06-07-2009, 18:57 | #1 |
Mahir KAYNAK "Teşvik tedbirleri "
Ekonomik krize karşı alınan önlemler, genel olarak olumlu. Ancak ekonomiye bakış açısı sadece krizle sınırlı olmamalıydı ve normal zamanlarda da benzer bir strateji uygulanmalıydı. Bundan önce ekonomiye bakış açısını bezirgan tavrı olarak görüyordum. Her şey parasal değerleriyle ölçülüyor, milli gelir, dış ticaret rakamları başarının bir ölçüsü kabul ediliyordu. Mesela süslü giysiler, lüks eşyalar üretip ihraç eden bir ekonomiyle zaruri ihtiyaç maddeleri, ileri teknoloji ürünleri satan bir ülke arasında, eğer değerleri aynıysa, bir fark görülmüyordu. Genel olarak üretimin tek ölçüsü değeri kabul ediliyor, üretilen malların kompozisyonu ilgi çekmiyordu.
Bölgelerarası gelişmişlik farklarının doğru değerlendirilmediğini düşünüyordum. Şehirler ve onun nüfusu geçmişteki ekonomik yapı tarafından belirlenir. Mesela geçmişte ticaret yolu üzerinde bulunan bir şehir bu nedenle gelişmiş olabilir. Ekonomideki gelişmeler bu şehri fonksiyonsuz hale getirmişse burayı kalkındırmaya uğraşmak gereksizdir. Yeni ekonomik yapı nerenin gelişmesini gerektiriyorsa orası gelişir ve nüfus bu bölgeye kayar. Mesela Trabzon’a çimento fabrikası kurmak ve bu anlayışı ülke çapında sürdürmek anlamsızdı. Yeni ekonomik yapı eskiden önde olanları arkaya atabilir ve bazı yeni yerler ön plana çıkabilir. Alınan tedbirlerle ileri teknolojinin teşvik edilmesi, büyük sanayi kuruluşlarının desteklenmesi son derce isabetlidir ancak bu politikanın normal zamanlarda da sürmesi gerekir. Yani karlı olanın üretilmesi yerine bazı malların üretimini karlı hale getirecek tedbirler alınmalıdır. Bu ülke düzeyinde bir üretim planlaması yapılması ve bunun ülkenin geleceğe yönelik beklenti ve politikalarıyla uyumlu olması demektir. Mesela bölgede etkin olmak isteniyorsa burada yaşayan insanların ihtiyaçlarına yönelik üretim yapılması gerekir. İşsizlik karmaşık ve zor bir sorundur. Bunu olabildiğince basitleştirip anlatmaya çalışacağım. Bir ülkede elbise üretiliyor ve satılıyor ama birçok insan iş bulamıyor diyelim. Eğer bu elbiselere bazı süsler eklerseniz bunu yapacak insanları işe alırsınız ve elbise giyenin refahı artmış, gelir yükselmiş ve işsizlik engellenmiş olur. Ancak bunun ön şartı yeni işe alınanların satın alacağı malların mevcut olmasıdır. Şöyle bir manzara ile karşılaşırsınız. Eskiden işsiz olan ailesinin desteğiyle yaşıyordu ancak şimdi iş bulmuş ve geliriyle geçinmektedir. Ailesi daha az yiyecek, giyecek ve diğer ihtiyaç maddelerini alır, iş bulan kişi bunları parasıyla satın alır. Aile yükten kurtulur ve artık sade elbise yerine süslü elbiseler giyer. Bunun adı refah artışıdır. Oysa işsizi ileri teknoloji kullanan alanlarda istihdam etmek, ailenin süslü elbise yerine bilgisayar kullanmasını sağlamak da bir yoldur ve bugün verilen teşvikler bunu sağlayacağı için olumludur. Yani her gelir artışı aynı değildir ve ekonominin sadece rakamlardan ibaret olmadığının anlaşılması önemli bir adımdır. star
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|