AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Murat KskN]

İstanbul'daki sel felaketi hükümet ve muhalefeti birbirine düşürdü. Baykal, belediyeleri suçlayınca Erdoğan, 'Dönüp aynaya baksınlar' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dere yataklarının değiştirilmesinin nedeniyle söz konusu sıkıntıların yaşandığını belirterek, ''Dere yatağını muhakkak bulur ve derenin intikamı ağır olur. Şu anda bunun bedelini ödüyoruz'' dedi.

Su baskınına uğrayan alanları helikopterle havadan inceleyen Erdoğan, helikopterde TRT'ye yaptığı açıklamada, sabah Bayındırlık ve İskan, Tarım ve Köyişleri ve Çevre ve Orman bakanları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, İSKİ Genel Müdürü, DSİ Genel Müdür Yardımcısı ve ilgili bürokratlarla bir koordinasyon toplantısı yaptığını anımsattı.

Toplantıda dün yaşanan felaketin analizini, yapılması gerekenleri, durum tespitlerini ve bundan sonra atılacak adımları görüştüklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bu tespitleri yaparken birinci derecede şu anda İSKİ ile ilgili olarak bu kanunda bir değişiklik yapılmasının uygun olacağına karar verdik. Zira gerek kanalizasyon alt yapısı, bütün bu derelerin ıslahına yönelik olarak bunlar Büyükşehir Belediyesinin kendi tasarrufundaydı. Bunları tamamıyla İSKİ'nin tasarrufu altına almak suretiyle bir adım atalım istedik. Yukarı havzaları ise DSİ'ye bırakacak bir adımı yasal düzenleme ile çözelim istiyoruz ki artık bu işin bir sahibi olsun'' diye konuştu.

İstanbul'da yapılmış olan dere ıslahlarıyla ilgili olarak önlerine ''yasal maniler ve bazı dirençlerin'' çıktığını dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Bu dirençlerin aşılması lazım. Bakın şu anda helikopterle dolaşırken sizler de tespit ettiniz bütün dere yatakları nasıl değiştirilmiş. Bu dere yataklarının değiştirilmesi neticesinde meydana gelen özellikle sıkıntıları yaşıyoruz. Dün de söyledim, dere yatağını muhakkak bulur ve derenin intikamı ağır olur. Şu anda bunun bedelini ödüyoruz. Bakın Selimpaşa'ya gittik, Selimpaşa'da aynı sıkıntı var. Orada da dere yatağı ciddi manada değiştirilmiş. Aynı şekilde Silivri'de dere yatağına ciddi manada bir tecavüz var. Bütün bunların yanında Ayamama Deresi'nde yaşanan ortada. Papaz Deresi'nde yaşanan ortada. Aynı sıkıntılar burada da var. Şimdi bizler bir çalışmayı yürütüp ikili görüşmeler suretiyle bu işi çözüp buralardaki yıkımları da gerçekleştireceğiz. Bunun başka çıkışı yok. Çünkü daha farklı bir bedeli ne oralarda bu tasarrufu yapanlar, ne de vatandaşlarımıza ödetmek istiyoruz.''

Söz konusu olayın siyasi polemik malzemesi yapılmasını ''asla doğru bulmadığını'' belirten Erdoğan, ''Çok ciddi manada yanlış bir yaklaşım. Bunu siyasi polemik malzemesi yapanlar lütfen aynaya baksınlar ve şu anda tasarrufları altında olan yerlerde neler olduğunu, neler yapıldığını geçmişten bugüne şöyle bir incelesinler. Bununla ilgili de Belediye Başkanım zaten gerekli açıklamaları tüm belgeleriyle yapacaktır'' dedi.

AA

(ALINTIDIR)

[EpiVaTeS]

Her afette siyasi polemik yapan baykıl ve avanesi yine iş başında
yine istifa çağrıları
her zamanki bildik halleri onun için üstünde bile durmaya gerek yok
cehape zihniyeti eşittir siyasi kaos

[Supraliminal]

AK Parti Belediyeciliğini eleştirecek en ama en son parti CHP'DİR.
Hatta eleştirmemesi gereken tek partide CHP'dir.

Çünkü bu ülke onların belediyeciliğinden çok çekti.
Boşuna demiyoruz belgeyle konuşuyoruz.

Vakit, CHP’nin belediye başkanlığı yaptığı dönemdeki İstanbul’u gözler önüne serdi. İşte CHP’li belediyelerin İstanbullulara yaşattığı “unutulmaz” kareler….




1994′ten önce CHP’li Nurettin Sözen’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Ergün Göknel’in İSKİ Genel Müdürü olduğu dönemde, İstanbullular su alabilmek için kuyruklara giriyor, su bulabilmek için kuyu açıyor, tankerlerden su almak için birbirini eziyordu.
KOLERA, TİFO VE DİZANTERİ HALKI ÇARESİZ BIRAKTI



CHP’li başkanın döneminde İstanbul Ruanda’ya benzetiliyor, çoluk çocuk salgın hastalıklara yakalanıyor, anne ve babalar çocuklarının ishalden kurtulması için hastane kapılarında nöbet bekliyordu. İstanbul’da görülen kolera, tifo ve dizanteri vakaları halkı çaresiz durumda bırakıyordu.
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin faaliyetlerini gösteren gazete küpürlerine ve fotoğraflara ne diyeceği merak ediliyor.



CHP’Lİ BAŞKAN, ERDOĞAN İÇİN ‘SU GİBİ AZİZ OL’ DEDİ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanan Recep Tayyip Erdoğan, Mart 1994 Mahalli İdare seçimlerinde Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nu İSKİ Genel Müdürlüğü görevine getirdi.

Prof. Dr. Eroğlu, skandallarla çalkalanan kurumun bütün borçlarını ödedi, 600 adet tesis açarak İstanbul’un su ve atıksu meselelerini çözdü, muazzam yatırımlarla berbat durumdaki Haliç’i yeniden canlandırdı, İstanbul kuraklıktan kurtuldu. Beşiktaş’ın CHP’li Belediye Başkanı Ayfer Atay, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’a dua etmiş ve “Su gibi aziz ol” demişti.
İŞTE CHP’NİN İSTANBUL’A YAPTIKLARI!




İşte, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı elinde bulundurduğu dönemde gazetelere yansıyan haberlerden bir kısmını yayınlıyoruz:
HA İSTANBUL, HA RUANDA – 4 AĞUSTOS 1994


Terkos 1994- Bu fotoğraflar, geçtiğimiz ayın son haftasında çekildi. Birincisi “Çağ atlayan” Türkiye’nin en büyük kentinin su deposu olan Terkos Gölü’nden, diğeri ise geri kalmış Afrika’nın göbeğindeki Ruanda’dan!
Ruanda’da olsun, İstanbul’da olsun; insanlar, içinde mandaların yüzüp pislettiği suları içiyorlar, o sularla temizleniyorlar. Orada insanlar ishalin ve çeşitli hastalıkların yanı sıra kurşunlarla can veriyor. Çağdaş bir dünya kenti olduğu iddia edilen İstanbul’da ise, insanların kimileri ishalden kurtulmak için hastane kapılarında nöbet bekliyor, kimileri kuru kahve yiyor.
FACİAYA DAVETİYE ÇIKARTILIYOR – 16 AĞUSTOS 1994


İstanbullular su bulabilmek için ‘kuyu açma’dan ‘tanker’lere kadar her yolu sağlıklarına hiç dikkat etmeden deniyorlar.
İstanbul’un su sorunu had safhaya ulaştı. Su bulamamanın yanı sıra musluklardan akan suyun da kirli olması vatandaşları kara kara düşündürüyor. Bazı vatandaşlar, ihtiyaçlarını depolama, kuyu açma ile tankerlerden alarak karşılarken, maddi imkansızlıklar yüzünden bu yollardan yararlanamayan İstanbullular ne yapacaklarını şaşırdılar.
TERKOS GÖLÜ’NDE 2 KARIŞ SU KALDI – 23 NİSAN 1994


Yazı büyük ihtimalle susuz geçirecek İstanbullular, “Çoluk çocuğumuz salgın hastalıklarla karşılaşmadan bir an önce gerekeni yapın” dediler.
İSTANBUL HALKI MİKROPSUZ SU İÇİN ÇARE ARIYOR – 12 AĞUSTOS 1994



İstanbul’da görülen kolera, tifo ve dizanteri vakaları halkı çaresiz durumda bıraktı. Kimse şehir suyuna güvenmiyor. Herkes, suyu kendi yöntemleriyle güvenli hale getirmeye çalışıyor. En yaygın yöntemler, suyu kaynatmak veya içine dezenfektan tablet atmak.
İÇTİĞİMİZ SUYA DİKKAT – 13 AĞUSTOS 1194


Su havzalarındaki kaçak yapılaşma, şehir şebeke sularını her geçen gün daha da kirletirken, musluklardan adeta çamur akıyor… Vatandaş çaresizlik içinde…
Bazı semtlere haftada ancak iki gün su verilirken, vatandaşlar mecburen kuyu ve çeşmelere hücum ediyor. Her türlü denetimden uzak bu su kaynakları ise birer mikrop yuvasından farksız…
CHP’li Belediye Başkanı Ayfer Atay’dan Recep Tayyip Erdoğan’a dua:
‘SU GİBİ AZİZ OL’

Beşiktaş’ın CHP’li Belediye Başkanı Ayfer Atay, 1 trilyon liraya malolacak olan Beşiktaş İçme Suyu Şebeke İnşaatı’nın temelini atan İstanbul Büyükehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Su gibi aziz olun” dedi. Ancak Atay, temel atma öncesi dua edilirken geri durmayı tercih etti. Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığının ilk günlerinde Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kendisiyle sert tartışmalara giren ve muhalefet grubunun da başını çeken Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay, ilçesinin su şebekesini yenilemek için 1 trilyonluk yatırımın temelini atan Erdoğan’a bu defa “Su gibi aziz olun” dedi.



BAYKAL DA KUYRUKLA ANILIYOR

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, 1977-1978 yıllarında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptığı dönem Türkiye kuyruklarla anılıyor. Vatandaş; et, süt, margarin, yağ, benzin, pasaport, tüpgaz almak için kuyruğa giriyordu. Az su katılmış süt ve et alabilmek için vatandaşlar kuyruğa giriyor, garları yolcular değil, yağ almak isteyenler dolduruyordu. Benzin darlığı yüzünden otobüs, minibüs ve özel araçlarına binemeyen İstanbul halkı banliyö trenlerine akın ediyor ve salkım saçak yolculuk yapıyordu. Tüpgaz, sana yağı ve pasaport için kuyruklar uzuyordu.



Kaynak:SAMANYOLUHABER