Ali Karahasanoğlu "MHP yönetimine sorular!.." - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Ertuğrul ÖZGÜL** · 02-07-2010, 09:13

Bilmiyorum, MHP yöneticileri, bir muhasebe yapıyorlar mı?
“Bizim, parti olarak, bu ülkeye kazandırdıklarımız ne, kaybettirdiklerimiz ne?” diye, hiç düşünüyorlar mı?..
“Bizim dahlimiz olmasaydı, bugünkü Türkiye tablosunda neler farklı olabilirdi” diye bir özeleştiri yapıyorlar mı?..
Sorulara başlayalım mı?
Başlayalım..
1991’de, Refah Partisi çatısı altında seçimlere katılıp, Meclis’e giren MHP (o tarihte MÇP), DYP-SHP(bugünkü CHP) koalisyonuna dışarıdan destek vermeseydi, bugün yargı sistemini ele geçirmiş mezhepsel kadrolaşma ile karşı karşıya olur muyduk?
O dönemde, önce “dede” diye bilinen Seyfi Oktay, sonrasında da aynı kimlikteki Mehmet Moğultay’ın Adalet Bakanlığı yaptığını hatırladığımızda, bu soruya verilecek cevap, önemini hayli artırıyor!
MHP, bu iki Adalet Bakanı’na da hiç itiraz etmemişti..
Bugün yargı sistemindeki, mütedeyyin insanlar aleyhine sürekli kararlar veren malûm kadrolaşmanın temeli de, o tarihlerde atılmıştı.
MHP yönetiminin, bu soruya vereceği cevabı, tüm Türkiye bilmek istiyor..
“En önemli Bakanlıkların solculara verildiği o hükümete, dışarıdan desteğin anlamı ne idi?”
Başka bir soru..
MHP, içinde PKK uzantısı partinin milletvekillerini de içeren SHP’nin (bugünkü CHP), DYP ile koalisyonunu dışarıdan desteklemeseydi, terör bugünkü konumuna gelir miydi? O dönemde, terörün azmasını hatırlayarak, bu soruya cevap veriniz lütfen!
Bir başka soru: “1999 seçimleri öncesinde, Devlet Bahçeli, başörtüsü yasağı için, ‘Biz sokakta değil, Meclis’te bu sorunu çözeceğiz’ demeseydi, % 17 oy alabilir miydi?”
Bununla bağlantılı bir soru, “1999 seçimlerinde TBMM’ye yeniden giren MHP, kendi milletvekili Nesrin Ünal’ın başını açtırmasaydı, başörtüsü yasağı bugünkü kangren haline gelir miydi?”
Yine bağlantılı bir soru: “MHP, kendi milletvekilinin başını açmasına seyirci kalsa bile, Merve Kavakçı’ya yapılan saldırıyı kınasa, en azından o saldırıyı tertipleyenlerle koalisyon ortağı olmasaydı, bugün başörtüsü yasağı, hastane ziyaretçilerine kadar yaygınlaşabilir miydi?”
Bir başka soru: “MHP, 1999 seçimleri sonrasında, DSP ile koalisyon ortağı olacağına, DYP ve FP ile birlikte hükümet kursaydı, İmam Hatip mezunlarının 10 yıldır çektiği katsayı eziyeti, yine yaşanır mıydı?”
1999’la ilgili bir başka soru: “MHP, Başbakanlığı Bülent Ecevit’e teslim edeceğine, kendi genel başkanını Başbakan, Tansu Çiller ve Recai Kutan’ı da Başbakan Yardımcısı yapsaydı, 2001’e kadar süren bankalara el koyma sonrasında günyüzüne çıkan 50 milyar dolarlık banka hortumları yine yaşanır mıydı?”
MHP’nin kendisini hesaba çekeceği konular, hükümeti kurmadan önceki sorularla bitmiyor.. Bir soru da, hükümet kurulduktan sonra, yansımaları bugüne kadar gelen Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili: “MHP, Bülent Ecevit’in önerdiği Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı seçilmesi teklifine evet demeseydi, Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü yapısı, yine yasakçı zihniyette mi olurdu?”
Benzer bir soru: “MHP öncülüğünde, DYP, FP, ANAP birleşerek, muhafazakâr bir ismi Cumhurbaşkanı seçseler, Anayasa Mahkemesi yine, 2008’de yapılan başörtü yasağını kaldıran Anayasa değişikliğini iptal edebilir miydi?”
Bunlar ve bunlar gibi daha nice sorular..
MHP’nin kendi kendisine sorup, cevaplaması gereken sorular, bunlar..
Özeleştiri yapması gereken konular..
Yok öyle, “Bizim milletvekili sayımız 360 değildi. Biz tek başına iktidar değildik” savunmaları ile soruları geçiştirmek..
170 milletvekiliniz var diye, Ecevit’i Başbakan yapmak zorunda mıydınız?
DYP ve FP ile koalisyon kurmanızı engelleyen ne idi? Hatta FP, dışarıdan destek vermeye bile razıydı.. Niye bu çözümü tercih etmediniz?
“Biz yanlış yaptıysak, 2002’de 360, şimdi de 340 milletvekiline sahip parti düzeltsin” demekle olmuyor..
Başörtü yasağını da, İmam Hatiplerin önünü kesen katsayıyı da, kendi iktidar döneminizde öyle bir yerleştirdiniz ki; şimdi onları kaldırmak için, 1999’dakinden çok daha fazla güce sahip olunması gerekiyor..
Sizce de öyle değil mi, MHP kurmayları?..

02-07-2010, 09:13	#1
Kullanıcı Adı Ertuğrul ÖZGÜL	Ali Karahasanoğlu "MHP yönetimine sorular!.." Bilmiyorum, MHP yöneticileri, bir muhasebe yapıyorlar mı? “Bizim, parti olarak, bu ülkeye kazandırdıklarımız ne, kaybettirdiklerimiz ne?” diye, hiç düşünüyorlar mı?.. “Bizim dahlimiz olmasaydı, bugünkü Türkiye tablosunda neler farklı olabilirdi” diye bir özeleştiri yapıyorlar mı?.. Sorulara başlayalım mı? Başlayalım.. 1991’de, Refah Partisi çatısı altında seçimlere katılıp, Meclis’e giren MHP (o tarihte MÇP), DYP-SHP(bugünkü CHP) koalisyonuna dışarıdan destek vermeseydi, bugün yargı sistemini ele geçirmiş mezhepsel kadrolaşma ile karşı karşıya olur muyduk? O dönemde, önce “dede” diye bilinen Seyfi Oktay, sonrasında da aynı kimlikteki Mehmet Moğultay’ın Adalet Bakanlığı yaptığını hatırladığımızda, bu soruya verilecek cevap, önemini hayli artırıyor! MHP, bu iki Adalet Bakanı’na da hiç itiraz etmemişti.. Bugün yargı sistemindeki, mütedeyyin insanlar aleyhine sürekli kararlar veren malûm kadrolaşmanın temeli de, o tarihlerde atılmıştı. MHP yönetiminin, bu soruya vereceği cevabı, tüm Türkiye bilmek istiyor.. “En önemli Bakanlıkların solculara verildiği o hükümete, dışarıdan desteğin anlamı ne idi?” Başka bir soru.. MHP, içinde PKK uzantısı partinin milletvekillerini de içeren SHP’nin (bugünkü CHP), DYP ile koalisyonunu dışarıdan desteklemeseydi, terör bugünkü konumuna gelir miydi? O dönemde, terörün azmasını hatırlayarak, bu soruya cevap veriniz lütfen! Bir başka soru: “1999 seçimleri öncesinde, Devlet Bahçeli, başörtüsü yasağı için, ‘Biz sokakta değil, Meclis’te bu sorunu çözeceğiz’ demeseydi, % 17 oy alabilir miydi?” Bununla bağlantılı bir soru, “1999 seçimlerinde TBMM’ye yeniden giren MHP, kendi milletvekili Nesrin Ünal’ın başını açtırmasaydı, başörtüsü yasağı bugünkü kangren haline gelir miydi?” Yine bağlantılı bir soru: “MHP, kendi milletvekilinin başını açmasına seyirci kalsa bile, Merve Kavakçı’ya yapılan saldırıyı kınasa, en azından o saldırıyı tertipleyenlerle koalisyon ortağı olmasaydı, bugün başörtüsü yasağı, hastane ziyaretçilerine kadar yaygınlaşabilir miydi?” Bir başka soru: “MHP, 1999 seçimleri sonrasında, DSP ile koalisyon ortağı olacağına, DYP ve FP ile birlikte hükümet kursaydı, İmam Hatip mezunlarının 10 yıldır çektiği katsayı eziyeti, yine yaşanır mıydı?” 1999’la ilgili bir başka soru: “MHP, Başbakanlığı Bülent Ecevit’e teslim edeceğine, kendi genel başkanını Başbakan, Tansu Çiller ve Recai Kutan’ı da Başbakan Yardımcısı yapsaydı, 2001’e kadar süren bankalara el koyma sonrasında günyüzüne çıkan 50 milyar dolarlık banka hortumları yine yaşanır mıydı?” MHP’nin kendisini hesaba çekeceği konular, hükümeti kurmadan önceki sorularla bitmiyor.. Bir soru da, hükümet kurulduktan sonra, yansımaları bugüne kadar gelen Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili: “MHP, Bülent Ecevit’in önerdiği Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı seçilmesi teklifine evet demeseydi, Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü yapısı, yine yasakçı zihniyette mi olurdu?” Benzer bir soru: “MHP öncülüğünde, DYP, FP, ANAP birleşerek, muhafazakâr bir ismi Cumhurbaşkanı seçseler, Anayasa Mahkemesi yine, 2008’de yapılan başörtü yasağını kaldıran Anayasa değişikliğini iptal edebilir miydi?” Bunlar ve bunlar gibi daha nice sorular.. MHP’nin kendi kendisine sorup, cevaplaması gereken sorular, bunlar.. Özeleştiri yapması gereken konular.. Yok öyle, “Bizim milletvekili sayımız 360 değildi. Biz tek başına iktidar değildik” savunmaları ile soruları geçiştirmek.. 170 milletvekiliniz var diye, Ecevit’i Başbakan yapmak zorunda mıydınız? DYP ve FP ile koalisyon kurmanızı engelleyen ne idi? Hatta FP, dışarıdan destek vermeye bile razıydı.. Niye bu çözümü tercih etmediniz? “Biz yanlış yaptıysak, 2002’de 360, şimdi de 340 milletvekiline sahip parti düzeltsin” demekle olmuyor.. Başörtü yasağını da, İmam Hatiplerin önünü kesen katsayıyı da, kendi iktidar döneminizde öyle bir yerleştirdiniz ki; şimdi onları kaldırmak için, 1999’dakinden çok daha fazla güce sahip olunması gerekiyor.. Sizce de öyle değil mi, MHP kurmayları?..

Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)