AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-03-2009, 17:06   #1
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart Fatih öldü mü, öldürüldü mü?
Fatih öldü mü, öldürüldü mü?

Sefere çıkmıştı. Önden giden ordusuna katılmak üzere Maltepe'ye geçmiş, önceleri “Tekfur Çayırı”, sonraları ise “Hünkar Çayırı” denilen yerde kurulu Otağ-ı Hümayun'a gelir gelmez yatağa girmişti. Bir daha da yataktan çıkamadı. Nihayet 03 Mayıs 1481 Perşembe günü ikindi vakti Kur'an sesleri arasında ebedî hayata geçti. Henüz 49 yaşındaydı. Peki Fatih öldü mü, öldürüldü mü?

 

ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 05-03-2009, 17:08   #2
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Benim bildiğim kadarıyla zehirlenerek öldürüldü...
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2009, 17:15   #3
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart
Güngören-İstanbul’dan Coşkun Çetinkaya soruyor: “Fatih Sultan Mehmed vefat ettiği zaman hangi sefere gidiyordu? Bu sefer sırasında zehirlendiği doğru mudur?”
Hemen söyleyeyim: Fatih’in zehirlendiğini iddia eden tarihçiler olduğu gibi, kalıtımsal bir hastalık olan “Nikris=Gut” hastalığından öldüğünü söyleyen tarihçiler de var.
Bu arada hatırlayalım ki, 03 Mayıs Fatih’in ölüm yıldönümüdür. Koca Hünkâr 03 Mayıs 1481 Perşembe günü ikindi üstü Hakk’a yürümüştür.
Sefere çıkmıştı. Önden giden ordusuna katılmak üzere Maltepe’ye geçmiş, önceleri “Tekfur Çayırı”, sonraları ise “Hünkâr Çayırı” denilen yerde kurulu Otağ-ı Hümayun’a gelir gelmez yatağa girmişti. Bir daha da yataktan çıkamadı. Nihayet 03 Mayıs 1481 Perşembe günü ikindi vakti Kur'an sesleri arasında ebedî hayata geçti. Henüz 49 yaşındaydı.

Fatih’e muasır tarihçilerimizden Âşık Paşazade şöyle yazıyor:
“Vefatuna sebep, ayağunda zahmet vardı. Tabipler ilâcundan âciz oldular. Ahir tabipler cem oldular, ittifak ettüler, ayağundan kan aldular. Zahmet ziyade oldi. Şerab-ı fariğ virdüler: Allah rahmetine vardı.”
Ve Fatih’in ağzından doktorları suçluyor:
“Tabipler şerbeti kim virdi Hane/ O Han içdi şerabı kaane kaane…
“Ciğerin doğradı şerbet o Hanun/ Hemandem zari itti yane yane…
“Didi: ‘Neycün bana kıydı tabipler?’… /Boyadular ciğeri canı kaane.
“İsabet itmedi tabib şerabı/ Tımarları kamu vardı ziyane.
“Tabipler Han’a çok taksirlik itti/ Budur doğru kavil düşme gümane.”

Tarihçi Babinger’e göre, Fatih zehirlenerek öldürüldü. Babinger haklı olabilir: Çünkü Venedik Cumhuriyeti, Fatih’e tam 14 suikast tezgâhlamış olmakla sabıkalıdır.
Babinger, bu iş için Venedik Cumhuriyeti’nin, Yahudi hekim Laestro Iacopo’yu kullandığını belirtiyor.
Yahudi hekim İstanbul’a gelip güya Müslüman olarak “Yakub” adını almış, Padişah'ın itimadını kazanarak paşalıkla ödüllendirilmiş ve Fatih’in özel hekimleri arasına girmeye muvaffak olmuştu.
Yine Babinger’e göre, Iacopo, mel’un plânı gerçekleştirdiği taktirde Venedik Hükûmeti’nden büyük miktarda para alacak, ayrıca neslinden gelecek olanlara Venedik vatandaşlık hukuku tanınacak (o devirde Osmanlı Devleti’nin dışında yaşayan Yahudilerin hemen hiçbir hakkı yoktu), bütün vergilerden ve mükellefiyetlerden muaf tutulacaklardı.
Babinger, Fatih’in öldürüldüğünü kesinliğini ifade ettikten sonra, dönme hekimin asker tarafından yakalanarak paramparça edildiğini de kaydediyor.
Fatih’in ölüm haberi “La Grande Aquile è Morta = Büyük Kartal Öldü” başlığını taşıyan ve İstanbul sefaretinden gönderilen bir mektupla, olaydan 16 gün sonra, Venedik’e duyuruldu.
Papa, kiliselere gönderdiği bir talimatla “şükür ayini” yapılmasını ve çanların üç gün üç gece çalınmasını istedi.

Yavuz Bahadıroğlu - Vakit
ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2009, 18:21   #4
Kullanıcı Adı
Terennüm
Standart
Fatih zehirlenmiş miydi?



29 Mayıs yaklaştı mı, teyakkuzdayımdır. ‘Fatih içki içer miydi?’ yahut ‘İstanbul’un fethinde tüfek kullanılmış mıydı?’ yollu ciddi tartışmaları siz de hatırlayacaksınız.
Bu yıl da beklentim boşa çıkmadı ve Fatih’in zehirlenerek öldüğü iddiası gazetemizdeki yerini aldı.
Haberde, Türkiye’de tarih denilince akla geliveren birkaç isimden biri olan İlber Ortaylı’nın, Bükreş’teki bir bilimsel toplantıda “Evet, Fatih Sultan Mehmet, yönü belli olmayan bir sefere çıkarken zehirlenerek öldürülmüştür. Tarihî veriler bu seferin İtalya üzerine olduğunu gösteriyor ve İtalyanlar o dönemde zehir konusunda çok uzmanlaşmış bir milletti. Fatih Sultan Mehmet’in hastalığı vardı; ama o hastalıktan ölmedi, zehirlenerek öldü.” dediği kaydediliyordu (Zaman, 31 Mayıs 2007)
Haber üzerine kendisiyle telefonda görüştüğüm Osmanlı tarihçiliğinin yaşayan en büyük otoritesi Halil İnalcık Hoca, elimizde kesin deliller olmadığı için zehirlenme tezinin ancak bir ihtimal olarak ileri sürülebileceğini; ancak yok da sayılamayacağını belirtti. Böylesine bilgi boşluklarıyla dolu bir konuda kesin bir hükme varmanın doğru olmadığını, tarihçinin bütün ihtimalleri hesaba katması ve her zaman bir ihtiyat payı bırakması gerektiğini vurguladı.
Ben de bu yazıda İnalcık Hoca’nın tavsiyesine uyarak elimizdeki kaynaklarda Fatih’in ölümünün nasıl anlatıldığını inceleyip bir sonuca varmaya çalışacağım. Bakalım Fatih gerçekten zehirlenerek mi öldürülmüş?
Önce hafızamızı tazeleyelim mi?
Fatih 26 Nisan 1481 günü bir sefere çıkmak üzere Üsküdar’a geçti ve müzmin hastalığı olan nikris azınca burada üç gün kadar dinlendi. Daha sonra Gebze’ye kadar bir at arabası içinde ilerledi, sonradan Sultan Çayırı denilen mevkide sancıları iyice arttı ve hekimler tedaviye başladı. Ne var ki, vücudu ilaçlara cevap vermedi ve 3 Mayıs Perşembe günü saat 16.00 sularında Hakk’ın rahmetine kavuştu.
Onun ölümü hakkında bazı şüpheler uyandıran kaynağımız Âşıkpaşazade’ye bakarsak, zehirlenme iddiasını destekler gibi görünür:
Tabipler şerbeti kim verdi o hana
O han içti şarabı kana kana
Ciğerin doğradı şerbet o hanın
Hemin-dem zârı etti yana yana
Dedi niçin bana kıydı tabipler
Boyadılar ciğeri canı kana
İsabet etmedi tabip şarabı
Timarları verdi kamu ziyâna
Tabipler hana çok taksirlik etti
Budur doğru kavil düşme gümâna
Zehirleme teorisini savunanların ısıtıp ısıtıp gündeme getirdikleri Âşıkpaşazade’nin bu beyitlerinde ‘zehir’ kelimesi geçmiyor; ama her nasılsa bu ifadelerden, bir yanlış tedavi anlatısı çıkartılacağına, Fatih’in zehirlenerek öldürüldüğü iddia olunuyor. Halbuki Arslan Terzioğlu’na göre, Aşıkpaşazade’nin, Fatih’in öldüğü 3 Mayıs günü kırk mevlidi okunmuştur! Yani nasıl oluyorsa Fatih’in ölümünün hekim hatasından (zehirlenmeden değil) kaynaklandığını söyleyen en gözde kaynağımızın yazarı, Fatih’ten 42 gün önce ölmesine rağmen onun ölümünü gözüyle görmüş gibi anlatabilmektedir! Gözleri çakmaklanan okurlarım anlamıştır meseleyi: Fatih’in ölümüyle ilgili bölüm, Âşıkpaşazade’nin müritleri tarafından eklenmiştir.
Franz Babinger zehirlenme tezini Venedik arşivlerinden bulduğu belgelerle destekliyor; ama kesin konuşmaktan yine de kaçınıyor ve “Fatih’in ölüm nedenini tam bir güvenle bilemiyoruz.” diyor. Lakin bu iddiayı ondan alarak ortaya atan Yılmaz Öztuna o kadar cesurca konuşuyor ki, şaşmamak elde değil: “Fatih’in zehirlendiği bugün münakaşa mevzuu bile olamaz, o kadar açık bir keyfiyettir.” Peki delilleri nedir? Venedik arşivlerinde Fatih’i öldürmek için yapılan planlara dair belgeler. En önemlisi de, 1471’de Onlar Meclisi’nce Hekim Yakup Paşa’ya Fatih’i öldürmesi için vaat edilen paralara dair bir anlaşma belgesi.
Diyeceksiniz ki daha ne istiyorsun? Belgeyse belge… İyi de o belge 1471 yılına ait ve sadece bir teşebbüsten bahsediyor. Fatih ise bundan sonra 10 yıl daha yaşadı. Padişahla dostluğunu 30 yıl boyunca korumuş nadir kişilerden olan Hekim Yakub’un, Fatih’in hasm-ı bi-amanı Venediklilerle en ufak bir teması haber alınsa omuzlarının üzerinde ne taşıyacağını merak eden yok mudur aramızda? Fatih’in 30 yıl boyunca koynunda bir yılan beslediğini ve kendisine kurulan bütün tuzaklardan habersiz yaşamış saf bir padişah olduğunu mu söylemeye getiriyoruz yoksa? O Fatih ki, istihbarat örgütüyle İtalya’yı birbirine katıyor, getirttiği sanatçıları bile muhabir olarak kullanıyordu. Gafletin bu derecesini Ufukların Sultanı’na yakıştırmak hiç yakışık alır mı?
Evet, Venedikliler Fatih’i defalarca zehirleme girişiminde bulundular; ama hiçbirini başaramadılar. Üstelik Fatih 1479’da Venediklilerle ittifak anlaşması imzalamış ve yönünü Mısır’a çevirmişti. Nitekim son seferinin Memlûkler üzerine olduğu, Kayıtbay’ın Osmanlı elçilerinin kelleleriyle top oynamasından bellidir. Peki Fatih neden tam da yönünü doğuya çevirmişken Venediklilerce zehirlensin? Bunun bir mantığı var mı? İlle bir zehirlenme olayı varsa neden Memlûkler tarafından yapılmış olmasın? Nitekim Murat Sertoğlu, Memlûk Sultanı Kayıtbay’ın İranlı hekim Larî’yi ayarlayarak Fatih’i zehirlettiğini iddia ediyor. Buyurun yeni bir tartışmaya.
Hekim Yakup’un İslamiyet’i seçmiş bir Yahudi olması, onun ‘doğal olarak’ Venediklilerle işbirliği yaptığına kanıt teşkil eder mi? Sonra neden yapsın ki bunu? Yahudiler Venedik’te çok mu el üstünde tutuluyordu sanki? Para, mal derseniz, Fatih, Venedik’in vaat ettiğinin fazlasını zaten sağlıyordu kendisine. Hatta nesiller boyu doğacak torunlarını bile vergiden muaf tutmuştu. Bir Venedik belgesinde ismi geçti diye, hain yaftasını boynuna geçirmeye kalkarsanız, Osmanlı saray hekimlerinin hatırı sayılır bir kısmını hainler hapishanesine tıkmanız gerekirdi. Birileri Fatih’in ölümü üzerine Hekim Yakup’un yeniçerilerce öldürülmüş olmasını zehirleme iddiasına delil gösteriyorsa buna da sadece gülüp geçmek lazım. O zaman İranlı hekim Larî’yi de II. Bayezid’in öldürttüğünden yola çıkarak onu da mı hain ilan edeceğiz?
Sonuç olarak Fatih’in zehirletilerek öldürülmüş olması çok uzak bir ihtimaldir. Zira ölümün doğrudan doğruya zehirlenmeden meydana geldiğini söyleyen hiçbir birinci el kaynak mevcut değildir. mustafa armağan
Terennüm isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2009, 18:44   #5
Kullanıcı Adı
Tarantula_
Standart
Alıntı:
ishakyilmaz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Güngören-İstanbul’dan Coşkun Çetinkaya soruyor: “Fatih Sultan Mehmed vefat ettiği zaman hangi sefere gidiyordu? Bu sefer sırasında zehirlendiği doğru mudur?”
Hemen söyleyeyim: Fatih’in zehirlendiğini iddia eden tarihçiler olduğu gibi, kalıtımsal bir hastalık olan “Nikris=Gut” hastalığından öldüğünü söyleyen tarihçiler de var.
Bu arada hatırlayalım ki, 03 Mayıs Fatih’in ölüm yıldönümüdür. Koca Hünkâr 03 Mayıs 1481 Perşembe günü ikindi üstü Hakk’a yürümüştür.
Sefere çıkmıştı. Önden giden ordusuna katılmak üzere Maltepe’ye geçmiş, önceleri “Tekfur Çayırı”, sonraları ise “Hünkâr Çayırı” denilen yerde kurulu Otağ-ı Hümayun’a gelir gelmez yatağa girmişti. Bir daha da yataktan çıkamadı. Nihayet 03 Mayıs 1481 Perşembe günü ikindi vakti Kur'an sesleri arasında ebedî hayata geçti. Henüz 49 yaşındaydı.

Fatih’e muasır tarihçilerimizden Âşık Paşazade şöyle yazıyor:
“Vefatuna sebep, ayağunda zahmet vardı. Tabipler ilâcundan âciz oldular. Ahir tabipler cem oldular, ittifak ettüler, ayağundan kan aldular. Zahmet ziyade oldi. Şerab-ı fariğ virdüler: Allah rahmetine vardı.”
Ve Fatih’in ağzından doktorları suçluyor:
“Tabipler şerbeti kim virdi Hane/ O Han içdi şerabı kaane kaane…
“Ciğerin doğradı şerbet o Hanun/ Hemandem zari itti yane yane…
“Didi: ‘Neycün bana kıydı tabipler?’… /Boyadular ciğeri canı kaane.
“İsabet itmedi tabib şerabı/ Tımarları kamu vardı ziyane.
“Tabipler Han’a çok taksirlik itti/ Budur doğru kavil düşme gümane.”

Tarihçi Babinger’e göre, Fatih zehirlenerek öldürüldü. Babinger haklı olabilir: Çünkü Venedik Cumhuriyeti, Fatih’e tam 14 suikast tezgâhlamış olmakla sabıkalıdır.
Babinger, bu iş için Venedik Cumhuriyeti’nin, Yahudi hekim Laestro Iacopo’yu kullandığını belirtiyor.
Yahudi hekim İstanbul’a gelip güya Müslüman olarak “Yakub” adını almış, Padişah'ın itimadını kazanarak paşalıkla ödüllendirilmiş ve Fatih’in özel hekimleri arasına girmeye muvaffak olmuştu.
Yine Babinger’e göre, Iacopo, mel’un plânı gerçekleştirdiği taktirde Venedik Hükûmeti’nden büyük miktarda para alacak, ayrıca neslinden gelecek olanlara Venedik vatandaşlık hukuku tanınacak (o devirde Osmanlı Devleti’nin dışında yaşayan Yahudilerin hemen hiçbir hakkı yoktu), bütün vergilerden ve mükellefiyetlerden muaf tutulacaklardı.
Babinger, Fatih’in öldürüldüğünü kesinliğini ifade ettikten sonra, dönme hekimin asker tarafından yakalanarak paramparça edildiğini de kaydediyor.
Fatih’in ölüm haberi “La Grande Aquile è Morta = Büyük Kartal Öldü” başlığını taşıyan ve İstanbul sefaretinden gönderilen bir mektupla, olaydan 16 gün sonra, Venedik’e duyuruldu.
Papa, kiliselere gönderdiği bir talimatla “şükür ayini” yapılmasını ve çanların üç gün üç gece çalınmasını istedi.

Yavuz Bahadıroğlu - Vakit
Tatmin edici bir yazı...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2009, 02:24   #6
Kullanıcı Adı
Seyyah
Standart
Benimde bildiğim Türk olmayan sonradan müslüman olan bir hekim zehirlemiş
Seyyah isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
fatih, istanbul, sultan


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi