarama doldurduğum suyun kan olduğunu anladım.”


5. SAKA HÜSEYİN

"İkinci Anafartalar taarruzundan sonra, Türk birlikleri Anafarta Ovası'na ve tepelere yerleşmişti 35. Piyade Alayı 2.Bölük erlerinden Hayrabolu'lu Hüseyin alayın su ihtiyacını gidermekle görevli idi sabahın alaca karanlığında katırı ile yola çıktı.Bigalı Köyüne gidip, kuyulardan tahta, damacanalara su doldurup geriye dönüşünü akşamın karanlığına denk getirmeye çalışırdı.
Katır önde, bizim Saka Hüseyin arkada ama, yola çıkmadan evvel katırının kulağına eğilir, her defasında söylediği sözleri tekrarlardı: "Haydi, Büyük Anafarta Köyünün üstünden 35. Piyade alayının bulunduğu siperlere" katır gide-gele bu yollara alışmıştır.
Fakat yolda, Hüseyi'nin çenesi durur mu? Savaş var imiş! Yığınla yaralı taşırlar imiş, umurunda mı? O bir türkü tutturmuş gidiyordu:
"Pınar baştan bulanır
İner dağı dolanır
Al başımdan sevdayı
Buna can mı dayanır.

Rinna, rinna yarim
Rinna, rinna."
Saka Hüseyin damacanlarına suyu doldurarak "deh" deyip akşam karanlığında yola koyulur.Siperlerde 2. Bölük su bekliyor.Yaralılar daha da çok su bekliyorlar.Birden bire, yanı başında iki karaltı beliriyor.Gavurca haykırıyorlar!
"Dur! kımıldama!"
Hayrabolulu Hüseyin'in yapacak hiç birşeyi yok akıl almaz, gene de eşi görülmemiş büyük bir zeka kıvraklığı ile; düşman erlerine gevrek gevrek gülümsemeye başlar ve eliyle, koluyla katırının sırtında sallanan su damacanalarını gösterir, "Kumandan, kumandan?..." diye geveleniyor ve büyük bir saygı ile anzak kumandanını selamlayarak "Emret gavur kumandan!" der.Derhal bir tercüman bulunur. Saka Hüseyin anlatmaya devam eder.
"Bu su damacanalarını kendi kumandanım gönderdi. Sizin yaralılarınıza hediyemizdir.Düşmanımız susamıştır, susuz kalmasınlar dedi Mülazım Efendi!" ve arkasından ilave etti.Bu sudan verinde bir bardak ben içeyim der!"
Anzak Teğmeni kıpkırmızı kesilir... Gözleri dolar.İlk iş Hüseyin'i kucaklayıp iki yanağından öpmek.İkinci iş, Hüseyin'i tartaklayan devriyeleri bir güzel fırçalamak, üçüncü iş, Hüseyin'i siperin dibine oturtup soluklandırmak, o " comed bell" kutularından, Oxo et suyu özündeni sarma tütünden, cigara kağıtlarından, Topler çikolata paketlerinden bol bol yağdırmak...Bu aldıkları hediyeleri katırın sırtına vurur, kurnaz bir tilki gibi, siperden sipere zıplayıp kapağı ikinci bölük hattına atınca, bu sefer gözleri fal taşı gibi açılma sırası Mehmetçik' tedir."

Baki Vandemir Paşa
Çanakkale Savaşları Komutanlarından.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-23-2008, 23:43   #9
Kullanıcı Adı
berat_2107
Standart Onlar UNUTULMAMALI.
allah onlardan razı olsun mekanları cvennet olsun.
berat_2107 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-23-2008, 23:51   #10
Kullanıcı Adı
yasinarslanpay
Standart Onlar UNUTULMAMALI.
Alıntı:
berat_2107 Nickli Üyeden Alıntı
allah onlardan razı olsun mekanları cvennet olsun.
Amin
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta