07-13-2010, 11:11 | #1 |
BDP ve MHP terörden besleniyor
Başbakan Erdoğan, Sırbistan’da aralarında Ankara Temsilcimiz Serdar Arseven’in de bulunduğu gazetecilere MHP ile BDP’yi işaret ederek, “Her iki parti de terörden besleniyor. Referandumla ilgili ortak tavırlarının sebebi budur” mesajını verdi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Srebrenitsa Katliamı’nın 15. Yıl anma törenlerine katıldıktan sonra Belgrad’a geçen Başbakan Erdoğan Ankara Temsilcimiz Serdar Arseven’in de aralarında bulunduğu beraberindeki gazetecilere önemli açıklamalar yaptı. Halkın referandumda ‘evet’ diyeceğine inandığını söyleyen Erdoğan muhalefet partilerinin tabanlarından da kaymalar olacağını söyledi. Referanduma yapacakları hazırlıkları anlatan Başbakan Erdoğan, “Şu anda bizim 26 maddelik metnin içinde ne varsa onları kapsayan, biraz da açan, netleştiren ve istedik ki soru cevap şeklinde arkadaşlar da bunu anlatırken ne aradığını bulsun. Burada Ombudsmanlık olayından tut da, gerek Anayasa Mahkemesi, gerek HSYK, gerek sendikaların toplu özleşme haklarına varıncaya kadar tüm bunları içeren bir metin olacak. Tabii bu referandumun neticesinin neler getirip getirmediğini de arkada hazırladığımız ayrı bir formatı var onları zaten bir broşür olarak bol miktarda hazırlayacağız. Halka, 40 maddelik dediğimiz kitapçığı da teşkilat mensuplarına, medyaya dağıtacağız. Bu referandumla ne yapmak istediğimizi çok açık net söyleyelim istiyoruz. Somut hale getirdik, hatta geçmişteki bazı gazete haberleriyle de zenginleştirdik” dedi. “HANGİ YÜZLE HALKA GİDECEKLER?” Halkın referanduma “evet” diyeceğine inandığını kaydeden Başbakan Erdoğan, “Doğrusu kanaatimiz, yaptırdığımız kamuoyu araştırmaları şunu gösteriyor milletimiz bu referanduma inşallah evet diyecek. Bir defa şu gerçeği görmemiz lazım. 14 gün parlamento da çalışma yaptık. Muhalefet engellemek için başvurmadığı yöntem kalmadı. Bunu yaparken parlamento adabı içerisinde de yapmadı. Farklı yöntemler denediler. Ki akıl olmaz olandan bir tanesi şuydu. Kürsüyü meşgul edeceksin saatlerce, kürsüyü meşgul ettikten sonra kürsüde söylediklerinin neticesi olan oyunu orada gelip kullanmayacaksın. Çok daha öte bir şey, yani bu kürsülerin kamerayla takip edildiğini kendilerini tarafından ve buralarda da oyların kullanılmasını bile iktidarın farklı yöntemlerle kontrol altına aldığı gibi yalan yanlış beyanlarda bulunacaksın” diye konuştu. Erdoğan, “Ana muhalefet partisinin kendi mensuplarına güvenmediğinin en güzel göstergesi kendi vekillerine oy kullandırmamasıdır. Bu demokratik parlamenter sistem içerisinde akla ziyan bir şeydir” değerlendirmesinde bulundu. “BDP, KAPATILMAKTAN NEMALANIYOR” BDP’nin partisinin kapatılmasından nemalandığını anlatan Başbakan, “Parti çalışmasını yapmış, tavrını belirlemiş, kürsüde görüşünü belirtmiş. Bırak vekil bu istikamette oyunu kullansın gizli oy ama güvenemiyor. Lider diyor ki ben vekilime dahi güvenemiyorum en sağlam yol oyun kullanılmaması. Orada kendini teminat altına alıyor. Olur ya iş 4-5 oyla gidiyor. En fazla bir ona kadar çıktığı oldu. Burada uygulanan baskı yöntemi çok anlamlıydı, çok manidardı. Aynı şekilde buna diğer bir muhalefet partisinin de benim partim kapatıldı 4 kere 5 kere. Kapatılmayı zorlaştıracak bir madde getiriyoruz biz bununla. Gel buraya; dikkat edin Ona da gelmedi. Demek ki partinin kapatılmasından nemalanmak gibi bir anlayış var. Onlar da oy kullanmadı. Çünkü onlar da güvenemiyor” diye konuştu. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Bir diğeri de güya oy kullandılar. Oy kullanırken, o da enteresandır. Biliyorsunuz orda da pusulaları istediler. Önce pusulaları aldılar. Daha sonra uyandılar pusula toplamaktan vazgeçtiler. Bu süreç bize göre anlamlı bir süreçti. Bu sürecin neticesinde herkesin darbe anayasası olduğunda ittifak ettiği, halkımızın da kahir ekseriyetinin ittifak ettiği, değişmesinde ittifak ettiği böyle bir anayasa değişikliği metnini parlamento da geçirdik. Peki kim AYM’ye itiraz etti? Ana muhalefet yaptı. Sen AYM’ne gitmekle, ‘Ben millete güvenmiyorum benim için tek kapı AYM’dir’ dedin oraya gittin. Ben de onu biliyorsunuz o aralar ‘burasını AYM değil ana muhalefet mahkemesi gibi görüyorlar, en ufak bir yasa değişikliğini durdurmak istediğinde hemen müracaatını yapıyor’ demiştim.” “MAHKEMEDEN MİLLETİN İSTEDİĞİ KARAR ÇIKTI” Anayasa Mahkemesi’nin kararını “aklıselim galip geldi” diye değerlendiren Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle sürdürdü: “Burada da beklentileri farklıydı fakat aklıselim galip geldi ve AYM’den onların istediği bir karar çıkmadı. Şimdi milletin istediği karar çıktı. Millet ‘bana getirin, kararı ben vereyim’ diyordu ve şimdi millete gideceğiz. Ben merak ediyorum millete hangi yüzle gidecekler. Millet ne diyor? Benim diyor, bana getir, sen millete gitmiyorsun, nereye gidiyorsun? AYM’ye gidiyorsun. Oradan da istediğin cevabı alamadın. Şimdi millete gidince ne diyeceksin? Böyle bir durum var. Tabii öbür tarafta muhalefet partilerinin diğerlerine bakıyorsun. Onların da aslında tavanla taban arasında çok ciddi sıkıntıları var. Biz onu, o çalışmalar esnasında da, onlar bize de geldi. Örneğin MHP tavanı ile tabanı arasında korkunç bir kopma var. Bunu nereden anlıyoruz, son yapılan kamuoyu araştırmalarına baktığımızda.” MHP’nin kan kaybettiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakın daha araziye çıkmadık. Ama MHP’de de ciddi bir düşüş var. Oy oranındaki düşüş onu gösteriyor. Ben inanıyorum ki MHP tabanı bu tepkisini referandum da çok açık net ortaya koyacaktır. Diğer üçüncü partiye bakıyorsunuz. Onlar sandıkları boykot kararı aldı. Şimdi bu da bir şeyi ortaya koyuyor demokrasi anlayışı veya demokratik parlamenter sistem anlayışı bu partinin de işi değil. Ben bütün açıklığımla, bütün samimiyetimle söyleyeyim; ben bu partilerin hepsini de ziyaret etmeyi hep arzu ettim. Ana muhalefet partisi bu ziyaretlerimi engelleyebilmek için çok farklı bahaneler uydurdu. İşte kamera şakasını biliyorsunuz. Dolayısıyla böyle bir şeyi biz parlamenter demokratik sistem açısından gayri ciddi bulduğumuz için o ziyareti biz gerçekleştiremedik. Kaldı ki benim ziyaretimden önce ben ilgili bakan arkadaşı da göndermek istedim kabul etmediler zaten. Sonra ben gitmek isteyince de böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. Şimdi de aynı şey MHP noktasında. MHP’ye biz üç kez randevu talep ettik, yanaşmadılar. Değişik konular vesilesiyle. MHP hiçbir zaman bu işe yaklaşmadı. Şimdi yine MHP’ye de giderim açıklamasını yaptığımda hemen koparılan vaveylayı ahlaki olmayan ifadeler kullanmak suretiyle. Ki bunlar, benim veya hükümetimin birçok attığı adımlarla ilgili. Neymiş işte, pişmanlık duyduğumuzu ifade edecekmişiz, şuymuş, buymuş filan. İnsan kendi işine bakar ya.. Bir defa biz tüm arkadaşlarımızla gerekli istişareleri yaparak karar veriyoruz. Rastgele, yolda geçerken uğradım mantığıyla atmadık bugüne kadar. Hamdolsun neticeler de doğru yanlış endeksine vurduğumuzda büyük ölçüde hep doğru çıkmıştır. E, bir diğerine bakıyorsunuz, o da yine, farklı bir konumda değil. Bir taraftan görüşmek istiyor ama bir taraftan iktidar partisini, terörün sorumlusu olarak göstermeye kalkıyor. Bu iki parti terörden besleniyor arkadaşlar bu kadar açık söylüyorum. Birisi farklı yaklaşımla tersinden beslenmenin gayreti içinde bir diğeri de zaten direkt olarak bu işi yapıyor.” “KILIÇDAROĞLU’NA KATKIN NE DİYECEĞİM?” CHP lideri ile görüşme gündeminin terör olacağını kaydeden Erdoğan, “Ana muhalefet partisiyle konum benim terör” dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: “Katkın ne olacak? Önerilerimiz var, nedir biz şunları şunları iktidardan bekliyoruz. Eyvallah, ama biz de bugüne kadar neler yaptık terörle ilgili A’dan Z’ye göstereceğiz. Yani ikide bir terör arttı şudur budur, hepsinin tablosu var. Bunlar zaten zengin bir şekilde var. Ama ben sizlerden şunu istiyorum. Gelin arkadaşlar, olayı samimi olarak ortaya koyalım. Ta 84’ten bu güne her yıl teröre ne kadar şehit vermişiz. Polisiyle, askeriyle, ne kadar vermişiz. Bunları sene sene çıkaralım. Hepsi ortada. Orada zaten yıllık tablolar çıkacak. Ama bakın, biz bunların bir tanesini bile hiçbir zaman siyaset malzemesi yapmadık, yapamayız. Şu gün azaldı, şu gün çoğaldı filan bunu konuşamayız. Ama bunu rakam olarak getirirsen, biz sizin önünüze koyarız. Koyduğumuzda da bizim dönemimizde sıfırdı diye halka yutturmaya kimse kalkmasın. Aynı dönemde ki, terörist başının yakalandığı ve kendilerine teslim edildiği dönemde bir tabii düşüş söz konusu olmuştur. Kalkıp da sıfırlanmıştır diye yutturma gayretine girmeye gerek yok. Bütün resmi rakamlar ile neyin ne olduğunu ortaya çok açık koyuyor. Bu tabloları aynı şekilde kendilerine vereceğiz. Ama bunun yanında doğu ve güneydoğunun kalkınmasına yönelik... Biz terörle mücadeleyi sadece güvenlik açısından bugüne kadar görmedik. Olay sadece askeri tedbirlerle olacak bir şey değil. İşin farklı boyutları var. Sosyolojik, ekonomik, psikolojik, diplomatik vs. Bütün bunların üzerinde, en geniş anlamda, çalışmalarımızı sürdürdük sürdürüyoruz. Terörle mücadele kısa vadeli bir süreç değil.” Erdoğan, CHP lideri ile görüşmesi konusunda sözlerinin devamında, “Yaptıklarımızı anlatacağız. Onlardan da ne yapmamızı istiyorsunuz da yapmadık, söyleyin onları da yapalım. Biz hiçbir şeye kapalı değiliz, yeter ki bu işi başaralım. Yani CHP’den teklif gelmiş yapmayalım, hâşâ. Gerekli olanı seve seve yaparız. Biz zaten emanetçiyiz. Biz milletin emanetini en ideal yerde harcayacağız. Ama muhalefet, ‘Ben söyleyemem iktidara gelince söyleyeceğim’ derse terör gibi bir mesele de herhalde bunun izahı olmaz. Hani diyorlar ya, biz enayi miyiz niye söyleyelim?” dedi. “PKK’NIN HİZMETE TAHAMMÜLÜ YOK” PKK’nın hizmete tahammülü olmadığını, hükümet olarak bölgeye yaptıkları yatırımların engellenmek istendiğini kaydeden Erdoğan, “Mevziye gittim. Dönerken, önemli bir baraj yapılıyor. O müteahhit sürekli tehdit altında. Yollar yapılıyor sürekli tehdit altında, araçlarını yakıyorlar. Bir taraftan ben Kürtlerin temsilcisiyim diyeceksin öbür taraftan Kürt kökenli vatandaşımın yaşadığı yere medeniyet gelecek sen onu engelleyeceksin. Bu neyle gelecek yatırımla gelecek. Düşünebiliyor musunuz şu anda Yüksekova’ya havalimanı yapıyoruz. Bunu yaparken buna bile bunlar kılıf uydurmanın gayreti içerisinde. Bütün bunların yapılmasının nedeni ne? İstiyoruz ki ülkemin dört bir yanı ayağa kalksın. Halkım bizi ihmal etmedi her yere geldiler desin benim vatandaşım. Batman da halı tezgahlarını yaktılar ya. Yani bu kadar olabilir mi, böyle bir şey olabilir mi? Adamların hizmete tahammülleri yok, istemiyorlar. Bu halı tezgahlarında o yavrular, yediden yetmişe istifade ediyor. TOKİ’yle ilgili attığımız adımda belediye başkanlarının bazıları, engel oluyor. Biz fakire fukaraya hizmet verelim istiyoruz” dedi. “TERÖRE KARŞI GEREKLİ ŞEYLERİ SEVE SEVE YAPARIZ” Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile görüşmesi konusunda, “Görüşmeden ümidiniz var mı?” şeklindeki bir soru üzerine, “Peşinen söylersem yakışmaz, yanlış olur. Görüşmemizi yaparız. Bize tavsiyeleri olacaksa, onu ben kamuoyuyla ondan sonra paylaşırım. Ama şimdi, beklemiyorum dersem niye gidiyoruz” dedi. “Sayın Kılıçdaroğlu gittiğiniz zaman size ‘Baykal’a komployu kimin kurduğunu tespit ettiniz mi, soruşturmadan ne çıkacak’ diye soracağını açıkladı” sözü üzerine ise, “Yani böyle bir soruyu bana yönelttiği zaman benim kendisine ilk söyleyeceğim; buyrun Ankara Başsavcılığına müracaat edin bu işlerin sorumluları bellidir. Gideceği yere gitmiştir. Bunları bize soranlar, faillerine sorsunlar, bize niye soruyorlar?” ifadesini kullandı. Erdoğan, “Faillerini tanıdıklarını mı düşünüyorsunuz?” sorusuna ise, “Hayır, failler birbirleriyle tokalaşmıyor da onun için söylüyorum” cevabını verdi. “TERÖRİSTLERİN KOKTEYL RESİMLERİNİ BİLE VERDİK” Başbakan, “AB’nin PKK ile mücadeleye çok ciddi destek vermemesini eleştirdiniz. Sözde kalıyor dediniz. Başbakan olarak son dönem de önemli görüşmeleriniz oldu. Son dönemde onların PKK ile mücadeleleri konusunda tatminkar mısınız?” sorusu üzerine ise şunları söyledi: “Biz bildiğiniz gibi AB üyesi ülkelerle olsun NATO üyesi ülkelerle olsun Kuzey Irak ve merkezi hükümet olsun bütün bu konuları çok açık görüştük. Mesela Irak’ta şimdi üçlü mekanizma devam ediyor. Beklentilerimiz var karşılandı mı? Hayır. Böyle bir şey henüz yok. Ama her geçen gün Irak’taki münasebetler her geçen gün daha iyi hale geliyor. Müşterek çalışmaya yönelik çok daha olumlu yaklaşımlar var. Bu yaklaşımlardan bir şeyler elde edeceğimizi umuyoruz.” Başbakan Erdoğan, “Paket olabilir mi?” sorusuna karşılık ise şunları söyledi: “Çok şeyler var. Açıklamak konunun hassasiyeti açısından doğru olmaz. Bir şeyler var. AB üyesi ülkelere gelince, PKK’yı terör örgütü olarak ilan etmiş olmasına rağmen terör örgütü üyeleri bugün AB üyesi ülkelerde elini kolunu sallayarak geziyor. Bizim istihbaratımızın o ülkenin istihbaratına bilgi belge aktarımı olmuştur. Bende yok diyenlere onların kabine üyeleriyle kol kola kokteyllerde filan resimlerini aktardık. Şimdi nasıl kalkıp da bu ülkeler samimidir diyeyim. Dürüst davranmıyorlar. Bir yandan terör örgütü ilan edeceksin bir yandan da lider kadroları içinde yer alan o bölgeler de para temininden tutun yapmış oldukları çalışmalar varıncaya kadar, basın yayın, tanıtım vs bütün bunların çalışmalarına varıncaya kadar... Bunlar orada elini kolunu sallayarak dolaşacak. Mahkeme de yargılananlar olacak tutuklanacak, sonra serbest bırakılacak? Bunlar tabii bizi üzüyor. Yani geri kabul anlaşmalarımız var, suçluların iadesi anlaşmamız var bütün bunlara rağmen bunlar oluyor. Aynı şekilde bakıyorsunuz farklı AB ülkesi dışındaki ülkelerde ne yazık ki benzer çalışmaları görüyorsunuz. Verilen sözler yerine getirilmiyor. Bu mücadele de yılmak yok. Netice alana kadar, ülkemizde, güneydoğu ve doğu da huzur ortamı yakalayana kadar. Çünkü benim oradaki insanım artık yorgun düştü.” “Ufukta kara harekatı var mı?”sorusuna ise Erdoğan, “Tabii bununla ilgili olarak var veya yok gibi ifadeyi kullanmamız uygun olmaz. Olması gereken zamanda bu konuda hemen bir talep olduğu zaman değerlendirmemizi yaparız bizim açımızdan manisi olmaz” karşılığını verdi. “SINIR KAPILARINI ARTIRIYORUZ” Sınır kapılarının artırılacağını dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Şimdi sınır kapılarına yönelik çalışma başlatıyoruz. Gerek İran, Irak ve Suriye ile ilgili sınır kapılarında arkadaşlarımız sayıları çoğaltma çalışmasındayız. Vizelerin tabii kalkması sebebiyle de çok daha rahat giriş çıkışlar olsun diye bunun da çalışmalarını gerek gümrük, gerek dışişleri hep birlikte yapıyoruz. Bu o bölgedeki halkın da yoğun bir talebidir” dedi. Hayırda hayır var sloganını nasıl bulduğunun sorulması üzerine ise Erdoğan, “Bu slogan biliyorsunuz rahmetli Özal’a aitti. Biz slogandan çok içeriği vereceğiz. Anlatacaklarımızın hangisine hayır diyecek? Zaten Meclis de hayır diyemedi. MHP şimdi darbe anayasasına hayır mı diyecek. Onlar istediği kadar AK Parti’ye, Tayyip’e vursun” değerlendirmesinde bulundu. SEÇİM TARİHİ: 17 TEMMUZ 2011 Erdoğan, gazetecilerin ‘erken seçim var mı?’ yönündeki sorusuna tek kelimelik bir cevap verdi; Haşa... Erdoğan şöyle devam etti: “Halkım benim artık bu ülkede gelişmiş ülkelerde nasıl gününde seçim yapılıyorsa, biz de bundan önceki seçimde nasıl yakaladıysak, yine gününde seçim olacak.” “Nisan mayıs olabilir mi?” şeklindeki soru üzerine Erdoğan, “Şu anda planımız 17 Temmuz. Bir ay filan oynama filan mesele değil” dedi. “İSRAİL KONUSUNDA OBAMA DA HAKLI OLDUĞUMUZU DÜŞÜNÜYOR” İsrail’in Mavi Marmara gemisinde gerçekleştirdiği katliamın peşini bırakmayacaklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, “Şunu çok açık net olarak söylüyorum. Mavi Marmara ve yanındaki o yükleri taşıyan, oradaki ilacı, çocukların oyun parklarıydı vs gemileri dahil olmak üzere uluslararası kara sularında bu muhatap oldukları korsanca saldırıyı bir defa peşini hiçbir zaman bırakmayacağız. Uluslararası hukuktan kaynaklanan haktır. 9 tane şehid 24 yaralı vardır. Tabii Obama’ya da söyledim. Bu 9 şehidin bir tanesi Türk orijinli ABD vatandaşıdır. Furkan’a Türk orijinli olduğu için mi sahip çıkmıyorsunuz? O konuda bizim düşüncelerimizi paylaştığını bu konuda adeta oradaki şeyde haklı olduğumuza dair beyanları var Obama’nın. Burada tabii yaklaşım tarzı. 7’sinde Netanyahu ile görüşmesinde paylaşacağını söylemişti. Basına yansıyanların işin gerçeği olduğunu sanmıyorum. Ama biz uluslararası hukuk camiası içerisinde bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. BM güvenlik konseyindeki bu soruşturma komisyonu ile ilgili çalışma devam ediyor. İsimler belirlenmeye başladı. Aynı şekilde Cenevre de devam ediyor yakın takipteyiz sonuna kadar devam edeceğiz. Bu dünya da biz siyasiler şunu bir defa bilmemiz lazım: Biz adaletle hükmetmeye mecburuz. Görev yaptığımız ülkenin halkının haklarını sonuna kadar savunmaya mecburuz. Bu ABD Başkanı için de geçerlidir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı için de geçerlidir. Halkımız bize emanettir. Şu anda da yaptığımız, bunlardır, bunların takipçisiyiz. Kararlılıkla takip edeceğiz” şeklinde konuştu. VAKİT
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-15-2010, 01:16 | #2 |
başbakana katılmamak mümkün değil bütün söyledikleri mhp ve bdp nin durumunu ortaya koyuyor...
|
|
07-15-2010, 01:19 | #3 |
BDP Zaten terörün merkezi beslenmesine gerek yok,
Ama terör olmasa MHP de olmaz. |
|
07-19-2010, 23:06 | #4 |
Evet ,Evet cikdiginda 12 eylülde
-önce amiceleri yargilanacak, e, emiceleri de bunlari ele verirse ucu bunlara da deyicek Balkondan aticaklardi da ,uyardilar mi sifreyle birseyler mi söylediler korkularindan gece uyuyamiyorlar.Belli |
|
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|