AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-30-2009, 00:09   #1
Kullanıcı Adı
Üç mevsim
Standart Salih Tuna / Rojin yerine Serdar Turgut dağa kaldırılırsa

Salih Tuna - Yeni Şafak
[email protected]


Rojin yerine Serdar Turgut dağa kaldırılırsa

Gündeme bir mevzu düşmeye görsün, 100 köşe yazarı 100 köşeden anında abanıyor.

Azıcık dağılalım arkadaşlar, hepimiz aynı konuyu yazmayalım diyen yok tabii.

E haliyle bir başıbozukluk, bir durağanlık, bir “hep aynı yazıyı okuyorum” hissi hâsıl oluyor.

Mesela, şu “ıslak imza” muhabbetinden sizi bilmem, ama, ben fena halde sıkıldım.

Her gün 100 köşe yazarı “ıslak imza vakası”ndan değil benden bahsetse (üstelik sitayişle bahsetse) Allah sizi inandırsın, kendimden sıkılırdım. Hatta nefret ederdim.

Tamam, mevzu çok ehemmiyetli olduğu için adamakıllı fikr-i tâkip gerekli.

Tamam, yüzlerce köşe yazarı üzerinde “çalışsa” da kaldırabilecek kadar “münbit” bir konu bu.

Lakin benden buraya kadar…

Zira, Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya'nın bile, “Olayın bir başka boyutu, demokrasiye ve hukuk devletine aykırı cunta çalışmalarından hesap sorulması gereğidir…” dediği bir konuda daha fazla kalem oynatamam.

Tehlikenin farkında mısınız: Son zamanlarda aynı konuyu ele alan 100 köşe yazarını okumak, hep aynı köşe yazarını okuyormuşuz hissini veriyor!

Mevzular bu kadar aynı olunca, üsluplar ne kadar farklı olsa da durum değişmiyor.

Aman ha, kimse yanlış anlamasın:

“Islak imza vakası”nı yazmaya devam edecek vatan evlatlarının ellerine kuvvet, fikirlerine aydınlık dilerim.

Sadece “ben almayayım” diyorum, hepsi bu!

Bugün cumhuriyet tarihimizin en önemli olaylarından biri hakkında yazmak isterdim.

Gazetemizin dünkü nüshasını manşetten çiçeklendiren, Rusya'dan sonra

İran'la da TL üzerinden ticaret yapma kararı hakkında…

Çin'le de müzakereler sürdüğüne göre, TL pek yakında “İpek Yolu'nu takip ederek Çin'e kadar uzanacak” demektir.

Müthiş bir şey bu!

Gelgelelim…

Bütün köşe yazarları klavyelerini (şimdi de) bu konuya teksif edeceklerdir.

Şayet etmezlerse ben bu “köşe yazarı milleti”nin neye, ne zaman cümbür cemaat “dalacağını” hiçbir zaman kestirmeyeceğim demektir.

Neyse, sağlık olsun; bekleyelim, görelim.

Beklerken de, Rojin'e yapılan saygısızlığa değinelim.

Serdar Turgut, “PKK teröristi olmadığıma pişmanım” başlıklı yazısında,

“Bugüne kadar hoşlandığım PKK'lı bir kadın henüz görmedim ama olsun.

Dağda bulamazsam da bir hücre oluşturup, şehri basıp Rojin'i dağa kaldırıverirdim olur biterdi…” demişti.

Devamında da, “Düşünsenize; yıllarca dağda keyif hayatı süreceğim, dağa kaldırıp seks kölem haline getirdiğim Rojin ile yaşayacağım…” gibi müstekreh ifadeler kullanmıştı.

Sonuç itibariyle…

Rojin hem bir kadın olarak, hem de etnik kimliğinden (Kürt) ötürü tahkir edildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Akşam gazetesi de özür diledi zaten.

İyi güzel de, mezkur gazetenin hanım hanımcık yazarı Nagehan Alçı'ya ne oluyor?

Serdar Turgut'u anlamak için onun dünyaya baktığı “mizah penceresi”ni bilmek gerekiyormuş da, iyi niyetliymiş de…

Ne demek iyi niyetli?

Kötü niyetli olsaymış, Rojin'i “bilfiil” dağa mı kaldıracaktı yani?

Ayrıca, söz konusu yazı hakkında, “onun müthiş mizah yeteneğinden çıkmıştı yine ama bu kez birçok insanı güldürse de Rojin'in canını fena yaktı…” demek de ne oluyor?

Rojin'in canını fena yaktığını ifade ettiği “mizahın” birçok insanı güldürebileceğini nerden biliyor?

Çevresinden mi, arkadaşlarından mı, kendinden mi? Kimden?

Bizim bildiğimiz, bir insanın “canının fana yanmasına” normal bir insan evladı gülmez.

Bir de, dağa kaldırılıp seks kölesi olarak Rojin yerine kendisinden bahsedilseydi, yine “onun müthiş mizah yeteneğinden çıkmıştı” diyecek miydi?

Bu kadar hoşgörülü olacak, böylesine “ortopedik” takılacak mıydı?

Nagehan Hanım kusura bakmasın ama bu “dağa kaldırma” işinden “mizah” çıkmaz.

Serdar Turgut dağa kaldırılıp Oray Eğin haline getirilseydi, hadi neyse.

Kim Ki-Duk'ın “Tıme” filmindeki estetik ameliyat teknolojisinin dağ başında bulunmasından bir Zucker Biraderler parodisi tadı alabilir, belki gülerdik.

Lakin bu operasyon Serdar Turgut'un hoşuna giderse gülerdik; “canı fena
yanarsa” üzülürdük tabii.

29 Ekim 2009 Perşembe

 

Üç mevsim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
dağa kaldırmak, rojin, salih tuna, serdar turgut


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi