![]() |
#1 |
![]() ![]()
/ VAKİT
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() İskilipli Atıf Hoca'nın bir filmi vardı. Orada genç bir avukat Hoca'ya iade-i itibar davası açmaya karar veriyordu benim seyrettiğim yere kadar. Filmi sonuna kadar seyretmedim. O yüzden sonunu bilmiyorum. Kafama takılan yer şurası: Bu film gerçeği anlatmıyor muydu ki biz şu an bu haberle muhatap oluyoruz?
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Fimin sonu iyi değildi..
T.C.; Hoca'nın itibarını ve tüm şehid edilen mazlumların şeref-iiadesini yapmalı ve onurları ailelerine bahşedilmeli... Bu T.C. 'nin hukuk Devleti olma payasinin bir nişanesidir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() O dönemin yasalarında şapkaya karşı çıkmanın cezası 1 yıldan daha az bir hapisti. Sadece halkı isyana teşvik suçunun cezası idamdı. İskilipli Atıf Hoca'nın tam olarak hangi gerekçeyle idam edildiği aslında bilinmemektedir.
Atıf Hoca'yı idama götüren asıl sürecin, Said-i Nursi ve birkaç din adamıyla birlikte kurdukları bir islam cemiyeti olduğu söyleniyor. Bu cemiyet, padişah tarafından zorla kullanılmış bir cemiyettir. Ankara hükümetinin yaptıklarının dinen uygun olmadığına yönelik, İstanbul hükümeti tarafından bu cemiyete zorla fetva çıkartılıp, Yunan uçaklarıyla anadoluya dağıtılmıştır. Ama Atıf Hoca gazetesi Vakit'te, Yunan uçaklarıyla dağıtılan bu fetvanın sarayın zorlamasıyla çıkartıldığını ve hüküm ifade etmediğini bildirmiş. İdamdan önce de Vakit'teki bu ilanı gösterdiyse de mahkemeyi bir türlü ikna edememiştir. Ayrıca içinde bulunduğu dini cemiyetin zamanla amacından saptığını görünce, bu cemiyetten de ayrılmıştır. Zaten idamdan önce de kendisi bunu açıkça beyan etmiştir. Son olarak mahkeme huzurunda şapka konusunda da ciddi çıkışları olur. En bilineni mahkeme heyetinin "feste bir bez, şapkada bir bez. Neden karşı çıkıyorsun?" diye sormaları üzerine hocanın verdiği cevaptır. "Arkanızdaki bayrakta bir bez. O zaman indirip İngiliz bayrağı asın." Peki bunların sonucunda İskilipli Hoca'dan özür dilenmeli mi? İtibarı geri verilmeli mi? Bana soracak olursanız, bunun pek bir önemi yok. Hoca'nın son söylediği söz gibi mahşer yerinde zaten hak hak sahibine verilecektir. Burada üzücü olan Atatürk'ün bile şiirlerini okuduğunda bir bomba kadar ülke için tehlikeli bulduğu bir kişinin, yani Nazım'ın göklere çıkartılırken, Atıf Hocaların unutulmasıdır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | ||||||
![]() Alıntı:
Atıf Hoca'da savunma dilekçesini yazarken uyuya kalıp görüyor onu. Ve uyandığında yırtıp atıyor bir şey yazmıyor ve şehadete gülerek tebessümle gidiyor. Film gerçek de o gençin girişimleri "film".. // Alıntı:
O dönemde yasa masa yok; 3 Ali var, ip var, İstiklal Mahkemeleri var, istibdad var. Alıntı:
"3 yıl önce şapkaya karşıydın şimdi de karşı mısın?" gibisinden bir soru olurdu. Kel Ali cevabını iyi alıyor gerçi ama zalimin zulmü de iyi kanıtlanıyor. Alıntı:
Saray istemiş, cemiyet zorla kullanılmış fetva çıkarılmış, Yunan uçaklarıyla Anadoluya dağıtılmış. Ne âlâ ne âlâ.. M. Kemal'in İngiltere bağlantılarını, "işgalde valileri olmaya dahi arzulu" olması sözleri sümen altı, saraya tu kaka. Milli Mücadeleye düşman imiş.. Bırakın Allah aşkına, İngiliz desteğiyle, emriyle hareket edilip çıkıp saray onla bunla işbirliği yaptı demek yalan oğlu yalan bi tarihtir. 1940'lara kadar hüküm sürmüştü bu trişkalar. Artık demode.. Hulki Cevizoğlu, Murat Bardakçı gibiler "şok, yeni belge" diye çene çalsalar da mantıktan kaybediyorlar. "Yakın tarihi ezmek istiyorlar ama o ezilmiyor. Bir fırsatını bulur bulmaz ortaya çıkıyor."Ayrıca Vakit Gazetesi'ni o günlerde o gibi saçmalıklara alet etmek saçmalığın da saçmalığıdır. Milli Mücadele yanlısı 9 İstanbul Basını'ndan birisidir Vakit. Bu aşikar. Hatta ben değil, Atatürk Araştırma Merkezi diyor; Alıntı:
Alıntı:
"İskilibli'nin Gazetesi Vakit" Milli Mücadele yanlısı ama gazetenin sahibi "İsyan"dan idam ediliyor.. Hey benim güzel cicili bicili tarihim.. Konu FarukARSLAN. tarafından (08-25-2009 Saat 14:47 ) değiştirilmiştir.. |
|||||||
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Yargılama yok ki 1 yıl ceza verilsin İstiklal mahkemesinin hakiminin keyfine bağlı ceza sistemi...
Şapka kanunu 25 Kasım'da çıkıyor ama ne gariptir bundan 2 ay önce gemiler dolusu şapka İstanbula getiriliyor millete veriliyor işte bu dikta sistemi.. İskilipli atıf hocanın şapka yüzünden asıldığı çok açık Şapka kanunundan daha önce yazmış olduğu "Frenk Mukallitliği" adlı kitabı yüzünden tutuklandı sonra baktılar bu kitap şapka kanunundan önce hemen bir adam ayarladılar adam sokakalarda "Şapka giymeyin gavurlara uymayın İskilipli Atıf Hocaya uyun" gibisinden laflar söyledi sonra bu iftira delil sayılıp asıldı.. O günün sisteminde yargı diye yasa diye bir şey yok Ali Kılıç bir infaz sırasında 38 dar ağacından boşta kalan 2 tanesini doldurmak için yoldan geçen iki kişiyi yaka paça tutturup boş olan dar ağaçlarında astırıyor ne yasa var ne yargı ne de vicdan... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 | |
![]() Alıntı:
Fakat tam bu sıralar cereyan eden bir başka hadise hocanın idam edilmesinde mühim bir amil (sebep) olmuştur. İstanbul hükümeti Anadolu’daki Kuvva-i Milliye (milli kuvvetler) hareketine karşı halkın teveccühünü (yönelişini) kırmak için bir fetva yayınlamış, ama Anadolu ulemasının (alimlerinin) karşı fetvası bunu boşa çıkarmıştı. Bunun üzerine Şeyhülislam Mustafa Sabri efendinin marifetiyle Teali-i İslam cemiyeti namına yazılmış ve bastırılmış bir beyanname zorla Teali-i İslam cemiyeti idare heyetine imzalatılmaya çalışılmıştı. Ama Atıf Hoca ve Tahir-ül Mevlevi’nin şiddetle karşı koymaları üzerine de mühürsüz olarak Yunan uçaklarınca Anadolu’ya atıldı. Buna karşın, o zamanın Vakit gazetesinde Atıf Hoca tekzibname (yalanlama) yayınladıysa da, Ankara İstiklal mahkemesi zabıtlarında okuduğumuza göre, bu beyanname Hocaefendi’ye karşı güdülen kinin mühim bir amili (sebebi) olarak zihinlerde kaldı. Kaynak: http://www.haber7.com/haber/20080215...put-yaniti.php |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Yunan uçaklarıyla dağıtılıp İskilipli Hoca'yı zorda bırakan bu fetvaların çıkış hikayesi de şu şekildedir;
Damad Ferid Paşa, iktidarının daha ilk günlerinde yani 8 Nisan’da İngiliz Yüksek Komiseri Amiral de Robeck’le görüşmüş, Anadolu’daki millî hareketi yok etmek istediğini söyleyerek, İngilizlerin onaylayacağı bir şekilde çalışmaya söz vermiş ve yapacakları için ondan yardım istemişti Bu görüşmede; “Milliyetçilerin” aleyhinde ferman, beyanname ve fetvaların yayınlanacağı ve bunların uçaklarla Anadolu’ya dağıttırılması için yardımcı olunması, Anzavur’un kumandasında oluşturulacak ve millî hareketi bastıracak olan kuvvetler için silah verilmesi, Hükûmeti tarafından Anadolu’ya ajanlar gönderileceği ve bazı siyasî düşmanlarının tutuklanması” gibi konular ele alınmıştı Tam döküman için; http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/s...ERE/95-142.pdf Konu Eşref tarafından (08-25-2009 Saat 19:54 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 | |
![]() Alıntı:
Senin alıntıladığın bu yazının devamında bir yerde de şu sözler söyleniyor.. "1923 yılında yayınladığı “Tesettür-ü Şer’i” ve 1924’de neşrettiği “Din-i İslam’da Men-i Müskirat” adlı eserleri ile “Atıf Efendi Kütüphanesi Neşriyatından” adıyla yeni bir serinin telifine başladı. Bu seriyi 10 sene içerisinde 50 kitaba ulaştırma azmindeydi. Üçüncü eser “Frenk Mukallitliği ve Şapka”dır. Dikkat edilirse, üç eser de devrin idaresini rahatsız edecek cinstendir ve devam etmesine meydan verilmemiştir." Zaten en son "Frenk Mukallitliğini" çıkardıktan sonra 1926 yılında asılıyor... |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#10 | |
![]() Alıntı:
İskilipli Atıf Hocanın idamında sorumlu mahkeme heyetidir. Çünkü o dönemin şartlarında yasalara pek fazla uyulmuyordu. Kararlar, mahkeme heyetinin insiyatifindeydi. Zaten şimdiki gibi bir adalet sistemi de bekleyemeyiz. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|