![]() |
#1 |
![]() İstanbul’da çok tartışılan bir tiyatro, yıkılıp yeniden yapıldı. Dün bu tiyatronun modern binasının açılışı vardı..
Aynı gün, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti programlarının açılışı da vardı.. Şöyle bir baktım.. Başbakan, Kültür Bakanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğer yetkililer; bu programlarla, açılışlarla ne kadar da övünüyorlar!.. O faaliyetler hiç yapılmasın, o faaliyetlerden dolayı hiç kimse övünmesin anlamında söylemiyorum.. Ama bir karşılaştırma yapmak için hatırlatmak zorundayım.. “Tiyatroyu yıktılar, yerine cami yapacaklar” diye işkembeden atanlara, 17 milyon harcayıp tiyatrolarını teslim ettiler.. Kültür eserlerimize ve inanç değerlerimize yapılan saygısızlıkları eleştiren Alperenlere karşı yaptığı hakaretleri henüz unutmadığımız Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, bakın dün başkaları için ne diyordu: “Sanat mekânları kapanıyor, Türkiye’nin sanat yaşamı karartılıyor, diyen arkadaşlarıma buradan gül atmak istiyorum, sadece bir gül atmak istiyorum.” Alperenlere “hakaret”.. İftira edenlere “gül”! Ve Başbakan.. Başbakan Tayyip Erdoğan da, dün şöyle diyordu: “Ciğerlerimize kadar bize kan ağlatıyorlar, kan...” Başbakan’ın ciğerlerine kadar kan ağlatanların, tiyatroları yıkılıp yapılıyor. Edilen hakaretlere güllerle karşılık veriliyor. Ve karşılığında tiyatro sanatçısı Tekin Akmansoy, “Bugüne kadar hiçbir politikacı sanatçılara verdiği sözü tutmadı” diyerek başladığı konuşmasına, “Ama ilk defa bir Başbakan çıkıyor ve verdiği sözü gününde ve zamanında yapınca herkes hayretler içinde kalıyor. Türkiye’de çok iyi şeyler yapılmaya başlandı, son derece mutluyum?” sözleri ile devam ediyor.. Bir hakkı teslim etmek zorunda kalıyor.. Şimdi.. Şimdi ben isterdim ki; bu hakkı teslim etme açıklamasını, başkaları da yapsın.. Başörtülü üniversiteli kızlar yapsın.. Meslek liseli gençler yapsın.. Çocuklarını Kur’an Kursuna göndermek isteyen anne-babalar yapsın.. AKParti’ye oy verenler, onlarla aynı hassasiyetlere sahip tüm ülke halkı yapsın.. Ama bir gerçek var karşımızda.. Başbakan’a “ciğerlerine kadar kan ağlatanlar”, seçim sandıklarında gidip başka partilere oy verdikleri halde istediklerini alıyorlar.. Başbakan’a yönelik en küçük eleştiride bile, “Zaten yeterince üzenler var. Bir de biz mi üzelim” diyerek kendini alıkoyanlar, bekliyorlar da bekliyorlar! Nereye kadar beklenecekse?! O tiyatro binası, haklarıdır/değildir.. Ülkenin bu ekonomik durumunda, fazladır/değildir ayrı tartışma.. Ama kan ağlatanlar istediklerini yaptırıyorlar.. Sadece tiyatro değil söz konusu olan.. Alın, aynı gün açılışı yapılan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti programı.. O etkinliklerde de yine, “Başbakan’a ciğerlerine kadar kan ağlatanlar” istediklerini yaptırıyorlar.. Ne yaptırıyorlar?.. İstanbul’un kendi kültürel simgeleri ile değil, oluşturulmak istenen ne idüğü belirsiz imaj ile; etkinliklerin düzenlenmesini sağlıyorlar.. Bakın o etkinliklere.. Etkinliklerin ilanına.. Sırtı tümüyle açık bir bayan! Tabiî hali ile, vücudunun paraleli de öyledir! Bu mudur İstanbul’u simgeleyecek hanım?.. Bu mudur ki; açılış programındaki etkinlikler arasına alındığı yetmiyor, bir de tam sayfa ilanlarda o fotoğraf ile reklamı yapılıyor! Nedir o Tarkan’ın konseri?! İstanbul’u simgeleyen neyi var; “... geldi” diyen o adamın? Bunlarla mı tanıtacağız biz İstanbul’u? Başbakan’a; “ciğerlerine kadar kan ağlatanlar”ın organize ettiği bir program olsaydı; “farklısı olmayacağından emin olduğumuz bir içerik”le mi tanıtacağız İstanbul’u! “Ciğerlerine kadar kan ağlatılanlar” dönüp baksınlar, “Bu yol; çıkar yol değil!”
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|