07-28-2010, 21:36 | #1 |
Emre Aköz - Anayasa Mahkemesi Senatoculuk Oynuyor
Emre Aköz
Anayasa Mahkemesi senatoculuk oynuyor Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) verdiği karar, pek az kişiyi memnun etti. Çünkü referanduma gidecek olan Anayasa değişiklik paketine fazla dokunmasa da, Mahkeme Anayasa'yı ve hukuku çiğnemeye devam ediyor. AYM Başkanı Haşim Kılıç, kararı açıklarken bunu apaçık biçimde söyledi: "Evet, esastan inceledik" dedi. Biz de zaten 2007'den beri aynı şeyi vurguluyoruz: AYM içerik denetimi yaparak, hem Anayasa'nın 148'inci maddesine aykırı davranıyor; hem de Meclis'in yetkisini gasp ediyor. AYM kendini Senato haline getirdi. Nasıl bazı ülkelerde Meclis'in çıkardığı kanunların, bir de Senato'dan geçmesi gerekiyorsa (ki bizde de 1961-1980 arasında Senato vardı)... AYM de özellikle son üç yıldır verdiği kararlarla Senato rolüne soyundu. Önceleri bunu "şekil denetimi" kılıfı altında yapıyordu. Yani biçimden girip, içerikten çıkıyordu. Bu kez, malûmu ilam ettiler ve "Evet, esastan denetledik" dediler. "Şu parti, bu parti" önemli değil: Sivil siyasetin, AYM'ye haddini bildirmesi gerekir. Çünkü AYM, Anayasa'nın kendisine vermediği bir yetkiyi kullanıyor; hem de o Anayasa'yı yapan Meclis'e karşı! Meclis'teki partilerin başkanları bir araya gelip "Senin verdiğin karara uymuyoruz, çünkü kendini Meclis'in üstüne koydun" deseler... Görün bakın AYM nasıl çark ediyor. Ama paketteki sürüyle maddeden birine dahi olumlu oy vermeyen CHP, MHP ve BDP ile böyle bir tavır almak mümkün değil. AKP ise Anayasa paketi fazla kırpılmadan referanduma gideceği için zaten halinden memnun. 'Altıokçuları' sevindiren karar Gelelim şu "sadece bir kişiye oy verme kararının" iptaline... Olayı örnekle anlatmaya çalışayım: Yargıtay kendi içinden altı üyeyi seçimle belirleyerek Köşk'e sunuyor. Cumhurbaşkanı da bunlardan ikisini Anayasa Mahkemesi'ne atıyor. Peki, bu seçim nasıl yapılıyor? Her aday için ayrı ayrı seçim yapılıyor. Yani önce birinci adayı seçiyorlar. Sonra aynı işlemi tekrarlıyorlar. Bu tarz bir seçim, altı adayın da, "Yargıtay'a hâkim olan gruptan" olmasıyla sonuçlanıyor. Hangi grup? Herkesin bildiğini tekrarlayalım: Bugün Yargıtay'a "Altıokçu zihniyet" hâkim. Çünkü Ergenekon Davası'nda yargılanan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve benzerlerinin çabasıyla kurum, "Altıokçuların" hâkimiyetine girdi. Demokrat, liberal, farklı çizgideki solcu ve sağcı hukukçular azınlıkta kaldı. Sonuçta Cumhurbaşkanı'nın önüne giden listedeki altı kişi de aynı zihniyette oluyor. (Pratik akışta Köşk'e üç kişi gidiyor, biri seçiliyor.) Çünkü her seferinde çoğunluktaki Altıokçular kendi adaylarına oy yağdırarak listeye girmelerini sağlıyor. Hatırlayın: HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un geçen yılki bazı çabaları rahatsızlık uyandırdığında, "Ne diye yakınıyorsunuz, onu Cumhurbaşkanı Gül seçti" diyenler çıkmıştı. Onlara verilen cevap gerçeği ortaya koyuyordu: "Düşünün ki listedekilerin 'en iyisi' Ertosun idi!" Çoğunluğun kendini kopyalayarak kadrolaşmasına yol açan bu seçim sisteminin nesi demokratik? Bu seçim biçimi, Cumhurbaşkanı'nın adaylar arasında tercih yapma yetkisinin özüne aykırı değil mi? Ha Ali'yi tercih etmiş, ha Hasan'ı, ha Hüseyin'i... Sonuçta aynı zihniyete görev yeriyor. Anayasa paketi bu seçim şeklini değiştiriyordu. Ama AYM onu da iptal ederek CHP'lileri sevindirdi. Sabah 09.07.2010
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|