08-10-2009, 11:49 | #1 |
Rojin:Kürtlerin anlamaması çok koyuyor
TRT Şeş kanalına yaptığı programı çeşitli nedenlerle bırakmak zorunda kalan Rojin, Negehan Alçı'ya Kürt Açılımı'na ilişkin reportajında bakın hangi konuların altını çizdi
Bu mazlum hikâyesinin artık bitmesi lazım Rojin ‘açılımdan’ yana umutlu: Çok zor olacak ama ben bu barışmaya, ortak konuşmaya karşı çıkan anlayışı anlamıyorum. Yani ölmeye devam mı edelim? Hele bir dur! İnsandan kıymetli bir şey var mı? Bu mazlum hikâyesinin artık bitmesi lazım. Artık ben kendi hikâyemden sıkıldım. Çocukluğumdan beri evde başka konu yok. Babam ‘Biz bu ülkeyi beraber kurtardık, bir şarkı söylemek bile bize fazla görülüyor’ derdi. Hem babamı hem de bana küfreden adamı anlamaya çalışmak lazım Omuzlarım halay çeker gibi ağladığım oluyor Hep çok güçlü olmak zorundasın sanki. Neden? Aslında o kadar güçlü değilim. Sahnede çok ağlarım mesela. Kendimi kontrol etmeye çalışıyorum ama olmuyor. Ben hayat imtihanından geçtim. Babam evde Azrail’di. Şiddet gördüm. TRT-Şeş sürecinde ise evimde sabaha kadar hiç uyuyamadığımı hatırlıyorum. Çıt çıksa kapıya çıkıp bakıyordum. Güçlü görünsem de evime girip kapıyı kapatıp, omuzlarımı kapıya dayayıp hıçkıra hıçkıra, omuzlarım halay çeker gibi ağladığımı biliyorum. Hep bağımsız durmaya, kimsenin bir şeyi olmadan kalmaya çalışıyorum. En zor zamanda doğru bildiğini yapıp Kürtçe söyleyen birine nasıl bunları yapıyorlar? Bazen çok ağırıma gidiyor! TRT-Şeş dönemine gelirsek, Ertuğrul Özkök kapı kilidine kan sürüldüğünü yazmıştı. Çok tehdit aldın mı? Evet, üzerine konuşmak istemedim, çünkü bu tehdit edenlerin ekmeğine yağ sürmek olurdu. Ölümü burnumun dibinde hissettim. 2009 benim ölüm yılım oldu. Hatta “Sakat kalacağıma öleyim” diye dua ettiğimi biliyorum. Ama TRT-Şeş’te program yapmaya başladıktan yaklaşık 1,5 ay sonra tehditler bıçak gibi kesildi. Benim ne yapmak istediğimi gördüler herhalde. Beni Kürtlerin anlamaması bana çok koyuyor Sen iste ya da isteme, hikâyen, Kürtçe söylemen, duruşun seni sembol yapıyor. Kendine bir misyon yükledin mi? Çocukluğumdan beri insanları mutlu etmeyi, şarkı söylemeyi, güldürmeyi, hoş şeyler paylaşmayı seviyorum. Amacım bu. Yani daha üst perdeden bir şey değil mi? Ne bileyim, Türk-Kürt kardeşliği vs? Bahsettiğimin içine bu da giriyor. Herkesin birlikte yaşamasına katkı sağlamak istiyorum. Ben aşırı milliyetçi olamıyorum. Böyle bir duygum yok. Belki de o yüzden insanlar vurgu yapsa da sen Kürtlüğüne çok vurgu yapmak istemiyorsun. Evet, zaten adım Rojin. Ne desem, ne yapsam her taraf yanlış anlıyor. Müslüm Gürses’in “Yine de kimseye yaranamadım” şarkısını seneye albüme almak istiyorum (gülüyor). Mesela “Kürtçe müzik yapan insanların adının başına neden Kürt sıfatını ekliyorsunuz” dedim. Kimse Sezen Aksu’ya Türk sanatçı demiyor, neden bana Kürt sanatçı diyorlar. Bu lafıma Kürtlerden inanılmaz tepkiler geldi. İşte bu yüreğimin üzerinde koskoca bir taş. Beni hala onların anlamaması bana çok koyuyor! EVDEKİ BASKI TRAVESTİ RUH YARATTI Neden anlamıyorlar? “Mazlum Kürt”lükten vazgeçmek mi istemiyorlar? Ama bu mazlum hikayesinin artık bitmesi lazım. Artık ben kendi hikayemden sıkıldım. Çocukluğumdan beri evde başka konu yok. Babam öyle nefret ederdi ki Türkler’den. Derdi ki: “Biz bu ülkeyi beraber kurtardık, bir şarkı söylemek bile bize fazla görülüyor. Bu kadar aşağılanmayı, küçük görülmeyi hak etmiyoruz.” Hem babamı hem de bara gelen ve bana küfreden adamı anlamaya çalışmak lazım. Biri Kürt’ün öteki Türk’ün radikali. Bunu tespit etmek büyük cesaret! Belki de evde baskı görmeseydim iki tarafı bu kadar iyi anlayamazdım. Bu bende travesti bir ruh yarattı. Benim kızım 10 erkeğe bedel Muhafazakâr bir ailen var bildiğim kadarıyla... Tabii, annem kolunu dirseğine kadar sıvamaya yeni başladı. Düşün, 70 yaşında! Senin yaptığın işi kabul etmesi zor olmadı mı? Çok zordu. Zaten başta hiç etmediler. Annem ilk tiyatro oyunuma geldiğinde ben bir konsomatrisi canlandırıyordum. Sanki rolü ben seçiyormuşum gibi “Tüh Allah belanı versin, başka rol bulamadın mı?” demişti. Peki ya şimdi? Artık kabullendi. Bu biraz maddi bağımsızlıkla, güçlenmeyle de alakalı. Hakaret mi övgü mü bilmiyorum ama şöyle diyor bana: Benim kızım 10 erkeğe bedel! Oysa başta çevre çok kötü konuşuyordu, kötü yola düştü bile dediler. Şimdi edindiğin zırh ataerkil kurallarda da esneme getiriyor mu sana? Tabii, o kurallar bana işlemiyor artık, hatta annem “Kızım artık birini bul” diyor. Ama yine de zaman zaman komik şeyler oluyor. Mesela geçenlerde laf sperm bankasından açıldı. Annem benim sperm bankasından çocuk yapmak istediğimi zannetti, halbuki hiç öyle bir şey söylemedim. Başladı “Aman çocuk *** olacak!” diye. Zor sakinleştirdim. (Kahkahalar...) Çok altı çizilmiyor ama oyunculuğun da var. Evet, oyunculukta bir yerlere gelmeyi çok istiyorum. Ama bu memleket beni zorla şarkıcı yaptı (gülüyor). TRT-Şeş’ten ayrıldıktan sonra seni ortalıkta görmedik. Neden? Her kanalı açtığımda kendimi görmeyi seven biri değilim. Kendi programın, bir amacın vardır o başka. Ama her yerde olmak ekran kirliliği yaratıyor. Şu sıra ne yapıyorsun? Cuma akşamları Bakırköy’de Dilan’da çıkıyorum. Her seferinde salon hıncahınç doluyor. Ben çıktığımda etraf MGK toplantısı gibi oluyor, çıt çıkmıyor. Herhalde bu, şimdiye kadar yaptığım işlerle, sarf ettiğim sözlerle ilgili. Kimler geliyor seni dinlemeye? Kürtler, Türkler, yabancılar... Sevgililer geliyor mesela, biri Türk, diğeri Kürt. Son zamanlarda gelen Türklerin sayısı arttı. Egeliler, Karadenizliler... Boşuna Obama’ya 40 koyun kesmedik, sürekli normalleşmeye çalışıyor Kürtler (gülüyor)... Yabancılar gelip benden Kürtçe uzun hava istiyor. Kürtçe söylediğin için başına gelen tatsız olaylar var mı? Olmaz mı? Çok. Mesela son dönemden bir örnek vereyim: Bir buçuk sene önce yaka paça bardan karakola götürüldüm. Hangi bar olduğunu boşver. Yüzünde falçata izi olan bir adam şarkının içinde Kürdistan kelimesi geçiyor diye “Bu kadını sahneden indirmezseniz barı dağıtırım” demiş. Bana geldi “Ben ölümden döndüm pis teröristler!” dedi. “Ben yapmadım, biz kardeşiz” diyorum, dinlemiyor. Sahneden indirildim, sabaha kadar karakolda kaldım. Barın sahibi de bana arka çıkmadı. Bu “Kürdistan” kelimesi yüzünden başına gelen ilk olay değil sanırım. Evet, 2002’de de bir festivalde aynı sebeple hakkımda arama emri çıkarılmıştı, kaçıp saklanmıştım. 2002’de ortam farklıydı ama 2007’de olandan sonra neden sustun? Sustum çünkü böyle konularla gazete sayfalarını işgal etmek beni çok rahatsız ediyordu. O gelen adama ben acıyorum, faşist bir ahlakla büyümüş. Ağır şeylerin travması espriyle geçer diye düşünüyorum. Bu nedenle ben acılarımı bir kenara bırakıp objektif olmaya, haksızlıklara, yediğim dayaklara rağmen adam gibi durmaya çalışıyorum. Yediğin dayaklar içinde en içine işleyen hangisiydi? Yıllar önce Ankara’da isim benzerliği yüzünden gözaltına alındım. 9 gün kaldım, dayaktan burnumu kırdılar. Kimseye de söyleyemedim. Zaten evden kaçmıştım. Ama her aynaya baktığımda görüyorum. “Kürt açılımı” yaşadığın acıları aşmanda fayda sağlar mı dersin? Hayatını etkiler mi? Son günlerde konuşulanlara herhalde en çok sevinenlerden biri benimdir. Çünkü gelen her çatışma haberinden sonra bir hafta darmadağın oluyorum. Benim hayatımı, dünyamı doğrudan etkiliyor. Nasıl etkiliyor? Mesela girdiğim her ortamda herkes beni muhatap alıyor. Konserlerde hava değişiyor. Düğünlere gidiyorum diyelim, bir olay mı olmuş, bir iki masa kalkıyor. TV programım iptal ediliyor. RÖPORTAJA ŞEHİT KARDEŞİ GELDİ Bu, sırf Türk diye birinin işlediği bir suç yüzünden benim işimi kaybetmem gibi bir şey değil mi? Evet, aynen öyle. Mesela Dağlıca katliamı oldu, programım iptal edildi. Çok önemli bir şov programıydı oysa. Ya da adım Rojin ya, bir keresinde bir kanal benimle röportaj yapacak, bana şehit kız kardeşi bir muhabir göndermişler. Karşılıklı ağladık! Bazen de Kürtüm diye Kürt gazeteci gönderiyorlar. Bunlardan çok rahatsız oluyorum. Bunların aşılacağına dair bir ümit veriyor mu son günlerde yaşananlar? Çok zor olacak ama ben bu barışmaya, ortak konuşmaya karşı çıkan anlayışı anlamıyorum. Yani ölmeye devam mı edelim? Neden karşı çıkıyorsun? Hele bir dur! İnsandan daha kıymetli bir şey var mı?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-10-2009, 17:16 | #2 |
bu haberde kaynak yazmayı unutmuşum kusura bakmayın,bu röportaj Nagehan Alçı tarafından Rojin ile yapılan röportajdır 10.08.2009 tarihinde yani bugün,''akşam''da yayınlanmıştır sağlıcakla kalın...
|
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
kürt sorunu, rojin |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|