![]() |
#1 |
![]() Atilla Özdür - Vakit
Adalet Bakanı M. Ali Şahin hakkında CHP, güvensizlik teklifiyle kendisinin siyaseten cezalandırılmasını istiyordu... Adliye mahkemelerinde zaman geliyor, davalar uzayıp giden tren yollarına benziyor. Makinist yoruluyor, raylar aşınıyor, lokomotifin suyu seli tükenince hakimler heyeti de, “zaman aşımından” dosyayı kapatıyor... Başbakan, Adalet Bakanı M. Ali Şahin hakkında CHP’nin hazırladığı dosyayı kapatmamalıydı. M. Ali Şahin’in kendini savunmasına savunurken iddiacıların haksız iftiralarını, eğer varsa tabii, yüzlerine vurmasına imkân sağlamalıydı. Olmadı, yapmadı... CHP’nin, “Gördünüz mü bak, Şahin’i nasıl da yerinden ettik... Kendini savunacak yüzü yoktu... Verdik cezasını yürüdü gitti” havasıyla kafa kaldırıp göğüs şişirmesine kapı aralamamalıydı... Adli yargıda da kimi zaman yargılanan maznunlar, süre ne kadar uzamış olursa olsun, suçsuzluklarından ve beraat edeceklerinden emin olduklarında hiçbir zaman istemezler, “zaman aşımından” yırtmış görünmeyi. Başbakan da, Mehmet Ali Şahin’in doğal tabii haklarından olan bu hakkını kendisine tanımalıydı. Lokomotif, suyu seli kesildiği için raydan mı çıkma üzereydi, yani... Kabinede aktör değişimi bir hafta on gün geriye atılsaydı ne yani, Tayyip Erdoğan’ın peynir gemileri mi batacaktı, Ankara’da. Siyasetin dini imanı olmazmış. İster politika denilsin ister siyaset, gerçekten öyledir, vefa da yoktur politikada... Kısa Çalışma Ödeneği’nin başta gelen çalışanına, emekçisi ve işçisi Faruk Çelik’e de bir başka mükâfat. Fazla çalışma sürgün cezası... - Faruk Çelik’le ilgili görüşlerimizde yanılıyor olabiliriz... Umulur ki “Hac ve Umre” sektörüyle ilgili ticaretten sorumlu bir devlet bakanlığının başına getirilir... Hac ve Umre ibadetlerinin pratikte iki yüzü bulunuyor... Bir yüzünde ticaret ve sektör üzerinde tekel kurmuş olan Suud Krallığı ile Türkiye’nin Diyanet ve TURSAB karteli. Diğer yüzünde de ibadet maksadıyla kutsal mekânlara coşku ile aşk ve şevkle ve dahi Allah aşkıyla uçuşup koşturma telaşı... Tekel’in tekerini çomaklayabilmek ne mümkün... Suud’un bağımsızlık hakkına müdahale edemezsiniz... Amma Kartel’in imtiyazına gelince, “buraya kadar” deme hakkı 23 Nisan ile halka, millete ve onun temsilcisine verilmiş değil mi... Hac ve Umre yolu ticaretinde madalyonun bir yüzünde yer alan Kudüs arzularını gerçekleştirmeye niyetlenen Müslümanlardan Mescid-i Aksa’ya sevdalanmışlarını İsrail’e kul köle etmeye, onların İslâmi izzet ve şahsiyetlerini beş paraya rezil rüsva etmeye kimin hakkı olabilirdi ki... Amma maalesef... İsrail-Kudüs tarıkıyle umre ticareti, sektörün ana istinad duvarlarından birisi. Umulur ki Faruk Çelik Hac Bakanlığı’na getirilir de, İsrail’in güvenlik gerekçesiyle, Mescid-i Aksa’yı ziyarete gelen Müslümanın iç donuna kadar el atma küstahlığına müdahale edemese de, bu yolu barikatla kapatır... - Domuz eti, alkol, uçkur hürriyet ve bağımsızlığı ve benzeri Müslümanlığın yasakladığı tercihler, demokrasinin ve laikliğin tekil kişi haklarından sayılıyor... Bunların arasında kumarı da zikredebiliyoruz... Resmi müsaadeli ve tescilli “bul karayı al parayı” sporda, falcılıkta, iddiaya tutuşturan ladescilikte ve her alanda serbest... Bu serbestlik, sigaraya başlama yaşını çocukluk çağına indiriyor. Meyhaneleri mektep duvarlarına yaklaştırıyor. Kerhane gürültüsünü ezan sesiyle harmanlıyor... Kumarı da, cep telefonları üzerinden tüm hane halkları üzerine yayıyor... Memleketin ahlak bakanları yok... Anayasasında genel ahlakın korunmasıyla ilgili hükümleri işlemiyor... Yer gök, “Türkiye laiktir laik kalacak” haykırışlarıyla sarsılıyor. “Talihim” yazacaksınız, “Ben de varım” diyeceksiniz, şu, şu, şu numaraya göndereceksiniz, otomobil, ev, villa çekilişinde kuraya iştirak edeceksiniz... Başbakanımız uyuyor mu...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|