AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı ve T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanT.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bölümü,resimler bilgiler ve paylaşımlar.
'Türkiye'nin zenginliği olarak gördüğümüz tüm farklılıklarını birbirinden ayırmak, birbirine rakip ve düşman göstermek kimin haddinedir?
Selahattin Eyyubi'nin sancağı altında Kudüs'ü fethederek, orayı bir barış ve huzur şehrine çeviren ordunun neferleri biz değil miydik?
Çaldıran'da Yavuz Sultan Selim'in ordusunda birbirine kardeş olan biz değil miydik? Yemen'de, Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Kutülamare'de vatan topraklarını birlikte savunan, birlikte şehit ve gazi olan biz değil miydik?
Kurtuluş Savaşı'nın kahraman evlatları hep birlikte biz değil miydik, Cumhuriyeti kuran ve ortak değerler etrafında yücelten bizler değil miydik?
Fuzuli'nin şiirleri nasıl ruhumuza hitap ediyorsa, Ahmedi Hani'nin dizeleri de aynı şekilde bizi duygulandırmıyor mu?
Neşat Ertaş, 'Gönül Dağı' dediği zaman her birimizin tüyleri ürperiyor. Aynı zaman Şivan Perver, 'Halepçe', 'Hazal' dediğinde gönül dünyamızın derinliklerine dalıyoruz.
Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal bu toprakların mayasını yoğururken Cudi'nin, Munzur'un eteklerinde dolaşan dengbejler de aynı topraklara, aynı kardeşlik mayasını atıyor.
Horon bizim horonumuz, zeybek bizim zeybeğimiz, halay bizim halayımız, zılgıt bizim zılgıtımız, bizi birbirinden ayırmak kimin haddine?
Bizim kardeşliğimize kastetmek kimin haddine? Bizi birbirimize düşürmek, düşman eylemek kimin haddine?
Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşlarını birbirine ayrı gayrı görmek, kimin haddine? Bu ülkede, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliği altında yer alan her etnik kökendeki insan, Türk'üyle, Laz'ıyla, Kürt'üyle, Çerkez'iyle, Gürcü'sü ile bizim kardeşimizdir. Buna kimse gölge düşüremez.''
'Elleri telefona uzanırken, hasret gidermekle şahadet haberini almak arasındaki derin uçurumda kalmıştır. Bunu gittim bir evde yaşadım. 'Oğlum dün beri aradı. Anne ben şu anda bir yola çıktık, gidiyoruz. Dua et, ama şahadeti de özlüyorum 24 saat sonra oğlumun haberini aldım...' Tabii, göğsündeki cebinden çıkmış olan emanetleri, bana gösterdiklerinde de benim de dünyam sarsıldı. Hangi annenin yüreği dayanır buna? Hangi annenin kalbi bu açıyı taşır. 'Büyüttüm, besledim asker eyledim, gitti de gelmedi yavrum, buna ne çare...' diyerek ağıtlar yakan bir anneyi, hangi etkileyici söz teselli edecektir.'
''Oğlu her ne sebeple hayatını kaybetmiş olursa olsun, Yozgat'taki anne ile Hakkari'deki anne, oğullarının başında aynı duayı ediyorsa, evladı için Yasin ve Fatiha okuyorsa, cemaat aynı kıbleye dönüyorsa, burada çok ciddi bir yanlış olduğu ortadadır. Bu süreçten hiçbir tarafın kazançlı çıkmayacağı aşikardır. Ama kaybedenin Türkiye olduğu, kaybedenin vatanımız olduğu, kaybedenin milletimiz olduğu, ülkemizin geleceği olduğu aşikardır. Kaybedenin anneler olduğu, babalar olduğu aşikardır
Konu rıfat gökalp tarafından (07-10-2010 Saat 01:00 ) değiştirilmiştir..