10-22-2010, 23:04 | #1 |
Özgür-Der:Asıl Provokatör Yasakçı Devlettir
ASIL PROVOKATÖR YASAKÇI DEVLETTİR!
22 Ekim 2010 Başörtüsü yasağı Türkiye'nin tüm üniversitelerinde 28 Şubat darbe sürecinden bu yana insani, ahlaki ve hukuki hiçbir sınır tanınmaksızın vahşice icra edildi. Bu zulmün uygulanmasında kimisi karar verici pozisyonunda, kimisi icracı, kimisi ise destekçi olarak, akademisyeninden siyasetçisine, hukukçusundan gazetecisine kadar pek çok kişi fiilen rol aldı. Son dönemlerde yaşanan gelişmelerle birlikte ardında sayısız mağdur ve onulmaz acılar bırakan bu büyük çirkinliğin artık daha fazla sürdürülemeyeceği anlaşılmış görünüyor. Ne var ki, boyunlarında kıyamete kadar bu zulmün sorumluluğunu taşıyacak olan işkenceci güruh kirli geçmişleriyle yüzleşip, halktan özür dileyeceklerine şimdilerde yeni yasaklar ihdas ederek zorbalıklarını devam ettirme çabasındalar. Zaten fiilen uygulanması imkânsız hale gelmiş olan üniversitede başörtüsü yasağının kaldırılmasına onay verme "lütfu"nda bulunabileceklerini beyan ediyorlar! Mamafih bunun karşılığında çeşitli tip ve markalarda yeni yasaklar öneriyorlar. Yüksek öğrenimde başörtüsü ile okunmasına rıza göstermenin bedeli olarak hem ilköğretim ve lise öğrencileri hem de kamu personeli için başörtüsünün kesin biçimde yasaklanmasını talep ediyorlar. İslami kimlik ve talepleri toplumsal hayattan dışlamaya yönelik dayatmalarda bulunuyorlar. Oysa başörtüsünü şurada ya da burada yasaklamanın hiçbir meşruiyeti ya da mantığı olamaz. Yasakçılık nasıl üniversitede kabul edilemezse, diğer alanlarda da kabul edilemez. Allah'ın emri olarak başörtüsü takan insanlar "inançları ile eğitim hayatları" veya "inançları ile çalışma hayatları" arasında tercihe zorlanamaz. Çocuklarımızın Ne Giyeceğinden Size Ne? Kendilerinde Müslümanların nasıl yaşaması gerektiği hususunda kurallar koyma, norm belirleme yetkisi vehmeden bazı hastalıklı kafalar tam bir despotik yaklaşımla başörtüsünün ilköğretimde kesinlikle olamayacağı, kamuda hizmet verenlerce asla takılamayacağı türünden fetvalar vermekten çekinmiyorlar. Bunlara soruyoruz: Size ne? Başkalarının giyimleri sizi neden ilgilendiriyor? İlköğretimde başörtüsü takılır, takılmaz tartışması yürüten siyasetçiler, gazeteciler bizim çocuklarımızın ne giyip ne giymeyecekleri hususunda karar verme, söz söyleme, kanaat belirtme yetkisini nereden almışlar? Biz size bu yetkiyi vermedik! Siz ancak kendi çocuklarınızın kıyafetlerine karışabilirsiniz! Bizim çocuklarımız üzerine söz söylemeye kalkışmanız ise tam bir ölçüsüzlüktür, edepsizliktir! Yine bu çerçevede son günlerde gündeme gelen bazı ilköğretim okullarında kız çocuklarının başörtülü öğrenim görme talepleri karşısında takınılan saldırgan tavırlar da aynı hastalıklı kafanın ürünleridir. Başka insanların çocuklarının ne giyeceği üzerinde bu kadar rahat ahkâm kesilebilmesi sağlıklı bir psikolojinin tezahürü olarak görülemez. Yasalara aykırı deniliyor. Ortada yasa yok, basit bir yönetmelik var. Kaldı ki yasalar, değiştirilemez tabiat kanunları falan değildir. Toplumun talepleri istikametinde değiştirirsiniz yasaları, sıkıntı kalmaz. Daha önce yaptığınız nice yasaları değiştirdiniz. Temel haklarımızı yok sayan bu tür yasaları da değiştirmek zorundasınız. Ya Sizin Çocuklar… Onlar Başörtüsüzlüğü Kendileri mi Seçtiler? Çocuklar kendi iradeleriyle örtünmüyorlarmış, ailelerinin baskısıyla hareket ediyorlarmış! Nereden biliyorsunuz, hiç konuştunuz mu, araştırdınız mı? Pozitivist teoriler ışığında müneccimlik yapmanızdan gerçekten bıktık! Belli ki, başörtüsüzlüğü asıl, baş örtmeyi anormal algılayan bir perspektiften baktığınızdan çocuklarımızın kendi iradeleriyle başlarını örtebileceklerini bir türlü kabullenemiyorsunuz. Oysa kendinizi hapsettiğiniz dar bakış açısının dışına bir çıkabilseniz sizinkinden farklı hayat algısı ve tercihlerine sahip milyonlarca insanın mevcudiyetini görürsünüz! Kaldı ki, neden hep bizim çocuklarımızı tartışıyoruz? Ya sizinkiler? Onlar örneğin başörtüsüzlüğü kendi iradeleriyle mi seçtiler? İçine doğdukları çevrenin, yetiştirdiğiniz kültürün, aşıladığınız değerlerin sizin çocuklara da İslami kurallara uzak bir hayat algısını ve örneğin başörtüsüzlüğü dayattığını neden düşünmüyorsunuz? Yağma yok! Biz sizin köleniz falan değiliz! Parya muamelesini de asla kabul etmeyiz! Kimseye inancımızı dayatmıyoruz, kimsenin de inancımızı yok saymasını hoş karşılamayız. Provokatörlük Suçlaması Aşağılık Kompleksidir! Bu konuyla ilgili olarak yasakçı Kemalist koronun koparttığı vaveylanın etkisi altında kalan İslami duyarlıklı kimi şahıs ve çevrelerin takındığı tutumun da büyük bir ayıp ve sorumsuzluk olduğunu vurgulamayı gerekli görüyoruz. İslam'ın emirlerine uygun bir tarzda çocuklarının eğitim görmesini talep eden insanları komploculukla, provokatörlükle suçlamak olsa olsa derin bir aşağılık kompleksi içinde olunduğunu gösterir. Bu kişiler ve çevreler İslami kimliklerinin gereğini yerine getirme çabası içinde olan insanların haklı taleplerini desteklemek, zalimane bir dayatmaya karşı ortaya koydukları çabaları yaygınlaştırmak yerine Kemalist yasakçıların çok sevdiği niyet okuyucu tutumlar takınarak provokatörlük ithamında bulunuyorlar. Neyin karşılığı olarak? Düzen çevrelerinden aferin almak için mi? Oysa bilmelidirler ki, bu zavallı tutumlar sahiplerine ahrette vebal, dünyada ise büyük bir utançtan başka bir şey sağlamayacaktır. AK Parti, Provokasyonu Devletin Dayatmalarında Arasın! Yine bu çerçevede ilköğretim öğrencilerinin başörtülü okuma taleplerini provokatörlükle suçlayan AK Parti hükümetinin Eğitim Bakanı ve diğer yetkililerine asıl provokasyonu, yönetmeye çalıştıkları devletin dayatmalarında aramaları gerektiğini hatırlatıyoruz. İlla da bir provokasyondan söz edilecekse, bir yandan zorunlu eğitim adı altında çocuklarımızı zorla okula çağıran ama aynı zamanda kendi belirlediği kılık kıyafet içinde gelme mecburiyetini dayatan anlayışın provokasyonun kaynağı olduğu görülmelidir. İnsanların inancını, temel tercihlerini dikkate almak yerine eğitimde Kemalist dogmalarla çocuklarımızın zihinlerini şekillendirmeye kalkmanın kendisi provokasyonun ta kendisidir! Çocukları ailelerinin mensubu olarak değil de devletin tapulu malı gibi gören otoriter anlayış artık sorgulanmalıdır. Ve mutlaka TC devleti de temel insan haklarına saygı duymayı öğrenmelidir. Bugün TC devletinin model kabul ettiği Batılı ülkelerin Fransa hariç tümünde, ilköğretimde çocuklar başlarını örtebilirken, Fransa'da dahi özel okullarda herhangi bir başörtüsü yasağı bulunmazken, hangi pedagojik, psikolojik, sosyolojik gerekçeyle ilköğretim okullarında okuyan çocuklarımıza başörtüsü yasağı dayatıldığının izahını hiçbir hükümet yetkilisinin yapabileceğini sanmıyoruz. Bu yüzden herkesi tutarlı, ahlaklı, muhataplarına saygılı olmaya çağırıyor; zorbalığı, dayatmayı her yerde reddediyor, başörtüsüne egemenlerin lütfettiği kadar değil, koşulsuz, sınırsız özgürlük talep ediyoruz! ÖZGÜR-DER
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-22-2010, 23:30 | #2 |
Bu TC devleti ne ayak ?
Ben bu söylemi teröristlerin forumlarında okuyorum,sanki dışarıda kuruluş bir dernek kendileri ve ülkemizden söz ediyorlar ülkede hiç yaşamıyorlar ama hak talepediyorlarmış gibiler. İlginç bu söylem düzeltmeleri lazım söylemlerini.Bir kelime herşeyi yerle bir edebilir. Ortada bir sorun varken,bu dayatmanın da hiç bir anlamı yok. Bir yandan dayatmadan söz edip diğer taraftan dayatmak doğru değil. Haklılık payları var,istekleri doğru elbet kimse inkar edemez ama bunca zaman sabır gösterenler biraz daha sabır göstermeliler. Baktılar ki bir sonuç çıkmadı,o zaman ana baba akraba kızlarını alırlar okula götürürler engellemeye kalakanın çenesini kırarlar.İşin sonucunu beklemekte fayda var.Bu sefede çözülmezse zaten herkes tavrını çok net şekilde ortaya koyacaktır.Çünkü bu sefer çözülmezse bundan sonra hiç bir zaman çözülemez.Ya çözecekler veya insanlarımızın gayretiyle çözmek zorunda kalacaklar,çözülmezse daha sancılı olacaktır.Enerjileri o güne saklamak lazım. |
|
10-22-2010, 23:33 | #3 |
amacini asan bir aciklama olmus.. kimse kusura bakmasin hepimiz özgürlügü savunuyoruz hemde sinirsiz ama bunu bir cuval inciri berbat ederek yapamayiz!..
bu konuda hükümetimizin kararini sonuna kadar destekliyorum, sürec cok hassas daha dereyi görmeden pacalari sivayarak birilerine malzeme cikarmanin alemi yok.. milli egitim bakanimizin dedigi gibi zamanlamayi cok ama cok manidar buluyorum! |
|
10-22-2010, 23:40 | #4 |
Bu direnen insanlara provakatör diyenler uysal koyunların ta kendileridir. Önünde bacısı dövülürken sırt çevirecek kadar uyutulmuş , kalbinden inancı samimiyeti çeşitli kaynaklarla alınmış ruhsuz birer piyondurlar. Köledirler ama kulun kölesidirler amerikanın israilin köpeğidirler ergenekonun gayrı meşru oğludurlar kızıdırlar.
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Allah direnenlerin sabrını ecrini samimiyetini arttırsın. Sözde müslümanım diye ortalıkta dolanıp müslümanın derdiyle dertlenemeyen uysal koyunlara akıl fikir versin ıslah etsin doğru yola sevketsin... |
|
10-22-2010, 23:54 | #5 |
Koca devletlulerin çözemediği bu zulmü 13yasindaki cocukları one sürerek çözmeye çalışmak ne kadar doğrudur..
|
|
10-23-2010, 00:54 | #6 |
Dertli babalara selam olsun. Özgür Der'i tebrik ediyorum.
|
|
10-23-2010, 01:00 | #7 |
murat senden samimi ve objektif bir cevap bekliyorum.. bu eylemin yeri ve zamanimidir? tamam anliyorum yumusak basli koyun olmayalim, sesimizi gür cikaralim ama kendi özgürlügümüzü savunurken, baskalarinin özgürlügünüde tehlikeye atmayalim diye düsünüyorum.. bu acidan bir cuval inciri dikkatli korumaliyiz yoksa yine basa döneriz! |
|
10-23-2010, 01:13 | #8 |
özgür- derin yuları fazla gevşemiş..Fazla mı özgür oldular ne..
höt ! dedi mi susacaksın.. bunu bileceksin bu ülkede özgür der.. haddini bileceksin.! Fazla özgürlüğü sevmez bizim burası.. |
|
10-23-2010, 01:16 | #9 |
haddini aşmış bir açıklama...
elbette bizde isteriz ama... bunun yeri değil... üniversitede bile yasakken ilkokula indirgemek çok safça... kusura bakmasınlar ama bir çuval inciri berbat ediyorlar... insanın aklına kötü kötü şeylerde getiriyorlar yani... |
|
10-23-2010, 01:26 | #10 | |
Alıntı:
|
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|