AK Gençliğin Buluşma Noktası
Diğer Partiler Diğer Partiler ile ilgili propaganda ve reklam dışındaki bütün paylaşımlarımızı burada yapıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-22-2007, 23:12   #1
Kullanıcı Adı
Yâren
Standart Bahçeli: Söz değil eylem zamanı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin maruz kaldığı terör saldırılarından ''Barzani ve peşmergelerinin doğrudan sorumlu'' olduğunu söyledi.

Bahçeli, ''PKK'nın Kuzey Irak'tan tam anlamıyla tasfiyesi için bölgede geçici bir süre için Türk askeri mevcudiyetine ihtiyaç duyulabileceği anlaşılmaktadır'' dedi.

Hükümetin, terörle mücadelenin gereği olarak, bölgede olağanüstü hal uygulaması için gerekli düzenlemeleri kararlaştırması gerektiğini de kaydeden Bahçeli, ''Barzani'nin ve PKK'yı destekleyen kesimlerin Türkiye'deki bütün uzantıları, yandaş ve destekçileri ortaya çıkarılmalıdır. Buna TBMM çatısı altında olanlar da dahil olmalıdır'' dedi.

Bahçeli, Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı görüşmenin ardından yazılı bir açıklama yaptı.

Türk milletinin son günlerde yoğunluk kazanan hain saldırılar karşısında çok derin bir üzüntü ve haklı bir infial içinde olduğunu kaydeden Bahçeli, açıklamasında, ''Sayın Başbakan'ın ve AKP yetkililerinin son beyanları bu konudaki anayasal görev ve sorumluluklarının tam anlamıyla idraki içinde olmadıklarını maalesef ortaya koymaktadır'' ifadesine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün daveti üzerine Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen görüşmede, Gül'e, Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu sorunun niteliği ve alınması gereken tedbirler hakkındaki görüş ve düşüncelerini sunduğunu bildirdi. Bahçeli, kanlı terör ve etnik bölücülüğün Türkiye'nin en önemli ve öncelikli sorunu olduğunu, giderek tırmanan terör tehdidinin Türkiye'ye karşı topyekun bir savaş ilanı boyutlarına ulaştığını kaydetti.

Bahçeli, şunları kaydetti: ''Özellikle son bir ay içinde hız kazanan hain saldırılarda verilen şehitler Türk milletinin artık sabrını taşırmıştır. Uzaktan kumandalı bombalar ve mayınlarla gerçekleştirilen terör eylemleri, son dönemde, sınır karakollarına ağır silahlarla, sivil halkın toplu katliamına ve arazideki nizami askeri birliklerimizi hedef alan taarruzlara dönüşmüştür. Hakkari'de önceki gün gerçekleştirilen hain saldırıda komando taburumuzun doğrudan hedef alınması, terör örgütünün kazandığı cüret ve cesaretin geldiği boyutları acı biçimde göstermiştir.''

-''ARTIK SÖZ DEĞİL, SOMUT EYLEM ZAMANIDIR''-

''Bu alçak saldırıların Kuzey Irak kaynaklı olduğu açıktır'' diyen Bahçeli, bu bölgenin Türkiye'ye yönelik saldırıların harekat ve lojistik merkezi, geri cephesi haline geldiğine dikkat çekti.

Bahçeli, şöyle devam etti: ''Bunları koruyan Barzani ve silahlı peşmerge gruplarıdır. Bu grupların PKK'ya sağladığı destek Türkiye'ye husumet ilanı boyutlarını aşmıştır. Barzani ve peşmergeleri, Türkiye'nin maruz kaldığı terör saldırılarından doğrudan sorumludur. Türkiye bu saldırılara etkili bir müdahalede bulunmak ve PKK'yı Kuzey Irak'tan tasfiye etmek zorundadır. Artık söz değil, somut eylem zamanıdır. Bu mücadelenin hem Türkiye'nin içinde, hem de Kuzey Irak'ta yürütülmesi artık kaçınılmazdır. sınır ötesi harekatla sınırlı bir askeri müdahalenin de yetersiz kalabileceği görülmektedir. PKK'nın Kuzey Irak'tan tam anlamıyla tasfiyesi için bölgede geçici bir süre için Türk askeri mevcudiyetine ihtiyaç duyulabileceği anlaşılmaktadır. Bunun gereklerini askeri makamlarımız belirleyecektir.''

-''HÜKÜMET, TEZKERENİN İNANDIRICILIĞI VE CAYDIRICILIĞINI SIFIRLADI''-

TBMM'nin bu konuda hükümet yetki verdiğini hatırlatan Bahçeli, siyasi sorumluluğun artık tümüyle hükümette olduğunu kaydetti. Bahçeli, Türk milletinin son saldırılar karşısında gösterdiği vakur tepki ile bu tezkerenin arkasında olduğunu ortaya koyduğunu kaydederek, ''Bu yetki sulandırılmamalı, zamana yayılarak içi boşaltılmamalıdır'' dedi.

TBMM'nin asker gönderme izninin beklenen caydırıcılığı icra edebilmesi için bunun arkasındaki siyasi irade ve kararlılığın açık ve net olması, şaibe taşımamasının önemli olduğuna dikkat çeken Bahçeli, tezkere öncesi ve sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkililerinin yaptıkları açıklamaları, ''bu açıdan büyük bir talihsizlik ve sorumsuzluk olarak'' niteledi.

Bahçeli, şunları kaydetti: ''Meclis yetkisinin inandırıcılığı ve caydırıcılığı bizzat bu izni isteyen hükümet tarafından sıfırlanmıştır. Sayın Başbakan, tezkere ile Meclis'ten alınan yetkinin mutlaka kullanılması gerekmediğini söyleyerek, terör unsurlarına bir nevi teminat vermiş ve cüret kazanmalarına yol açmıştır. Habur kapısının kapatılmasının söz konusu olmadığını açıklayan ilgili bakan, aynı şekilde hükümetin kararlılığına gölge düşmesine sebep olmuştur. Hükümet ilk önce kendisine çeki düzen vermeli ve sorumluluğunun idraki içinde hareket etmelidir.''

-''ZAAFTA BİRLİK DÜŞÜNÜLEMEYECEKTİR''-

Devlet Bahçeli, Türkiye'nin karşısındaki terör sorununun boyutlarının milli bir seferberlik başlatılmasını gerekli kıldığını ifade ederek, bu konunun partiler üstü bir anlayışla ele alınması gerektiğini kaydetti.

''Terörle mücadelenin parti hesaplarının üstünde tutulması hepimizin milli görevidir'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti: ''Burada en büyük sorumluluk tabiatıyla hükümettedir. Hükümet, terörle mücadele konusundaki aczini ve ataletini artık aşmak zorundadır. Terör siyasi istismar aracı olarak görülmemeli ve kullanılmamalıdır. Ancak, hükümete anayasal görev ve sorumluluğunun hatırlatılması ve harekete geçmesini sağlamaya yönelik samimi ikazlar da, siyasi istismar olarak peşinen karalanmamalıdır. Birlik ve beraberliğin önemi açıktır. Ancak, zaafta birlik düşünülemeyecektir. Terörle mücadele için gerekli olan, aczde ve atalette beraberlik değildir.''

-''OHAL İLAN EDİLMELİ''-

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gelinen noktada izlenmesi gereken stratejinin unsurları ve alınacak tedbirlerin niteliği hakkındaki görüşlerini de şöyle sıraladı: ''Türkiye'nin milli birliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik bölücü teröre karşı hem tüm ülke sathında hem de sınır ötesinde etkili ve amansız bir mücadele verilmesi için AKP hükümeti siyasi irade ve kararlılığını somut olarak ortaya koymalıdır. Türk silahlı kuvvetleri ve güvenlik güçlerimiz kısıtlanmış yetkilerle teröre karşı mücadele etmek durumunda bırakılmıştır. Bu konu bizzat Genelkurmay Başkanı tarafından kamuoyu önünde dile getirilmiştir. Türkiye'nin güvenliği her mülahazanın üstünde tutulmalıdır. Terörle mücadele 'güvenlik-özgürlük dengesi' içine sıkıştırılacak bir konu değildir. Bu bakımdan hükümet, güvenlik güçlerimizin terörle mücadele için ihtiyaç duydukları yetkileri vermek için gerekli yasal düzenlemeleri süratle Meclis'e getirmelidir. MHP, buna tam destek verecektir. Türkiye Kuzey Irak'a karşı eş zamanlı askeri güç kullanımını ve zorlayıcı yaptırımlar uygulamasını öngören bir stratejiyi derhal uygulamaya koymalıdır. Bunun için terörü himaye eden Barzani ve peşmerge gruplarının bu düşmanca hareketinin savaş sebebi olduğu Irak yönetimine bir ültimatomla bildirilmelidir.Bu konu ABD'ye de aynı çerçevede iletilmelidir. Türkiye ABD'den haklı olarak beklediği anlayışı ve desteği görmezse, İncirlik ve Habur üzerinden lojistik destek konularını gündeme getireceğini Washington'a söylemekten çekinmemelidir. Bunun için de Sayın Başbakan'ın 5 Kasım 2007 tarihinde ABD'ye yapacağı ziyaret beklenmemelidir. Kuzey Irak'a yapılması gerekli olacak askeri müdahalede, PKK unsurlarının yanı sıra bunları koruyan silahlı Kürt gruplarının da hedef alınacağı açıklanmalıdır. Zorlayıcı tedbirlerin icrası çerçevesinde şu tedbirler derhal uygulamaya konulmalıdır. Kuzey Irak'taki Türk vatandaşlarının bölgeyi terk etmeleri için güvenlik duyurusu yapılmalıdır. Habur sınır kapısı Genelkurmay Başkanlığı'nın kontrolüne verilmelidir. Habur'dan geçişler durdurulmalıdır. Irak'a mücavir Türk hava sahası, tehlikeli saha olarak ilan edilip uluslararası uçuşlara kapatılmalıdır. Kuzey Irak'a Türkiye üzerinden lojistik destek bütün unsurlarıyla durdurulmalıdır. Barzani'nin ve PKK'yı destekleyen iş adamlarının Türkiye'deki iş bağlantılarına karşı zecri tedbirler süratle hayata geçirilmelidir. Hükümet, terörle mücadelenin gereği olarak, bölgede olağanüstü hal uygulaması için gerekli düzenlemeleri kararlaştırmalı ve Meclis'e sunmalıdır. Bunun yanı sıra, terörle mücadele konusunun bütün yönleriyle ele alınması amacıyla TBMM bünyesinde bir 'araştırma komisyonu' kurulması için Meclis zemininde bir mutabakat sağlanması konusunda hükümet bir girişim başlatmalıdır. Bu çerçevede, Barzani'nin ve PKK'yı destekleyen kesimlerin Türkiye'deki bütün uzantıları, yandaş ve destekçileri ortaya çıkarılmalıdır. Buna TBMM çatısı altında olanlar da dahil olmalıdır.''


kaynak; cafe siyaset

 

Yâren isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi