AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[nedering]

BARIŞ YARKADAŞ

Aslında bugün, İstanbul’un Tuzla İlçesi’ne bağlı Akfırat’ta yaşanan yolsuzlukların davasını yazacaktım. Ancak, Ergenekon ve PKK üzerine bazı bilgileri paylaşmak gerekiyor. Gerçek Gündem Haber Merkezi, görülmeye başlanan davanın tüm detaylarını sayfalarına taşıyor. Yolsuzluğun boyutlarını ayrıntılarıyla ortaya koyan Gerçek Gündem aynı zamanda okurlarımızın hafızasını da yeniliyor.

Zira; bu iddialar, GG’de tam bir yıl önce tüm ayrıntılarıyla yer aldı. O dönem henüz ne gözaltılar yaşanmış, ne de dava açılmıştı. Biz bu iddiaları yazarken, adı büyük kendi küçük gazeteler, milyon doları aşan yolsuzluklara ilişkin tek satır dahi yazamıyordu. Ellerindeki devasa olanaklara rağmen, yolsuzluklara gözlerini kapıyor, bir anlamda suç ortağı oluyorlardı. Gerçek Gündem, bu süreci tüm ayrıntılarıyla yazarak, kamunun çıkarlarının korunmasında yine öncü oldu. Bugün AKP’li Akfırat Belediye Başkanı Hilmi Yıldız ve arkadaşları kanun önünde hesap veriyor. GG ise, yolsuzluklara göz yummayan tavrıyla, Türk medyasının onur sancağını taşıdığını gösteriyor.

***

Yazının girişinde, Akfırat’tan bahsetmek istediğimi söylemiştim. Meselenin ‘yorum’ kısmını sonraya bırakalım. Bugün biraz Ankara’da kapı arkalarında konuşulan ‘’uçuk senaryo’’lardan bahsedelim.

Yeni Parti Genel Başkanı – Gazeteci Tuncay Özkan, Silivri Cezaevi’ndeki koğuşundan bir mektup yazmış partili taraftarlarına. ‘’Kürt Sorunu’’ başlıklı mektubunda, kendince politik öngörülerini sıralamış. Politik kavramları yanlış kullandığı ve içeriğini dolduramadığı için, söyledikleri de havada kalmış doğal olarak. Tuncay Özkan, merkez sağ siyasetten (Anavatan Partisi) geldiği için, ‘’sol’’u da kapsayan politik meseleler hakkında ‘’gerçekçi’’ analizler yapamaz. Bu yüzden, ‘’Kürt Sorunu’’ hakkında söyledikleri de ‘’beylik’’ laflardan öteye gidemiyor. Özkan, klasik sözler ediyor… ‘’Büyük Türkiye’’ , ‘’Bölgesel Güç’’ gibi içeriği boş, hayatta karşılığı olmayan saptamalara uzanıyor. Bunları açıkça söylemese de ‘’alt metinler’’in mesajı bu.

Ancak Özkan’ın mektubunda yer alan bir paragraf, önümüzdeki süreçte neler olacağını göstermesi açısından ilginç. Özkan, lafı geveliyor, ama tamamını söyleyemiyor. Belli ki; bir şeyler duymuş. Bir şeyler öğrenmiş. Ancak bunu söylemeye dili varmıyor.

Tuncay Özkan mektubunda diyor ki; ‘’Kimse PKK ve Ergenekon affı falan beklemesin. Abdullah Öcalan da İmralı’da kalacak; kimse hayal kurmasın…Suçlular cezalarını çekecekler…’’

İşte bu satırlar çok önemli…

Tuncay Özkan, Ergenekon davası sanıklarının önümüzdeki günlerde hangi politik açılıma malzeme edileceğinin işaretini mektubunda veriyor. Özkan, ‘’Kimse af beklemesin, Öcalan cezaevinde kalacak’’ diyor.

Birkaç ay önce sohbet ettiğim ‘’kulağı delik’’ bir Ankaralı kaynak, ‘’Öcalan’ı nasıl serbest bırakacaklar biliyor musun?’’ diye sordu. ‘’Hiçbir fikrim yok, buna kolay kolay cesaret edemezler’’ dedim. Kaynağım bıyık altından gülümsedi: ‘’Bu kadar emin olma’’ dedi. Ardından da ekledi: ‘’Öcalan’ı, düşmanlarıyla aynı kefeye koyup bırakacaklar. Ve Öcalan serbest bırakılırken, toplumun en geniş kesimleri bu mesele üzerinde mutabık kalacak.’’

Kaynağıma ‘’dilinin altındaki bakla’’yı çıkarması için birkaç pas attım. Sonunda ‘’biraz uçuk gibi gelen’’ ama üzerinde düşünüldüğünde ‘’Neden olmasın?’’ dedirtecek senaryonun tamamını öğrenme fırsatı yakaladım. Ankaralı kaynağıma göre, 2011’de tamamlanacak senaryo şöyle gelişecek:

Terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan, Kürt sorununun çözümü için toplumun en geniş kesimlerinin ikna edilebilmesi amacıyla bazı açıklamalar yapacak. Bu önermeler, tartışmaya açılacak. AKP medyası, Öcalan’ı iç siyasetin bir figürü haline getirecek. Sürekli olarak ‘’akan kan’’dan ve ‘’kardeş kavgasının son bulması’’ndan bahsedilecek. Böylece, ‘’geçmişe sünger çekelim, geleceğe bakalım’’ havası yaratılacak.

Bu süre zarfında, Ergenekon davası da tamamlanmış ve cezalar verilmiş olacak. Zaten epeydir cezaevinde yatmış olan bir çok tutuklu, infazları tamamlandığı için serbest kalacak. Bir kısmı ise cezalarını çekecek. Hurşit Tolon, Şener Eruygur, Levent Ersöz, Arif Doğan, Veli Küçük gibi askerler ile, Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek gibi siyasetçilerin durumu, ayrıntılarıyla kamuoyuyla paylaşılacak. Bu süre içinde, bir de ‘’Genel Af’’ tartışması başlatılacak. Böylece, hem yaşlı, yorgun ve hasta Ergenekon sanıkları cezadan kurtulacak, hem de terör örgütünün lideri Öcalan…

Ergenekon sanıkları için başlatılacak olan ‘’af’’ için, öncelikle Atatürkçü – Kemalist kesimlerin desteği alınacak. Af tartışmaları başlarken, ‘’Kişiye özel ayrımcılık olmaz, yasalar herkesi kapsar’’ denilerek Öcalan da affa dahil edilecek.

Böylece, PKK taraftarları Ergenekon sanıklarının serbest kalmasına, Ergenekoncular da Öcalan’ın dışarı çıkmasına muhalefet edemeyecek. 2001 yılına gelindiğinde, Türkiye ‘’iç barış’’ını yakalamış bir ülke olarak yoluna devam edecek.

Bu ‘’uçuk’’ senaryo, sizleri şaşırtabilir. Öcalan yakalandığında, bir kaynağım, ‘’İdam etmeyecekler, basın da idam edilmemesi için destek verecek’’ demişti. Gerçekten de öyle oldu. Büyük medya, Öcalan’ın idam edilmemesi için kampanya başlattı.

Bu yüzden, yukarıdaki senaryoya öfkelenmeden önce, DTP’li bir vekilin sözlerini anımsayalım. Ne diyordu DTP’li vekil: ‘’Öcalan’ı 2011’de dışarı çıkaracağız.’’

Ergenekon adı verilen süreç, Türkiye’nin elindeki ‘’sıcak patates’’lerin soğutulmasına yarayacak. Nasıl ki; operasyondan sonra Ermeni açılımı yapıldıysa ve muhalefet edecek güç bırakılmadıysa, kendine Kemalist süsü verenler bu kez de ‘’Kürt açılımı’nda figür haline getirilecek. Ergenekoncular bu operasyonda da kullanılacak.

Tuncay Özkan bunun farkında ama; söylemeyi kendine yediremiyor.

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Çok ilginç bir yazı olmuş geçmişte benzeri oyunlar oynanıp bir şeyler yapılmış belki ama günümüzde byle bir olayın olupda bu senaryonun oynanmasının imkansız olduğunu düşnüyorum....